Malatya'ya en önemli kültürel katkı sağlayan Milli Eğitim mensuplarından biri olan, Kernek Anadolu Lisesi Müdürü Tarihçi- Yazar Orhan Tuğrulca, okuldaki Atatürk Büstüne yönelik saldırı, büstün tahribi olayının ardından yapılan müfettiş incelemesinde, bir gün önce 'devlet adabı' ile ilgili sorun yaşadığı müfettişlerin hakkındaki olumsuz raporlar doğrultusunda cezalandırılmak istendi. Okul Müdürlüğü görevinden alınmasına ilişkin karar, olayın 'gerçek' boyutunu daha sonra öğrenen dönemin Valisi Aydın Baruş'un müdahalesiyle iptal edilen Tuğrulca, müdürlük görevine devam ederken, kendisine husumet besleyen 2 müfettişin raporu doğrultusunda verilen disiplin cezasıyla mağdur edildi. İki müfettişle ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayette bulunan Tuğrulca'nın bu şikayeti üzerine, 'soruşturma izni' talep edilen Malatya'nın şimdiki Valisi Hulusi Şahin'in, kendinden önce yaşanan olayları tam incelemeden, iki müfettiş hakkında soruşturma izni vermeyince, Müdür Tuğrulca konuyu Gaziantep İdare Mahkemesi'ne taşıdı.
ATATÜRK BÜSTÜNE YAPILAN SALDIRIDAN BİR GÜN ÖNCE YAŞANANLAR..
10 Şubat günü bahçesindeki Atatürk Büstü yapılan saldırıda tahrip edilerek kaidesinden koparılan, bu olay üzerine yapılan müfettiş incelemesinin ardından hakkında gerçek dışı iddialarla işlem yapılıp, ceza verilmesi süreci başlatılan Orhan Tuğrulca, hakkında işlem yapan müfettişlerle ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği şikayet dilekçesinde, büst saldırısından önce bu müfettişlerle yaşadığı olayı gündeme getirerek, müfettişlerin bunun hesaplaşmasını, büst saldırısını kendilerince değerlendirerek hesaplaşmaya girdiklerine iddiayla dile getirdi.
Tuğrulca, Cumhuriyet Başsavcılğı'na verdiği dilekçede, büst saldırısından 1 gün önce Kernek Anadolu Lisesi'nde meydana gelen ve 'devlet adabına uygun olmayan' davranış nedeniyle tartışma yaşadığı müfettişlerle olan olayı şöyle anlattı:
"..Atatürk Büstünün saldırıya uğraması üzerine soruşturma görevi alan maarif müfettişi Salih Acı ve Basri Demir Büst saldırısından bir gün önce yani 9 Şubat 2022 günü yanlarında Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı maarif müfettişi Murat Uluçay olduğu halde okula geldiler. İçeri girdiklerinde sorumluluk sınav evraklarını imza için getiren Resim öğretmenimiz Ayhan Dağlı ve Yasemin Toprak da odada bulunmakta idi. Nezaket kuralları gereği kalkıp teker teker hoş geldiniz deyip oturmaya davet ettim. Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı maarif müfettişi Murat Uluçay, hal hatır sormadan, ne amaçla geldiklerini açıklamadan ve beni suçüstü yakalamışçasına onur kırıcı bir tavırla izin almadan gidip müdür koltuğuna oturdu. Evrakları imzalatmak için bekleyen öğretmenlerimizin şaşkın bakışları arasında müdür masasının bir köşesinde evrakları imzalayıp öğretmenleri gönderdikten sonra Sayın Murat Uluçay'a dönüp “sayın hocam sizleri uzun süredir tanıyorum. Birçok seminerde sizin bilgi birikiminizden ve tecrübelerinizden çokça yararlandık. Sizin bu tavrınız şahsımdan öte bir okul müdürlüğü makamına karşı hayli problemli bir tavırdır. Öğretmenlerimin yanında beni mahcup etmeye hakkınız yok. İnceleme ya da soruşturma her ne amaçla gelmiş olursanız olun (Kurs merkezleri ve özel okullarda görev yapan öğretmenlerin haftalık ders programlarını incelemek için geldiklerini daha sonra söylediler) önce geçip oturmanız, kendinizi tanıtmanız ve ne için geldiğinizi, çalışmak için yer gösterilmesini talep etmeniz gerekmez miydi. Beni aşağılar gibi hiçbir açıklama yapma gereği duymadan geçip yerime oturmanızı doğru bulmadım”.
İncelemelerini bitirip gidecekleri sırada maarif müfettişi Sayın Murat Uluçay “hocam suç benimdi, yaptığım şeyin doğru olmadığını kabul ediyorum” dese de her üç maarif müfettişinin de bana karşı öfkeli olduklarının farkındaydım. Bir gün sonra yani 10.02.2022 günü gerçekleşen Atatürk Büstü saldırısında bana karşı hayli öfkeli olan maarif müfettişi Salih Acı ve Basri Demir’in aynı soruşturmada görev almaları ile bir intikam peşinde olacaklarını tahmin etmek zor değildir. Soruşturmayı yürüten maarif müfettişleri aramızda yaşanan tartışmayı bir öç almaya dönüştürmüş memurların yükümlülüklerinden tarafsızlık ilkesini hiçe saymış ve işlemediğim fiiller yüzünden şahsımı itham edip kamu görevini kötüye kullanmışlardır.
Bu olaydan sonra maarif müfettişlerinin şahsıma yönelik bir takım hesaplar içerisinde olduklarını düşünüyorum. Zira müfettişlerin okulda ifadelerime başvurduktan sonra dönemin Milli Eğitim Müdürü Sayın Battal Kanbay’ın beni 16.02.2022 günü saat 10.57 de arayarak “hocam siz müfettişlere verdiğiniz ifadede demişsiniz ki kırılmış büstü Milli Eğitim Müdürümüz Battal Kanbay çöpe atmamızı söyledi” demesi hayli manidardır. Doğrusu bu iftira karşısında ne söyleyeceğimi şaşırdım. Kendisine “sayın müdürüm ben aklımı kaçırmış biri değilim. Size neden böyle bir iftira atayım. Kaldı ki müfettişlere verdiğim ifadeler imzalı olarak dosyalarında duruyor.” devrisi gün okula yeniden gelen müfettişlerden ifadelerimin bulunduğu sayfayı telefona çekip kendisine attım ve aynı mesajda “ Sayın müdürüm, “Atatürk büstünü İl müdürüm çöpe atmamızı söyledi”.. gibi son derece vahim bir yalanı kimler size dedikoduladı bilmiyorum. Ancak müfettişler şu anda buradalar ve verdiğim ifadeyi sizlere atıyorum. Sayın müdürüm bizi bu dedikodulara alet etmelerine izin vermeyiniz. Saygılar..”(17 şubat 2022, saat 10.35), Aynı gün saat 11.37 de “ Eyvallah hocam boş ver önem verseydim sizde teyit etmezdim” şeklinde mesaj attı.Söz konusu bu mesajlar hala telefonumda kayıtlıdır."
...
10/02/2022 tarihinde okul bahçesinde Atatürk büstüne yapılan saldırı sonrası yapılan soruşturmada ’’Atatürk büstünü görebilecek üç kameradan biri olmak üzere bazı kameranın çalışmamasına, ön bahçeyi gören iki kameranın da saldırıya uğrayan Atatürk Büstünü görecek şekilde konumlandırılmamasına rağmen çalışmayan kameraları onarmaya lüzum görmediğiniz müdür odasında bulunan kamera izleme ekranını izlemeyerek gözükmeyen yerlere kameraları odaklama gibi tedbirleri almadığınız Atatürk büstüne yapılan saldırı olayında delilleri karartmamak için alınması gereken tedbirleri almayarak Atatürk büstüne şahsınızın hizmetli ve okul polisinin izlerinin değmesine sebep olduğunuz’’ gerekçesiyle 657 sayılı devlet memurları kanunun 125/C-a maddesi gereğince 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırıldığım bildirilmiştir. Disiplin amiri olarak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne verdiğim savunmanın akabinde savunmamın yeterli olmadığı ve soruşturmada hakkımda belirtilen iddiaların sübuta erdiği ancak 657 sayılı D.M.K’nun 125. Maddesi gereğince geçmiş hizmetlerim sırasındaki çalışmalarım olumlu olduğu ve ödül veya başarı belgesi aldığım için bir alt ceza olan ‘Kınama’ cezası ile tecziye edildiğim bildirilmiştir.
