8 Mart Dünya (Emekçi) Kadınlar Günü dolayısıyla il yöneticileri, bazı siyasiler ile STK temsilcileri birer mesaj yayınladılar.
MESAJLAR..
Malatya Valisi Seddar Yavuz
"Aile içinde anne olmakla başlayan fedakârlıkları, sevgi, saygı ve hoşgörü duygularıyla toplumu olumlu yönde etkileyen en büyük güç olan kadınlarımız, yeryüzünde merhametin, şefkatin, sevginin ve fedakârlığın sembolüdür. Kadın; yalnızca aile içinde değil, hayatın her alanında birleştirici gücüyle toplumun temel direği, geleceğimizin mimarıdır.
İslam dininde de kadına büyük bir değer verilmiş ve kadının toplumda saygın bir yeri olduğu vurgulanmıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “Sizin en hayırlınız hanımlarına karşı en iyi davranandır” (Tirmizî, Radâ, 11.) Bu hadis, kadınlara olan saygı ve sevginin en güzel göstergesidir ve onların toplumda layık oldukları yeri almalarını öğütler.
Tarihimiz boyunca kadınlarımız, sadece aile yaşamında değil, vatan savunmasında, eğitimde, üretimde ve yönetimde en ön saflarda yer almıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk kadınının gücünü ve yetkinliğini görerek, onlara birçok Batılı ülkeden önce seçme ve seçilme hakkını kazandırmış, kadınlarımızın toplumsal hayatta hak ettiği yeri almasını sağlamıştır. Atatürk’ün “Dünyada her şey kadının eseridir.” sözü, kadınlarımızın toplum içindeki değerini en güzel şekilde özetlemektedir.
Bugünün Türkiye’sinde kadınlarımız; eğitimden sağlığa, yasama, yürütme ve yargıdan iş dünyasına kadar her alanda üstlendikleri sorumlulukla Aziz Türk Milleti’nin geleceğe güvenle bakmasının teminatıdır. Kadınlarımızın toplum içinde her anlamda layık oldukları yeri almaları en büyük arzularımızdandır.
Aile kurumunun temeli, değerlerimizin temsilcisi, taşıyıcısı ve koruyucusu olan kadınlarımızın hayatın her alanına etkin bir şekilde katılmalarına imkân sağlayacak şartları oluşturmak, her türlü ayrımcılığa karşı mücadele etmek, kadın-erkek herkesin ortak sorumluluğudur. Devletimiz, kadınlara eğitim, iş ve sosyal hayatta erkeklerle eşit fırsatlar sunmak adına son yıllarda çok büyük ve köklü reformlar gerçekleştirmiştir. Özellikle çalışma hayatında kadın istihdamını artırmaya yönelik yapılan pozitif ayrımcılığın yanı sıra, kadına yönelik şiddetin önlenmesi adına KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamalarla, ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımız, Emniyet ve Jandarma birimlerimizle birlikte büyük bir hassasiyetle çalışıyoruz.
Kadına yönelik bakış açımızın temelinde, onları hayatın her alanında bir birey olarak görmek, emeklerini ve fedakârlıklarını takdir etmek yatmaktadır. Kadınlarımız, sadece bir gün değil, yılın her günü saygıyı, sevgiyi ve takdiri hak etmektedir. Onların emeğini yok sayan, şiddete maruz bırakan her türlü anlayışla mücadele etmek, toplum olarak hepimizin görevidir.
Kadın erkek ilişkilerinde, aile ortamında veya toplumsal hayatta şiddetin yerine sevginin, hoşgörünün ve karşılıklı anlayışın hâkim olması için ilçelerimizde, mahallelerimizde bilgilendirici ve bilinçlendirici etkinlikler düzenleyerek farkındalık yaratmaya gayret ediyoruz.
Bu vesileyle, başta şehit ve gazi anneleri ve eşleri olmak üzere tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü en içten dileklerimle kutluyor, sağlık, huzur, mutluluk ve başarı dolu günler temenni ediyorum."
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er
Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, 8 Mart Dünya Kadınlar günü nedeniyle bir mesaj yayınladı.
Başkan Er mesajında şu ifadelere yer verdi,
“Kadın haklarına dünya çapında verilen önemin artmasının sonuçlarından birisi olarak 1977 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını kabul etmiş. O tarihten bu yana 8 Marta Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmaktadır.
Kadınlar, hayatın her alanında ürettikleri değerlerle toplumu şekillendiren, geleceği inşa eden en önemli güçtür. Ailenin temel direği, toplumun vicdanı, çalışma hayatının vazgeçilmez unsuru olan kadınlarımız sevgi, emek ve fedakârlıklarıyla dünyamızı güzelleştirmeye devam etmektedir.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda kadın haklarına yönelik farkındalığın arttığı, kadınların toplumsal hayatta daha güçlü var olabilmesi için sorumluluklarımızı hatırlatan önemli bir gündür. Kadınlarımızın sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal hayatta eşit fırsatlara sahip olması, kalkınmanın ve ilerlemenin anahtarıdır.
Malatya Büyükşehir Belediyesi olarak, kadınların hayatın her alanında daha etkin rol almasını destekleyen projeler üretmeye, sosyal hayatta ve iş dünyasında daha güçlü olmaları için çalışmaya devam ediyoruz. Kadın girişimcileri destekleyen projelerimiz sosyal ve kültürel faaliyetlerimiz, istihdamı artırıcı çalışmalarımızla Malatya’nın kadın dostu bir şehir olması için gayret gösteriyoruz.
Depremin yaralarını sararken de en büyük gücümüz, kadınlarımızın sabrı, dirayeti ve fedakârlığı oldu. Onların gücü, toplumumuzun yeniden ayağa kalkmasının en büyük teminatıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle, başta şehrimizdeki emekçi kadınlarımız olmak üzere hayatımıza değer katan tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor, sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum."
Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof.Dr. İlhan Geçit
Prof. Dr.İlhan Geçit, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yayımladığı kutlama mesajında; “Kadınlarımız, bizleri dünyaya getiren, büyüten, yetiştiren, eğiten, sevgisi ile kuşatan ve şefkatli yürekleriyle bir an olsun bile bizleri yalnız bırakmayan, en değerli varlıklarımızdır. Peygamber Efendimiz de, “Cennet annelerin ayaklarının altındadır” diyerek kadınların toplumun birliği ve dirliği için ne derecede önemli olduğunu yüzyıllar önce tüm insanlığa izah etmiştir.
Evinde anne, işyerinde çalışan, toplumda saygın bir fert olan kadınlarımızın ülkemizin toplumsal birliği ve dirliği için hayati rolleri olduğu ortadadır. Daha yaşanılabilir bir dünya için kadınlarımızın hayatın her alanında aktif olmaları en büyük temennimizdir. Kadınlarımız her daim fedakârlıkları, yüksek duygusal zekâları ve nezaketleri ile toplumumuzun denge unsuru olmuşlardır.
İş gücü ve istihdamda kadınlarımıza daha fazla yer verilmesi toplumsal hedeflerimiz arasında olmalıdır. Unutulmamalıdır ki kadınlarımızın elde ettiği başarılar hepimiz için ilham kaynağıdır. Toplum için üreten, hayata değer katan tüm kadınlarımız başımızın tacıdır. Cesur, üretken ve özgüveni yüksek kadınlarımız güçlü Türkiye’nin en temel güvencesidir.
Bu vesile ile mücadeleleri, fedakârlıkları, emekleri asla bir gün ile sınırlandırılamayacak olan kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar gününü kutluyorum.” ifadelerine yer verdi.
Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan
Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Özcan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Toplum yapısının temelinde kadının olduğuna ifade eden Başkan Özcan, gelişmiş bir toplum olabilmek için kadınların eğitim, bilgi ve donanım sahibi olarak sosyal yaşam, siyaset, ekonomi, kültür, sanat gibi yaşamın her alanında etkin rol üstlenmelerinin önemine vurgu yaparak, mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Yeryüzünü güzelleştiren ve yaşanır hale getiren kadınlarımız, aydınlık yarınlara yürümemizi sağlayan en büyük gücümüzdür. Kadınların gücü ve toplumda sahip olduğu yer, o toplumun insani gelişmişliğinin ve uygarlık düzeyinin en önemli göstergelerinden birisidir. Bu anlayışla, kadınlarımızın sosyal, ekonomik ve kültürel hayatta daha fazla yer almalarını sağlamak, hepimizin ortak sorumluluğudur. Kadınların hayatın her alanında aktif yer almaları, yalnızca kendi gelecekleri için değil, toplumun bütünü için bir kazanımdır. Güçlü kadınlar, güçlü ailelerin, güçlü aileler ise güçlü toplumların temelidir. Bu nedenle, kadınlarımızın eğitimden iş hayatına, sanattan siyasete kadar her alanda desteklenmesi ve önlerindeki engellerin kaldırılması büyük önem taşımaktadır. Toplumsal hayatın her alanında etkin rol oynayan kadınların toplumların kalkınmasında, güçlü ekonomi seviyesine çıkılmasında ve güçlü nesillerin yetiştirilmesindeki etkileri yadsınmayacak kadar önemlidir. İnancımız ve geleneğimizde kadının yeri başkadır ve her şeyin önünde gelir. Kadın annedir, öğretmendir, can yoldaşımız, hayatımızın en değerli parçasıdır. Kadın mutluysa toplum huzurludur. Malatya Ticaret Borsası olarak, kadınlarımızın girişimcilik ruhunu desteklemek, eğitimlerine katkıda bulunmak ve onları her alanda güçlendirmek, öncelikli hedeflerimiz arasında yer almaktadır.
