Eğitim-Bir-Sen Malatya Şube Başkanı Kerem Yıldırım yükseköğretime geçiş sisteminin değiştirilmesi ile ilgili olarak, "Adayların girecekleri sınavların kapsamlarının daraltılmış olması ortaöğretimi olumsuz etkileyecektir” dedi.
Eğitim-Bir-Sen Malatya Şube Başkanı Kerem Yıldırım yükseköğretime geçişte uygulanacak yeni sistemi değerlendirdi. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanının 12 Ekim tarihinde yaptığı açıklama ile yükseköğretime geçişte uygulanacak yeni sistemin ayrıntılarını kamuoyuyla paylaştığını hatırlatan Yıldırım, daha önce LYS ve YGS ismiyle aşamalı olarak uygulanan sınavın yeni adının Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) olarak değiştirildiğini anımsattı.
YKS’nin Haziran ayının ilk Cumartesi günü iki oturumda gerçekleştirilmesi, sabah birinci oturumun, öğleden sonra ikinci oturumun, dil sınavının ise aynı haftanın Pazar günü yapılmasının planlandığını belirten Yıldırım, “Birinci oturum olan Temel Yeterlilik Testinde temel Türkçe ve Matematik bilgisinin ölçülmesi amaçlanmıştır. İlk aşama sınavının puan hesaplaması şu şekilde yapılacaktır. İlk aşama sınavı, önlisans programlarına yerleşme ve ikinci sınavın puanının hesaplanması için ön şart olarak konulmuştur. 150 puanın altında alanların ikinci aşama sınav puanı hesaplanmayacak, 150 puan ve üzeri alanlar önlisans programlarına yerleşmek için bu puanı kullanacaktır. İlk aşama sınavında 180 ve üzeri puana sahip olanlar lisans programı tercih edebileceklerdir. Buna ilaveten, ilk aşama sınavında 200 ve üzeri puan alanlar, bu puanı bir sonraki yıl da kullanabilecekler. İkinci oturumda ise Türk Dili ve Edebiyatı-Coğrafya 1, Sosyal Bilimler, Matematik ve Fen Bilimleri olmak üzere, dört test yer alacak ve her bir testte toplam 40 soru sorulacaktır. Sözel alandan bir programa yerleşmek isteyenlerin Türk Dili ve Edebiyatı-Coğrafya-1 ve Sosyal Bilimler testlerini, sayısal alandan bir programa yerleşmek isteyenlerin Matematik, Fen Bilimleri testlerini, eşit ağırlık alanından bir programa yerleşmek isteyenlerin ise Türk Dili ve Edebiyatı-Coğrafya-1 ve Matematik testlerini cevaplaması gerekmektedir. Puan hesaplaması sürecinde her bir testin ikinci aşamanın puanlamasına katkısı yüzde 50 oranındadır. Toplam yerleşme puanı hesaplamasında ilk aşama sınavının puanının yüzde 40 ve ikinci aşama puanının yüzde 60’ı dikkate alınacaktır. Ortaöğretim başarı puanının hesaplamaya katkısında bir değişiklik yapılmamış ve meslek lisesi mezunlarına alan odaklı ek puan uygulamasının devam etmesi kararı alınmıştır” ifadelerini kullandı.
Yıldırım, yeni sistemde bazı eksiklikler bulunduğunu kaydederek, “Milyonlarca adayı, aileyi ve toplumun geleceğini ilgilendiren üniversiteye giriş sisteminde yapılacak değişikliklerin, eğitimin ilgili paydaşlarıyla görüş alışverişi yapılmadan, konunun hassas ve sıkıntılı noktaları tecrübeler ışığında değerlendirilmeden, dahası demokratik teamüller yerine getirilmeden Yükseköğretim Kurulu tarafından açıklanması, bir eksiklik olarak görülmektedir. YGS’ye ve LYS’ye göre yeni sınavın fiilen tek aşamaya indirilmiş olması ve toplam soru sayının azaltılmış olması, ölçme ve değerlendirme ilkeleri çerçevesinde değerlendirildiğinde, sınavın geçerliliğini azaltmıştır. YGS’de 40 Türkçe, 40 Sosyal Bilimler, 40 Matematik ve 40 Fen Bilimleri sorusu ile toplamda 160 soru sorulurken, yeni sistemde 40 Matematik ve 40 Türkçe sorusu sorulacaktır. LYS’de ise Matematik ve Geometri testlerinde toplam 80 soru, Fizik, Kimya ve Biyoloji testlerinde toplam 90 soru, Türk Dili ve Edebiyatı ve Coğrafya 1 testinde toplam 80 soru, Tarih, Coğrafya 2 ve Felsefe testlerinde toplam 90 soru sorulurken yeni sistemde her bir testte 40 soru sorulacaktır. Özetle, sınavdaki toplam soru sayısının azaltılması, ölçmenin daha az hassas yapılması anlamına gelmektedir. Soru sayısının azaltılması nedeniyle, aynı sayıdaki nette çok fazla sayıda öğrenci yığılabilecektir” dedi.
Adayların girecekleri sınavların kapsamlarının daraltılmış olmasının ortaöğretimi olumsuz etkileyeceğini söyleyen Yıldırım, “Yeni sistemin ilk oturumunda Sosyal ve Fen Bilimleri alanındaki sorular tümüyle kaldırılmıştır. Bu kapsam daraltması, öğrencilerin daha tek yönlü bir şekilde yetişmesine, temel Sosyal ve Fen Bilimleri alanındaki dersleri ihmal etmelerine neden olacaktır. Bu ise lise eğitimini olumsuz etkileyecek bir husustur” şeklinde konuştu.
İki sınavın aynı gün yapılmasının ve ilk aşama sınavının sonuçlarının açıklanmadan ikinci aşama sınava girilmesinin, aşamalı sınav mantığına aykırı olduğunu dile getiren Yıldırım, "Öğrencilerin sabah oturumundaki sınav sonuçları belli olmadan ikinci sınava girmeleri, sınavın kendisini ve sonuçlarını sürekli tartışmalı hâle getirme ihtimalini içinde barındırmaktadır. İlk aşama sınavından alınan 200 ve üzeri puanın bir sonraki yıl da kullanabilecek olması önemli bir değişikliktir. Bu durumda, ilk aşama testlerinde mutlaka test eşitlemesinin yapılması ve soruların yeterlilik düzeylerine göre hazırlanması gerekir. Aksi takdirde, kamuoyunda, ilk aşama sınav puanlarının iki yıl kullanılması büyük tartışmalara neden olacak, bir önceki yılın sınavının daha kolay olduğu ve birinin bundan dolayı daha yüksek puan aldığı ama soruların sonraki yılda zor olduğu ve düşük puan aldıkları gibi tartışmalara kapı aralayacaktır” diye konuştu.
iha