MTÜ'DE MARKA VE KARİYER SOHBETLERİ.. Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, marka, tasarım ve patentlerin dünya ekonomisinde merkezde yer aldığını ifade ederek, “Gayri maddi varlıklar ülkelerin kalkınması için son derece önemli hatta tek çare. Bunun başka bir yolu yok. Ülke olarak daha fazla kalkınabilmemiz, zenginleşebilmemiz için gideceğimiz ikinci bir seçenek yok. Fikri ürünleri üretebilen bir nesil, gençlik yetiştirmek ve bunlara dayalı bir üretim altyapısını oluşturmak zorundayız” dedi. Prof. Dr. Asan, Malatya Turgut Özal Üniversitesi tarafından kariyer ve marka sohbetleri kapsamında düzenlenen ‘AR-GE ve Yenilik Ekosisteminin Fikri Mülkiyet Odaklı Dönüşümünde Üniversitelerin Rolü’ konferansta konuştu.
Konferansa Vali Aydın Baruş, AKP Malatya Milletvekilleri Öznur Çalık, Ahmet Çakır ve Hakan Kahtalı, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Arapgir Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu, Battalgazi ve Yeşilyurt Belediye Başkan Yardımcıları, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, akademisyen ve öğrenciler ile birlikte kamu kurum ve kuruluşlarını temsilcileri de katıldılar.
Konferans öncesinde Malatya Turgut Özal Üniversitesi bünyesinde Patent ve marka Birimi kurulması konusunda Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan ile Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut arasında işbirliği protokolü imzalandı.
-Yeni 3 fakülte bu yıl öğrenci alımına başlıyor, 14 bölüm açılıyor
Konferansın açılışında konuşan Rektör Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, “Üniversitemiz kuruluşunun ikinci yılında; önümüzdeki eğitim yılında Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, İşletme ve yönetim Bilimleri Fakültesi ilk öğrencilerini kabul edecektir. Her 3 fakültemize ve ziraat fakültemize yeni açacağımız yeni bölümleri ile birlikte yaklaşık 14 yeni bölüme öğrenci alacağız. Ziraat Fakültemizin şuanda Bahçe Bitkileri Bölümü ve Bitki Koruma Bölümü aktif olarak bulunuyor. Bu yıl Zootekni Bölümü ile Tarım Ekonomisi Bölümüne de öğrenci alacağız. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültelimizin Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, Elektrik Mühendisliği Bölümü, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Biyomühendislik Bölümü ve Yazılım Mühendisliği Bölümü’ne, Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültemizin Görsel İletişim Tasarım Bölümü, Müzik ve Sahne Sanatları Bölümü ve Mimarlık Bölümüne, İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültemizin İşletme Yönetimi Bölümü, Yönetim Bilişim Sistemleri Bölümü, Muhasebe ve Finans Yönetimi Bölümü ve Konaklama İşletmeciliği Bölümüne öğrenci almayı planlıyoruz. Üniversitemiz temel sloganı; bilim, emek ve özverinin kaliteye dönüştüğü bir üniversitedir. Malatya Turgut Özal Üniversitesi; yerel değerlerden kopmadan evrensel değerlere ulaşan, yerel değerleri evrensele, evrensel değerleri yerele taşıyan uluslararası bir üniversite olma hedefindedir. Bilim, Kalite ve marka hedeflerine aynı doğrultuda yürüyoruz.” şeklinde konuştu.
-“Hedefimiz; Malatya’yı bu konuda ilk 10 il arasında yer almasına katkı ve destek sunmaktır”
Prof. Dr. Karabulut şu şekilde konuştu:
“Günümüzde Bilgi teknolojileri rekabet avantajının en önemli kaynaklarından birisi haline gelmiştir. Bilginin öneminin arttığı bu çağda fikri haklar da her geçen gün değer kazanmaktadır. Bu kapsamda patent, marka, tasarımlar günümüzün ekonomi, kalkınmışlık ve refah düzeyinin göstergeleri olarak görülmektedir. Patent, marka ve tasarımlar ne kadar artıyor ve bu üretime yansıyorsa ekonomide, akademide, bilimde o kadar güçlüsünüz demektir, gücünüz artıyor demektir. Malatya Turgut Özal Üniversitesi bu durumun farkında ve sorumluluk almaktadır. Malatya patent, marka, tasarım ve faydalı model konusunda gelişmeye açık bir ilimizdir. Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nin hedeflerinden biriside Malatya’yı bu konuda ilk 10 il arasında yer almasına katkı ve destek sunmaktır. Bu konu bizim için memleket meselesidir. Göreve başladığımda verdiğim mesajlardan birisi şuydu; akademisyenler olarak laboratuvarda da olacağız tarlada da olacağız, atölyede de olacağız demiştim. Üreten ve büyüyen Türkiye için bu gerekliliğe inanıyorum. Çok kısa bir süre önce Türkiye olarak mutluluk duyduğumuz yerli ve milli otomobil projesi tanıtıldı. Mutluluğumuzun kaynağı asla otomobil üretmek değildir, mutluluğumuzun kaynağı bunun yerli üretilecek olması ve markasını ülkemize ait olmasıdır, teknolojisini n ülkemizin üretiyor olmasıydı.”
Rektör Prof. Dr. Karabulut, “Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak 23 Ekim 2019 tarihin “Malatya Sanayisi ASELSAN’la Buluşuyor” adlı etkinlik düzenlemiştik. ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Prof. Dr. Haluk Görgün bu salonda Malatya Sanayicisi buluşmuştu. Şimdi o toplantının bir sonucu olarak 15 Ocak’ta Ticaret ve Sanayi Odamız ile birlikte 27 firmamızı Ankara’da ASELSAN tesislerine inceleme gezisine götürüyoruz. Hedefimiz, ASELSAN’a Malatyalı sanayicilerin tedarikçi firması olmasıdır. İnanıyorum ki, bu toplantıdan sonrada hem akademisyenlerimiz, hem de sanayicilerimiz patent, marka ve tasarımlar konusunda 2020 yılında Malatya için yeni bir sayfa açacaklardır. Malatya Turgut Özal Üniversitesi, bilimsel çalışmaların toplumsal faydaya dönüşmesine inanmaktadır ve bunun gereğini yapmaktadır. “ diye konuştu.
-“İleriye dönük vizyoner bir bakışla da geleceği de planladığını biliyoruz”
AKP Malatya Milletvekili Ahmet Çakır, “Bizleri, gerçekten Malatya’yı gururlandıran, üniversitemizin Malatya’ya katacağı çok şeyler var. Süreç içerisinde biraz önce sunumda baktığımız zaman hangi aşamalardan geldiğini ne kadar zorluklar içerisinde, kıt imkanlar içerisinde üniversitemizin gerçekten artık toparlandığını, ileriye dönük vizyoner bir bakışla da geleceği de planladığını biliyoruz. Dolayısıyla İnönü Üniversitemizin yanında ikinci bir üniversitemizin de hem İnönü’yü bütünleyecek şekilde ilimizin eğitimine, kültürüne ekonomisine ve bilim sanatına erişmesine ve çok büyük katkılar sağlayacağına yürekten inanıyorum. Bu bir kadro işidir, bunun için önce inanmak lazım hep birlikte şehir olarak bunun etrafında bu hedeflerin amacına ulaşması doğrultusunda bizlerin de elimizden geldiği kadar desteyi de vermek zorundayız, vereceğiz inşallah. Tabi biz dışarıdan takip ediyoruz, bizim için ülkemizin gelişmesi kadar, bölgemizin, şehrimizin gelişmesi bu hem ekonomik anlamda büyümesi, hem sosyal anlamda bir sosyal şehrin oluşması ve kültürel değerin de böyle üniversitelerimizin önceliğiyle hem bilime, hem sanata, hem kültüre hem de ilin sanayisinin gelişmesinde rehberlik edecek kadrolara ve tabi akademisyenlere ihtiyacımız olduğu bir aşikar. Bunu bütün boyutlarıyla başaran şehirler her zaman bir adım öne geçmiştir. Bu süreç içerisinde de, bu yürüyüş içerisinde de Turgut Özal Üniversitemizin de bu yürüyüşe çok büyük katkılar ve değerler katacağına yürekten inanıyorum.” diye konuştu.
Marka, tasarım ve patentlerin dünya ekonomisinde merkezde yer aldığını kaydeden Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, “40 sene önce 70’li yıllarda şirketlerin 100 üzerinden toplam varlıklarının içerisinde sahip oldukları maddi varlıklar, yani binalar, arsalar, arabalar, insan kaynakları yüzde 80’ini oluştururken, fikri varlıklar yüzde 20’nin altındaydı. 2010’lu yıllara geldiğimiz zaman bu piramitin ters döndüğünü görüyoruz. Artık işletmelerin sahip oldukları fikri varlıkların yüzde 80- 90'lara çıkmış durumda. Maddi varlıklar yüzde 20'lerin altına inmiş durumda. Ben bunu kendim bizzat Türk Patent ve Marka Kurumu’nun başkanı olarak Ankara’dan şöyle gözlemliyorum; zaman zaman aile şirketlerinin ayrılması veya her hangi bir şekilde ihtilaf olması durumunda, bizim kurum nezdinde zaman zaman takip ettiğimiz davalarda şirket sahipleri veya aile bireyleri artık şirketlerin patent, marka ve tasarımları üzerinden kavga ediyor. Hiç kimse şirketin şurada arabası var, evi var, arsası var, o ikinci planda. Şirketin markası kimde kalacak, tasarımı kimde kalacak ve patenti kimde kalacak, bunun üzerinden daha büyük bir mücadele olduğunu görüyoruz. " şeklinde konuştu.
Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, “Rektörümüz Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Malatya kayısısının ticarileşmesi ile ilgili olarak, daha fazla katma değer yaratması ile ilgili olarak güzel bir inovasyon projesini paylaştı. Kayısır, bizzat tesisi bende gezme fırsatı buldum, bu anlamda hocamı tebrik ediyorum. Markası da çok güzel. Belki de ileride bu şehrin en değerli varlığı bu marka olacak.” dedi.
-“Tek yolu markalaşmak, özgün tasarımlar, özgün patentler üreterek, birim kilogramdan daha fazla para kazanmak”
Dünyada yıllık bütün ülkelerin gayri safi milli hasılatının toplandığında dünyada bir yılda 100 trilyon dolarlık bir üretilen ekonomi olduğuna aktaran Prof. Dr. Asan, “2018 yılında ilk defa bu ekonominin içerisinde gayri maddi varlıklar yani marka, tasarım, patent değerleri 50 trilyon doları geçti. Markalaşmak, katma değeri yüksek patentler ve tasarımlar üretmek dünyada bu tür bir yarış var. Bu yarışı doğru anlamayıp, ıskalayan ülkelerin dünya rekabet sahnesinde kalma şansları yoktur. Ülkemiz için şuanda 500 milyar dolarlık ihracat hedefi konuldu. 2018-2019 yılında 170 milyar doları aştık. 2013 yılında 150 milyar dolarlık ihracatımız vardı ve o zaman 500 milyar dolarlık bir ihracat hedefi koyduk. Türkiye, bu 500 milyar doları nasıl yakalayabilir? Şuanda 150 ya da 170 milyar doları nasıl elde ediyoruz? 100 milyon ton ürün satarak elde ediyoruz. Malı gemilere dolduruyoruz, tartıya koyduğunuz zaman 100 milyon ton yapıyor. 150 milyar doları 100 milyon tona böldüğünüzde her 1 kilogramdan Türkiye 1,5 dolar para kazanıyor. 500 milyar doları yakalayabilmek için akla gelen birinci yol şu; ürettiğimiz bu 100 milyon tonu 3 katına çıkarırsak ve 300 milyon ton aynı ürünlerden üretirsek o zaman bile 500 milyar doları yakalayamıyoruz, toplam 450 milyar dolar oluyor. Kaldı ki bir ülkenin bir anda üretim kapasitesini 3 kat artırması mümkün değil. Artıramazsınız, artırsanız bile pazar bulamazsınız. Onun için ikinci yol nedir, birim kilogramdan daha fazla para kazanmak. Yani her bir ürettiğimiz kilogramdan daha fazla para kazanmak. Bunun içinde her bir kilogramdan 3,5 dolar kazanabilir, 100 milyon tonu da 150 milyon ton satarsak 500 milyar doları yakalıyoruz. Pahada yüksek ağırlıkta az dediğimiz daha fazla para kazanmamız gerekiyor. Onun için Türkiye’nin gideceği yol budur. Bunu nasıl elde edebiliriz? Bunu elde edebilmemizin tek yolu markalaşmak, özgün tasarımlar, özgün patentler üreterek, birim kilogramdan daha fazla para kazanmak” diye konuştu.
Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, “Marka, tasarım ve patentler dünya ekonomisinin yüzde 80’ini oluşturuyor. Ülke olarak da daha fazla zenginleşebilmemiz için mutlaka ve mutlaka böyle bir yapıya, üretim yapısına geçmemiz gerekiyor. Gayri maddi varlıklar ülkelerin kalkınması için son derece önemli hatta tek çare. Bunun başka bir yolu yok. Ülke olarak daha fazla kalkınabilmemiz, zenginleşebilmemiz için gideceğimiz ikinci bir seçenek yok. Fikri ürünleri üretebilen bir nesil, gençlik yetiştirmek ve bunlara dayalı bir üretim altyapısını oluşturmak zorundayız” ifadelerini kaydetti.
-MTÜ’de patent birimi kuruluyor
Türk üniversitelerinde patent, marka ve tasarım konusunda önemli bir farkındalık olduğuna dikkat çekerek, Türkiye’de yapılan toplam patent başvurularının yüzde 15’ine yakınını üniversitelerden yapıldığını, üniversitelerden 2018 yılında bin 1125 patent başvurusu yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Asan, “Malatya Turgut Özal Üniversitesi ile işbirliği anlaşması imzaladık. Malatya Turgut Özal Üniversitesinde bir uzman birim kuruyoruz. Buradaki görevli arkadaşa patent ve marka konusunda eğitim vereceğiz, öğretim üyelerine, öğrencilere ve hatta Malatya şehrinde talep eden herkesin marka ve patent konularındaki sorularına cevap verecek. Patent ve marka başvurusu nasıl yapılır, bizzat bire bir bütün soruların cevaplarını size verecek.” dedi.
Tören sonunda Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan ile Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nin “Koruma Marka Belgesini” Rektör Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut’a hediye etti.
Güler HAZAR- Ferdi DURDU, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com- Bülten