- "NEDEN BİZ HERŞEYİ YIKIYORUZ?!.." Mimarlar Odası Malatya Şube Başkanı Fatma Altaş, Malatya’da kamu binalarının yıkılmasının ve yapımı planlanan bazı binaların kent kimliğine yaptığı olumsuz etkileri anlattı, kentteki yapılaşmaya dair önerilerini sundu…
Mimarlar Odası Malatya Şube Başkanı Fatma Altaş, son dönemde Malatya’da kamusal hizmet veren çok sayıda yapının yıkıldığını ve bazılarının ise yıkılmasının planlandığını belirterek, “Biz niye her şeyi sıfırdan alarak yapıyoruz. Niye illa ki yeniden temel atıyoruz. Elimizdekini bir tadilatla veya bir restorasyonla yeniden kullanıma kazandırmak varken neden yenisini yapıyoruz? Bunu bir türlü anlamak mümkün değil” dedi.
“Müze ve kütüphane yeşil kuşak içinde değerlendirilmeli”
Malatya’ya yapılması planlanan müze ve kütüphane binasının mutlaka ‘Yeşil Kuşak’ içerisinde değerlendirmeye alınması gerektiğini vurgulayan Altaş, “Mimarlar Odası olarak müze ve kütüphane binalarının Yeşil Kuşak içindeki bu taş binalarda değerlendirilmesini öneriyoruz. Sanat Lisesi’nin atölye olarak kullandığı taş binaları restore edip veya ufak çaplı tadilatlarla veya belki ek bina yaparak kütüphane olarak değerlendirilmesi için oldukça kullanışlı binalardır” diye konuştu.
İnönü Stadı’nın yıkılmaya başlandığını ve stat alanının Millet Bahçesi olarak projelendirileceğinin açıklandığını hatırlatan Mimar Fatma Altaş, “Stadyum yıkılmamalıydı. Bunun yerine, serbest, bireysel sportif etkinlikleri ve yürüyüş alanı olarak düzenlenip vatandaşın hizmetine sunulması daha faydalı olacaktı kanaatindeyim” ifadelerini kullandı. Altaş, Millet Bahçesi’nin projesinin olup – olmadığının da kamuoyunca merak edildiğini belirtti.
Malatya kent merkezindeki fiziksel, mimari gelişim ve değişimin kent kimliği üzerinde yaratacağı etkilere ilişkin sorularını cevaplayan Mimarlar Odası Malatya Şube Başkanı Fatma Altaş, birçok kamu binası ve diğer bazı yapıların restore edilerek ve yeni işlevler yüklenerek halkın hizmetine sunulması gibi bir seçenek varken, bunun yerine yıkıp yenisini yapmanın hem kaynak israfı oluğunu belirtti hem de kentin mimari kimliğinde büyük bir bozulmaya neden olduğunu vurguladı.
Türkiye’de, mimari ile ilişkili olduğu kadar halkın maneviyat dünyasına da dokunan bazı kavramlardan biri olarak ‘Külliye’* kavramının da Malatya’da içinin boşaltıldığını söyleyen Fatma Altaş, semt pazarcıları için yapılan sabit pazarın daha sonra ‘Kernek Külliyesi’ şeklinde adlandırılmasının yeni neslin kimliksizleştirilmesine hizmet edeceğini savundu. Altaş, “Halbuki orası, ne mimari özelliği ne de içerisindeki işlevsellikle asla bir külliye değildir” dedi.
‘Yeşil Kuşak’ olarak adlandırılan bölgedeki okullara ait taş yapıların mutlaka korunması gerektiğini ifade eden Fatma Altaş, söz konusu binaların kütüphane ve müze olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Altaş, Şeker Fabrikası arazisi üzerinde yapılan Gençlik Spor İl Müdürlüğü binası için de ‘Kusura bakmayın ama ben ona ucube diyorum” dedi.
