Mimarlar Odası Malatya Şube Başkanı Yunus Emre Fidanel, 6 Şubat 2023 depremleri sonrası başlatılan imar ve inşaat çalışmalarının 'vasatın altında bir projeyle' gerçekleştirildiğini, dönüşü olmayan çok radikal teknik hatalar yapıldığını öne sürdü.
Fidanel, Bülent Yalvaç'ın Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı Bİ'KENT Dergisi'nde "Kötü Günler Geride Kaldı, Daha Kötü Günler Bizi Bekliyor" başlığıyla yazdığı yazıda saptamalarını ve eleştirilerini şöyle aktardı:
"6 Şubat depremlerinden sonra çarşımızın ayağa kaldırılması adına yapılan birçok toplantıya katıldık. Kent hafızasını ve kültürünü yaşatarak doğru bir planlama yapılması adına sayısız önerilerde bulunduk. Diğer illerde olduğu gibi Malatya’da da yerel paydaşların önerileri dikkate alınmadan hızlıca ve üzerinde düşünülmeden hazırlanan projeler uygulanmaya başlandı. Bu hafta belediyeler, STK'ler, akademisyenler ve teknik meslek odalarıyla çarşı merkezde yapılan inşaatların incelenmesi adına bir gezi düzenledik.
Bakanlarımızın Malatya ziyaretlerinde bu şantiyelerin bir bölümünü birkaç defa görme şansımız olmuştu. Bu haftaki gezimizde daha detaylı bir inceleme yapma imkânımız oldu. Yoğun olarak Mimarlar Odamızın üyesi mimarlarımızla gezi esnasında ve sonrasında değerlendirme yapma şansımız oldu. Netice olarak ilk günden beri dile getirdiğimiz konuların kesinlikle dikkate alınmadan ezbere ve hak sahipliği dâhil hiçbir hassasiyet gösterilmeyen bir projenin hayata geçirildiğini teyit etmiş olduk. Vaziyet planı üzerinden gidersek birbirine çok yakın yüksek katlı blokların varlığı, yolların ve yeşil aksların düşünülmeden yapılması, Malatya kültürüne uzak iç avlulu dükkânlar, ihtiyacın çok çok altında hazırlanmış küçük dükkânlar, blokların arasındaki 3-4 metrelik kot farkları, yaklaşık 15-20 merdiven basamaklarıyla ulaşılabilecek sayısız dükkân....
Yani neresinden bakarsanız bakın vasatın altında bir projeyle karşı karşıyayız. Biz mimarların gördüğü hataların birçoğunu esnafımız veya vatandaşımız göremeyebilir. Cinayete şahit olan kişinin üzerindeki korku ve psikolojik baskı tam olarak omuzlarımıza çökmüş durumda. Dönüşü olmayan çok radikal teknik hatalar yapılmış durumda. Her şeye rağmen ölü bizim deyip cenazeyi kaldırmak zorundayız. Elimizi eteğimizi çekmemiz işleri çok daha kötü bir noktaya taşır endişesiyle bu alanların cephelerinin ve sokak projelerinin bir ucundan tutup öneri geliştirmemiz gerektiğini biliyoruz. Yapılan yanlışı ne kadar düzeltsek o kadar kârdayız. Bu alanları inşa eden Emlak Konut, teslim yapıldıktan sonra çıkıp gidecek ama biz Malatyalılar olarak bu alanın içinde yaşayacağız. Bu sebeple sonuna kadar mücadele verip en azından cephe ve sokak projelerindeki önerilerimizi uygulatana kadar yüksek sesle her yerde dile getirmeye devam edeceğiz.
Özellikle iki konu bizleri ciddi sıkıntıya sokacak. Birincisi, mülkiyet hakkı. Eskiye nazaran çok küçük metrekarelerde dükkânların yapıldığını biliyor ve görüyoruz. Esnafımız teslimlerden sonra yeni dükkânını metraj ve konum olarak kabul etmeyebilir. İkincisi ise düzayak yapılmayan dükkânlar. Birkaç basamaklı dükkânın bile esnafın işlerinde problem yaşattığı ve düzayak dükkânların yapılması gerekirken 15-20 basamaklı dükkânların yapıldığını sahada gördük. Benim gözüme ilk çarpan ve şok etkisi yaratan problem, bu iki konudur. Bu durumdan kimsenin haberi yok maalesef. Bu yüzden diyorum ki kötü günler geride kaldı, daha kötü günler bizi bekliyor!
Akıllara gelen bir başka problem ise bu blokların inşaatları bittikten sonra sokak çalışmaları, kaldırımlar, yeşil örtü ve alt yapı gibi işlerin Büyükşehir Belediyesine bırakılması. Böyle bir durumla karşılaşırsak ciddi bir kaos olur. Belediye, bu hatalı projenin müsebbibi olarak görülür ve mağdurlar belediyenin kapısını aşındırır. Böyle bir durumla da inşallah karşılaşmayız.
Bir diğer önemli konu, felaket tellallığı yapan kişiler. En ağır travmaları yaşayan Malatya'mızla alakalı konuşurken üç sefer düşünüp bir sefer konuşmamız gerekirken hiç düşünmeden beş sefer konuşan yaygaracıları görüyoruz. Yakın tarihte Doğanşehir’de meydana gelen 4.6 büyüklüğündeki depremden sonra Sayın Prof. Dr. Naci Görür, Malatya’yı 7'nin üzerinde bir deprem beklediğini söyledi. Bu açıklamasının ardından tüm şehir bir anda sessizliğe büründü. Âdeta 6 Şubat’ta yaşadığı depremin dejavusunu iliklerine kadar hissetti.
Elbette Sayın Naci Görür'ün ilmini, bilgisini, tahminlerini sorgulamıyorum. Teknik olarak haklı mı, haksız mı; bunu da bilemem. Haklı da çıkabilir, çok şiddetli bir deprem meydana gelebilir de. Ancak bunu açıklarken hassas ve korku içerisinde yaşayan bir halkın yüzüne bir anda gelişigüzel şekilde söylemesi doğru değil. İnsanların paniklemesi bile şehrin tümüne etki edebiliyor. Esnafın işlerine bile bir anda tesir ediyor. Bu yüzden her doğru her yerde, her istenildiği gibi söylenmemeli; diyorum. Konunun muhatabı olan herkesi daha dikkatli olmaya davet ediyorum."
Bİ'KENT Dergisi
FOTOĞRAFLAR: Malatya il merkezindeki imar ve inşaat çalışmalarının son görüntüsü