Bu duygu ve düşüncelerle, başta şehit annelerimiz ve gazilerimizin fedakâr eşleri olmak üzere, tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü en içten dileklerimle kutluyor. Kadınlarımızın hayat boyu mutluluk, sağlık ve başarılar içinde olmalarını temenni ediyorum."
Saadet Partisi İl Kadın Kolları Başkanı Emine Akkurt
"8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebeti ile Bütün insanlara Adil Bir Düzen Yeni Bir Dünya Değerli arkadaşlar, kıymetli basın mensuplarının, malum olduğu üzere bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü.
Tüm dünyada ve ülkemizde Dünya Kadınlar Günü vesile edilerek çeşitli protestolar, basın açıklamaları, yürüyüşler gerçekleştiriliyor, sonu gelmez istatistikler paylaşılıyor kamuoyuyla ve bir günlüğüne modern dünyanın ruhuna uygun farkındalık oluşturma yarışına giriliyor Ruhundan kopardığı insanı, üretim unsurundan öte düşünemeyen kapitalizm zenginleşmek için, ırkçılıktan sömürgeciliğe, faizden istifçiliğe tekelleşmeye kadar her gayri meşruluğu mubah saymış, ezdiği, yok saydığı kitlelerin ve sorunlarını çözüm üretmekten aciz gayri ahlakı kurumlarına ihale ederek sorumluluktan kurtulmaya çalışmıştır.
Bu gün vesile edilerek dile getirilmeye çalışılan sorunların neredeyse %90'ı aslında sadece kadınları değil tüm insanları ilgilendiren meseleler olarak ortada durmaktadır.
8 Mart 1857 yılında ABD'nin New York şerhinde dokumacı kadınların ağır çalışma şartlarına dayanamaz hale geldikleri için düzenledikleri yürüyüş sonunda çalıştıkları fabrika ateşe verilerek 129 kadının yanarak can vermesi de sadece kadınlara karşı yapılmış bir müdahale değildi.
O gün sistemin karşısına çıkan erkeklerde olsa sonuç değişmeyecekti Gücü hak sebebi gören anlayış dünyanın neresinde olursa olsun aynı davranışları ortaya koymaktadır, petrolleri için Irak ı işgal edip bir yılda 1.5 milyon insanı öldürmeyi, renginin farklılığını sebep göstererek milyonlarca insanı köleleştirmeyi ve soykırımlarla yok etmeyi, kıyafetinden hoşlanmadığı milyonlarca kadını eğitimden mahrum etmeyi, hak arama imkânları olmayan milyarlarca insanı kamı tokluğuna çalıştırmayı doğal sayabilmektedir.
Hak hukuk tanımayan bu fiillerin hepsi "küresel l eşme ","reel politik", "modern dünyanın gereklilikleri" gibi kavramlarla meşrulaştırılmıştır. Acımasız kapitalizm çarkları "büyük balık küçük balığı yutar" anlayışı, peşinen güçlüden yana olduğunu beyan ettiği için, sistem içinde en büyük mağduriyeti haliyle en zayıf olanlar yaşıyor, yaşamak zorunda bırakılıyor. Buradan şu gerçeği hatırlatmak istiyoruz, İNSAN BALIK DEĞİLDİR. Doğruyu yanlıştan, adaleti zulümden, güzeli çirkinden ayırabilme kabiliyetleriyle donatılmış Eşref-ı mahlûkattır. Kâinatın en şereflisi. Medeniyetimizde insan, batı medeniyetinde olduğu gibi temel haklarını fertlerin elde ettiği kazanımlardan değil temel insan haklarına doğduğundan itibaren sahiptir. Renk, dil, din, soy, cinsiyet ayrımı olmaksızın bütün insanların can, mal, inanç, akıl ve nesil emniyetten teminat altına alınmıştır.
