Fırat Kalkınma Ajansı tarafından İnönü Üniversitesi Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 1. Uluslararası Bölgesel Kalkınma Konferansı devam ediyor.
Konferansın ilk gün öğle sonrası bölümünde ‘İyi Yönetişim ve Kalkınma’ başlıklı bir oturum düzenlendi.
Bölgesel kalkınmada iyi yönetişimin önemi ve iyi yönetişimin temel ilkelerinin konuşulduğu bu oturumu İrlanda Limerick Üniversitesi Politika ve Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyesi Dr. Brid Quinn yönetti. Oturumda Dr. Brid Quinn, İzmir Kalkınma Ajansı’ndan Saygın Can Oğuz, Adıyaman Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Hakan Evin ve ODTÜ Teknokent Yöneticisi Barkan Uluışık birer sunum yaptı. Sunumlar İngilizce yapıldı ve eşzamanlı Türkçe’ye çevrildi.
Dr. Quinn: AB’nin Bölgesel Kalkınmadaki Yeni Perspektifi: Dayanışma Politikaları
Avrupa Birliği’nin bölgesel kalkınmadaki eşitsizlikleri azaltma ve ekonomik homojenliği sağlama yolundaki yeni politikalarının ele alındığı ‘ AB’nin Bölgesel Politik Müdahaleleri Hedefe Ulaşılmasını Sağlar mı?’ başlıklı bir tebliğ sunan Dr. Brid Quinn, Avrupa Birliği ülkeleri arasında muazzam derecede ekonomik ve kültürel farklılıklar bulunduğunu vurguladı. Romanya ve Bulgaristan’ın AB üyesi ülkeler olmasına karşın bu ülkelerin kişi başına düşen milli gelir açısından AB ortalamasının % 30 altında olduğunu hatırlatan Dr. Bird Quinn AB’nin 2013 sonrasını öngören perspektifle bölgesel kalkınma politikaları hayata geçirerek bu dengesizlikleri azaltmayı hedeflediğini kaydetti.
AB’nin ‘Dayanışma Politikaları’ olarak nitelendirilebilecek bu perspektifi, karşılıklı bağımlılık ve bölgesel dayanışma ile yakalamayı öngördüğünü anlatan Dr. Quinn AB’nin müdahale politikalarının yeniden dengeleme olarak tanımlanabileceğini kaydetti.
AB’nin bölgesel kalkınma deneyiminden Türkiye’nin faydalanmasının mümkünlüğü konusunun gündemde olması gerektiğini kaydeden Dr. Quinn bölgesel eşitsizliklerin giderilmesinin sosyo-ekonomik ve kültürel gelişime katkısı bakımından önemli olduğunu söyledi. Quinn ‘ Eşitsizliklerin dayanışma çerçevesinde, sürdürülebilir gelişme mantığı içinde gündeme getirilmesi gerekiyor’ dedi.
Şehir Plancısı Oğuz: İyi Yönetişim Demokratikleşme İle Gelişiyor
Konferansa İzmir Kalkınma Ajansı’nı temsilen katılan Şehir Plancısı Saygın Can Oğuz, ‘İyi Yönetişim ve Türkiye’de Kalkınma Ajansları’ başlıklı bir sunum yaptı. Sunumunda, iyi yönetim ilkelerini ‘Katılımcılık, uzlaşma eğilimi içermek, ölçülebilirlik, saydamlık, esneklik, verimlilik, eşitlikçilik, kapsayıcılık ve hukukun üstünlüğünü öncelemek’ olarak sıralayan Saygın Can Oğuz, kalkınma ajanslarının bu ilkeler bağlamında yöneteceği projelerle bölgesel kalkınmaya hizmet edebileceğini söyledi. Oğuz, iyi yönetişimin demokratikleşme ile geliştiğini, demokrasi alanındaki gelişmelerin kalkınmayı, kalkınmadaki gelişmelerin de demokrasiyi etkilediğini belirterek, kalkınma ve demokrasinin birbiri ile ilintili dinamikler olduğunu kaydetti.
Türkiye’de mevcut durumda 26 kalkınma ajansının bulunduğunu kaydeden Saygın Can Oğuz, İzmir Kalkınma Ajansı’nın çalışma stratejilerini de anlattı.
