- Aynı toplantıda CHP'li Ağbaba ile AKP'li Şahin, Malatya'daki paralel operasyonu ve bölgedeki terörle ilgili görüşlerini açıkladılar..
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ile AKP Malatya Milletvekili Mustafa Şahin arasında Malatya’daki ‘paralel yapı’ operasyonu ile Güneydoğu'daki ‘terör olayları’ konusunda ilginç göndermeler yaşandı.
Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi’nin genel kuruluna katılan AKP Malatya Milletvekili Mustafa Şahin ile CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba konuşma yaparken, esnaf ve sanatkarlarla ilgili konuşmalarının yanı sıra Malatya’da 9 kişinin tutuklandığı ‘paralel yapı’ operasyonu ve ‘terör olayları’ hakkında da gündeme ilişkin konuşmalarda bulundular.
TERÖR: ŞEHİT POLİS VE ASKERLERİN HESABI MUTLAKA SORULMALI
Genel kurulda Şahin’den önce konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, “Türkiye’de huzurda çok önemli. Maalesef yine izlenen politikalar sonucunda Türkiye’nin her yanında ocaklara tekrar ateş düşmeye başladı. Türkiye’nin her yerinde yoksul ocaklarda insanların, kadınların, çocukların, yetim çocukların feryatları göğü deliyor. Mutlaka bu sorunun çözülmesi gerekiyor. Mutlaka bu soruna bir çözüm bulunması gerekiyor. Mutlaka şehit olan polislerimizin, askerlerimizin hesabının sorulması gerekiyor. Bu akan kanın, ocaklara düşen ateşlerin son bulması gerekiyor. Ben bu konuda hepimizin ortak olarak birlikte teröre karşı mücadele etmemiz gerektiğini düşünüyorum ve burada Türkiye’de herkesin birlikte olması gerektiğini ifade etmek istiyorum” dedi.
PARALEL YAPI OPERASYONU: CEZAEVİNE ATILMASINI ELEŞTİRİYORUM
Ağbaba, Malatya’da 9 şüphelinin tutuklandığı ‘paralel yapı’ iddiası operasyonu hakkında ise şöyle konuştu:
“2011’de milletvekili oldum, 2011’den beri Malatya’nın, esnafın, sağcının, solcunun herkesin sesi olmaya çalıştım. Seçildiğim günden beri Malatya milletvekili olarak görev yapmaya çalıştım, bir partinin milletvekili olarak görev yapmadım. Bundan sonrada Malatya’da herkesin milletvekili olacağımı belirtmek istiyorum. Herkesin sesi olacağımı belirtmek istiyorum. Herkesin hakkı için, hukuku için uğraşacağımı belirtmek istiyorum. Çeşitli sivil toplum örgütleri var, çeşitli dernekler var. Biz yasadışına çıkan herkesin yargılanmasını istiyoruz. Suç işleyen herkesin yargılanmasını istiyoruz. Ama filan derneğe üye diye bir işadamının cezaevine atılmasını da eleştirdiğimi belirtmek istiyorum. Filan derneğin üyesi diye, filana yakındır diye sadece belli aidiyetlerinden dolayı insanların cezaevine atılmasını reddediyorum, kabul etmiyorum. Her zaman herkes için hukuku savunmalıyız. En başta da o insanları, Malatya’daki insanları tanıyan insanlarında onların hukukunu savunmasını diliyorum. Bakın geçmişte birçok örnek yaşadık, birçok siyasi dava yaşadık. Bakın Genelkurmay başkanlarına terörist denildi, rektörlere terörist denildi, işadamlarına terörist denildi, bilim adamlarına terörist denildi, sonra ne oldu, ‘pardon’ dedik. ‘Pardon’ dememek için herkesin hukukunu savunmalıyız.”
