Mustafa Bahadır ALTAŞ
SM. Mali Müşavir
mba444@mynet.com
TBMM’de görev yapacak 25.Dönem Milletvekili aday listelerinin kesinleşmesinden sonra 7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak olan seçimlere kadar kalan süreyi en iyi şekilde değerlendirmek isteyen AKP, CHP, MHP ve HDP ’nın yanı sıra ,diğer partili ve bağımsız adayların da propagandaları artarak devam etmekte, hal böyle olunca da gürültü ve görüntü kirliliği yolu ile vatandaşlara seçim eziyeti kaçınılmaz bir hal aldı. Hele okullarda, dershanelerde sınava hazırlanan öğrenciler, evlerdeki hasta ve yaşlılar, çocuklar için son sesle dolaşan parti- aday propaganda araçlarının başıboşluğu, denetimsizliği tam bir işkence.. Bu durum seçimlerde güvenlik önlemlerinin yanı sıra gürültü, görüntü ve çevre kirliliği önlemleri neden alınmaz? sorusunu akıllara getirdi.
Çevre Kanununun 14. maddesine göre kişilerin huzur ve sükûnunu, beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde ilgili yönetmeliklerle belirlenen standartlar üzerinde gürültü ve titreşim oluşturulması yasaktır. (Kabahatler Kanununun 36. maddesi genel kolluk ve zabıta görevlilerine idari yaptırım kararı alma yetkisini vermekte olup; Çevre Kanunu’nun 14. maddesine aykırı hareket ettiği tespit edilenlere idari yaptırım uygulama yetkisi, yukarıda yetki verilmiş kurum ve kuruluşlara aittir.)
Birçok ilde konuya duyarlı çevre gönüllüleri dernekleri İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'na müracaatta bulunarak 25'inci dönem milletvekilliği seçimleri için siyasi partilerin, seçim propagandası için çevre, görüntü ve ses kirliliği yapmamaları konusunda önlem alınmasını istedi.
21.yüzyılda bilgi, bilişim ve iletişim teknolojisinin en üst düzeyde olduğu bir dönemde partilerin ve adayların seçmene ulaşma yöntemi olarak yine bastırmış oldukları afiş, broşür, bayrak, flama, duvar panosu ve posterleri sokaklara, direklere ve hatta vatandaşın bilgisi dışında araçlarına yapıştırmayı seçmelerinin iki nedeni olabilir. Birincisi adayların kendilerini tanıtımında kişisel birikimlerinin yetersizliği, ikincisi ise seçmen profilinin iletişim ve gündemi takip etmekten uzak olduğudur.
Her seçim öncesi yaşanan bu seremoni çevre ve görüntü kirliliğinin yanı sıra birde gürültü kirliliğine dönüşerek çekilmez bir hal aldı. Sanki bulunmaz Hint kumaşları, sanki dünyayı fethedecekler. Bilbordlar yetmiyormuş gibi bir de yüksek binaların cephelerine asılan devasa afişler. Arz-ı endam edercesine metrelerce büyüklüğündeki bez afişlerde boydan resimlerle, ortalık yerde salınıp boy-pos gösteriyorlar. Afişlerinde eksik olan beden ölçüleri ile kiloları, birde saç, göz ve ten renkleri. Boy boy bu resimleri ile değme mankenlere taş çıkartırcasına siyasi modelistlik yapıyorlar. Bilmiyorlar ki bu seçim mankenlik değil milletvekili seçimi! (Şimdiye kadar hiçbir seçmenin fiziki güzelliği nedeni ile bir vekile oy verdiğini duymadım.)
Görüntü kirliğini bir kenara bırakacak olursak, gürültü kirliliği işkence gibi; ne okul, ne hastane dinliyorlar. Sorumsuzca son ses müzik çalıyorlar. Hatta bazıları o kadar ileri gidiyor ki şehir mezarlığının bulunduğu bölgede bile bu zulüm devam ediyor. Malatya Malatya türküsü eşliğinde Yeni Türkiye, Büyük Güç sloganlarından mezarlıkta yatan mevtalar da nasibini alıyor. Bu tür davranışları görünce vatandaşa ve seçmene saygıdan, siyasi ahlaktan bahsetmek ne kadar doğrudur?
