- Malatya’nın son zamanlarda yaşadığı su kesintilerinin bir dönem kriz düzeyine ulaşması, MASKİ’nin sorgulanmasını gerektiriyordu.
Güler HAZAR
Doğal kaynaklar üzerindeki endüstriyel baskılar, hızlı nüfus artışı ve plansız kentleşme, olumsuz yansımalarını en çok da doğal kaynakların sürdürülebilir olmaktan çıkarılması ve çok sayıda başlık altında incelenebilecek çevre sorunları ile gösterdi.
Gerek Birleşmiş Milletler gerekse Avrupa Birliği tarafından gerçekleştirilen uluslararası düzeydeki toplantıların ve sempozyumların en önemli alt başlıklarını doğal kaynakların korunması ve su kaynaklarının yönetimi gibi konular oluşturdu.
Su kaynaklarının korunarak su yönetiminin tek elden sağlanması amacıyla Avrupa Birliği’nin Türkiye ile açtığı müzakerelerin 27. Maddesini Çevre Faslı oluşturuyor.
AB Çevre Faslının Su Çerçeve Direktifi ve bu direktifin alt başlığı olarak İçme Suyu Direktifini ulusal mevzuatına uyumlulaştıran Türkiye’de, içme suyu yönetiminin aktörlerinin başında yerel yönetimler ve yerel yönetimlere bağlı, idari ve mali özerkliğe sahip su ve kanalizasyon idareleri geliyor.
Çok değil, 15-20 yıl öncesine kadar; yeşili ve bol - bereketli suyu ile anılan Malatya şimdilerde ciddi anlamda su sıkıntısı yaşıyor. Özellikle iki ay kadar önce ortaya çıkan planlı ya da plansız su kesintilerinin uzun süre alışkanlık haline gelmesi, bir anda Malatya Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (MASKİ) eleştirilerin odağı haline gelmesine neden oldu. Eleştiriler haklıydı, çünkü Malatya hiçbir zaman, hem de, yetersiz de olsa kar ve yağmurun mevsiminde, kış ortasında böylesi bir su sıkıntısı yaşamamıştı. Buna bir de MASKİ’nin kamuoyunu yeterince bilgilendirmemesi, bilgilendirdiği zamanlarda da birbiri ile çelişen açıklamalar yapması su sorununu daha da derinleştirdi hatta küçük çaplı bir su krizine dönüştü.
Tüm bunlar yaşandığı sırada Malatya halkı, büyükşehir statüsünden sonra idari ve mali özerkliğe sahip bir anonim şirket olarak büyük bir bütçe ile yeniden yapılanmaya başlayan MASKİ yönetimini şiddetle eleştirirken ‘MASKİ cephesinde durum nedir, eleştirilerin kaynağındaki sorunlar ve bu sorunlar için üretmeyi planladıkları çözümler nelerdir?’ diye sormak için MASKİ Genel Müdürü Dr. Özgür Özdemir ile konuştuk.
Malatya’nın son zamanlarda yaşadığı su kesintilerinin bir dönem kriz düzeyine ulaşması, MASKİ’nin sorgulanmasını gerektiriyordu. Sorgulamanın yanı sıra MASKİ’nin 300 Milyon TL’yi aşkın bütçe ile bugüne değin ne yaptığını da, kamu kaynaklarının yerinde kullanılıp kullanılmadığını da öğrenmek açısından iyi olacaktı.
Uzun bir söyleşi yaptık. Bu söyleşide, sokaktaki vatandaşın MASKİ için düşündüklerini, haklı eleştirilerini bir de biz doğrudan MASKİ Genel Müdürü Özdemir’e ilettik. Çok soru sorduk, uzun cevaplar aldık.
