İnsan vücudu kalorisiz yapay tatlandırıcılarla gerçek şekeri ayırt edemiyor.
Tatlandırıcıdan Kilo Çıktı
Uzmanlara göre daha fazla yeme hissi ortaya çıkaran bu durum; vücudun daha fazla yağ depolamasına ve kilo almaya yol açıyor
Günümüzde kilo probleminin çok yaygınlaşması daha düşük enerji değeri olan yiyecek ve içeceklere karşı ilgiyi artırıyor. Gün geçmiyor ki yeni yeni düşük kalorili diyet ürünleri market raflarında ortaya çıkmasın. Ama artık uzmanlar yapay tatlandırıcıları, ne kadar sıfır kalorili olsa da diyetlere almıyor.
Çünkü araştırmalara göre insan vücudu kalorisiz yapay tatlandırıcılarla gerçek şekeri ayırt edemiyor. Bu yüzden de tatlandırıcılar, tıpkı şeker gibi, glikozun emildiği bağırsaklardaki sensörleri harekete geçirerek şekerle aynı etkiyi gösteriyor. Bu da kilo almaya sebep oluyor.
Kilo verme konusunda çalışmaları bulunan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya, tatlandırıcı önermediğini özellikle vurguluyor. Kaya, 'Tatlandırıcıları yüksek dozda ve uzun süre kullanmak başta mesane kanseri olmak üzere bazı kanser türlerini artırdığı biliniyor. Bizim için önemli olan, kilo fazlalığı olanların mevcut kilolarından kalıcı olarak kurtulmaları ve daha sağlıklı bir vücuda sahip olmalarıdır. O nedenle sağlıklı yeme alışkanlıkları kazanmalarıdır. Tatlandırıcı ve şeker kullanmadan çay, kahve içmek daha sağlıklıdır ve kişi bu tarz yeme içmeyi benimsemelidir' dedi.
TATLI YALAN, ACI GERÇEK
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Bölümü Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın'a göre de insanlar tatlandırıcıyı hayatlarından çıkarmalı. Hayykitap'tan çıkan Taş Devri Diyeti kitabında da tatlandırıcıların zararlarına ilişkin çalışmalara yer veren Aydın, şunları anlattı:
'Yüzde 40 oranında sinirsel bir uyarıcı olan aspartik asit, yüzde 50 oranında fazla alındığında beyin için zararlı maddelere dönüşüyor. Aynı zamanda da kanserojen etki yapıyor. Bu madde vücuda girdiğinde beyne, 'şeker geldi' komutu geliyor ve bedende insülin salgılanmaya başlıyor. Çevrede şeker olmadığı için insülin kanda açlık şekerini düşürüyor, dolayısıyla da karnı acıkan insan daha çok yemeye başlıyor.'
Dünya Fark Etti
İngiltere'de Liverpool Üniversitesi'nde Prof. Dr. Soraya Shirazi -Beechey ve arkadaşlarının fareler üzerinde yaptıkları çalışmada yapay tatlandırıcıların da bağırsaklar tarafından şeker gibi algılandığını ve GLP-1 ve GIP hormonlarını salgılattığı gösterildi. Bu hormonların artması yapay tatlandırıcıların bağırsaklardan şeker emilimini artırarak kilo alınmasına neden olabileceği ortaya kondu.
ABD'de Indiana Eyaleti Purdue Üniversitesi'nde yapılan araştırmada, yapay tatlandırıcı ve normal şeker olan glikoz ile beslenen fareler incelendi. Glikozla tatlandırılan yoğurt verilen farelerle kıyaslandıklarında, sakarinli yoğurt yiyen farelerin, daha fazla kalori harcadıkları, daha fazla kilo aldıkları ve daha fazla vücut yağı depoladıkları tespit edildi .
American Psychological Association tarafından Behavioral Neuroscience dergisinde yayımlanan araştırmada vücudu kalori almaya yönlendirebilen yapay tatlandırıcıların daha fazla yeme hissi ortaya çıktığını ya da normalden az enerji harcadığını belirlendi.
Kalbin Düşmanı
Memorial Şişli Hastanesi Kalp Damar Cerrahizi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez de, tatlandırıcıların kalp sağlığını tehdit ettiğine dikkat çekti. Sönmez, 'Diyet tatlandırıcılar, vücut tarafından şeker gelmiş gibi kabul edildiği için vücutta insülin salgılanmasına neden olur. İnsülin muhatap olacak şeker bulamadığı için o kişide hipoglisemi gelişir. Hipoglisemi açlık yaratır ve sürekli yeme ihtiyacı ortaya çıkar. Bunun sonucunda da insülin direnci ortaya çıkar. İnsülin direnci de kalp sağlığı açısından en tehlikeli durumdur' uyarısında bulundu.
UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.