Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Şube Başkanı Ali Ekber Tunçdemir, AB üyelik görüşmeleri öncesinde, AB'nin Türkiye'ye karşı olumsuz politikaların giderek arttığını söyledi.
Tunçdemir, yaptığı yazılı açıklamada şöyle dedi:
"3 ekim 2005 tarihinde bildiğiniz gibi AB Türkiye arasında üyelik görüşmeleri başlayacaktır. Avrupa Birliğine üye ülkeler, masaya oturma tarihi yaklaştıkça, Türkiyeye karşı olumsuz politikalarını gittikçe daha da arttırmaktadırlar.
Ülkemizin bu katılım süreci içerisinde bugüne değin yaşadıkları göstermektedir ki batılı emperyalistler; LOZANda 80 yıl önce kaybettikleri SEVRi tekrar yaşama geçirmek için uğraşmaktadırlar. Lozan da Türkiyeden istedikleri ödünleri alamayan Avrupanın cebine koyup sakladıklarını şimdi önümüze sürmekte olduğu açıkça ortadadır.
Türkiye artık yeniden Avrupanın hasta adamı olarak görülmektedir. Yaklaşık 200 yıllık bir tarih sürecinde, demokratikleştirme, iyileştirme önerileri ile Osmanlı İmparatorluğunu tarih sahnesinden silme noktasına getiren bu düşünce bugün de Türkiye Cumhuriyeti Devletini aynı şekilde yok etmek için aynı yaklaşımı göstermektedir.
Mustafa Kemal Atatürkün çağdaş uygarlık hedefini, işin kolayına kaçarak Avrupa Birliği olarak algılayan bazı politikacıların ve onların destekçisi kimi medya mensuplarının istenen ödünleri olağan gösterip kamuoyunu yanılttıkları her geçen gün biraz daha anlaşılmaktadır. Avrupa Birliği kriterleri arasında yer almadığı halde Kıbrıstan istenen ödün bunun son örneğidir. Kıbrıs, yitirilmektedir. Bu gidişin sonunda sırada Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu vardır.Türk halkı tepkisiz kaldığı sürece en çok 20 yıl içinde Türkiye, Sevr koşullarını kabullenmek zorunda bırakılacaktır.
Türkiyenin hedefi çağdaş uygarlık tır; kendini çağdaş olarak gösteren emperyalistlere tam ya da yarı sömürge olmak değildir.
Türkiyenin de Avrupa Birliğine üye olmak için başlatılacak müzakere sürecinde bazı kriterleri olmalıdır.
Bu kriterlere göre: Ülkemizin ulusal çıkarları zedelenemez. Ulusal onurumuz ile oynanamaz. Ekonomik çıkarlarımız bozulamaz. Ulusal bütünlüğümüze dokunulamaz.
Türkiye açısından bu ulusal kriterlerin herhangi birinin yer almadığı bir müzakere süreci ucu açık ya da kapalı ne olursa olsun asla ve asla kabul edilemez.
Türk halkı dün olduğu gibi bugün de ulusal kriterlerden verilecek ödünleri ULUSAL ONURUMUZ, ULUSAL ÇIKARLARIMIZ adına asla kabul etmeyecektir.
Bize bırakılan bu armağanın doğurduğu sorumlulukların bilincinde olduğumuzu bir kez daha dile getiriyoruz."