Gerek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne verdiğim savunmada gerekse İl Disiplin kuruluna verdiğim itiraz dilekçesinde İdarenin cezalandırılmama konu olduğunu tebliğ ettiği sebepler gerçeği yansıtmamaktadır.
Şöyle ki: Okulun ön bahçesini gören üç kameradan birinin deprem sonrası yapılan onarım sonrası bozuk olduğu doğrudur. Ancak Atatürk Büstüne yapılan saldırının failleri mevcut kameralar sayesinde emniyet güçleri tarafından eşkâlleri belirlenip yakalanmışlardır.
Çalışan kameraların Atatürk Büstünü görecek şekilde konumlandırılmadığı suçlaması yapılmaktadır. Okul bahçelerinde mevcut Atatürk Büstlerinin kameraların odağına alınması yönünde herhangi bir talimat bulunmamaktadır. Suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereğince böyle bir suçlama yapılıp cezaya gerekçe gösterilmesi ancak ve ancak idarenin keyfiliğiyle açıklanabilir. Söz konusu hatırlatma İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüzün ortaöğretim okul müdürleri için açılmış olan wathsapp grubunda olaydan bir gün sonra yani 11.02.2022 tarihinde saat 15.04 te İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından “Atatürk Büstlerinin korunması” yönündeki mesajla duyurulmuştur.
Zaten durumun hassasiyeti tarafımızdan bilindiği için olayın yaşandığı gün herhangi bir talimata gerek duymaksızın mevcut kameralardan biri Atatürk Büstüne odaklanması sağlanmıştır.
FOTO: Kernek Anadolu Lisesi Müdürü, Tarihçi- Yazar Orhan Tuğrulca
Müdür odasında bulunan kameraların izlenmediği ve gözükmeyen yerlere kameraların odaklanmadığı suçlaması da doğru değildir. Okulun tüm kamera sisteminin izlendiği sistem odası bulunmaktadır. Kilitli olan ve gerektiği zaman açılan sistem odasında okulun hem içini hem de dışını gören kameralar aktif haldedir. Nitekim olay günü emniyet görevlileri sistem odasındaki ekranlardan hareketle faillerin izini sürmüş ve bulmuşlardır.
“Atatürk Büstüne yapılan saldırı olayından sonra delilleri karartmamak için alınması gereken tedbirleri almayarak, Atatürk Büstüne şahsınızın, hizmetli ve okul polisinin parmak izlerinin değmesine sebep olduğunuz” şeklindeki suçlama yersizdir. Zira büstün yerinden söküldüğünü ilk fark eden benden önce gelen Müdür Yardımcısı Mehmet Karadaş büstün olmadığını görünce hizmetli Haydar Yücekaya’ya etrafa bakmasını söylemiş, o da bahçe alanını araştırdıktan sonra okul bahçe kapısının hemen karşısında yer alan çöp konteynerinde olduğunu fark edince okul polisi ile birlikte alıp büstün yanına getiriliyor. Bu sırada zaten iki kişinin eli değmiş oluyor. 07.40 civarında okula gelince kırılmış büstün dışarıda kaidenin üzerine bırakıldığını fark edince Atatürk’ün manevi hatırasına olan saygımdan dolayı zaten el izi değmiş olan büstü emniyet kuvvetleri gelene kadar hizmetli odasına taşıdım.
Olay tamamen bundan ibarettir. Olayda hiçbir kastım olmadığı halde 657 Sayılı DM. 125/C-a da yer alan “Kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak,” gibi son derece ağır itham ve iftiraya ile karşı karşıya geldim. Bu iftira ile Atatürk’ün manevi hatırasının kasıtlı olarak zarar görmesine sebep olduğum sonucu çıkmaktadır ki soruşturmayı yürüten ve teklifi yapan maarif müfettişlerin, “kasıt” olduğuna dair ellerinde herhangi bir maddi delil olmadığı halde hukuka aykırı işlem tesis etmişlerdir.
Kaldı ki Atatürk Büstüne saldırıyı gerçekleştiren şahıslar suçlarını itiraf etmişlerdir. Malatyahaber.com. un verdiği bilgiye göre; “Mustafa D., Cumhuriyet Savcısına verdiği ifadesinde, “Emirhan ağabeyimin oğlu olur. Kendisi ile birlikte sürekli internetten Kadir Mısıroğlu’na ait videoları izleriz. Olaydan yaklaşık 2-3 ay önce izlemiş olduğum videolarda Kadir Mısıroğlu Atatürk’ün put olduğunu söyledi. Yine de bu videolardan şu an ismini hatırlamadığım bir Peygamber putları kırdığından bahsediyordu. Bende o gün sevap olduğunu düşünerek yeğenim olan Emirhan ile yolda yürürken okul içerisindeki Atatürk heykelini kırmaya karar verdik. Olay tamamen aniden gelişen bir olaydır. Atatürk heykelini bulunduğu yerden elimizle kırdık ve yakında bulunan çöp konteynerinin içerisine attık. Tamamen Kadir Mısıroğlu’nun videolarından etkilendiğimiz için kendi irademizle böyle bir şey yaptık. Kamera görüntülerindeki 2 şahıs ben ve yeğenim Emirhan, ıslanmamak için yüzümüze kar maskesi takmıştık” https://malatyahaber.com/haber/ataturk-bustune-saldiriya-2-tutuklama) Demek suretiyle suçlarını itiraf etmiş ve tutuklanarak cezaevine gönderilmişlerdir.
İfadelerinde açıkça tasarlayarak büstü kırdıklarını itiraf etmelerine rağmen olayda hiçbir kastım olmadığı halde 657 Sayılı DM. 125/C-a da yer alan “Kasıtlı olarak” atılı suçu işlediğime karar verilmiş olmasını hangi delile dayandırdıklarını adı geçen maarif müfettişlerinin açıklaması gerekir.
Kaldı ki uzun süredir Malatya tarihi üzerinde yaptığım araştırmalar çerçevesinde Mustafa Kemal Atatürk’ün Malatya bağlamında manevi hatırasını yeni nesillere aktarmak için 23 Nisan 2019 da ”Malatya ve Harput Kuva-i Hükümeti”(https://malatyahaber.com/orhan-tugrulca/malatya-ve-harput-kuva-i-hukumeti), 22 Nisan 2016 da Mustafa Kemal’in en yakın arkadaşı İsmet İnönü ile ilgili olarak yayınlanan “Mehmed Reşid Efendi (İsmet İnönü'nün Babası)”( https://malatyahaber.com/orhan-tugrulca/mehmed-resid-efendi-ismet-inonunun-babasi) adlı araştırmalar ile Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi hatırasının yaşatılmasına katkıda bulunan biri olarak “büstün saldırıya uğramasında kastınız var” şeklindeki bir iftiraya maruz kalmamın başka nedenleri olduğunu düşünüyorum.
Adı geçen maarif müfettişleri hakkımda sadece 125/C-a maddesi gereğince 1/30 oranında aylıktan kesme cezası vermediklerini İl Milli Eğitim Müdürlüğüne aynı zamanda okul müdürlüğünden alınmam gerektiği yönünde teklifte bulundukları ve bu teklifin uygulanmak üzere Yeşilyurt İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü emrine öğretmen olarak verilmek üzere kararname çıkarıldığını çok sonraları öğrendim.
Adı geçen maarif müfettişlerin görevi kötüye kullanmalarının başka nedenleri olduğunu düşünüyorum.
Bütün bu gelişmeler bir tesadüf olabilir mi? Sayın Battal Kanbay’a bu iftiraları ulaştıranların bana karşı oluşturulan tezgâhın içinde de yer aldığını düşünüyorum. Aynı tezgâhçıların Sayın Kanbay’ın Malatya’dan gönderilmesinde de etkili olup olmadığını doğrusu bilmiyorum.
Büst saldırısı öncesinde başlayan gelişmeler tesadüf olmasa gerek.
