Malatya 1. ve 2. Organize Sanayi Bölgelerinin sözde arıtılmış atıkları ile kirletilen Tohma Çayı ve Karakaya Baraj Gölündeki çevre felaketi İnönü Üniversitesi tarafından hazırlanan bilimsel raporla tüm gerçekliğiyle ortaya konuldu. Rapora göre, Tohma Çayı ve Karakaya Baraj Gölü kimyasal ve ağır metaller içeren sanayi atıkları ile kirletiliyor ve buradaki biyolojik yaşam adım adım yok ediliyor
İŞTE FELAKETİ ORTAYA KOYAN RAPOR
Malatyanın en önemli su kaynaklarından biri olan ve Dünyanın sayılı sınır aşan su havzalarından biri olarak Fırat Nehrini besleyen Tohma Çayının 1. ve 2. Organize Sanayi bölgelerinin güya arıtılmış atıkları ile ölümcül derecede kirletildiği bilimsel raporla belgelendi.
Malatya Valiliği, İl Özel İdaresi tarafından desteklenen ve yürütücülüğünü İnönü Üniversitesi Feb-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Hidrobiyolog Yrd. Doç. Dr. Didem Gökçenin yaptığı Tohma Çayı Havzasının Hidrobiyolojik Yönden Araştırılması ve Ekosistemin Değerlendirilmesi projesi kapsamında hazırlanan Tohma Çayı Ağız Bölgesinin Su Kalitesi ve Karakaya Baraj Gölüne Olan Etkisi başlıklı rapor, Tohma Çayında yaşanan çevre felaketini bütün ayrıntıları ile ortaya koydu
EKOLOJİK DENGE TEHDİT ALTINDA
Tohma Çayının Gürün Tohması kolu kaynağından Karakaya Baraj Gölü dökülme noktasına kadarki kesitlerinde yapılan alan çalışmaları sonucunda alınan su numunelerin İnönü Üniversitesi Bilimsel ve Teknolojik Merkezi Araştırma Laboratuarında yapılan ağır metal, kimyasal oksijen ihtiyacı (KOİ) ve yağ-gres analizleri, Tohma Çayındaki korkunç gerçeği bilimsel verilerle belgeledi.
Rapora göre, Tohma Çayına ait fiziksel ve kimyasal su kalitesi değişkenlerine ilişkin analiz verileri sadece Tohma Çayı ekosistemini değil aynı zamanda Tohma Çayının son varış noktası olan Karakaya Baraj Gölünü de ciddi biçimde kirletiyor ve ekolojik dengeyi tehdit ediyor.
Her ay yapılan alan çalışmaları ile geliştirilen analizlerin yorumlandığı raporun Tohma Çayı ağzına ait fiziksel ve kimyasal su kalitesi değişkenleri başlıklı bölümünde, canlı yaşamı için zorunlu olan suda erimiş oksijen değerinin Ağustos 2010 tarihinde 6.2 mg/L iken, Ekim 2010 tarihinde bu değerin radikal biçimde 0.2 mg/L düzeyine düştüğü belirtildi. Bu durumun oksijenle solunum yapan tüm canlıların ölmesine neden olacak kadar olağan dışı düşük bir düzeyi gösterdiği vurgulanan raporda Ayrıca, çayın akıntılı olan akış yapısı ve buna bağlı fiziksel havalandırma etkisi de düşünüldüğünde çözünmüş oksijen miktarının kirlenme sonucu olduğunu göstermektedir. Ekim örneklemesinde kirlilik yükünü belirten sudaki fosfat ve azot tuzlarından nitrit düzeyinin diğer aylara göre arttığı saptanmıştır. Kıta içi Su Kaynakları Kalite Kriterleri açısından ele alındığında fosfat ve nitrit azotu miktarları, 3. sınıf kalitede olduğu görülmektedir. Su Kalite Kriterlerine göre yeterli oksijeni bulunan ancak ileri derecede kontamine sular, 3. sınıfı oluşturur. Oksijen açısından ileri derecede fakir ve çok ağır biçimde kirlenmiş sular, 4. sınıf kalitede olup işlenmemiş endüstriyel atıkların doğrudan yüzeysel sulara verilmesi bunu yaratan en önemli faktörler arasında yer alır denildi.
SUDAKİ KİRLİLİK TAVAN YAPMIŞ
İnönü Üniversitesinin Tohma Çayının sanayi atıkları ile kirletilmesinin boyutlarını tespit etmeye yönelik raporuna göre, Tohma Çayı suyundaki yağ ve gres oranı tavan yapmış. Yönetmeliğe göre, sudaki yağ ve gres oranı 0,5 mg/L olması gerekirken Tohma Çayında bu değer, 44,2 mg/L olarak tespit edildi. Bu oran suyun 4. sınıf kalite düzeyine düşmesi anlamına da geliyor.
Raporda Tohma Çayındaki kirliliğin bir başka boyutunu oluşturan ağır metal analiz sonuçları da yer alıyor.
Raporun ağır metallerin Tohma Çayında yarattığı kirliliğe ilişkin bölümde, sudaki kurşun oranının su kalitesini 3. sınıf değere düşürecek düzeyde olduğu, civa miktarının izin verilen maksimum değerin çok üzerinde ve yüksek düzeyde tehlike içerecek oranda olduğu vurgulandı. İzin verilen alüminyumun maksimum değeri 1 mg/L iken Tohma Çayı numunelerinde bu oran 12.495 mg/L gibi yüksek tehlike arz eden düzeyde tespit edildi.
Raporun Karakaya Baraj Gölü- Hasırcılar mevkii Sürür Kasabası ve Civarı Su Kalitesi başlıklı bölümünde ise, Tohma Çayının Sütlüce Kasabası sonrasında Karakaya Baraj Gölüne döküldüğü hatırlatıldı ve Dolayısı ile çay, taşıdığı tüm kirlilik yükünü başka bir alıcı ortam olan göl ekosistemine aktarmaktadır Hasırcılar Mevkii, Sürür Kasabası ve Tecirli Kasabaları açıklığında yapılan alan çalışmalarında Tohma Çayının taşıdığı kirlilik yükünün gölün taban sularını etkilediği görülmektedir. Göl üzerindeki noktalardan yüzeyden taban derinliğine doğru vertikal olarak 5 m. arayla alınan su örneklerinde oksijen miktarı giderek düşüş göstermiştir. Sürür Kasabası açıklığında su yüzeyinde 7,18 mg ÇO/L olan çözünmüş oksijen değeri tabanda (15 m derinlikte) 1,77 mg ÇO/L olacak şekilde azalmıştır. Tecirli- Dedekargın Kasabası arası açıklıkta su yüzeyinde 7 mg ÇO/L olan oksijen değeri, tabanda (20 m derinlikte) 1,52 mg ÇO/L olarak kaydedilmiştir. Dar bir koy konumunda olan Hasırcılar bölgesine ait sular, Fırat Nehri üzerine kurulu olan Karakaya Baraj Gölünün akıntısı ile kendisini yenilemesi sınırlı olmakta aynı zamanda da Tohma Çayından gelen kirleticiler tarafından da etkilenmektedir.
Dolayısı ile yüzeyde dalgalara bağlı havalanma etkileriyle mevcut oksijen miktarı, taban derinliklerinde çok düşük değere sahip olmuştur. Bu durumun sucul canlıları olumsuz olarak etkilemesi kaçınılmazdır şeklindeki bilimsel bulgular kaydedildi.
FOTOĞRAF: Tohma raporunun ekinde yeralan "dehşet" fotoğrafı.. OSB atık sularının akıtılıp "simsiyah" hale getirdiği Şahnahan Deresi'nin Tohma Çayı'na karıştığı yer, kirliliğin boyutunu ortaya koyuyor. (Kasım GÜMÜŞ- Orhan ALKAYA)