Yrd. Doç. Dr. Evin: Sınır Şehirlerin Etkileşimi Bölgesel Kalkınmaya Hizmet Ediyor
Oturumun bir başka konuşmacısı Adıyaman Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hakan Evin, Sınır Şehirlerinin Bölgesel Kalkınmadaki Rolü konulu bir sunum yaptı.. Sunumunda daha çok Edirne yerel yönetimleri ile AB üyesi Bulgaristan şehirleri arasındaki ortak projeleri anlatarak sınır şehirleri arasındaki ilişkilerin bölgesel kalkınmaya katkısını anlatan Evin, Doğu ve Güneydoğu illerindeki güvenlik zafiyetinin sınır şehirleri arasındaki ekonomik-ticari ve kültürel potansiyelin tüm boyutları ile ortaya çıkmasını engellediğini kaydetti. Evin, Suriye, Irak ve İran’ın demokratikleşmesi halinde sınır şehirleri arasındaki etkileşimin daha da güçleneceğini ifade etti.
Yrd. Doç. Dr. Hakan Evin, sınırötesi ilişkilerin Türkiye’nin geri kalmış bölgelerin kalkınması için etkili bir model olduğunu da kaydederek bu modelin başarılı olması için 1- Altyapıya önem verilmesi, 2- Nitelikli bir çevre yönetimi sağlanması, 3- İnsan temelli politikalar geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
ODTÜ Teknokent Yöneticisi Uluışık: Fırat (Elazığ) Teknokenti Bölgenin İnovatif Aktörü Olacak
İyi Yönetişim ve Kalkınma konulu oturumun son konuşmacısı ODTÜ Teknokent Yöneticisi Barkan Uluışık Fırat Teknokent ve Fırat Teknokent Stratejik Planı başlıklı sunumu ile 2010 yılında faaliyete geçen Elazığ Teknokent somut örneği üzerinden teknokentlerin stratejik planlarının anlam ve önemini anlattı.
Fırat (Elazığ) Teknokent stratejik planını hazırlayan ekibin yöneticisi de olan Barkan Uluışık, stratejik planın temel esprisinin arzulanan geleceğin planlanması ve bu planlamanın da rakiplerden farklı olarak gerçekleştirilmesi olduğunu söyledi.
Yöneticisi olduğu ODTÜ Teknokent’in Türkiye’nin ilk ve en büyük teknokenti olduğunu, 4000 kişinin istihdam edildiğini ve bilişim teknolojisi alanında üretim yapan 300 firma bulunduğunu belirten Uluışık, henüz yeni bir teknokent olan Fırat (Elazığ) Teknokent’de ise enformatik kökenli 20 firmanın faaliyete başladığını, 43 AR-GE personeli istihdam edildiğini söyledi.
Fırat (Elazığ) Teknokent’in stratejik planını hazırladıklarını, bu planda teknokent bağlamında Elazığ’ın ekonomik ve sosyal analizinin yapıldığını da kaydeden Uluışık, ‘Elazığ’da KOBİ’lerin inovasyon anlayış ve altyapısının zayıf olması, eşgüdüm kültürünün yeterli düzeyde olmaması teknokentin zayıf yönlerini oluşturuyor. AR-GE teşvikleri ve Fırat Üniversitesi’nin birikimi fırsatları oluşturmaktadır. Gelişen şehirlere beyin göçü, öğrencilerin istihdama katılımının yetersiz olması, paydaşlar arasındaki ilişkilerin güçsüz olması da stratejik planda dile getirdiğimiz olumsuz yönler olarak gösterilebilir’ diye konuştu.
Fırat (Elazığ) Teknokent yönetiminin temel misyonunun bölgesel kalkınmayı geliştirmek, inovasyon kültürünü bölgeye yaymak ve bölgenin inovativ aktörü olmak olduğunu belirten Barkan Uluışık, ‘Fırat Teknokent, teknoloji bazlı bölgesel gelişmeyi sağlayarak bilişim teknolojileri alanında bir cazibe merkezi yaratmayı öncelikli hedef olarak belirlemiştir’ dedi.
HABER-FOTO: Niyazi DOĞAN