SON DAKİKA
SON DEPREMLER

''Annem Babam MALATYA''

A- A+ PAYLAŞ

Mustafa KUŞÇUOĞLU Yazdı

 

Malatya’mızın yetiştirdiği ender kültür ve sanat adamlarımıza bazı yakıştırmalar yapılmaktadır; haklı olarak Celal Yalvaç’a Malatya’nın Reşat Ekrem Koçu’su, rahmetli Sabri Kelemeroğlu’na Malatya’nın Evliya Çelebi’si gibi.. Malatya’nın Ahmet Rasim’iyse Necati Güngör..

 

Yeni yayınlanan “Annem Babam Malatya” kitabında her Malatyalı kendisinden birşeyler bulacak, yıllar öncesinin Malatya’sındaki sosyal yaşamı ve kültürel yapıyı tatlı bir öykü havasında okumanın hazzına varacaktır. Ayrıca Celal Yalvaç’ın Malatya’nın eski günlerini yansıtan fotoğrafları da kitaba ayrı bir renk katmış. Bugüne kadar Malatya’yı çeşitli yönlerden ele alan çok sayıda kitap yayınlandı. Bildiğim kadarıyla bu konuda, bu tarzda ilk kitap; Annem Babam Malatya.. Güngör’ü kutluyorum..

 

Yurdumuzun sayılı hikayecileri arasında yer alan, 2000 yılında emekli olduğu basın yaşamından sonra çalışmalarını profesyonel bir yazar olarak sürdüren Güngör, 1949 Malatya doğumlu. Çocukluğu babasının kasap dükkanında geçti. Fırat İlkokulu, Hasan Varol ve Kubilay ile Turan Emeksiz Lisesi’nde okudu. Lise yıllarında Malatya’da yayınlanan “Oluş” dergisinde ilk denemeleri çıktı. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okuduğu yıllarda Babıali’de yayınlanmakta olan “Yansıma” dergisinde (1972) ilk hikayesi yayınlandı. Bu tarihten sonra girdiği edebiyat dünyasında kendine özgü dili ile ilgi topladı. Hikayelerinde toplumcu gerçekçi anlayışın sürdürücülerinden biri oldu. Özellikle çocukluğunun ve ilk gençlik yıllarının geçtiği Malatya’mızdan değişik insan tiplerini edebiyatımıza mal etti.

 

Bu arada çeşitli gazetelerde, yayınevlerinde çalıştı. Basın dünyasının verimli kalemleri arasına girdi. Hikayelerinin yanı sıra şiirsel bir dille kaleme aldığı röportajları Hürriyet, Cumhuriyet, Milliyet gazetelerinde yayınlandı. Milliyet Yayınları’nda editör, Kanal-D Haber Merkezi’nde redaktör olarak görev yaptı.

 

Bugüne kadar otuza yakın kitaba imza atan Güngör’ün kitaplarından bazıları:

 

Hikaye Kitapları: Yolun Başı, Sevgi Ekmektir, Bu Sevda Ölmez, Yeryüzünde İki Gölge, Hayatımın Yedi Hikayesi, Unutulan Bir Kadın Resmi, Hikayemde Hayvan Var, Üsküdara Gidelim ve Annem Babam Malatya.

 

İstanbul Kitapları: Bir Taşralının İstanbul Nostaljisi, Şehr-i Şirin İstanbul, Bir Hayat İstanbul, Boğaziçi Büyüsü, İstanbul Fotoğrafları.

 

Çocuk Kitapları: Anne Bana Köpek Al, Dede Korkut Öyküleri, Babamın Sedefli Çakısı,

 

Anı: Safiye Ayla’nın Anıları.

 

Necati Güngör’ün aldığı edebiyat ve gazetecilik ödülleri:

 

Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü (1979), Abdi İpekçi Röportaj Ödülü (1990), Ömer Seyfettin Öykü Ödülü (1990), Türkiye Jokey Kulübü “Yılın Röportajcısı” ödülü (1990), Yunus Nadi Öykü Ödülü (1999).

 

Bazı yayın organlarında Güngör’ün edebi kişiliğine ait yazılanlardan birkaçı..

 

Necati Güngör herkesin tanımanın ötesinde okumak zorunda olduğu öykücülerimizden biri. Sadık ASLANKARA

 

Öykü türünün uzun soluklu yazarlarından biri. İhsan YILMAZ

 

Öykülerin hepsinde her türlü kötülüğü, duyarsızlığa rağmen hala sevginin çok güçlü, insan sıcaklığının ne denli önemli olduğunu duyumsuyorsunuz. Jale SANCAK

 

Ne anlattığını, nasıl anlattığını bilen bir öykücü. Refik DURBAŞ

 

Hikayelerinde inandırıcılık en öndedir. Bu da onun tertemiz içtenliğinin sanatıyla özdeşleşmesidir. Muzaffer BUYRUKÇU

 

Necati Güngör’de eskiden şiir fazlaca ağır basıyordu. Ayrıca şiirden gelen bir şiirdi sanki bu. Bu kitabında öyküden gelen bir şiir var ki, enfes. Cemal SÜREYA

 

Annem Babam Malatya’yı okurken, “su içer gibi değil, ağzımda akide şeker varmış gibi” okudum..

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız