SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Barışa İhtiyacımız Var"

0
Güncellendi - 2015-12-28 03:06:52
A- A+ PAYLAŞ

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Malatya Büyükşehir Belediyesi yanındaki miting alanında düzenlenen Malatya Mitingi’nde yaptığı konuşmada AKP Hükümeti’ne oldukça sert bir söylemle yüklendi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı milletin parasıyla ‘muhalefet partilerine hakaret mitingleri’ düzenlemekle ve medyayı tehdit etmekle suçladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu televizyonda açık oturuma davet eden Demirtaş “İkiniz gelin, bir de ne kadar isterseniz danışman getirin. Halk beraber bizi izlesin bizi dinlesin. Bir defa. Sadece bir defa, iki saat canlı yayında tartışalım.  Ondan sonra söz veriyorum: Miting yapmayacağız, televizyonlara çıkmayacağız. Ondan sonra gidip evimizde oturacağız. Halk kararını versin. Ama iki saat gel televizyonda tartışalım, memleket kimin ne mal olduğunu anlasın.  Yüreğiniz var mı buna?” diye konuştu.

AKP Hükümeti’nin Malatya’nın kendisine verdiği büyük desteğe rağmen şehrin sorunlarına çözüm üretemediğini savunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Malatya yıllardır AKP’ye oy verdi. Belediyede verdi, milletvekilliğinde verdi. Ama hala Malatya’nın bir çevre yolu yok. Hala şehirlerarası yol, Malatya’nın ortasından geçiyor.  Erkenek-Karahan tünelleri yıllardır bitmemiş.  Kanal İstanbul gibi çılgın projelere para buluyorsun da şu gariban Malatya’nın Adıyaman –Çelikhan yolunu 45 yıldır niye bitirmiyorsun?” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Gazetesi’nin, bugünkü manşetinde, kendisine ait olduğunu ileri sürrerek “HDP dışarıdan desteğe sıcak” şeklinde bir başlık attığını hatırlatan HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, bunun doğru olmadığını vurguladı. Demirtaş, “Cumhuriyet Gazetesi, ‘HDP Parlamentoda AKP’yi dışarıdan destekleyecek’ demiş. Hayır. Asla böyle bir cümlem olmadı. Kötü niyet değil ama bir yanlış anlaşılma. Net olarak söylüyorum, HDP’nin görevi AKP’yi desteklemek değil, AKP’nin burnunu sürtmek, halkın değerini, kıymetini bilecek hale getirmektir” dedi.

Belediye binası yanındaki miting alanında yaklaşık 1 saatlik bir konuşma yapan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın konuşmasında öne çıkan vurgular şöyle: 

“7 Haziran’da Malatya’nın ezilenlerini de mutlu edecek bir sonuç alacağız"

İnşallah sizlerin bu coşkusu ve heyecanı, sevinci 7 Haziran’da seçim sandıklarına da yansıyacak ve güzel bir başarı elde edeceğiz. Malatya’ya layık, Malatya’nın bütün ezilenlerini temsil eden güzel bir sonuç  burada çıkaracağız. İnşallah 7 Haziran’da Malatya’nın milletvekilleri de 7 Haziran’da parlamentoda olacak.

Türkiye’nin bütün ezilenleri, öteki olarak kabul edilenler ancak her biri bu ülkenin asıl unsuru, onurlu yurttaşı olan her biriniz için yola çıktık.  Barış ve demokrasi mesajlarını vermek için yola çıktık.  Buradan, Malatya’dan bütün dünyaya, barış, özgürlük ve kardeşlik mesajını bir kez daha göndereceğiz. Çünkü Malatya, bu toprakların bütün zulümlerini çekmiş halkların kardeşçe bir arada yaşadığı ama günümüzde de geçmişte her bir Malatyalının hak ettiği onurlu bir yaşama kavuşamadığı bir yerden vereceğimiz barış mesajı elbette çok anlamlı olacaktır. Burada sandığa atacağınız her bir zarf o sandıktan kardeşlik umudu olarak çıkacaktır.

Ben şimdiden hayırlı olsun diyorum. Elbette ki Malatya’nın seçim sonuçları bütün Türkiye için hayırlı olacaktır. Bakıyorum meydanın yarısından fazlası genç arkadaşlarım. İnanıyorum ve maalesef biliyorum ki birçoğunuz da işsizsiniz. Malatya’daki gençlerin yarısından fazlası işsiz. İş bulmakta zorlanıyor. İş bulsun da, karın tokluğuna, modern köle olarak çalışıyor.

“Dünyanın kayısısını siz üretiyorsunuz ama, fiyatını belirleyen siz değilsiniz”

Malatya kayısı memleketi. Geçen yıldan bu yana don vurdu, kayısı üretimi yarı yarıya düştü. Değerli kardeşlerim, kayısıcı kardeşlerim Malatya’da kayısı bol olursa  ayrı bir dert, kayısı yetişmezse ayrı bir dert diyor. Kayısıyı dolu vurduğu zaman dolu vurduğu zaman perişansınız, don veya dolu vurmazsa da fiyat düşüyor yine perişansınız. Bu da sizin suçunuz değil değerli kardeşlerim. Sizin sigorta, pazarlama desteğiniz yok. Dünyanın kayısısını üretiyorsunuz ama fiyatı belirleyen siz değilsiniz. Üreticinin kıymeti bilinseydi çiftçi bugün bu halde olmazdı.

Her bir Malatyalı, Alevi, Sünni, Arap, Ermeni inancı kimliği ne olursa olsun korkmadan onurluca başı dik bir şekilde bu ülkede yaşayacak. Devlet bizi korkutmak için değil, bize hizmet etmek için vardır. Devleti sizin köleniz yapacağız. Türkiye’nin bütün kurumlarında partizanlık var. Bir ağa babanız bir dayınız olmazsa, karakola düştünüz mü vay halinize. Bunun adı hukuk sistemi değildir. Dünyanın bütün diktatörlükleri böyledir işte. Bunun adı demokrasi değildir. Adliyelere gittiğinizde içiniz rahat olmalı. İçiniz öylesine rahat olmalı ki kimliğinizden dolayı, siyasi kimliğinizden dolayı haksızlığa uğramayacağınızın garantisi olmalı. HDP’liyim deyin gidin bakalım size nasıl davranıyorlar, AKP’liyim deyin gidin bakalım size nasıl davranıyorlar.  Partizanlık budur işte. Açıkça belirtiyorum. Bu ülkenin AKP’lisi, MHP’lisi, CHP’lisi kardeşimizdir. Biz ayrım yapamayız. Düşmanlığı değil kardeşliği büyütmemiz lazım. Başka partiye oy veriyor diye insanları düşman gibi göremeyiz.  Velev ki kendileri düşmanlaştırmaya çalışsa da biz kardeşçe ellerinden tutacağız. Bizim ekmekten sudan önce barışa ihtiyacımız var. Biz, HDP olarak barışı ve kardeşliği büyütmek zorundayız.

“Çılgın projelere para var, gariban Malatya’ya yok”

Malatya yıllardır AKP’ye oy verdi. Belediyede verdi, milletvekilliğinde verdi. Ama hala Malatya’nın bir çevre yolu yok.  Türkiye’de çok az büyükşehirin çevre yolu yoktur onlardan biri de Malatya’dır.  Hala şehirlerarası yol, Malatya’nın ortasından geçiyor.  Erkenek-Karahan Tünellerinden geldik. Hala bitmemiş.  3’üncü köprü, 3’üncü havayolu, Kanal İstanbul oralardaki çılgın projelere para buluyorsun da şu gariban Malatya’nın Adıyaman –Çelikhan yolunu 45 yıldır niye bitirmiyorsun? Bunu niye açıklamıyorsun? Erkenek Tünelleri niye hala bitmiyor? Malatya’nın suçu ne? Sana oy vermedi mi? Verdi. 45 yıldır bu yol bitirilmedi. Yılda 1 km yapsalar şimdiye bitirilmişti. Malatyalıya hizmet yok. Malatyalıya hizmet için şu burnu büyümüş kibirliler var ya, sadece yalancılıktan da buruları büyümüyor, kibirden de büyüyor. İşte onlara bir ders verin ders. Onlara bir ders verin bakın yolunuz ne kadar hızlı bitiyor. Malatya’da HDP’li milletvekilini meclise gönderin bakın hizmet nasıl artıyor. Çünkü, iyi bir muhalefet, dürüst bir muhalefet, halka bağlı saygılı bir muhalefet iktidara çok iş yaptırır. Sonrasında Allah nasip eder de biz iktidar olursak görün bakın hizmet nasıl geliyor. Görmediği hizmeti alacaktır. Bizim HDP olarak halklara sözümüzdür.

“7 Haziran’da bir ders verin, Malatya’nın gücünü görsünler”

Kibirli olanları, kendilerini ‘Haşa’ yaradandan bile üstün görenleri, “bu ülkeyi ben yarattım, hepiniz benim kulumsunuz” edasıyla meydan meydan dolaşıp, saraydan bize parmak sallayanlar 7 Haziran’da dersini alsınlar ki görsünler halkın gücünü, görsünler Malatya’nın gücünü.  Biz, sizin oylarınızla, sizin desteğinizle parlamentoda güçlü bir muhalefet yapmak istiyoruz.

“HDP’nin görevi AKP’ye destek değil, AKP’nin burnunu sürtmektir”

Bugün Cumhuriyet Gazetesi bir manşet atmış. Onu buradan düzeltmek istiyorum. Cumhuriyet Gazetesi, ‘HDP Parlamentoda AKP’yi dışarıdan destekleyecek’ demiş. Hayır. Asla böyle bir cümlem olmadı. Kötü niyet değil ama bir yanlış anlaşılma. Net olarak söylüyorum, HDP’nin görevi AKP’yi desteklemek değil, AKP’nin burnunu sürtmek, halkın değerini, kıymetini bilecek hale getirmektir. Ne dışarıdan ne içeriden AKP’yi desteklemek gibi bir düşüncemiz asla yok. Benim ağzımdan da öyle bir cümle asla çıkmadı. Umut ediyorum Cumhuriyet gazetesi bu yanlışı düzeltecektir. 

Biz, bırakın AKP’yi desteklemeyi AKP’liler artık HDP’yi destekliyorlar. Bakın, Ahmet Davutoğlu, Ahmet Hoca, az kaldı. HDP’li yapacağız onu. Eminim ki Ahmet Hoca, akşam başını yastığa koyduğunda şöyle diyordur: ‘İyi ki HDP var bu ülkede.’ Çünkü biz, onların da güvencesi ve garantisiyiz. Ne diyor Cumhurbaşkanı?  Meydanları boş mu bırakacağım? ‘E Ahmet Davutoğlu var’ diyoruz, ‘Yook. O boştur’ diyor. Meydanlara ineceğim diyor. Ahmet Hoca’yı biz savunuyoruz. ‘Garibim, yazık, fukaradır, ezilmesin’ diyoruz, O’nun da hakkını hukukuna biz sahip çıkıyoruz. Çünkü bizim kültürümüzde var ezilene sahip çıkmak. Bizim inancımızda var ezilene sahip çıkmak.  Senin için rahat olsun Ahmet Hoca, vallahi seni kurtaracağız. İnan seni kurtaracağız. Bak, o başkan olursa vay senin haline. Gönlünce iki gün sana başbakanlık yaptırmaz. Bakanlar kurulunu toplayamıyorsun. Seni zırt pırt saraya çağıracak. Ama biz onu başkan yaptırmazsak sen de o zulümden kurtulursun, bütün ülke, bütün memleket de o zulümden kurtulur.

“Abdullah Gül de zulmün farkında, o da bize oy verecek”

Ben özellikle AKP’nin kurucularına da sesleniyorum.  Örneğin Sayın Abdullah Gül. İnanıyorum ki kendisi de bize oy verecek. Çünkü O da zulmün farkında. AKP’nin bütün kurucu kadroları, AKP’ye 13 yıldır emeği geçmiş bütün kadrolar şu anda O’nun zulmünü görüyor. Çünkü O’nda vefa yok. O’nda kadir kıymet bilmek yok. Onda vefa yok. Yoldaşlığa değer vermek yok. Varsa yoksa kendisi Arkadaşlarının sırtına basa basa saraya çıktı. Arkadaşlarını eze eze saraya çıktı. İşte bu nedenle biz bu zulmü durdurup AKP’lileri de kurtaracağız.

