AKP Kadın Kolları Malatya İl Başkanlığı tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Uluslararası Dayanışma Günü kapsamında düzenlenen yürüyüşle kadına yönelik şiddete dikkat çekildi.
Yürüyüş sonrası bir açıklama yapan AKP İl Kadın Kolları Başkanı Aynur Oğuzhan, “Kadına yönelik şiddet dünyanın her yerinde aynı biçimde tezahür ediyor ve aile içi şiddet ne yazık ki hala en yaygın şiddet biçimi olmaya devam ediyor. AK Kadınlar olarak, kadına yönelik şiddetin bir insan hakkı ihlali olduğunu dün olduğu gibi bugün de dile getirmekten vazgeçmiyor, ekonomik ya da kültürel hiçbir gerekçenin ardına sığınılmasına müsaade etmeden kadına yönelik her türlü şiddete karşı turuncu çizgimizi çekiyoruz. Kadim medeniyetimizin yüzyıllar boyunca barındırdığı din, ahlak, şuur ve vicdan öğretilerinin tümünde, kadına ve kız çocuklarına karşı yapılan herhangi bir kötü muameleye kati suretle karşı çıkılmıştır. Yüzyıllar öncesinden, henüz İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi yokken, kadın erkek ayrımı yapmadan insani bir mesajın dünyaya yayılmasına öncü olan Hz. Peygamber’in sözünü hatırlatmak ve hepimizin üzerine düşen önemli bir vazifedir. İnsanlara merhamet etmeyene, Allah da merhamet etmez. Hiçbir ayrım gözetmeksizin yaşam biçimi olarak, kadına ve kız çocuklarına uygulanacak kötü muameleyi kabul etmesi de mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
Oğuzhan, “Ülkede ve dünyada kadınların yıllardır sürdükleri çeşitli mücadeleler ile kadına ve aslında insana yakışır, hak ve adalet talepleriyle oldukça büyük kazanımlar elde etmişlerdir. Ülkemiz, bu anlamda kadınların yaşadığı sorunlarla ilgili çeşitli hukuki düzenlemeler yıllardır tüm kadınların yanında olarak, güçlenme ve kendilerini gerçekleştirme süreçlerine katkı sağlamıştır. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak adına hem uluslararası düzeyde kabul edilen anlaşmalara imza atmış hem de kendi mevzuatında köklü değişikler yapmıştır. AK Parti, kadın, erkek, yaşlı, genç, herkesin, hepimizin partisidir. Ak Kadınlar, olarak; Kadına Yönelik Şiddete karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde kadına yönelik her türlü şiddete turuncu çizgimizi çekiyoruz. Aynı hassasiyetle, tüm toplum da turuncu çizgilerini çekmeye davet ediyoruz. Sağlıklı bir toplum ve gelecek nesiller için kadına yönelik şiddete karşı hep birlikte turuncu çizgimizi çekelim” diye konuştu.
"KADINA ŞİDDET SON BULSUN"
Bu arada CHP Malatya Kadın Kolları İl Başkanı Güllü Tunçer 25 Kasım Kadına Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı.
Kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığını ifade eden Tunçer, “Kadınlar, her gün şiddete, tacize ya da tecavüze uğruyor. Şiddet o kadar arttı ki artık medyada sıradan vaka gibi yer buluyor. Her sosyal, kültürel çevreden, ünlü ya da ünsüz toplumun her kesiminde kadına yönelik şiddete tanıklık ediyoruz. 2018’in ilk dokuz ayında 183 kadın ve 10 çocuk öldürdü. 50 kadına tecavüz edildi. 162 kadın tacize uğradı. 375 kadına zorla seks işçiliği yaptırıldı. 279 kız çocuğu cinsel istismara maruz kaldı. 316 kadın yaralandı. Bunlar sadece medyaya yansıyanlar. Tacizler, evde, sokakta, belediye otobüsünde yaşandı. Yani kadınlar hiçbir yerde güvende değil. Cinayetlerden bazıları uzaklaştırma kararlarına rağmen işlendi. Devlet kadını koruyamadı. Kadınların büyük bir bölümü kocaları veya sevgilileri tarafından öldürüldü. Dile getirmekten dahi utanç duyduğumuz bu olayların hepsi bu yıl bizim ülkemizde yaşandı. Kimi komşumuzdu, kimi arkadaşımızdı. Yani 2018’de de erkek sevgisi kadını öldürdü” şeklinde konuştu. Kadına yönelik şiddetin bir insan hakkı ihlali olduğunu aktaran Tunçer, “İktidarın kullandığı ‘şiddet dili’, şiddeti körüklüyor. İnsanların hemen hemen her konuda ötekileştirildiği ülkemizde, kadın da ötekileştirildi. Kadına yönelik şiddeti çözmeyi ‘namus’ kavramına kadar indirgeyen anlayış kadınları öldürdü. Katil ya da tecavüzcü kravat takıp, takım elbise giydiği için iyi hal indiriminden yararlandı. Kadına yönelik şiddetin önüne geçmek için ayrıştıran ve ötekileştirilen dil terk edilmelidir. Kadın istihdamı artırılmalı, kadınların çalışma yaşamında eşit koşullarda daha çok yer alması sağlanmalıdır. Kadına ve çocuğa yönelik, şiddet, cinsel istismara karşı iyi hal indirimi kullanılmamalı, en üst seviyeden ceza verilmelidir. Evde, ailede, eğitimde, iş yerinde, sokakta, siyasette, medyada, dilde, tribünde, hukukta ‘kadına şiddet kültürü’ kendine yer buluyor. Bunun önüne geçmenin en önemli yolu eğitimdir. Kadına şiddetle mücadele ders kitaplarında yer almalıdır. Kreş çağından başlayarak müfredata ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’, ‘büyüklerin zararlı dokunuşlarını anlama’, ‘sadece yabancılara değil, anne babaya da karşı haklar’ gibi dersler konulmalıdır” diye konuştu.
iha