Mimarlar Odası Malatya Şube Başkanı Fatma Altaş’ın Yeni Malatya Gazetesi’nin sorularına verdiği cevaplarda öne çıkan başlıklar şöyle:
“Zaten yeşil dediğimiz alanlar Millet Bahçesi olarak lanse ediliyor
Bütün Türkiye genelinde Cumhurbaşkanının söylemiyle bir ‘Millet Bahçesi’ kavramı çıktı. Millet Bahçeleri yapılmasın demiyoruz. Ama acı olan şu ki, Türkiye’deki bütün stadyumlar yıkılarak ‘Millet bahçesine’ dönüştürülüyor. Örneğin Konya’daki Atatürk Stadyumu yıkıldı. Bir tek giriş kapısı tescilliydi, orası kaldı, geri kalanı yıkıldı. Mersin’deki stadyum yıkılıyor. Adana’daki Adnan Menderes Stadyumu yıkılacak. Malatya’da da İnönü Stadyumu aynı şekilde önce ‘Yeşil Kuşak’ olarak çıkıp sonra ‘Millet Bahçesi olarak değerlendirildi. Stadyumun yıkılmasıyla beraber Spor Salonu ve Yüzme Havuzumuz var. Sanıyorum onlar da yıkılacak. Biz şimdi kalkıp kentin çok çeşitli bölgelerine yaşam merkezleri yapıyoruz değil mi? Şeker arazisine yapılan yaşam merkezi ve yine aynı araziye yapılan Gençlik Spor İl Müdürlüğü binası. Tabii kimse kusura bakmasın benim ucube diyeceğim bir yapı. Şeker Fabrikasının arasında ucube gibi duruyor. O bölgeye onlar yapıldı. Peki şehrin bu bölgesine, stadyumun bulunduğu bölgede yaşam merkezimiz var mı? Bu bölgede oturan halkın sportif faaliyet ihtiyacı, diğer sosyal ihtiyaçları için bir merkez düşünülüyor mu?
Biz, restore edip yeniden kullanıma kazandırmak varken, neden her şeyi yıkıp, sıfırdan yapıyoruz?
Biz niye her şeyi sıfırdan alarak yapıyoruz. Niye illa ki yeniden temel atıyoruz. Elimizdekini bir tadilatla veya bir restorasyonla yeniden kullanıma kazandırmak varken neden yenisini yapıyoruz? Bunu bir türlü anlamak mümkün değil. Stadyum yıkılmamalıydı. Gerekli düzenlemeler yapılıp halkın kullanımına sunulabilirdi. Bu bölgede vatandaşın yürüyeceği alan yok. Mevcut haliyle yeniden düzenlenip halkın hizmetine sunmak varken neden biz her şeyi yıkıyoruz? Yüzme havuzunun yıkılması gündeme gelecekse merak ediyorum, yüzme havuzu niye yıkılsın? Bölgede bir ihtiyaçtır. Yeni yaşam merkezi havuz yapıyorsunuz ama havuz yıkıyorsunuz bir yandan da. Kamuda tasarruf tedbiri kapsamında birçok ihale durduruluyorken, yatırımlar yarım bırakılıyorken, yeni bir havuz yapmak derdine niye düşeceğiz? Bir sürü müsabakanın yapıldığı, milli sporcuların bile yetiştiği bir havuzu niye yıkıyoruz? Bunlar neden halkın hizmetine sunulmuyor? Bir spor salonu, bir yüzme havuzu, bir yaşam merkezi yapmanın maliyeti nedir? Biz gençlerimizi neden spora yönlendiriyoruz? Kötü alışkanlıklardan uzak dursunlar diye. Maliyetleri de ayrı boyut tabii.
Millet Bahçesi’nin ortada olan bir projesi var mı bilmiyoruz. Yani bu hemen kısa sürede gerçekleştirilebilecek bir olay değil. Ortada proje var mı yok mu belli değil. Millet bahçesi dediğimiz o alanın ‘Yeşil Bant’ olarak düşünülen alanlarda okul eğitim alanlarımız var. Bir Sanat Lisesi, bir Kız Lisesi var. Arkasında Nene Hatun Anaokulu var. Hepimizin bu okullarda anılarımız var. Yaşanmışlıklarımız var. Bu binaları yıktık. Hizmet vermiyordur, eskidir, okul alanları olarak yeni binalar yapılmıştır. Okullar taşınmıştır. O binaların yıkılma gerekçesi ortaya çıkmıştır. Sanat Lisesi de yeni bir okul yapılınca taşınacak ve orası da yıkılacak.
Yeşil Kuşak alanındaki taş binalar mutlaka korunalı, kütüphane ve müze bu binalara taşınmalı
Orada taş binalar da var ve onlar tescilli. Onlar Yeşil Kuşağa hizmet verecek yapılar olarak değerlendirilmelidir. Bizim önerimiz de burada ortaya çıkıyor. Eğer sanat lisesi yıkılıp, taş binalar korunacaksa, o taş binalar, halkın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde kullanıma sokulmalı. Bu tür binalar çeşitli dernek ve kurumlara verilip dar bir çerçevede değerlendirilmesi yerine halkın tamamına hizmet verecek şekilde kullanılmalı.