Gençlerin başında bir YÖK belası var. Yüksek Öğretim Kurumu kimin eseri? 12 Eylül darbesinin. Kenan Evren’in.  Yüzde 10 barajı Kenan Evren. Adam gitti ama onun eserleri duruyor. Onları da inşallah peşinden göndereceğiz. Bunun için desteğe ihtiyacımız var. Bunun için HDP'nin barajı aşması ve AKP çılgınlığını durdurması için size ihtiyacımız var.

Yeni bir Anayasa, demokratik, sivil, özgürlükçü bir Anayasa.  Hepimizin temel ihtiyacıdır.  Hepimizin Anayasası olmalıdır. Kenan Evren’in yaptığı darbe Anayasası değil. O Anayasa’ya bakan herkes ‘işte bu benim Anayasam’ demelidir. O Anayasa’ya bakan herkes gönül rahatlığı ile  ‘İşte bu benim devletim’ demelidir.

“HDP’de hırsızlık parası yok, projeyle değil halkın iradesiyle kuruldu”

Şu anda bir partinin devleti var. O partiye yakın olanlar, devletten istediği gibi rant, hırsızlık, yolsuzluk adı altında hazineyi soyup soğana çeviriyorlar. AKP’ye oy verenler işsiz, AKP’yi yönetenlere yakın olanlar, paraları dolduracak yer bulamıyorlar. Birebir tanıdıklarım var. İki, üç yıl öncesine kadar sizin-benim gibi olanlar şimdi paraları koyacak yer bulamıyorlar.  Kazanılır mı bu kadar para bu sürede? Alınteri ile kazanılır mı?  Üç yıl önce minibüse biniyordu, bakıyorsun şimdi altlarında lüks araçlar var. Villalar, yatlar.. 3 yılda nasıl kazanılır bu para? Bu kadar kısa sürede çok para haramsız olmaz. Sizin malınızdan çalmazlarsa, alınteri ile çalışırlarsa kimse 3 senede 5 senede trilyoner olamaz.  Maliye dediğiniz şey, kasa dediğiniz şey senin paran senin. Halkın parası. Bizim paramız. İşte bu hırsızlık düzeni bitmediği için senin cebinden para yok. Senin paranı çalıyor.  Maliye dediğimiz şey nereden getiriyor bu parayı? Senin paran. Ama senin suçun yok Sende hata yok. Kasanın anahtarı şey hırsızda. Yanlış orada. Güç verin destek verin, düzeltelim, Yoksulluk, işsizlik, emekçilik, alınteriyle çalışmak  nedir biliriz. Kıymetinizi biliriz. HDP Sizin alınterinizle kurulmuş partinin ismidir. 5 yıldızlı otellerde kurulmuş size servis edilmiş bir proje değildir. Bu partiyi siz kurdunuz. Mahalle mahalle, sokak sokak, köy köy  örgütlenerek siz kurdunuz. Şu ellerinizde taşıdığınız bayraklar sizin paranızla basıldı. Şu mikrofon sizin paranızla benim elimde. Haram para yoktur bu partinin içinde. Hırsızlık parası yok bu partinin içinde.  Sizin alınteriniz var HDP’de.

“Cumhurbaşkanı milletin parasıyla hakaret mitingleri yapıyor”