TERÖR: BEN KÜRTSEM, ‘KÜRDÜM’ DİYEBİLMELİYİM, KİME BATIYORSA BATSIN
Ağbaba’dan sonra kürsüye gelen AKP Malatya Milletvekili Mustafa Şahin, “1 haftadır ben Meclis’te bir sürü zırva dinliyorum. Orada timsah gözyaşları döken, geçmişte belediye başkanlığı yapmış olan sözüm ona şuanda bir siyasi partinin mensubu olan kişinin timsah gözyaşlarını dinlediniz. Ben bunlara soruyorum; orada ine giren 24 yaralıdan bahsediyorlar, bu yaralılar durup dururken düşüp ayaklarını bacaklarını kırmadılar, onlar 24’ü birden eli silahlı terör örgütünün destekçileri orada ayin mi yapıyorlardı, namaz mı kılıyorlardı, cem mi yapıyorlardı, bir mevlide mi bulunuyorlardı, ne yapıyorlardı orada önce bunu bize izah etsinler. Bunların arkasında duran, kendilerine entel diye bir takım yaftalarla halkın karşısında istismara çıkan bin yüz küsür, evet bu ülkede maalesef evlatlarımızı teslim etmiş olduğumuz o üniversiteleri işgal eden kişiler bugün kalkmışlar bu kanlı terör örgütünün arkasında duruyorlar. Bu ülkede bizim rahat bir nefes alabilmemiz için Doğu ve Güneydoğu’da teröristlerin temizlenebilmesi için kanlarını, canlarını ortaya koyan güvenlik güçlerimizin canlarına zarar geldiğinde nerdesiniz siz? Niye gıgınız çıkmıyor? Öyle hamaset siyaset yapmanın bir manası yok. Onun için kesinlikle biz hep beraber Alevisiyle, Sünnisiyle, Türküyle, Kürdüyle İnşallah bu lanetli terör örgütlerinin tümünü birden kökünü kazıyacağız. Sonuna kadar bir daha bu ülkede baykuş seslerinin ötmemesi için yarınlarımız daha aydınlık olacak. İnkar mı var, alın size inkar edenleri bizde lanetliyoruz. Tarihten bugüne kadar Küt kimliğini kim inkar etmişse Allah’ında, bütün insanlığında laneti üzerlerine olsun. Ama biz ne yaptık, ben Kürtsem, ‘Kürdüm’ diyebilmeliyim, Alevi isem ‘Aleviyim’ diyebilmeliyim, ama bu kime batıyorsa, kime dokunuyorsa varsın dokunsun. Hiç umurumuzda değil” şeklinde konuştu.
PARALEL YAPI OPERASYONU: HERKES HADDİNİ BİLECEK
Şahin, Malatya’daki paralel yapı iddiası operasyonu ile ilgili olarak da konuşurken şunları söyledi:
“Eğer demokratik bir ülke isek asker askerliğini yapacak, esnaf esnaflığını yapacak, rektör rektörlüğünü yapacak, yargı yargılığını yapacak. Kimse kalkıp da burnunu siyasetin, sivil siyasetin içine sokmayacak. Biz bunların tümünü tümden temizledik. Ama bugün bakıyoruz, o Doğu ve Güneydoğu’da o inkarı, reddi, asimilasyonu, ötekileştirmeyi, geri bırakılmışlığın önüne geçerken bundan rahatsızlık duyanlar, başlatılan çözüm süreci yine birilerini rahatsız etti. Taşeronların ağababalarını rahatsız etti. Bu taşeronları göreve tekrar davet ettiler. 100 milyar lira yatırıma imza atmışız, bu kimleri rahatsız etmişse terörün de arkasında duranlar bu kesimlerdir. Gezi eylemleri başlatıldı, arkasında 17-25 Aralık. Bu ülkede kim hukukun dışına çıkıyorsa, demokratik kuralların dışına çıkıyorsa haddini bilecek, bilmezse işte yargı mutlaka bildirecek. Bunun adı rektör olur, bunun adı paşa olur, bunun adı işadamı olur, bunun adı bilmem cemaat lideri olur, herkes kendi haddini bilecek. Bizim yapmış olduğumuz şey bu. Ben burada siyaset yapmıyorum, ama Allah’a sığınırım, 28 Şubat’ta, evet o sorgudan geçen bir kardeşiniz olarak o gün bizim başımıza gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi. Ama bugün insan haklarına saygılı, kesinlikle hukuka saygılı bir yargılama sistemi içerisinde 3 gündür içerde olan 11 arkadaş var, bunların hiç birine kem bir söz değil, kem bir bakış bile yapan varsa gelsin karşımıza çıksın.”