Bizim önemli konularımızdan bir tanesi müze ve kütüphane binası. Müzeyi belediye binasının arkasına, kütüphaneyi de Sümer Lisesi’ni yıkıp yerine yapılması kararlaştırıldı. Ne gereği var anlamış değilim? Mimarlar Odası olarak müze ve kütüphane binalarının Yeşil Kuşak içindeki bu taş binalarda değerlendirilmesini öneriyoruz. Sanat Lisesi’nin atölye olarak kullandığı taş binaları restore edip veya ufak çaplı tadilatlarla veya belki ek bina yaparak kütüphane olarak değerlendirilmesi için oldukça kullanışlı binalardır. Sadece ufak tefek tadilatlar yapılabilir. Müze binasına gelecek olursak, müze binası da yeşil kuşak içinde düşünülebilir çünkü, müze binaları mimari olarak doğal ışığa ihtiyaç duymayan binalardır. Belki çok küçük yapay aydınlatmalarla yer yüzünden bir ışık alır. Ama yerin altında olması müzeyi daha cazip hale getirir ve ışık istemediği için de suni aydınlatmalarla gezersiniz. Yeşil kuşağı hiçbir şekilde zedelemeyecek, rahatsız etmeyecek yerin altında diyebileceğimiz bir yapı ve bir proje ile o bölgeye düşünülebilir. Taş binalar müzeden çok kütüphane binası için değerlendirilmelidir. Özellikle tescilli taş yapılar kütüphane olması için çok ideal binalardır. Yeni bir yer aramanın, yeni bir bina yapmanın hiç mantığı yok. Taş binalar kütüphane için çok şık ve rahatlıkla düzenlenebilecek alanlar. Kütüphane ve müze binaları kesin olarak Yeşil Kuşak içerisinde kalmalı.
Belediye binasının çevresinde yeterince yoğunluk var, oraya müze ve kütüphane yapılmaz
Belediye binasının arkasına bir müze binası yaptığınız zaman, zaten yeterince bir yoğunluk var, siz buraya getirip müzeyi veya Sümer Lisesi’nin yerine kütüphaneyi koyarsanız olmaz. Bir kere kütüphane binası gürültü almaması gereken bir yerde olmalı. Burada otopark ve trafik yoğunluğu olan bir yerde yeni yapılar dizayn etmeyi düşünüyorsunuz. Belediye binası kendine özgü mimarisi olan bir yapı. Bizim yapacağımız müze binasının belediye binasına ne getireceği veya belediye binasının müze binasına ne getireceği iyi etüt edilmeli. İki bina da özellikli olması gereken bir bina. Belediye binasının etrafını yapılarla boğmanın mantığı yok.
Sabit pazar yerine Kernek Külliyesi adını verdiler. Külliye kavramının içi boşalttılar. O yapıya külliye denmez
İpek Caddesi’nin orada Cuma pazarının kurulduğu yerde bir yapı var. Bu bina ne olarak yapıldı? Sabit semt pazarı olarak yapıldı. Pazarcılar karşı durdu, bize uygun değil dedi ve taşınmadılar. Cuma pazarı yine sokakta kuruyorlar. Binaya baktığınızda belki semt pazarı olarak diyebilirsiniz ama tam olarak semt pazarı da değil aslında. Ama siz kalkıp da burayı belediyenin bir yapısı olarak değerlendirmeye alıp adına da ‘Kernek Külliyesi’ derseniz olmaz. Külliye isminin bir kere çok büyük maneviyatı var. Örneğin bir Süleymaniye Külliyesi, bir Selimiye Külliyesi hangi yapılara külliye dendiğinin tanımını zaten bize yapıyor. Biz Kernek Külliyesi dedik. İlkokula giden bir çocuk geçerken ‘Kernek Külliyesi’ ismini okuyor ve o çocuk Külliye kelimesini o yapıyla öğreniyor. Halbuki orası ne mimarı özelliği ile ne de içerisindeki işlevsellikle asla bir külliye değil. Değerlerimize ve kimliğimize aykırıdır bir kere. Böylesine maneviyatı olan isimleri gereksiz yapılara vermekle zayıflatmanın içini boşaltmanın bir manası yok. Yeni kuşağa bunu böyle aktarmak günahtır. Böyle yaparak esasında yeni nesli kimliksizleştiriyoruz."
*Külliye: Külliye, cami ile birlikte hamam, medrese, mektep, imaret, türbe, kütüphane, aşevi, darüşşifa, kervansaray, çarşı, tekke, zaviye binalarından oluşan yapılar topluluğu.
Güler HAZAR, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com