Maarif müfettişlerin okula gelip öğretmenlerin yanında beni aşağılamaları, büst saldırısı, Sayın eski İl Müdürü Battal Kanbay’ın müfettiş ifadesinden sonra beni arayıp akla ziyan malum iftirayı iletmesi, maaş kesim cezası gibi son derece ağır bir cezayı teklif etmeleri yetmezmiş gibi bir de görevden alınması teklifini yapmış olmaları sıradan gelişmeler olarak görmüyorum. Okul müdürü olarak bende yıllardır inceleme ve soruşturmalar yürütüyorum. Hangi fiilin neye tekabül ettiğini ben de biliyorum. Bu cezalandırmanın orantısız bir cezalandırma olduğu muhakkaktır."
Tuğrulca, şikayet dilekçesinde, Atatürk Büstü saldırısı soruşturmasını kendisine karşı bir husumete dönüştürerek görevi kötüye kullandıklarını belirttiği müfettişler Salih Acı ve Basri Demir'den şikayetçi oldu.
VALİ BARUŞ ‘OYUNU’ KISMEN BOZDU AMA!..
Bu arada, bir gün önce tartışma yaşadıktan sonra ilginç bir tesadüfle (!) aynı gece büstün saldırıya uğramasıyla, ertesi gün okula bu olayı araştırmak için aynı müfettişlerin gönderilmesi, bu müfettişlerin olayla ilgili yaptıkları- çarpıttıkları 'yanlı' soruşturmayla, konuyu kişisel hesaplaşmaya dönüştürerek, görevlerini kötüye kullandıkları iddiaları üzerine, bunların raporuna dayanılarak Tuğrulca'nın müdürlük görevinden alınması teklifi önüne konulan dönemin Valisi Aydın Baruş, Tuğrulca'nın savunması ve iddialarını öğrendikten sonra, görevden alma kararını iptal etmişti.
Sonraki aşamada Tuğrulca, Cumhuriyet Başsavcılığı'na müfettişlerle ilgili kişisel şikayetini delilleriyle iletti. Olayla ilgili araştırma yapan savcılık, iki müfettiş hakkında soruşturma izni verilmesi için Malatya Valiliği'nden talepte bulundu. Ancak, Baruş'tan sonra Malatya Valiliği görevine atanan, bu olayla ilgili detaylardan haberdar olmadığı değerlendirilen Vali Hulusi Şahin, iki müfettiş hakkında soruşturma izni vermeyen kararı imzalayarak savcılğa gönderince, müfettişler hakkında adli işlem yapılamadı.
Uğradığı haksızlığa karşı yargıya başvuran Tuğrulca, Valiliğin 'soruşturma izni vermeme' kararını karşı Gaziantep İdare Mahkemesi'ne götürerek, bu kararın iptali talebinde bulundu ve halen buna ilişkin süreçte bulunuluyor.
BÜSTE SALDIRI DAVASI..
Milli Eğitimde görevli müfettişlerden 2'sinin bir gün önce yaşadıkları gerginlik nedeniyle müdürüne husumet güttükleri, Kernek Anadolu Lisesi büstüne 9 Şubat 2022 gecesi, Kadir Mısıroğlu adıyla bilinen Atatürk karşıtı kişinin videosunu izledikten sonra saldırdıklarını itiraf eden, ilk aşamada tutuklanan, bir süre sonra tahliye edilen 17 yaşındaki M.D. ve amcasının oğlu 15 yaşındaki E.D., "“Kamu Malına Zarar Verme, Atatürk’ü Temsil Eden Heykel, Büst ve Abideleri veya Kabrini Kırma veya Bozma” "Kamu Malına Zarar Verme" suçlamasıyla yargılandıkları Çocuk Mahkemesi'nde ceza aldılar. Mahkeme 17 yaşındaki E.D.'yi toplam 13 ay 10 gün, 15 yaşındaki E.D.'ye ise toplam 10 ay hapis cezası verdi, daha sonra bu cezaları 'Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması" kapsamında erteledi.
PEKİ İKİ MÜFETTİŞİN HEDEF ALDIĞI, MALATYA'NIN ÖNDE GELEN KÜLTÜR ADAMLARINDAN ORHAN TUĞRULCA KİM?