Ne yapıyor bunlar? Cumhurbaşkanı, devletin parasıyla bize hakaret mitingleri yapıyor.  Başbakanın yaptığı miting, tümüyle bizim paramız. Geliyor buralara miting yapıyor. Bindiği uçak, başbakanlık uçağı. Bindiği araba, başbakanlık arabası.  Yahu sen parti genel başkanısın.  Sen parti olarak seçime giriyorsun, başbakan olarak seçime girmiyorsun ki.. Kendi paranı harca. Devlet sana 320 milyon TL hazine yardımı veriyor.  Onu bile harcamıyorlar. Valilikler miting yapıyor AKP’ye ve Cumhurbaşkanına. Kaymakamlıklar onlara çalışıyor. Elinin altında Türkiye genelinde 600 televizyon kanalı var. Bu yetmiyor ama. İsim vererek medya patronlarını tehdit ediyorlar.  Niye? Sırf 3-4 dakika HDP’yi gösteriyorlar diye. İlle HDP’nin sesi televizyonlarda, gazetelerde görünmeyecek. Hepsi beyefendinin kölesi olacak.  Hepsi ille de beyfendiye çalışacak. Beyefendi hapşırsa tamamı canlı yayın yapacak. Öteki öksürse hepsi canlı yayına geçecek. Bu nasıl ileri bir demokrasidir yahu?  Üç tane televizyon kanalı akşam üç dakika bizi gösterse bunlar çıldırıyor. Arayıp televizyon kanalı sahiplerini tehdit ediyorlar. İşte bunun adı Türkiye’de ileri demokrasi.  AKP’in ileri demokrasisi.

“2 saat canlı yayında tartışalım, sonra seçime kadar susacağız, buna yüreğiniz var mı?”

Yahu bizim sesimiz halka ulaşacak diye niye korkuyorsun niye?  Söylediklerimiz yanlışsa bırak sesimiz halka ulaşsın. Söylediklerimiz ters ise bırak halk değerlendirsin. Niye bu kadar korkuyorsun? Vallahi billahi korkunun ecele faydası yok. 7 Haziran gelecek, sandık kurulacak, senin saltanatın bitecek.  Kurtuluşun yok.  Ben kendisine Cumhurbaşkanı adayı iken de çağrı yaptım. ‘Gel birlikte televizyona çıkalım’ dedim. Halen söylüyorum. Bak, istersen sen, istersen Ahmet Hoca, veya ikiniz birlikte, yanınıza da istediğiniz kadar danışmanlarınızı alın gelin, canlı yayına çıkalım. Halk beraber bizi izlesin bizi dinlesin. Bir defa. Sadece bir defa iki saat canlı yayında tartışalım.  Ondan sonra sana söz veriyorum. Miting yapmayacağız, televizyonlara çıkmayacağız.  Hiç kimse bizi yazmasın, hiçbir televizyon kanalı bizi göstermesin. Ondan sonra gidip evimizde oturacağız.  Halk kararını versin. Ama iki saat gel televizyonda tartışalım, memleket kimin ne mal olduğunu anlasın.  Korkmuyorsan, çekinmiyorsan, düşüncelerin, projelerin halk tarafından destekleniyorsa hadi hodri meydan. Bütün kanallar sana kurban olsun. TRT zaten senin kölen olmuş. Ama sadece bir defa iki saat canlı yayına çıkalım. Ondan sonra Türkiye’nin rengi nasıl değişiyor görelim.

Bir kalp taşıyan, elini vicdanına koyup düşünen herkesin bu barış ve kardeşlik mesajına destek vermeyeceğini düşünmüyorum. Oy verecek her ananın babanın, her gencin düşüdür, hayalidir barış. “Bu ülkenin dağlarında artık kurşun değil kuş sesi olsun’ dediğimizde buna destek vermeyecek kim var bu ülkede Allah aşkına?

“Eminim, HDP’ye saldırılmasına seviniyorlar”

Bunların yalan ve iftiraları, çirkinlikleri üzerinden sürekli şahsıma ve partime dönük hakaretleri üzerinden, inanın ki bütün halkın gözüne baka baka kendilerinin bile inanmadığı çirkin bir kampanya üzerinden partimizi yıpratacağını sanıyorlar. Her yerde partimize saldırarak, bombalayarak, yakarak yıkarak HDP’yi yıldıracaklarını sanıyorlar. İki gün geçti aradan. Ülkenin Cumhurbaşkanı Adana ve Mersin teşkilatlarımızın alçakça bombalanmasını henüz kınamış değil. Üzüntüsünü, geçmiş olsun dileklerini henüz ifade etmiş değil. Kendisi çok tarafsız ya, kendisi dünyanın en tarafsız Cumhurbaşkanı.  HDP’nin havaya uçurulması onun umurunda değil. Eminim seviniyordur. O’na kalsa “İinşallah HDP komple havaya uçar da kurtuluruz’ diyordur. Ama HDP var oldukça bu ülkede ne yapacağımızı sana defalarca söyledik.  Sen tek başına asla ülkenin hakimi olamayacaksın. Asla bu ülkede diktatörlüğe izin vermeyeceğiz. İstediğin kadar HDP’ye saldır. Bizim inancımıza, bizim kimliğimize istediğin kadar hakaret et.