“Su kesintilerinden doğan krizin kaynağında ne var? MASKİ, adı güzelim suyu ile anılan Malatya’nın bu duruma düşmesini neden engelleyemedi? Malatya genelinde içme suyu ve kanalizasyon alt yapısının mevcut durumu nedir? Sorunlar neler ve MASKİ’nin çözüm planları nelerdir? MASKİ’nin sil baştan oluşturulan kurumsal yapısı hizmet üretme yeteneğine ne kadar sahip? Kış ortasında susuz kalan Malatya için gelecek yıllar için düşünülen alternatif su kaynakları neler ve bu kaynaklarla ilgili hangi çalışmalar yapılıyor? Ölçülebilir su yönetimi nedir? Fiziksel su kaybı oranı nedir ve nasıl tespit edildi? Su kaynakları ve su havzalarının korunması için ne gibi projeler hazırlandı? Planlanan yatırımların maliyeti nedir? 2071 yılı için hazırlanan Master Planında Malatya’nın içme suyunun geleceği için neler öngörülüyor? Malatya, su konusunda geleceğe nasıl hazırlanıyor? MASKİ’de Kayserili Grubu yapılanması iddiaları doğru mu, ihaleler Kayserili firmalara mı veriliyor?
Tüm bunları ve çok daha fazlasını MASKİ Genel Müdürü Dr. Özgür Özdemir’e açık ve net biçimde sorduk, Dr. Özdemir de cevapladı.
Özdemir, MASKİ Genel Müdürü olarak atandıktan sonra, her şeyden önce MASKİ’nin sıfırdan yeniden yapılandırılması ve kurumsallaşma kültürünün inşa edilmesine önem verdiklerini belirtiyor. Büyükşehir statüsünden önce il belediyesi ve 13 ilçe belediyesinin birbiri ile ilişkisiz ve uyumsuz su kaynakları ve kanalizasyon şebekesi yönetiminin yer altında bir kaos yarattığını, bu kaosun bugün yaşanan sorunların temelini oluşturduğunu söylüyor. Malatya’nın içme suyu ve kanalizasyon altyapısının köhnemiş olmasının sonucunda yıllık ortalama 10 Milyon TL malzeme ve onarım gideri olduğunu belirten Dr. Özdemir, “Bu maliyeti 5 milyon TL’ye indirmenin mücadelesini veriyoruz. Bunu başardığımızda bir ilçenin tüm içmesuyu ve kanalizasyon alt yapısını yaparız. Bütün bunlar ölçme sisteminin getirdiği bir sonuç. Ölçebildiğim için hesap verebiliyorum. Bu ölçme sistemi için 900 parametre belirledik. Bu parametrelerin hepsinde de ölçme sistemini kurduk” şeklindeki sözleri ile yeniden yapılanmanın sonuçlandırılması halinde elde edilebilecek kazanımlar konusunda önemli bir örnek veriyor.
Özdemir, en çok da, MASKİ’nin kurumsal yapısının ve kendi deyimi ile ‘Neredeyse Malatya’nın ilçeleriyle birlikte alt yapısını, sıfırdan inşa edilmesine yoğunlaştı. Bilimsel, ölçülebilir ve denetlenebilir bir su yönetimi sistematiği kurmaya başladıklarını ifade etti. İddialı bir söylemle “Altyapıda 40 yılın birikmiş sorunlarını çözüyoruz” dedi. Bu yolda neler yaptıklarını ise detaylı biçimde anlattı.
***
“Sıfırdan bir yapılanma süreci başlattık”
Malatya’nın 6360 Sayılı Yasa ile Büyükşehir statüsüne kavuşmasından sonra, idari ve mali özerkliğe sahip bir anonim şirket olarak örgütlenen MASKİ yönetimi de, başta kent merkezi olmak üzere şehrin tüm yerleşim birimlerinin su ihtiyacının planlamasına ilişkin sıfırdan bir yeniden yapılanma süreci başlattı.
MASKİ Genel Müdürü Dr. Özgür Özdemir, Malatya’ya geldiği günden bu yana, Malatya’nın su kaynaklarının çağdaş anlamda ve sürdürülebilir bir yönetime kavuşturulabilmesi için çalıştıklarını belirterek, su yönetiminde temel hedeflerinin ölçülebilir ve denetlenebilir bir kurumsal sistem kurmak olduğunu, bu yolda sona yaklaştıklarını söyledi.