Şahin, 23 Aralık 2014 tarihinde Yeni Akit Gazetesi'nde yayınlanan bir söyleşisinde , 28 Şubat sürecinde Malatya'da aralarında bulunduğu yüzlerce kişi gözaltına alındığında, kendisini de 'işkence tezgahından' geçiren polisler arasında "paralel yapı" üyelerinin de olduklarını öne sürmüştü. Şahin, "İşkence yaparken namaz molası veriyorlardı. Allah’a inanan, namaz kılan Müslüman nasıl işkence yapar? Bu yüzden ben bunların arasında paralel yapı üyelerinin olduğuna inanıyorum. O dönemde evlerinden alınıp, işkence tezgahlarından geçirilen çoğu arkadaş da bu şekilde düşünüyor” diye konuşmuştu.
"İKTİDAR MİLLETVEKİLLERİ 'EMRİNİZ VAR MI?' DİYE SORARDI.."
Öte yandan, Saadet Partisi (SP) İl Başkanı Mehmet Asiltürk, MAKİAD üyesi iş adamlarına yönelik gözaltı ve tutuklamalara ilişkin yaptığı açıklamada, “Gözaltına alınan isimler, Malatya’da insan olarak kamuoyunda sevilen sayılan ve değer verilen insanlardır. Hepsini şahsen tanıyorum. Ne ülkenin bölünmesi ne de Malatya’ya düşmanlık içinde çalışma yapacak insanlar değiller” dedi.
Basın mensuplarına konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan SP İl Başkanı Mehmet Asiltürk, adı geçen işadamlarının Malatya’da onlarca insanı istihdam ettiğini hatırlattı ve şunları söyledi:
“Türkiye’nin bütün kurumlarında beraber çalıştıkları, atamalar yaparken sürekli danıştıkları kişileri, cemaat dedikleri kurumların referansı olmadan hiçbir müdürü atayamadıkları, iktidar partisi il başkanı ve milletvekillerinin afedersiniz tuvalete giderken bile izin aldıkları, 2013 yılına kadar ‘ne istediler de vermedik’ dedikleri bir ortamın ardından günümüzde 17-25 Aralık operasyonları sonrası terörist ilan ettikleri cemaatin üyelerinin il il toplanıp gözaltına alınması gerçekten çok manidardır. Gözaltına alınan isimler, Malatya’da insan olarak kamuoyunda sevilen sayılan ve değer verilen insanlardır. Hepsini şahsen tanıyorum. Ne ülkenin bölünmesi ne de Malatya’ya düşmanlık içinde çalışma yapacak insanlar değiller. Malatya’ya mali açıdan kaynak sağlayan, şehre yatırımları olan, onlarca insana işveren kişilerdir. Dün, eski ve günümüzdeki iktidar milletvekilleri havaalanından indiğinde önce arayıp ‘bir emriniz var mı’ diye sordukları insanları bugün ‘terörist’ ilan ederek içeri alması, il başkanlarının istişare ettikleri insanları ‘terörist’ ilan ederek içeri almaları manidardır.”
Asiltürk, sevmedikleri ve nefislerine hizmet etmeyen kişileri ‘Paralelci’ olarak nitelemenin Müslüman ahlakı ile uyuşmadığını da belirterek “Cenabı Allah diyor ki; ‘Bir kavme olan kininiz ve nefretiniz sizi adaletten alıkoymasın.’ Biz Müslümanız elhamdülillah. Biz gıybet edemeyiz, iftira atamayız, bir insanın üzerinde olmayan sıfatı yakıştıramayız. Düşman olduğumuz için de bunu yapamayız. Biz birilerine kin duyarak o insanları seven insanları tamamını o gözle göremeyiz. Özellikle bir milletvekilinin, sevmedikleri ve nefsine hizmet etmedikleri insanları ‘paralelci’ ilan etmesi hayret vericidir. Ben gözaltına alınanlara geçmiş olsun diyorum. Bu insanların belirli bir zaman sonra aynı Ergenekon’da olduğu gibi ‘biz yanıldık, yanıltıldık’ denilerek tekrar dışarı çıkarılacağına inanıyorum. İnşallah ülkemiz herkesin kardeşçe yaşadığı bir ülke haline gelir diye ümit ediyorum” ifadelerini kullandı.
Burhan KARADUMAN, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com