Bunca çığırtkanlıklardan sonra ithal ikame proje vekillere "Bugün Allah için ne yaptın?" sözünden hareketle sormak gerekmez mi? “Dün kendin için ne yaptın?” ifadesi bağlamında düşünerek siyasi bilgi ,birikim ve mesleki kariyer olarak partinden ayrı olarak sen, yarın bu şehir, bu ülke ve bu millet için ne yapacaksın sorularının cevabını bulsaydık.
•TBMM kürsüsünde ettiğin yemine sadık kalacak mısın?
•Hukuk dışı uygulamalara hayır diyecek misin?
•Hukuk dışı bir sistem olan torba yasalara evet diyecek misin?
•Sayıştay denetiminden geçmeyen harcamalara onay verecek misin?
•Devlet hazinesini beytülmal olarak bilecek misin?
•Gelir dağılımı ve vergide adalete evet diyecek misin?
•Milletvekilliği dokunulmazlığını kaldırmak için evet diyecek misin?
•Demokrasi ve insan haklarına evet diyecek misin?
•Anti demokratik olan bu seçim sisteminin değişikliğine evet diyecek misin?
•Düşünceyi ifade ve inanç özgürlüğüne evet diyecek misin?
•Etnik ve dinsel ayrımcılık yapacak mısın?
•Yolsuzluk ve rüşvetle mücadele edecek misin?
•Çevre için HES’lere hayır diyecek misin?
•Cezaevlerindeki zulüm ve işkencelere hayır diyecek misin?
•Kadına şiddete hayır diyecek misin?
•Hayvan haklarını savunacak mısın?
Keşke şehrin caddelerinde yer alan siyasi modelistlik yaptığınız boy boy resimleriniz yerine bu konudaki görüşleriniz ve altında imzanız olsaydı. Bizler, sizler için en doğru kararı o zaman verirdik. Gönül isterdi ki seçmen olarak, beş yıl süre ile bizler adına TBMM’de görev yapacak adayları televizyon ekranlarında açık oturumlarda karşılıklı tartışırken (Kişisel bilgi birikim tecrübe ve entelektüellik testi) görelim ve seçimi buna göre yapalım.
Geçtiğimiz Nisan ayı içinde Malatya Valisi başkanlığında siyasi partilerin katılımı ile yapılan toplantıda, yapılacak olan seçimin huzur ve güven içerisinde geçmesi için kendi aralarında yaptıkları anlaşmada; bu konular ne kadar konuşuldu, ne kararlar alındı? Varsa alınan kararlara kimler uymuyor, bunu bilmek bu şehirde yaşayanlar olarak bizlerin hakkı değil mi? Yoksa bu hukuksuzluğa engel olmayarak seçmenin duygularını taciz ederek adayların egolarını tatmin etmek bu şehri yönetenlerin görevi değil mi?
Seçimlerde propaganda araçlarını kullanmak bu işin gereğidir. Önemli olan insanlara ve çevreye zarar vermeden çevre dostu çözümler bulmaktır. Afiş, broşür, bayrak, flama, duvar panosu gibi tanıtım malzemeleri kâğıt, plastik ve bezden hazırlanmakta olup çoğunlukla bir kez kullanıldıktan sonra çöpe atılmaktadır. Bu durumun, ağaçların kesilmesine, çevre ve görüntü kirliliği sebep olmakta aynı zamanda önemli miktarda maddi kayıplara neden olan kaynak israfıdır.
Not: Vatandaştan toplanan vergilerden 2015 yılında siyasi partilere toplamda 531 milyon TL seçim yardım yapılmış olup partilere göre dağılımı ise şöyledir.
AKP 298 milyon TL.
CHP 115 milyon TL.
MHP 78 milyon TL.