Su kaynakları yönetiminin toplum için olduğu kadar bütün bir doğa ve canlı dünyası için hayati önem taşıdığına dikkat çeken Dr. Özgür Özdemir, Malatya’nın su kaynaklarının bugüne değin dağınık ve kara düzen olarak adlandırılabilecek bir yapıyla kullanıldığını ifade ederek, MASKİ’yi ve Malatya’nın içme suyu şebekesi yönetimini bilimsel, kurumsal, bütüncül ve entegre bir sistem ile yeniden yapılandırmaya başladıklarını ifade etti.
Göreve başladıklarında, öncelikle “Elimizde ne var, nasıl bir altyapıya sahibiz, Malatya’nın altyapısının niteliği ve niceliği nedir?” şeklindeki sorulara cevap bulmak için sahada bir durum tespiti yaptıklarını belirten Dr. Özgür Özdemir, ortaya çıkan altyapı tablosunun içler acısı olduğunu söyledi. Özdemir, “İl belediyesinin dışında 13 belediye, bir de İl Özel İdaresi… Hepsinde farklı bir yapılanma. Karmakarışık bir durum. Nereden boru geçiyor, nerede vana var hiç birini bilmiyoruz. Elimizde bir yeraltı haritası yok. Öyle ki, kimi zaman sorun çözmek için emekli olmuş bir personeli çağırarak saha saha dolaştırıyorduk” dedi.
“Malatya halkının şikayetlerine hak veriyoruz”
MASKi Genel Müdürü Özgür Özdemir, çürümüş, yıpranmış, yüksek oranda kayba neden olan ve kayıtlarda yol haritası olmayan eski şebekenin yeniden yapılandırılmaya başlanması sürecinde gündelik hayata yansıyan sıkıntılar nedeniyle Malatya halkının dile getirdiği şikâyet ve yakınmalara hak verdiklerini de vurguladı. Özdemir “Kişilere bağımlı olmayan, yani kurumsal bir kimlik inşa ediyoruz. Ölçmezsen yönetemezsin mantığıyla hareket ettik. Kurumsal felsefemiz bir süre sonra tümüyle sahaya yansıdığında, her an ölçülebilir ve her an denetlenebilir bir içme suyu, kanalizasyon ve drenaj sistemi kurulmuş olacak ve Malatya halkının şikayetleri minimum düzeye inmiş olacaktır” şeklinde konuştu.
Malatya’da yaşanan su sıkıntısının en başta gelen nedeninin, suyun kaynağından konut ve işyerlerine ulaşıncaya kadar takip ettiği yolda, şebekenin sağlıksız, niteliksiz ve koordine olmayan yapısından kaynaklı olduğunu ifade eden Özgür Özdemir, Malatya’daki fiziksel su kaybı oranı konusunda “Geçmişten gelen düzenli bir veri olmadığı için çok sağlıklı bir ölçüm yapamıyorduk ama tespitlerimize göre suyumuzun yüzde 58’i fiziksel kayıp. Yani boruların eski olmasından, şebeke arızalarından, veya yer altında toprağa karışmasından kaynaklanan bir kaçak” açıklamasını yaptı.
MASKİ Genel Müdürü Özgür Özdemir’in yaptığı açıklamalar kapsamında verdiği çarpıcı bir örnek olay Malatya’nın su kaynaklarının nasıl kaybedildiğini de ortaya koyuyor. Özdemir, bunun önüne geçmek için MASKİ’nin hayati önem taşıyan “Ölçülebilir Altyapı Sistemi’ni de Malatya genelinde hayata geçirmeye başladıklarını belirterek bu sistemin getireceği faydayı şu örnekle anlatıyor:
“Çavuşoğlu Salköprü’de 2014 yılının Haziran ayında, Ölçülebilir Altyapı Sistemini kurduk. Bölgeye 78 litre su veriyorduk. Ama su ikinci katlara bile çıkmıyordu. Arıza var. Bunu ölçmek için yaklaşık 4 ay uğraştık. Bir tarafın vanasını kesiyorsunuz bir bakıyorsunuz ki Hatunsuyu’nun suyu kesilmiş. Bunu izole ettik. Ayırdık. Her belediye ayrı bir hat döşemiş. Bizim Kaptajdaki suyumuz en kuvvetli yanımız ama onu teknik olarak planlamazsanız en zayıf yanımız oluyor. Ama şimdi 18 litre su veriyoruz bütün katlara çıkıyor. Basınç problemi bitti arıza da bitti”.
