Bir özel televizyon kanalında kadınlara yönelik olarak yaptığı programı 5 ay önce yayından kaldırılan Ayşenur Yazıcı, kitaplarını imzalamak üzere geldiği Malatya'da katıldığı bir sohbet toplantısında ilginç değerlendirmelerde bulundu. Ayşenur Yazıcı ayrıca 5 aydır işsiz olduğunu söyleyerek, iş bulabilmek için estetik ameliyat da geçirdiğini belirtti.
Malatya'nın Battalgazi ilçesinde düzenlenen "1. Uluslararası Katılımlı Melita'dan Battalgazi'ye Tarih-Arkeoloji-Kültür-Sanat Günleri" kapsamında kitaplarını imzalamak üzere Malatya'ya gelen Ayşenur Yazıcı, Malatya Rotary Kulübü'nün "Dostlarla Sohbet Günleri" toplantısına katıldı.
Altın Kayısı Oteli'nde gerçekleştirilen "Dostlarla Sohbet Günleri" toplantısında, kendisinin hayat hikayesinin anlatılmasından sonra kürsüye gelen Yazıcı, "Türkiye Cumhuriyeti'nde 5 aydan beri işsiz olanlardan birisiyim. Sonuçta işim yok, tek başıma hayatımı sürdürüyorum" dedi.
Ayşenur Yazıcı, "Bundan 1 ay önce 48 bin kilometre bakımımı yaptırdım. Bundan 1 ay önce 47'yi bitirip, 48'e girdiğim için gidip gözaltı torbaları taktırmıştım. Dedim herkes bir tarafını yaptırıyor, benim de bir tarafımı yaptırmam lazım. Ankara'da çok tatlı bir doktor bey var Numune Hastanesi'nde. 'Aşkım illa bir yerlerini yaptırmak istiyorsan, gel gözaltı torbalarını alalım' dedi. Çünkü adam baktı, 'Piyasada beni gör, bana bak, beni sev' diyen 70 milyon insan dolaşıyor Türkiye'de.
Bunun içindir ki, reklam sektöründe sizin maddi gücünüzü aşan şeyler olsa da, ilgi alanınızın dışında şeyler olsa da hepinizin aklında bir kere 'Ah bunu da alsam' diye geçer. Tıpkı benim gördüğüm gibi. Seda Sayan ayda 110 bin dolar kazanıyorsa, ben de 'Belki 48 bin kilometre bakımımı yaptırırsam, hiç olmazsa, ayda 15 bin dolar veren biri çıkabilir' diye düşünerek, gittim göz altlarımdan başladım" ifadelerini kaydetti.
Türkiye'de toplumu televizyonun eğittiğini ifade eden Ayşenur Yazıcı, "Türkiye de Amerika'dan sonra televizyon önünde çok vakit geçiren toplum olduğu için hepimizi televizyon eğitiyor. Hepimizin içinde hem şeytan, hem de melek var. Melek daha fazla enteresan şeyler söyleyemiyor size. Çünkü iyilik zaten doğanızda olan bir şey. O zaten bir süre gelmeli. Ama herkesin içinde üstüne meleğin oturması istediği o zavallı şeytan, daha enteresan, daha kurcalanası, daha böyle ilginizi çekecek gizli şeyleri dürttüğü için ister istemez hepimiz bir parça daha meyil duyuyoruz. İşte o zaman haber bültenlerini açıyoruz. O zaman dizileri açıyoruz. Onlar bizim içimizdeki şeytanı dürtüyor. Ben şuna çok eminim ki, 23 senelik televizyonculuk hayatımda, eğer televizyon kanalında adamın karısını sokağın ortasına yatırıp, 53 yerine her 10 saniyede bir bıçağı sokup çıkarmasını göstermeselerdi, bugün belki 10 kadın daha az bıçaklanacaktı kocası tarafından. Televizyon öğretici olduğu kadar, akıl verici olarak da bir şeyler iletiyor. Bunun kontrol mekanizması tabi ki, o kanalların genel müdürlerinde, haberi hazırlayan, bültenin içeriğine karar verenlerde. Onlar da içlerindeki şeytanın sürekli fısıldadığı reytingin üzerinde çalışıyor. İçinizdeki şeytanı dürten her şey de sizi oraya pür tuttuğu için sürekli şeytanı çalıştırarak, reyting alıyoruz" şeklinde konuştu.
Ayşenur Yazıcı, "Kasım'da bir şeyler ayıklanacak içimizden. Üzüntüyle bir ayıklanma olacak toplum içerisinde. Ama nedir bilmiyorum. Bazı taşlar ayıklanacak. Mart ayında ise çok güzel bir yenileme sürecini göreceğiz" dedi.