Bugün dünyamızda,800 milyon insan her gün aç yatıyor, dünya nüfusunun %22 sının yaşadığı "gelişmiş" sınai ülkeleri dünyada sağlanan gelirin %83 üne sahip, dünya nüfusunun %78 inin yaşadığı azgelişmiş ülkelerin ise dünya gelirinden payı sadece % 17.Dünyada 273 milyon insan temiz su kaynaklarından yoksun, dünyada 214 milyon yerinden yurdundan edilmiş mülteci var bunların %49'u kadın %51'i erkek, dünyada 60 MİLYON KIZ ÇOCUĞU KAYIP, AB ülkelerinde yılda 50 milyon kadın kürtaj oluyor, AB üyesi ülkelerde 15-19 yaş arası ölen erkeklerin 4/ 1 'inin ölüm sebebi alkol, yine AB ülkelerinde ruhsal nörolojik bozukluklar hastalık sıralamasında ilk sırayı alıyor ABD de bağımlıların dışında 20 milyon uyuşturucu müptelası var, Britanya da ailelerin sadece %20 sı yılda birde fa birlikte akşam yemeği yiyebiliyor, dünyada çalışan erkeklerin %87'si patron zulmü altında ABD'de 15"de 1 kadın eşi veya erkek arkadaşı tarafından dövülmekte, 90" de 1 tecavüz vakası yaşanmakta, Rusya'da her gün 36000 kadın eşleri veya erkek arkadaşları tarafından dövülmekte, ispanya da her 5 günde 1 kadın eşi veya erkek arkadaşı tarafından dövülmekte, İngiltere de bu sayı haftada 2 kadın, Fransa da ise 4 günde 1 kadın. Almanya da kadınların %58'i cinsel şiddet görmekte.
Ülkemizde ise bu sayılar her ne kadar bu seviyelerde olmasa da 2010 rakamlarına göre yılda hastanelere başvuran şiddet mağduru hanım sayısı 6423. Sınırlı ülkeyi ve konuyu ihtiva eden bu istatistikler ırkçı, kafatasçı, Siyonist zihniyetin mahsulü kapitalist batı medeniyetinin dünyada yükselen ve ilerleyen değerleri karşımıza cinsel sapkınlıklar, nikâhsız beraberlikler, nesepsiz çocuklar, çocuk yaşta anneler, intiharlar, madde bağımlılıkları, mahvedilmiş bir çevre ve sefalet çıkarıyor.
Bu medeniyet büyük buhranı önleyecek güce, hakikate sahip değildir. Tarihi cadı avlan, kadının ruhu var mı yok mu tartışmaları, engizisyon mahkemeleri, her türlü sömürünün acımasız şekilleri, köle ticaretleri ve sayısız soykırımlarla dolu, gücü hak sebebi gören medeniyetten dünyanın saadet, adalet beklemesi boş bir bekleyiştir. Artık açık seçik görülmektedir ki Milli Görüş dışında ki bütün fikirler insanlığı kolektif intihara sürükleyen amiller olmaktan başka bir şey ifade etmiyor. Kadın, erkek, genç, yaşlı, çocuk insanlığı, bu toplu cinnet halinden kurtarıp sulh, selamet, saadet, kardeşlik, eşitlik, sevgi, adalet, hürriyet, haysiyet dairesinde emniyete alacak yegâne nizam MİLLİ GÖRÜŞTÜR. Milli Görüş ün tek temsilcisi olan Saadet Partisi olarak, bütün insanlara Adıl Bir Düzen Yeni Bir Dünya için, ülkemizin en köklü ve en büyük Kadın Siyası Teşkilatı olarak var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz."