Eğitimdeki öğretmen ve yönetici görevlerinin yanı sıra, tarih ve kültür konusunda, malatyahaber.com da dahil yerel basında yayınlanan önemli çalışmalara imza atan Orhan Tuğrulca, 1965 Malatya- Hasırcılar kasabası doğumlu. İlköğretimi kasabada tamamladı, 1985'te Fatih Lisesi'ni bitirdi. 1986'da girdiği Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünden 1990 ylında mezun oldu. 1992 yılından başlamak üzere çeşitli liselerde Tarih öğretmeni olarak çalıştı. 2000 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açılan okul müdürlüğü sınavını kazanması üzerine bakanlık tarafından 2003 yılında okul müdürü olarak atandı. 2005 yılında ÖSYM tarafından yapılan Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselme sınavını kazanarak uzman öğretmen oldu. Evli ve 4 çocuk babası.
TUğrulca, Malatya Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Tarih Kültür Sanat Çalışma Grubu Temsilciliği ile çeşitli resmi ve sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerinde etkin bir şekilde yer alıyor.
ESERLERİ (KİTAP)
1. Malatya Siyasi Tarihi (2006)
2. Malatyalı Niyazi Mısri’nin Hayatı ve Düşünceleri, Malatya Kent Konseyi (2010)
3. Niyazi Mısri Bilge’nin Sofrası Aşk da Var İsyan da, BİLSAM Yayınları (2012)
4. Malatya, Gemişten Günümüze Şehrin Serüveni, Malatya Büyuksehir Belediyesi Kültür Yayınları,
5. Malatya Tarih Kent ve Kültür, 3 Cilt. Malatya Büyuksehir Belediyesi Kültür Yayınları
Orhan Tuğrulca'nın Malatya'nın kültür yaşamına önemli bir katkı olarak sunduğu kitapları
HAZIRLADIĞI VE KATKIDA BULUNDUĞU RAPORLAR/PROJELER
1. Malatya Tarihi ve Kent Bilinci, Yerel Gündem 21 (2007)
2. Malatya Kültür Raporu (2009)
3. Malatya Vizyon 2023 (Malatya İl Gelişim Raporu), Mart 2011, BİlSAM (Bilgi Yolu Eğitim Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezi)
4. Malatya Tarihi ve Kültürü Çalıştayı, 2011, Malatya Kent Konseyi Tarih Kültür Sanat Çalışma Grubu
5. Malatya’da Düşünce Tarihi Konferansları, 2012, Malatya Kent Konseyi Tarih Kültür Sanat Çalışma Grubu
6. Malatya Tarihi Okulu, 2013, Malatya Kent Konseyi Tarih Kültür Sanat Çalışma Grubu
7. Malatya Kentsel Gelişim Tarihi Sergisi, Malatya Kent Konseyi Tarih Kültür Sanat Çalışma Grubu, 2015
8. Malatya’ya Komşu İllerin Şehir Tarihçileri Çalıştayı,.2016, Malatya Kent Konseyi Tarih Kültür Sanat Çalışma Grubu
9. İrfan Sofrası, “Şehir ve Uzlaşı” Çalıştayı, 2016, Malatya Kent Konseyi Tarih Kültür Sanat Çalışma Grubu
YAYIMLANAN BAZI ARAŞTIRMA MAKALELERİ
Malatya Tarihi ve Kent Bilinci, ŞEHER Dergisi, Malatya, 2007; Malatya Olayı, Müslüman-Hıristiyan İlişkileri ve Hoşgörünün Tarihsel Temelleri Üzerine (Şubat, 2008, Malatya Hakimiyet Gazetesi); Fırat’ın Efendisi Meliddu (Tarihi Roman Denemesi), Malatya Hakimiyet Gazetesi, 2008; Malatyalı Mehmet Niyazi’yi Anlama Çabası, 2010, malatyahaber.com; Kaos mu Adalet mi? 2012, malatyahaber.com; Kayıp Şehrin Hikâyesi: SAMUHA, 2012, malatyahaber.com; Niyazi Mısri’ye İade-i İtibar, 2012, malatyahaber.com; Kitap ve Şehir, 2012, malatyahaber.com; Kadim Kentin Adı: (Eski) Malatya, 2012, malatyahaber.com; Muşar Kalesi, 2012, malatyahaber.com. Görüş Gazetesi 2012; Kültürel Mirasın Tanıtılması: Eskişehir Örneği, malatyahaber.com.; Malatya Eğitim Raporu Üzerine I. II, malatyahaber.com. Görüş Gazetesi, 2013; Malatya’da Kent ve Kültür I. II. III. malatyahaber.com. Görüş Gazetesi 2013; İslam Dünyasının Gelecek Tasavvuru: Ak Parti Deneyimi, malatyahaber.com. Görüş Gazetesi, 2014; Şehirden Öç Alma Vakti Geldi, malatyahaber.com. Görüş Gazetesi, 2014; 7 Cephede 7 Düvele Karşı, malatyahaber.com. Görüş Gazetesi, 2015; Malatya Ermenileri ve 1915 Olayları I, II, III, VI, V, malatyahaber.com. Görüş Gazetesi, 2015; Temmuz’un Zaferleri, malatyahaber.com. Görüş Gazetesi, Temmuz 2016; Memleke- tin Heykelleri, malatyahaber.com. Görüş Gazetesi, Ocak 2017; PISA Malatya, malatyahaber.com. Görüş Gazetesi, Şubat 2017, 15 Temmuz: Şehrin Mukavemeti Üzerine, malatyahaber.com. Görüş Gazetesi Temmuz 2017, Malatya ve Harput Kuva-i Hükümeti, malatyahaber.com. Görüş Gazetesi, 23 Nisan 2019, YÖK Raporunda Malatya Eğitimi, malatyahaber.com., Görüş Gazetesi, 11 Haziran 2019, Malatya Siyasi Tarihinde İbrahim Galip Hamikoğlu (Akçadağ), malatyahaber.com., Görüş Gazetesi, 12 Ocak 2020, “Malatya Ermenileri” Kitabına Dair, malatyahaber.com., Görüş Gazetesi, 18 Nisan 2020, Malatya’da Ermeni Nüfusu, malatyahaber.com., Görüş Gazetesi, 10 Mayıs 2020, Batlamyus [El-Malatî], malatyahaber.com., Görüş Gazetesi, 11 Temmuz 2020.
KATILDIĞI ULUSAL VE ULUSLARARASI SEMPOZYUMLAR, SUNULAN BİLDİRİLER
1. III. Uluslararası Kervansaray Buluşması, 2010, Sunulan Bildiri; “Malatya’da Müslüman-Hıristiyan İlişkileri, Selçuklu Örneği
2. Kulun Niyazı Mısri Niyazi, Uluslararası Niyazi Mısri Sempozyumu (9-10 Ekim 2010 İstanbul-15-16 Ekim 2010 Malatya), Sempozyum Tertip Komitesi
3. Sürdürülebilir Kentleşme ve Kentlilik Sempozyumu, BİLSAM, Nisan 2011, Malatya, Sunulan Bildiri; “Malatya’nın Kentsel Gelişim Tarihi”
4. Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti” UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü), Eskişehir, 2013
5. İzmir 83. Enternasyonal Fuarı, Panel, 5 Eylül 2014
6. Geçmişten Günümüze Malatya Uluslararası Sempozyumu, Kent Kültür ve Kimlik, Malatya Valiliği, Malatya Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı, Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı ve İnönü Üniversitesi Rektörlüğü iş birliği ile 14-16 Nisan 2016 tarihlerinde Malatya’da “Geçmişten Günümüze Malatya/Kent-Kültür-Kimlik” konulu uluslararası sempozyum. Sunulan bildiri: Malatya’da Cumhuriyet Sonrası Kentleşme (Nüfus, Göç, Dil ve Din)
7. Malatyalı İlim ve Fikir İnsanları Sempozyumu, Malatya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi ile İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nin organize ettiği sempozyum, 17-19 Kasım 2017, Sunulan Bildiri: “Alaycı Bilge Luki (Lukianos)”
8. Battalgazi Sempozyumu, Malatya Büyüksehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Baskanlığı tarafından "Seyyid Battalgazi Sempozyumu" 8-9 Aralık 2017, Sunulan Bildiri: “Battalgazi Döneminde Malatya"
malatyahaber.com