Ordu’da iki gün önce geçirdiği trafik kazasında yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede beyin ölümü gerçekleşen 20 yaşındaki Hilal Yiğit’in bağışlanan organları 4 hastaya umut oldu.
Geçen 24 Aralık Cumartesi akşamı Ordu’nun Altınordu ilçesinde Samsun'dan Giresun yönüne giden Efkan Büyük yönetimindeki 28 TR 275 plakalı otomobil, Altınordu ilçesi Kirazlimanı Mahallesi mevkisinde, sinyalizasyon direğine çarparak kaza yaptı. Kaza sonrası araçta bulunan sürücü Efkan Büyük’ün yanı sıra Esra Bilkay, Hilal Yiğit ve Sina Nur Güney yaralandı. 112 ekiplerince hastaneye kaldırılan yaralılar tedavi altına alındı. Yaralılardan 18 yaşındaki Sina Nur Güney tüm müdahalelere rağmen kurtulamadı.
Durumu ağır olan ve yoğun bakım ünitesinde tutulan 20 yaşındaki Hilal Yiğit ise arkadaşının ölümünden saatler sonra yaşam mücadelesini kaybetti ve beyin ölümü gerçekleşti. Bunun üzerine aile ile görüşen Ordu Devlet Hastanesi Organ Bağış Koordinatörü Dr. Samet Ersoy, Hilal Yiğit’in organlarının bağışlanması konusunda onay aldı.
Karaciğer Malatya’ya, böbrekler ise Trabzon ve Samsun’a
Beyin ölümü gerçekleşen 20 yaşındaki Hilal Yiğit’in organlarını almak için gece saatlerinde Malatya, Trabzon ve Samsun’dan 3 ekip Ordu’ya geldi. Ameliyata alınan Yiğit’in 2 böbreği ve karaciğeri alındı. Karaciğer Malatya’daki iki hastaya, böbrekler ise Trabzon ve Samsun’da ki hastalara nakledilmek için Sağlık Bakanlığı tarafından tahsis edilen özel uçakla ve araçlarla Ordu’dan yola çıkarıldı.
"Birçok hasta organ bekliyor"
Ordu Devlet Hastanesi Organ Bağış Koordinatörü Dr. Samet Ersoy, organ bağışı yapan aileye başsağlığı dileyerek, Yiğit’in organlarının 4 hastaya umut olacağını söyledi. Türkiye'de birçok hastanın organ nakli beklediğini belirten Ersoy, bağışların bu hastalara hayat vereceğini kaydetti.
“Başka bedenlerde can olsun istedik”
Kızının çok iyi bir insan olduğunu belirten baba Murat Yiğit, organları bağışlayarak kızının başkalarına umut olmasını istediklerini vurguladı. İnsanlığa faydalı olması için organları bağışlama kararı aldıklarını dile getiren Yiğit, “Kızımızın durumunu zorda olsa kabullenmek zorundayız. İki günün ardından insanlığa nasıl faydalı olur melek kızım benim dışarıda ıslanmış kedi görse onu eve getirip kurutmaya, ısıtmaya çalışan yavrum melek oldu, elimizden kuş gibi uçup giderken geride yine kanatları devam edecek, başka bedenlerde can olsun dedik ve organlarını bağışladık. Annelerinin umutla organ beklediği kişilere gidecek. Bizim çocuğumuz melek oldu. İnşallah kendisi cennette mükafatlandırılırken birilerine de dünyayı cennet edecek yavrum” dedi.
“Melek kızım bugün 4 hastaya umut oldu”
Kendisinin de organlarını bağışladığını ifade eden acılı baba, “Zor bir karar mı? Ben kendi organlarımı yıllar öncesinde çay içerken topyakün bağışladım. İki gündür kendi kafamdan tasarlıyorum. Organ bağışı söz konusu, organ bekleyen insanlar var, umutlar var. Bu nedenle kendimle pazarlık ediyordum. O kadar zor bir karar ki, yapacağı fayda bu karardan daha iyi olduğu için kızımızın dünyada yaşayacağı başka bedenlerde can olarak insanlara hizmet etmeye, dünyayı birilerine cennet etmeye iyi yürekli kızımın vesile olmasını istedik. Melek gibi kızım bugün 4 cana umut oldu. O ailelerde şimdi ameliyata hazırlanıyorlar. Biliyorum ki onların duası kızımın cennetin en iyi köşelerinde yer bulmasını sağlayacak” diye konuştu.
“TEDES olsaydı belki biz kızımızın bu acı sonunu yaşamayacaktık”
Ordu’da geçtiğimiz yıl hizmete giren ve yakın bir tarihte çalışması durdurulan Elektronik Denetleme Sistemi (TEDES) hakkında konuşan baba Murat Yiğit, TEDES sisteminin devam etmesi gerektiğini söyledi. TEDES’in kaldırılması ve hız sınırlarının artması sebebi ile canlarının yandığını ve bir daha hiçbir canın yanmasını istemediklerini dile getiren Yiğit, “TEDES problemi gündeme gelipte ilimizdeki uygulaması bittikten sonra, ışıklara geldiğimizde yeşiller yanıp sönmeye başlamadan önce herkes duruyordu. Şimdi kırmızı yanıp sönüyorken herkes o ışıkları geçiyor. Bu gün benim canım yandı. Kasıt olmasa bile hız sınırı TEDES uygulamasındaki gibi normalde olsa idi, olası hızlar yapılmayacaktı ve belki de biz kızımın bu acı sonunu yaşamayacaktık. Bizim canımız yandı biz ilk göz ağrımızı, aşı yapılırken bakamadığımız yavrumuzu kaybettik. Herkes kurallara uysun başka canlar yanmasın. Ben şimdi çocuklarıma yaya geçidinden geçerken özel bir eğitime tabi tutuyorum. Işık yansa bile arabaların durduğundan emin olan öyle geçin diyorum. Neden biliyormusunuz? Çünkü durmuyorlar ama o TEDES onu durduruyor ve 50 metre kala önlem aldırıyordu. Şimdi ışık yeşil yansa bile biz çocuklarımıza önlem aldırıyoruz” şeklinde konuştu.
“Arkasında koskocaman bir iyilik ordusu bıraktı”
Kızını kaybetmenin üzüntüsünü yaşayan anne Zehra Yiğit ise, “Kızımın dünyalık hiçbir derdi yoktu, tek derdi iyi bir insan olmaktı. Arkasında bir sürü iyi arkadaş bıraktı. Arkasında koskocaman bir iyilik ordusu bıraktı. Yavrum cennetlik, giderken bile iyiliğini yapıp gitti” ifadelerini kullandı.
Ordu, iha