Bahanelere Bakmaksızın.. Ah Sadık Ahhh!
Hele ki ‘eksik kadro’ söylemini ve başkan Adil Gevrek'in 'günü kurtarmak' adına,..
Suat KOZLUKLU
Bahanelere bakmaksızın.. Ah Sadık ahhh…
FUTBOL, alabildiğine göreceli bir oyundur... Kimileri, bir takımı ‘iyi hücumun’ başarıya götüreceğine, kimileri ise ‘iyi savunma’ yapılmadan güzel sonuçların asla alınamayacağına inanır. Konunun özü hemen hemen tüm kısır tartışmalarda, “Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır” uzlaşmasıyla sonuçlanır!
Değerli Y.Malatyaspor sevdalıları, bu yazı skordan 'bağımsız' olarak kaleme alınmıştır. Hele ki ‘eksik kadro’ söylemini ve başkan Adil Gevrek'in 'günü kurtarmak' adına yaptığı açıklamaları bir kenara bırakarak yazıyorum... En azından benim karnım bu tür 'hamaset' kokan açıklamalara 'tok' !
Öncelikte hiçbir futbolcu kulüpten üstün değildir, kaldı ki Yalçın Ayhan hiç değildir... Yalçın Ayhan, Sadık Çiftpınar ikilisi bu haftaya kadar durumu iyi idare ettiler. Ayhan’ın yıllara dayalı tecrübesi ve belli bir seviyede de olsa kalitesi bazı gerçekleri gözardı etmemize neden oluyordu. Ancak, cin şişeden çıktı!
Yalçın Ayhan bugüne kadar, her hafta 'kontrolsüz güç' görüntüleri veren ve bu yönüyle kendi takım arkadaşlarını dahi sakatladığı için bir TV Spor programında 'geyik' konusu olan, her an bir penaltıya sebep verebilecek savruklukta oynayan Sadık kardeşimizin arkasını iyi kolladı!
Şimdi gelelim bir süredir takip ettiğim Y.Malatyaspor’umuzun Göztepe maçına. Rakip son haftaların göze hoş gelen futbolu ve bununla birlikte aldığı puanlarla üst sıralara hızla tırmandı. Tamer Tuna Göztepe'de güzel işler yapıyor…
Göztepe, maça golle başladı ama Malatyaspor da kısa sürede bu gole karşılık verdi. Derken yenilen 2. gol ve ilk yarı biterken kalemizde gördüğümüz 3’üncü gol başta ekran başında olan bana, inanıyorum ki stadı dolduran binlerce Malatyasporluya ‘saç baş’ yoldurdu. Ben özel olarak bu maçta kaptanlık pazu bandını takan Sadık’a kızıyordum aynı dakikalarda! Neden mi?
Değerli okurlar, bir defans oyuncusu bu hataları ya-pa-maz özellikle de süper ligde yeralan bir takımın oyuncusu ise bu kardeşimiz… Peki, Ekvadorlu Arturo Mina’nın hiç mi suçu yok? diyenler olabilir ama Mina bugüne kadar ne oynadı ki, ondan beklentim olsun derim bende. Hata onu ‘baba’ transfer diye lanse edenlerde bu mu ‘baba oyuncunuz’ diye de sitem ederim.
Evet devam edelim…
Y.Malatyaspor, 2.yarıya çok iyi başladı. Umutlar penaltı golüyle doruk noktasına ulaştı ama beklenen beraberlik golü bir türlü gelmedi. Ve çok değerli 3 puanı savunmamız sayesinde Göztepe’ye hediye ettik! Ben burada teknik direktör Erol Bulut’u suçlayamam. O elindekiler ile ‘helva’ olur mu? onun peşinde. Şahsım olarak kendisine de inanan birisiyim.
Futbol oyunundaki en önemli bölüm savunma blokudur sevgili okurlar. Bu nedenle takımlar savunma kısmını güvene alabilmek için genellikle savunması daha kuvvetli takımlar oluşturur. Zira iyi hücum hattı maç kazandırır, ama iyi savunma şampiyon yapar ya da ligde tutar sizi... Y.Malatyaspor’un şampiyonluk gibi bir hayali olmadığına göre hedefi ligde kalmaktır bunun içinde savunmasını sağlama almak zo-run-da-dır ! Yenilen ilk golü hadi saymıyorum ama 2 ve 3’ncü golleri Sadık kardeşim evde döne döne izlesin ve bana anlatsın.
Arturo Mina beni ilgilendirmiyor ama Sadık kardeşime abi tavsiyeleri.. Stoperler defansın en arkasında oynayan oyuncular olduğundan ofsayt taktiğini gerektiğinde uygulayabilmelidir. Ama asla ofsayt diye düşünüp durmamalıdır Sadık kardeşim!
Stoperler rakip forvetleri durdurmakla görevlidir. Kafaya çıktığı topu alamayınca gereksiz yere sağ ayağı ile faul yapmaz.
Stoperler her topa müdahaleye hazır olmalı ama her önüne gelen pozisyonda topa hamle yapmamalıdır. Sadece uygun anı kollayıp hamle yapmalıdır. Kafa vurması gereken topa ayağını uzatıp 36 yaşındaki Selçuk Şahin’e kafa golü attırmaz!
Mesela orta sahadan topla gelen rakip oyuncusunun ayağındaki topa müdahale yapmak şart değildir. Onu önünde durup kaleye doğru değil de başka yönlere koşmasını sağlayıp, orta saha oyuncularının desteğini beklemelidir. Ama rakip forvet oyuncusu ceza sahasına yakın yerdeyse asla şut çekmesine izin vermemeli ne pahasına olursa olsun topu kapmaya çalışmalıdır.
Stoper daima rakiple kendi kalesi arasında durmalı, rakibin kaleyi görmesini engellemelidir.
Stoper mutlaka kaptığı topu etkili bir şekilde orta saha elemanlarına kazandırabilmeli, gerektiğinde uzun toplarla kontra atak yaratabilmelidir. Gereksiz yere kaleye ŞUT atmamalı Sadık kardeşim!
Evet, çok önemli bir 3 puandan olduk! Haftaya, şampiyonluk yarışında puan kaybına tahammülü olmayan Galatasaray ile karşı karşıya geleceğiz. Yani işimiz hiç de kolay değil, lig maratonu uzun olsa da ikinci yarısı hiç de kolay geçmeyecek.
Futbolcular elbette sonuçları belirlerler ancak doğru yerde ve doğru imkanlarla oynatıldıklarında. Eğer bu gerçeği kabul etmezsek kimi koyarsanız koyun takımın başına sonuç koca bir hiç olacaktır.
Son sözüm de bende hâlâ kredisi mevcut Erol Hocama..
Futbolda sonucu, ‘futbolcuların’ ortaya çıkardığı gerçeği yadsınamaz, ancak bu sporun son 50 yıldaki evrimleşmesi bazı kanaatlerin de değişmesine yol açtı. Onlardan belki de en önemlisi teknik direktörün oyundaki rolünün yüzde 10 olduğu görüşü. BU görüş, zamanla yok olmuş ve bugün bir teknik direktörün oyundaki rolü yüzde 60-70’lere çıktığı kabul gören bir görüş haline gelmiştir.
Bakınız, Beşiktaş ve Şenol Güneş gerçeğine…
Bu gerçeklik ışığında Erol Hocam bizim size saha da ihtiyacımız var tribünde değil. Kaldı ki haftaya Galatasaray ile son derece önemli bir maça çıkarken!
Yolunuz açık olsun, sağlıcakla kalın…
FOTOĞRAFLAR: Mehmet GÖRESİYE- Ferdi DURDU