Atatürkçü Düşünce Derneği Malatya Şube Başkanı Yunus Millioğulları
"Ey kahraman Türk kadını, sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”
Mustafa Kemal Atatürk
8 Mart 1857’de ABD'de 40 bin kadın işçinin ücretlerinin ve çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle başlattıkları greve yapılan polis saldırısı sırasında çıkan yangında 129 kadının can vermesi üzerine sonraki yıllarda 8 Mart'ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak tanınması önerisi Clara Zetkin ve Rosa Luxemburg gibi devrimcilerin öncülüğünde dillendirilmiş, 1911 yılında Avusturya, Danimarka ve İsveç'te yüzbinlerce kadın 8 Mart 1857 kurbanlarını anma gösterileri yapmış ve nihayet 1977 yılında Bileşmiş Milletler 8 Mart'ı, "Kadın Haklar İçin Birleşmiş Milletler Günü” ilan etmiştir.
Dünya kadınlarının 48 yıldır böyle özel bir günleri vardır, ama özgür ve eşit birey olma savaşımları hâlâ sürmektedir ve sınırlı sayıdaki gelişmiş ülke dışında hatırı sayılır mesafe alındığını söylemek de yazık ki mümkün değildir.
Kadınlar dünya genelinde bu durumdayken Türk Kadınının hali de hiç iç açıcı değildir.
Kemalist Aydınlanma Devrimleri ve özellikle 1926 Türk Medeni Kanunu ile kadınlarımız ailede, eğitimde, siyasette ve çalışma yaşamında çok değerli, çok önemli kazanımlar elde etmişler, birçok Avrupa ülkesinden yıllar önce seçme seçilme hakkına kavuşmuşlar, eğitimden sağlığa, adaletten dış politikaya her alanda yerlerini almışlardır. Bu bağlamda, “Türkiye Cumhuriyeti aynı zamanda bir Kadın Devrimidir” demek yanlış olmaz.
Ancak kadınlarımız, Büyük Atatürk ve Laik Cumhuriyet sayesinde elde ettikleri, esasen Ulusal Bağımsızlık Savaşı ve sonrasındaki hayranlık verici kahramanlık ve katkıları sonucu kanları, canları ve alın terleriyle hak ederek aldıkları hak ve özgürlükleri, oy kaygısıyla dinci baskılara boyun eğen sağ iktidarların aymazlıkları nedeniyle günümüze yeterince taşıyamamış, daha da acısı artık sokakta güven içinde yürüyemez, erkek şiddetinden azade ve can korkusu duymadan yaşayamaz hale düşmüşlerdir.
Halbuki tarihin en büyük devrimcisi Atatürk, “Bir toplum, bir millet, erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!" diyerek kadının insan olarak eşitliğinin altını çizmiş, “Dünyada hiçbir milletin kadını 'Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu Kadını kadar emek verdim' diyemez.” sözleriyle de haklarını teslim etmişti. Oysa şimdilerde “Kadın erkek eşitliği fıtrata terstir” deniyor. Nereden nereye?
Laik ve uygar yaşam karşıtı Siyasal İslamcılar Türk Kadınını, Cumhuriyetin özgür ve saygın yurttaşları değil, çalışma yaşamından uzaklaştırılıp eve kapatılarak erkeğe ve iktidara mahkûm ve mecbur bırakılmış, kaderci, suskun, hak bilincinden yoksun bir yığın, adeta birer köle, birer cariye konumunda görmek istiyorlar. O kadar ki, milletvekiline dilediğinde eşini ve kızını dövemediğinden yakınan yaratıklar dolaşıyor ortalıkta.
Atatürk ilke ve devrimlerinden uzaklaşmanın, Cumhuriyetimizin kuruluş ayarlarını terk etmenin, devletimizin hamurundaki namus mayasını eksiltmenin, akıl ve bilim yolunu reddetmenin bedelini başta kadınlarımız, milletçe çok ağır ödedik, ödüyoruz.
Ama bu çağ, akıl ve bilim dışı çabalar elbette hüsrana uğramaya mahkumdur. Çünkü ve dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok güçlü bir kadın dayanışması vardır ve “Dünya üzerinde gördüğünüz her şey kadının eseridir!”
Atatürkçü Düşünce Derneği olarak, 2025 yılının kadınlarımızın tacize uğramadığı, katledilmediği, saygı gördükleri bir yıl olmasını diliyor, çarenin Yeniden Atatürk Cumhuriyeti olduğunu yineliyor, 8 Mart 1857 kurbanlarını anıyor, kadın yurttaşlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyoruz."
malatyahaber.com- Bülten