“Diyanet İşleri Başkanı’na soruyorum: Bir müslümanı kafir ilan etmenin İslam’daki hükmü nedir?”

Bu ülkede, inancı, kimliği, mezhebi farklı farklı milyonlarca insan var.  Ben elhamdülillah Müslümanım. Müslüman bir ailenin evladıyım. Defalarca söyledim. Benim gibi her Müslümanın kıblesi ve Kabe’si tektir.  Ama buna rağmen her gün meydanda, halen ‘Demirtaş, Taksim Kabe’mizdir’ diye yalan söyleyerek halkı kandırmaya çalışıyor. Kafir ilan ede ede dolaşıyor. Halka yalan söylüyor. Ben de Diyanet İşleri Başkanlığına kaç gündür soruyorum ama hala cevap yok.  Ben diyorum ki, Elhamdülillah Müslümanım. Fakat bu adam bana kafir diyor. İslamiyet’te bunun günahı nedir? Bir Müslümana sen Müslüman değilsin diyen dinden çıkıyor mu çıkmıyor mu? Diyanet işleri Başkanlığı çıksın bunun cevabını versin. Cumhurbaşkanı ve Başbakan dinden çıktılar mı çıkmadılar mı? Bunun cevabını öğrenmek istiyorum.   

“Bir oy nedir demeyin, barajı yıkacak olan sizin o bir oyunuzdur”

‘Madem sizler Malatyalı hemşehrilerim, bugün bu meydanda bu sıcakta, çoluk çocuk, yaşlı genç,  7’den 70’e HDP dediniz, biz de sizi mahcup etmeyeceğiz. Bu meydanın güzelliğine layık bir sonuç ortaya çıkaracağız. 7 Haziran akşamı size bir demokrasi zaferi armağan edeceğiz. Türkiye’ye bir barış ve kardeşlik müjdesi armağan edeceğiz. Bunun için biraz sabır ve destek istiyoruz.  7 Haziran’a kadar da ısrarla ve disiplinle çalışmak gerekiyor.  Oy vermeyi düşünen, kararsız olan kim varsa, hepsine gitmeniz, onlara dokunmanız ve ikna etmeniz lazım. Atılan oyları sandıktan çıkarmak için de gözlemci ve müşahit olarak, gözlemci olarak mutlaka sandık kurullarına kendinizi yazdırmanız lazım. Eğer ki bunları yaparsak, eğer ki u kadar disiplinli bir çalışma ortaya koyarsak baraj rahatlıkla aşılacaktır. Yurt dışında yaşayan yüzbinlerce Malatyalı var. Onları da arayıp oyunu kullanıp kullanmadığını, tek tek hepsini bir müfettiş gibi denetleyin. Oy kullanmamış olanları sandık başına gitmeye ikna edin. Özellikle Analar daha iyi bilir. Çocuklara şurup içirirken kaşığın altında son damla kalır, analarımız da zorla içirirdi bize. Niye?  Çünkü belki şifa, o son damladadır diye. O yüzden diyorum ya, belki o şifa sizin son bir oyunuzdadır. Belki o sizin son bir oyunuzla baraj aşılacaktır. Bir oy neyi değiştirir demeyin, bir oyluk canı vardır barajın. Siz oy verin, biz de size layık olacağız. Allah hepinizin yolunu açık etsin. Allah hiç birimizi halkımızın önünde mahcup etmesin. Bütün Malatyalı hemşehrilerime kardeşlerime, candan sevgiler selamlar…”

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın konuşmasını tamamlamasından sonra, HDP Malatya Milletvekili adayları sahneye davet edildi ve adaylar tanıtıldı.

HDP Malatya Mitingi, halaylarla sona erdi. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız