Malatya’da, 3-4 Ekim Dünya Yürüyüş Günü nedeniyle, Malatya İl Halk Sağlığı Müdürlüğü'nün "Hadi yürüyek" sloganıyla 3 Ekim'de saat 10.00'da Kongre Kültür Merkezi önünde başlayıp Valilik önünde (Sıtmapınarı) sonlanacak yürüyüş düzenleyeceği bildirildi.
Malatya İl Halk Sağlığı Müdürü Doktor Kemal Şener, konuyla ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada, yürümenin önemini vurgulayarak, "Kronik hastalıkların ortak risk faktörlerinden birisi olan fiziksel inaktivite (fiziksel hareketsizlik), dünya genelindeki ölüme neden olan risk faktörü sıralamasında dördüncü sırada yer almaktadır. (Dünya genelindeki ölümlerin yüzde 6'sı) Meme ve kolon kanserlerinin yaklaşık yüzde 21-25’inin, diyabetin yüzde 27’sinin ve iskemik kalp hastalığının yüzde 30’unun ana nedeni olduğu tahmin edilmektedir" dedi.
Doktor Şener, fiziksel aktivitenin ne olduğu hakkında şunları belirtti:
"Fiziksel aktivite enerji kullanarak vücut hareketlerini anlatmak için kullanılan uluslararası bir terimdir. Fiziksel aktivite günlük yaşam içerisinde kas ve eklemlerimizi kullanarak enerji tüketimi ile gerçekleşen, kalp ve solunum hızını arttıran ve farklı şiddetlerde yorgunlukla sonuçlanan aktiviteler olarak tanımlanabilir. Yürüme, koşma, sıçrama, yüzme, bisiklete binme, çömelme kalkma, kol ve bacak hareketleri, baş ve gövde hareketleri gibi temel vücut hareketlerinin tümünü ya da bir kısmını içeren çeşitli spor dalları, dans, egzersiz, oyun ve gün içerisindeki aktiviteler fiziksel aktivite olarak kabul edilebilirler. Egzersiz, düzenli olarak yapılan fiziksel aktivitedir. Egzersiz, düzenli ve tekrarlı vücut hareketlerini içerir."
Dr. Şener, fiziksel aktivite ve sağlık konusunda şu ifadeleri kaydetti:
"Sağlık; bireyin bedensel, ruhsal ve sosyal anlamda tam bir iyilik halinde olması olarak tanımlanır. Fiziksel aktivenin sağlığımız üzerine etkileri temelde üç başlık halinde incelenebilir. Bedensel sağlığımız üzerine olan etkileri, ruhsal sosyal sağlığımız üzerine olan etkileri, gelecekteki yaşantımız üzerine olan etkileri... Haftada 3-4 kez yapılan, 30-60 dakikalık orta şiddette fiziksel aktivite bile genellikle sağlığımız üzerinde olumlu etkileri açığa çıkarmaya yeterlidir. Fiziksel aktivite programına olası risk ve tehditler açısından önlemler alındıktan ya da mevcut duruma uygun aktivite tipini içeren bir program yapıldıktan sonra başlanması gerekmektedir. Oluşturulan aktivite programlarında, kişinin fiziksel aktiviteyi yapma sıklığı, süresi ve yoğunluğu dikkate alınarak ilerleme basamakları belirlenmelidir. Böylece fiziksel aktivitenin sağlık üzerindeki olumlu etkileri arttırılmış ve kalıcı hale getirilmiş olur. Aktif yaşam tarzı bir alışkanlık haline getirilmediği takdirde belirli bir süre aktivite ile düzenlenen vücut sistemleri, aktivitenin bırakılmasının ardından oluşan yararlı etkilerini hızla kaybetmeye başlar. Düzenli fiziksel aktivite yapılması kalp ve beyin fonksiyonlarının düzenlenmesinin yanı sıra bazı hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde de son derece önemlidir."
Şener, düzenli fiziksel aktivitenin yararlarına da şöyle değindi:
"Zevklidir, yaşam süresini ve kalitesini artırır, mental yeteneği geliştirir, hayata bakış açısını olumlu yönde etkiler. Enerji harcamasına neden olduğu için, vücut ağırlığının dengede tutulmasına yardımcı olur. Yağ dokusunu azaltır, kas dokusunu arttırır. Kemik yoğunluğunu arttırır. (Osteoporoza karşı koruyucudur) Kalp- damar hastalıkları riskini azaltır. Çocuklarda büyüme ve gelişme faktörlerinin salgılanmasını artırır. Böylece büyüme ve gelişme hızlanır. Yaşlılarda günlük aktiviteleri sürdürebilme yeteneğini geliştirir."
Dr. Şener, son olarak önerilerini şöyle sıraladı:
"Uzun süre hareketsiz kalmış bireyler egzersize başlamadan önce sağlık kontrolünden geçmelidir. Aktivite düzeyi yavaş yavaş artırılmalı ve kısa sürede çok yoğun aktivite yapılmamalıdır. Haftada en az 3-4 kez 30-45 dakika süren orta şiddetli egzersizler en uygun olanıdır. Ancak bu konuda sağlık personelinden yardım alınmalıdır. Bütün egzersizlerin düzenli olarak yapılmasına dikkat edilmelidir."