Türk Ocakları Malatya Şube Başkanı Nadir Günata, Ozan Ceyhun'un Türkiye'nin Avusturya Büyükelçiliği görevine atanmasına tepki gösterdi.
Günata, yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi:
"Avrupa’da Türk’lük ve Türkiye aleyhtarlığını doğrudan yapan ülkelerin başında Avusturya gelmektedir. Bu ülke zihninde halen İkinci Viyana Kuşatmasının korkusunu yaşamakta ve Türk’lere karşı her alanda ayrımcılık yapmaktadır. Viyana Türkiye ile ilgili her konuda AB bünyesinde aleyhimize tavır almaktadır. Bizim için önemli olan böyle bir ülkeye Ozan Ceyhun isimli kişinin büyükelçi olarak atanmasıdır.
Ozan Ceyhun Türkiye’de komünist bir yönetim oluşturmaya çalışan örgütlerle beraber olmuş, 12 Eylül öncesinin eylemcilerinden biri olup onlarca Ülkücü gencin şehdetine sebep olan Dev-Yol üyesidir. Ozan Ceyhun karanlık kimliği ile bilinirken Mustafa Erol isimli ülkücü gencin katili sıfatıyla aranırken Avusturya’ya kaçıp oradan Almanya’ya geçerek sığınma talebinde bulunmuş, Alman Yeşiller Partisi’nde görev alıp daha sonra Alman Sosyal Deokrat Partisi’nden Avrupa Parlementosu milletvekli olmuştur. Doğal olarak partisinin görüş ve felsefesine uygun olarak Türkiye’nin bölücü terör ve Ermeni meselesi gibi milli meselelerine aykırı politikalar yürütmüştür. Bu arada Türkiye’deki yoldaşları ile irtibatını sürdürerek Dev-Yol’cuların gazetelerinde yazılar yazmaya devam etmiştir.
Ozan Ceyhun 10 yıl kadar önce ani bir manevra ile iktidar partisi AKP’ye geçiyor. Türkiye’de önce müşavir ardından 2015 seçimlerinde İzmir’den 5. sıra milletvekili adayı yapılıyor. 50 yaşına kadarDev-Yol çizgisini değiştirmeyen bu militan bütün geçmişini, zihniyetini, bütün doğru-yanlış değerlerini çizip “Değiştim” diyerek iktidarda yerini alıyor. Siyasi iktidar particilik açısından partisinin hesabını yaparak kadrosuna dahil edebilir. Sonuçta bu karar bir parti meselesidir ve ancak partililer eleştirebilir. Fakat büyükelçilik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Türk Milleti’nin yurtdışında temsil edildiği özel bir makamdır. Bu makama devleti her yönüyle temsil edebilecek liyakatte, milli vasıflı insanlar getirilmezse ileride ciddi sorunlar yaşanır.
Bu şahsa siyaseten güvenebilirsiniz ancak Devlet adına rahat davranamazsınız. Zira Devlet’in en mahrem kozmik sırlarını emanet ediyorsunuz. Yakın zamana kadar HDP’yi savunan birisine bu derece güvenmek doğru bir yaklaşım değildir.
Tarihi deneyimi ve diplomasisi geleneği olan koskoca bir dışişleri bakanlığı bu tür yanlışlara düşmemelidir.
Bir ülkücü katilinin hayati bir göreve atanması büyük bir infialdir, derhal düzeltilmelidir.
Bu kritik dönemde iktidar açısından yeni sorunlar yaşanmamalıdır."
Bülten