Doğan Yayın Holding (DYH) 'nin dün Malatya çıkarmasını Hürriyet Gazetesi'ndeki köşesine taşıyan M Y. Yılmaz'ın izlenimleri şöyle;
MALATYA denilince çoğumuzun aklına şarkı olarak Malatya, Malatya bulunmaz eşin gelir, bense Malatyalı Fahrinin şarkısını mırıldanırım içimden: Sarı kurdelem sarı / dağlarda gördüm yari...
Uçağımızın tekerlekleri Malatya Erhaç Havaalanına değdiğinde dilimde yine bu şarkı vardı.
Doğan Yayın Holdingin Anadoludaki Avrupa toplantılarının Malatya Buluşması bir mutlu tesadüf eseri, 4 Ekim gününe denk gelmişti.
Ve konu da kaçınılmaz olarak bir gün önce Lüksemburgda olup bitenlerin ilerideki yaşamlarımıza nasıl yön vereceğinde düğümlendi.
Toplantımız, Anadoluda benzerlerine az rastlanacak mükemmellikteki bir salondaydı.
İnönü Üniversitesinin salonunu dolduranlar arasında sadece sanayici ve tüccarlar değil, öğrenciler ve öğretim üyeleri de vardı.
Gördüğüm şey şu oldu: Türkiye bir gün önce ABnin aday üyesi olduğunu dünyaya ilan etmiş ve fakat kimse bundan dolayı en ufak bir heyecan duymuyor!
Özellikle de gençler!
Hayallerinde önlerinde açılacak Avrupa kapıları yok. Orada master yapmak, orada iş bulmak, yeni bir hayat kurmak yok.
Düşünüyorum da galiba günümüz gençliğinin hiçbir hayali yok!
Hayali olmayan bir gençlik.
Hayali olmayan bir insan kendisine nasıl bir gelecek kurabilir ki?
Tamam, bizim kuşağımız gibi büyük hayaller kurup birbirlerini öldürmesinler ama bu yaşta hayalsiz de yaşanmaz ki!
Konuştukça Malatyadaki işadamlarının daha büyük hayalleri olduğunu fark ediyorum.
Kayısı unu yapmaktan, kayısı pekmezinin patentinden, kayısı cirosunu dörde beşe katlamaktan söz ediyorlar.
Pamuk yetişmeyen bir ovanın orasına burasına dağılmış dev fabrikalarda, dışardan getirilen pamukla iplik yapıp, denim kumaşı üretmelerinden de belli oluyor bu durum.
Yemekte, İnönü Üniversitesini bitirmiş çok genç bir tüccar ile konuşuyorum.
Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, cep telefonu ithal edip bütün bölgeye dağılmış mağazalarında sattığını anlatıyor.
Ona soruyorum: Bu bölgede en çok hangi tip telefon ilgi görüyor?
Düşüncem o ki biraz eski de olsa ucuz modeller burada daha çok iş yapabilir.
Yanıtı şöyle: Bizim hemşerilerimiz en son model hangisiyse onu almak ister. Yeni model gelince, eskilerini satmak çok zor oluyor.
Doğunun insanı belli ki yaşamında sadece yenilik istiyor.
Üniversite binasında kurulmuş İnönü Müzesi, bize Türkiyenin çıktığı büyük yolculuğun nereden ve hangi şartlar altında başladığını bir kez daha hatırlatıyor.
Havaalanına doğru giderken o büyük devrimcileri anıyorum bir kez daha.
Bugünlere onlar sayesinde geldik, nur içinde yatsınlar.