Güneşli günlerin geride kalması, saatlerin geri alınmasıyla birlikte gecelerin uzaması ve kapalı ortamlarda geçirilen zamanın artması gibi faktörler mevsimsel depresyonu tetikliyor. Kasım ayında tehlike daha da artıyor.
Mevsimsel depresyondan korunmak için hava güneşli olmasa bile gün ışığından mümkün olduğunca yararlanılması gerektiğini belirten Psikolog Çağdaş Artu, mevsimsel depresyonun farklı kentlerde, farklı iklimlerde yaşayan milyonlarca insanı etkilediğin söylüyor.
Artu, “Araştırmalar, kadınların erkeklere oranla daha fazla mevsimsel depresyon (Seasonal Affective Disorder-SAD) tanısı aldığını ve ekvatordan uzaklaşıldıkça semptomların arttığını gösteriyor” diyor.
Mevsimsel depresyonun oluşumunda, serotonin ve noradrenalin gibi hormonların yanı sıra melatonin hormonunun da etkili olduğunu söyleyen Artu, “Melatonin hormonunu üretmekle görevli olan beyindeki epifiz bezi, karanlık ortamlarda bu hormonun üretimini artırır. Meletonin hormonunun insanın fiziksel hareketlerini yavaşlatan, uykulu ve dingin bir ruh hali yaratan doğal bir sakinleştirici özelliği vardır. Özellikle kış aylarında melatonin üretimindeki artışla birlikte depresif belirtilerin görülme sıklığı da artar” diye konuşuyor.
Mevsimsel depresyon açısından kasım ayının daha tehlikeli olduğunu belirten Artu, kasım ayı depresyonunun 17-25 yaş arasında görülme sıklığının daha fazla olduğunu vurgulayor ve aşağıdaki belirtilerden en az beşinin, iki hafta süreyle hemen her gün görülmesinin depresyon belirtisi olduğunu söylüyor:
• Günün büyük kısmında ve hemen hemen her gün üzgün, çökkün duygu durumu,
• Her günkü faaliyetlerde ilgi ve hoşnutluk kaybı,
• Uyumada güçlükler; başlangıçta uykuya dalamama, gece uyanıp bir daha uyuyamama ve sabah çok erken uyanma ya da bazı kişilerde zamanın çoğunu uyuyarak geçirme isteği,
• Faaliyet düzeyinde değişiklik, ajite olma,
• İştah azalması ve kilo kaybı ya da iştah ve kilo artışı,
• Enerji kaybı ve aşırı yorgunluk,
• Olumsuz benlik kavramı, kendini yerme ve itham etme, değersizlik ve suçluluk duyguları,
• Düşüncede yavaşlama ve kararsızlık gibi dikkati toplamada güçlükten yakınma ya da gerçekten güçlük çekme,
• Yinelenen ölüm ve intihar düşünceleri.
İŞ GÜCÜ KAYBINA DA NEDEN OLUYOR
“Mevsimsel değişiklikler, vücut fonksiyonlarında da bir takım değişimlere yol açıyor. Birçok kişide uyku ihtiyacı ve iştah artışı yaşanırken, enerji ve keyif düzeyinde de azalma görülüyor” diyen Psikolog Çağdaş Artu, mevsimsel depresyonun iş yaşamında önemli sorunlara yol açtığını ifade ediyor:
“Enerji ve motivasyon seviyesindeki azalmayla birlikte iş gücü kaybı ortaya çıkar. Depresif belirtiler gösteren çalışanların performanslarındaki düşüş, iş kaybının en önemli sebeplerinden biridir. Ayrıca çalışanlar arasındaki sosyal etkileşim ile depresif belirtiler yaygınlaşır, enerji kaybı, çökkün ve mutsuz ruh hali, isteksizlik ve ilgisizlik gibi şikâyetlerin de arttığı gözlenir.”
NASIL KORUNABİLİRSİNİZ?
Psikolog Artu, mevsimsel depresyonun etkilerinden korunmak isteyenler için şu önerileri paylaşıyor:
• Gün ışığından faydalanın. Hava güneşli olmasa bile sabah ya da öğlen saatlerinde dışarıda zaman geçirin.
• Düzenli spor, en azından her gün yarım saatlik düzenli yürüyüşler yapın.
• Sağlıklı beslenin.
• Besin takviyesi olarak alınabilecek bir multivitamin kullanabilirsiniz, özellikle B vitamini eksikliğinizin olup olmadığını kontrol edin.
• Akşam saatlerinde floresan ışık yerine güneş ışığı renginde olan ampuller kullanın.
• Çalışma ortamınızda gerekli ışık ihtiyacınızı karşılayın.
• Çalışma ortamınızın ısı ayarını kontrol altında tutun.
• Çalışma aralarında müzik dinleyin.
UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.