MASKİ Genel Müdürü Dr. Özgür Özdemir’in sorularımıza verdiği cevaplarda öne çıkan hususlar şöyle:
X-İLK HEDEFİMİZ KURUMSALLAŞMAYI GERÇEKLEŞTİRMEK OLDU
Malatya’da son zamanlarda yaşanan su kesintilerine ilişkin sorularınıza cevap vermeden ve Malatya halkının haklı eleştirilerini minimum düzeye indirmek için neler yaptığımıza geçmeden önce, göreve geldiğimiz ilk günden itibaren, MASKİ hizmet kalitesini maksimum düzeye çıkarmak için neler hedeflediğimizi, neler öngördüğümüzü ve yeniden yapılanma sürecindeki hedeflerimizin gerçekleşme düzeyine ilişkin bilgi vermek daha faydalı olacaktır diye düşünüyorum. Öncelikle göreve geldiğimizde kurumsal yapıyı oluşturmak için büyük çaba sarf ettik. Eskiden MASKİ diye bir şube müdürlüğü vardı şimdi sadece şu anda 35’e yakın alt şube müdürlüğümüz var. Genel Müdürlük yapısı kurmak oldukça zor ve zaman alan bir süreçti ama Allah’a şükür koyduğumuz hedefe kısa sürede ulaştık. Bu işin uzmanları üç yılda kurumsal yapıyı oluşturmanın zor olacağını ifade ediyorlardı ama 14 su ve kanal idaresi arasında en iyi durumda olan biziz. Herkes gidip görebilir ve kıyaslanma yapabilir. Teşkilatlanma ve yapılanma anlamında bu idareleri geçtiğimiz yerler var.
Kişilere bağlı olmayan, ölçülebilir ve denetlenebilir bir yönetim sistemi kurduk
Olaya öncelikle bilimsel açıdan baktık, akademik katkımızı koyduk, ikincisi de bir yönetim sistemi koyduk ortaya. Kişilere bağlı olmayan, ölçmezsen yönetemezsin mantığıyla hareket ettik. Örneğin sayaç okuma, çok karışık bir yapıydı, vatandaş aylardır sayaçlarının okunmadığından şikayet ediyordu. Diyelim ki ayda 7 bin sayaç okunması gerekiyordu ama bunu ölçebilecek kontrol erebilecek yapımız yoktu. Bizim görevli gidip ‘Bin veya bin 500 tane okudum’ diyordu. Bunu ölçebilecek bir sistemimiz yoktu. Dedik ki biz bunu bir kontrol edelim, bir baktık ki ‘Bin sayaç okudum’ diyen sayaç okuma görevlisi gerçekte 60 sayaç okuyor. Gidip bir günde bir daire okuyor. İki saat çalışıyor, geri kalan sürede çalışmıyordu. Kontrol edip ölçmezseniz bu iş yürümüyordu. Bu sistemi ölçülebilir hale getirdikten sonra şimdi günlük ortalama 220 sayaç okunuyor.
ALTYAPI NEREDEYSE HİÇ YOK, SUYUMUZUN % 58’İNİ FİZİKSEL KAYIPLARA KURBAN VERİYORUZ
Altyapı arızalarına 10 milyon TL harcıyoruz, bunu yarıya düşürdüğümüzde bir ilçenin tüm altyapısını yenileriz
Eskiden ne kadar arıza gelirdi onu bilmiyorduk. Böyle bir sistem yoktu. Arızaları ölçmeye başladık. Mesela 2015’de günlük ortalama 2015’de 23, 2016’da 9 tane de kanalizasyon arızası var. Günlük 32 arızam var. Her birinin maliyeti ortalama bin TL. Yıllık maliyet 10 milyon TL’yi buluyor. Ben bu maliyeti 5 milyon TL’ye indirsem bir ilçenin tüm içmesuyu ve kanalizasyon alt yapısını yaparım. Bütün bunlar ölçme sisteminin getirdiği bir sonuç. Ölçebildiğim için hesap verebiliyorum. Ben bu ölçme sistemi için 900 parametre belirledim. Bu parametrelerin hepsinde ölçme sistemini kurduk. Ölçtüklerime üst gösterge belirledim. Ben çok çalışıyorum, çok başarılıyım diyoruz. Peki ama neye göre başarılıyız diyeceğiz. Abone başına düşen personel sayısından bir km başına düşen arıza sayısına kadar sistemi tamamıyla ölçülebilir hale getirdik. İlk geldik, haliyle il belediyesi, etrafında iki ilçe belediyesi, etrafında 11 ilçe belediyesi ve İl Özel İdaresi. Tamamıyla karmaşık bir yapı var. Farklı belediyeler ve hepsinde farklı bir yapılanma. Alt yapı ise neredeyse hiç yok. Nereden boru geçiyor, nerede vana var hiç birini bilmiyoruz. Sistemsel bir sıkıntı var. Bu sıkıntıları çözebilmemiz için olaya bütüncül olarak bakmamız gerekiyor. Emekli olmuş bir personeli çağırarak saha saha dolaştırıyorduk, nerede ne sıkıntı var raporları çıkardık ve çıkardığımız bu raporları 6 ay boyunca bilgisayara geçirdik. Nerede depom var nereyi besliyor ne kadar alan var, o alanda kaç kişi var? İlk zamanlar depolarımızdan su taşıyordu, diğer taraftan vatandaşın suyu akmıyordu ve bizim bunlardan haberimiz yoktu. Şu anda depolara giden suyu anlık ölçebilen bir sistem kurduk. Önceden depolardan su bitiyordu, bittiğinden haberimiz olmuyordu. Çünkü bunu ölçemiyorduk.
Altyapı sisteminin çürümüşlüğü ve parçalı yapı su kaybını arttırıyor
Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün su idarelerinden istediği bir rapor vardı. ‘Şehre verilen suyu, tahakkuk ettirilen ya da tahakkuk ettirilemeyen su miktarını, cami veya parklar gibi kamusal alanlara verilen su miktarını’ ortaya koymamız gerekiyordu. İlk başlangıçta parçalı yapıdan kaynaklanan, boruların eski olması, yer altındaki kayıplardan dolayı çok yüksek bir rakam vardı. Malatya’nın yeni merkezinde. Geçmişten gelen düzenli bir veri olmadığı için çok sağlıklı bir ölçüm yapamıyorduk ama tespitlerimize göre suyumuzun yüzde 58’i fiziksel kayıp. Yani boruların eski olmasından, şebeke arızalarından veya yer altında toprağa karışmasından kaynaklanan bir kaçak. Diğeri de o ayrımı net yapamazsak da, ki yapmaya çalışıyoruz, camilerden kullanılan veya parklarda kullanılan buna kaçak demiyoruz, bilgimiz dâhilinde olup ölmemiz gereken ama ücret almadığımız su. Yani suyu ölçmek açısından buraları hesaba katmamız gerekiyor. Bunun dışında bir de kaçak kullanım var. Hesap yapıp ayıramadığımız için bu kaçak olmayıp ama ücretlendirmediğimiz cami, park alanları gibi yerlerde kullanılan ve bunun dışında kaçak kullanılanlarla birlikte yüzde 15’lik bir su var. (Devam Edecek)
HABER- RÖPORTAJ: Güler HAZAR- Yeni Malatya Gazetesi
İçme Suyu Dosyası- II'yi okumak için aşağıdaki linki tıklayınız: