TESK Yönetim Kurulu Üyesi ve Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (MESOB) Başkanı Şevket Keskin, “1.25 TL’ye bir ekmek alan vatandaştan dönüp 25 kuruş poşet para istemek, 1 TL’ye alınan maydanoz destesi için 25 kuruş poşet parası istemek vatandaşa zulüm etmektir. Bu uygulamada çevre duyarlılığı değil, zengini zengin yapma mantığı yatmaktadır. Bu uygulama doğayı değil, zengini koruma uygulamasıdır. Çevre duyarlılığını çok isteyenler önce ranta göre ayarlanan imar uygulamalardaki kirliliklerin önüne geçerek şehirleri yaşanır hale getirsinler.” dedi.
Plastik poşetleri ücretli hale getiren düzenlemenin 1 Ocak 2019’dan itibaren uygulamaya gireceğini hatırlatan MESOB Başkanı Keskin yaptığı yazılı açıklamada; “Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapılan düzenleme kapsamında 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren plastik alışveriş poşetleri tüm satış noktalarından ücretli olarak alınacak. Plastik poşetleri ücretli hale getiren düzenleme ile ücretin en az 25 kuruş olması öngörülüyor. 1.25 TL’ye bir ekmek alan vatandaştan dönüp 25 kuruş poşet parası istemek, 1 TL’ye alınan maydanoz destesi için 25 kuruş poşet parası istemek vatandaşa zulüm etmektir. Bunun gibi birçok örnek gösterilebilir. Plastik alışveriş poşetlerinin ücretli hale getirilmesi, bu sektörü teşvik etmektir. Öncelikle poşetlerin üretimini sağlıklı şekilde kullanılabilir hale getirsinler. Bu konuda sanırım bakanlığın zenginlere karşı yapabileceği bir şey yokki, direk vatandaşın üzerine gidiyor. Bu uygulamada çevre duyarlılığı değil, zengini zengin yapma mantığı yatmaktadır. Bu uygulama doğayı değil, zengini koruma uygulamasıdır. Çevre duyarlılığını çok isteyenler önce ranta göre ayarlanan imar uygulamalardaki kirliliklerin önüne geçerek şehirleri yaşanır hale getirsinler. Doğayı korumak isteyenler tarım arazilerini imara açarken, ağaçları kesip gökdelenleri tek tek dikerlerken, uzaydaki doğayımı korumuş oluyorlar? Alışverişteki poşetleri ücretli hale getirinler, belediyelerin kullanmış olduğu poşetleri uzayamı gönderecekler? Esnaf ve sanatkar camiası olarak elbette doğayı koruma konusunda herkes gibi duyarlı olacağız, ama kanunları hazırlayanlar, yönetmenlikleri hazırlayanlar önce samimi olsunlar. Yönetmenlikleri zengine göre ayarlamasınlar. Doğayı koruma konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gerçekten çok samimi ise tarım arazilerinin konut alanına dönüştürülmesini engelleme konusunda çalışma yürütsün, ranta göre verilen imar uygulamalarını engellesin. Maalesef hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve hemde belediyeler, büyük konutların çevresine çim ekilmesini, kaldırımlara çim ekilmesini doğayı koruma şeklinde algılıyor.” ifadelerini kaydetti.
Bülten