SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Kentin Mimari Kimliğini Bozuyorlar" İtirazı..

0
Güncellendi - 2018-11-23 04:50:09
A- A+ PAYLAŞ

  • "NEDEN BİZ HERŞEYİ YIKIYORUZ?!.." Mimarlar Odası Malatya Şube Başkanı Fatma Altaş, Malatya’da kamu binalarının yıkılmasının ve yapımı planlanan bazı binaların kent kimliğine yaptığı olumsuz etkileri anlattı, kentteki yapılaşmaya dair önerilerini sundu…

Mimarlar Odası Malatya Şube Başkanı Fatma Altaş, son dönemde Malatya’da kamusal hizmet veren çok sayıda yapının yıkıldığını ve bazılarının ise yıkılmasının planlandığını belirterek, “Biz niye her şeyi sıfırdan alarak yapıyoruz. Niye illa ki yeniden temel atıyoruz. Elimizdekini bir tadilatla veya bir restorasyonla yeniden kullanıma kazandırmak varken neden yenisini yapıyoruz?  Bunu bir türlü anlamak mümkün değil” dedi.

“Müze ve kütüphane yeşil kuşak içinde değerlendirilmeli”

Malatya’ya yapılması planlanan müze ve kütüphane binasının mutlaka ‘Yeşil Kuşak’ içerisinde değerlendirmeye alınması gerektiğini vurgulayan Altaş, “Mimarlar Odası olarak müze ve kütüphane binalarının Yeşil Kuşak içindeki bu taş binalarda değerlendirilmesini öneriyoruz. Sanat Lisesi’nin atölye olarak kullandığı taş binaları restore edip veya ufak çaplı tadilatlarla veya belki ek bina yaparak kütüphane olarak değerlendirilmesi için oldukça kullanışlı binalardır” diye konuştu.

İnönü Stadı’nın yıkılmaya başlandığını ve stat alanının Millet Bahçesi olarak projelendirileceğinin açıklandığını hatırlatan Mimar Fatma Altaş, “Stadyum yıkılmamalıydı. Bunun yerine, serbest, bireysel sportif etkinlikleri ve yürüyüş alanı olarak düzenlenip vatandaşın hizmetine sunulması daha faydalı olacaktı kanaatindeyim” ifadelerini kullandı. Altaş, Millet Bahçesi’nin projesinin olup – olmadığının da kamuoyunca merak edildiğini belirtti.

Malatya kent merkezindeki fiziksel, mimari gelişim ve değişimin kent kimliği üzerinde yaratacağı etkilere ilişkin sorularını cevaplayan Mimarlar Odası Malatya Şube Başkanı Fatma Altaş, birçok kamu binası ve diğer bazı yapıların restore edilerek ve yeni işlevler yüklenerek halkın hizmetine sunulması gibi bir seçenek varken, bunun yerine yıkıp yenisini yapmanın hem kaynak israfı oluğunu belirtti hem de kentin mimari kimliğinde büyük bir bozulmaya neden olduğunu vurguladı.

Türkiye’de, mimari ile ilişkili olduğu kadar halkın maneviyat dünyasına da dokunan bazı kavramlardan biri olarak  ‘Külliye’* kavramının da Malatya’da içinin boşaltıldığını söyleyen Fatma Altaş, semt pazarcıları için yapılan sabit pazarın daha sonra ‘Kernek Külliyesi’ şeklinde adlandırılmasının yeni neslin kimliksizleştirilmesine hizmet edeceğini savundu. Altaş, “Halbuki orası, ne mimari özelliği ne de içerisindeki işlevsellikle asla bir külliye değildir” dedi.

 ‘Yeşil Kuşak’ olarak adlandırılan bölgedeki okullara ait taş yapıların mutlaka korunması gerektiğini ifade eden Fatma Altaş, söz konusu binaların kütüphane ve müze olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Altaş, Şeker Fabrikası arazisi üzerinde yapılan Gençlik Spor İl Müdürlüğü binası için de  ‘Kusura bakmayın ama ben ona ucube diyorum” dedi.

Mimarlar Odası Malatya Şube Başkanı Fatma Altaş’ın Yeni Malatya Gazetesi’nin sorularına verdiği cevaplarda öne çıkan başlıklar şöyle:

“Zaten yeşil dediğimiz alanlar Millet Bahçesi olarak lanse ediliyor

Bütün Türkiye genelinde Cumhurbaşkanının söylemiyle bir ‘Millet Bahçesi’ kavramı çıktı. Millet Bahçeleri yapılmasın demiyoruz. Ama acı olan şu ki, Türkiye’deki bütün stadyumlar yıkılarak  ‘Millet bahçesine’ dönüştürülüyor.  Örneğin Konya’daki Atatürk Stadyumu yıkıldı. Bir tek giriş kapısı tescilliydi, orası kaldı, geri kalanı yıkıldı. Mersin’deki stadyum yıkılıyor. Adana’daki Adnan Menderes Stadyumu yıkılacak. Malatya’da da İnönü Stadyumu aynı şekilde önce ‘Yeşil Kuşak’ olarak çıkıp sonra ‘Millet Bahçesi olarak değerlendirildi.  Stadyumun yıkılmasıyla beraber Spor Salonu ve Yüzme Havuzumuz var. Sanıyorum onlar da yıkılacak.  Biz şimdi kalkıp kentin çok çeşitli bölgelerine yaşam merkezleri yapıyoruz değil mi? Şeker arazisine yapılan yaşam merkezi ve yine aynı araziye yapılan Gençlik Spor İl Müdürlüğü binası.  Tabii kimse kusura bakmasın benim ucube diyeceğim bir yapı.  Şeker Fabrikasının arasında ucube gibi duruyor. O bölgeye onlar yapıldı. Peki şehrin bu bölgesine, stadyumun bulunduğu bölgede yaşam merkezimiz var mı? Bu bölgede oturan halkın sportif faaliyet ihtiyacı, diğer sosyal ihtiyaçları için bir merkez düşünülüyor mu?

Biz, restore edip yeniden kullanıma kazandırmak varken, neden her şeyi yıkıp, sıfırdan yapıyoruz?

Biz niye her şeyi sıfırdan alarak yapıyoruz. Niye illa ki yeniden temel atıyoruz. Elimizdekini bir tadilatla veya bir restorasyonla yeniden kullanıma kazandırmak varken neden yenisini yapıyoruz?  Bunu bir türlü anlamak mümkün değil. Stadyum yıkılmamalıydı. Gerekli düzenlemeler yapılıp halkın kullanımına sunulabilirdi. Bu bölgede vatandaşın yürüyeceği alan yok.   Mevcut haliyle yeniden düzenlenip halkın hizmetine sunmak varken neden biz her şeyi yıkıyoruz?  Yüzme havuzunun yıkılması gündeme gelecekse merak ediyorum, yüzme havuzu niye yıkılsın? Bölgede bir ihtiyaçtır. Yeni yaşam merkezi havuz yapıyorsunuz ama havuz yıkıyorsunuz bir yandan da.  Kamuda tasarruf tedbiri kapsamında birçok ihale durduruluyorken, yatırımlar yarım bırakılıyorken, yeni bir havuz yapmak derdine niye düşeceğiz?  Bir sürü müsabakanın yapıldığı, milli sporcuların bile yetiştiği bir havuzu niye yıkıyoruz?  Bunlar neden halkın hizmetine sunulmuyor?  Bir spor salonu, bir yüzme havuzu, bir yaşam merkezi yapmanın maliyeti nedir?  Biz gençlerimizi neden spora yönlendiriyoruz? Kötü alışkanlıklardan uzak dursunlar diye. Maliyetleri de ayrı boyut tabii.

Millet Bahçesi’nin ortada olan bir projesi var mı bilmiyoruz. Yani bu hemen kısa sürede gerçekleştirilebilecek bir olay değil.  Ortada proje var mı yok mu belli değil.  Millet bahçesi dediğimiz o alanın ‘Yeşil Bant’ olarak düşünülen alanlarda okul eğitim alanlarımız var. Bir Sanat Lisesi, bir Kız Lisesi var. Arkasında Nene Hatun Anaokulu var.  Hepimizin bu okullarda anılarımız var. Yaşanmışlıklarımız var. Bu binaları yıktık. Hizmet vermiyordur, eskidir, okul alanları olarak yeni binalar yapılmıştır. Okullar taşınmıştır. O binaların yıkılma gerekçesi ortaya çıkmıştır. Sanat Lisesi de yeni bir okul yapılınca taşınacak ve orası da yıkılacak.

Yeşil Kuşak alanındaki taş binalar mutlaka korunalı, kütüphane ve müze bu binalara taşınmalı

Orada taş binalar da var ve onlar tescilli. Onlar Yeşil Kuşağa hizmet verecek yapılar olarak değerlendirilmelidir. Bizim önerimiz de burada ortaya çıkıyor.  Eğer sanat lisesi yıkılıp, taş binalar korunacaksa, o taş binalar,  halkın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde kullanıma sokulmalı. Bu tür binalar çeşitli dernek ve kurumlara verilip dar bir çerçevede değerlendirilmesi yerine halkın  tamamına hizmet verecek şekilde kullanılmalı.

Bizim önemli konularımızdan bir tanesi müze ve kütüphane binası. Müzeyi belediye binasının arkasına, kütüphaneyi de Sümer Lisesi’ni yıkıp yerine yapılması kararlaştırıldı. Ne gereği var anlamış değilim?  Mimarlar Odası olarak müze ve kütüphane binalarının Yeşil Kuşak içindeki bu taş binalarda değerlendirilmesini öneriyoruz. Sanat Lisesi’nin atölye olarak kullandığı taş binaları restore edip veya ufak çaplı tadilatlarla veya belki ek bina yaparak kütüphane olarak değerlendirilmesi için oldukça kullanışlı binalardır. Sadece ufak tefek tadilatlar yapılabilir. Müze binasına gelecek olursak, müze binası da yeşil kuşak içinde düşünülebilir çünkü, müze binaları mimari olarak doğal ışığa ihtiyaç duymayan binalardır. Belki çok küçük yapay aydınlatmalarla yer yüzünden bir ışık alır. Ama yerin altında olması müzeyi daha cazip hale getirir ve ışık istemediği için de suni aydınlatmalarla gezersiniz. Yeşil kuşağı hiçbir şekilde zedelemeyecek, rahatsız etmeyecek yerin altında diyebileceğimiz bir yapı ve bir proje ile o bölgeye düşünülebilir. Taş binalar müzeden çok kütüphane binası için değerlendirilmelidir. Özellikle tescilli taş yapılar kütüphane olması için çok ideal binalardır. Yeni bir yer aramanın, yeni bir bina yapmanın hiç mantığı yok. Taş binalar kütüphane için çok şık ve rahatlıkla düzenlenebilecek alanlar. Kütüphane ve müze binaları kesin olarak Yeşil Kuşak içerisinde kalmalı.

Belediye binasının çevresinde yeterince yoğunluk var, oraya müze ve kütüphane yapılmaz

Belediye binasının arkasına bir müze binası yaptığınız zaman, zaten yeterince bir yoğunluk var, siz buraya getirip müzeyi  veya  Sümer Lisesi’nin yerine kütüphaneyi koyarsanız olmaz. Bir kere kütüphane binası gürültü almaması gereken bir yerde olmalı. Burada otopark ve trafik yoğunluğu olan bir yerde yeni yapılar dizayn etmeyi düşünüyorsunuz. Belediye binası kendine özgü mimarisi  olan bir yapı. Bizim yapacağımız müze binasının belediye binasına ne getireceği veya belediye binasının müze binasına ne getireceği iyi etüt edilmeli. İki bina da özellikli olması gereken bir bina.  Belediye binasının etrafını yapılarla boğmanın mantığı yok.

Sabit pazar yerine Kernek Külliyesi adını verdiler. Külliye kavramının içi boşalttılar. O yapıya külliye denmez

İpek Caddesi’nin orada Cuma pazarının kurulduğu yerde bir yapı var.  Bu bina ne olarak yapıldı?  Sabit semt pazarı olarak yapıldı. Pazarcılar karşı durdu, bize uygun değil dedi ve taşınmadılar. Cuma pazarı yine sokakta kuruyorlar. Binaya baktığınızda  belki semt pazarı olarak diyebilirsiniz ama tam olarak semt pazarı da değil aslında. Ama siz kalkıp da burayı belediyenin bir yapısı olarak değerlendirmeye alıp adına da ‘Kernek Külliyesi’ derseniz olmaz. Külliye isminin bir kere çok büyük maneviyatı var.  Örneğin bir Süleymaniye Külliyesi,  bir Selimiye Külliyesi hangi yapılara külliye dendiğinin tanımını zaten bize yapıyor.  Biz Kernek Külliyesi dedik.  İlkokula giden bir çocuk geçerken ‘Kernek  Külliyesi’ ismini okuyor ve o çocuk Külliye kelimesini o yapıyla öğreniyor. Halbuki orası ne mimarı özelliği ile ne de içerisindeki işlevsellikle asla bir külliye değil. Değerlerimize ve kimliğimize aykırıdır bir kere. Böylesine maneviyatı olan isimleri gereksiz yapılara vermekle zayıflatmanın içini boşaltmanın bir manası yok. Yeni kuşağa bunu böyle aktarmak günahtır.  Böyle yaparak esasında yeni nesli kimliksizleştiriyoruz."

*Külliye: Külliye, cami ile birlikte hamam, medrese, mektep, imaret, türbe, kütüphane, aşevi, darüşşifa, kervansaray, çarşı, tekke, zaviye binalarından oluşan yapılar topluluğu.

Güler HAZAR, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

20 yorum yapılmış

  • Yoksul (6 yıl önce)
    Konu imar olunca Reis-i takmayanlar şelaleler diyarının Mimarlar odasını dikkate alırlar
    0
    0
    Yanıtla
  • Esenlik (6 yıl önce)
    Liyakat ve sadakat in bir arada olduğu insan sayısı çok azalınca olacağı Malatya
    0
    0
    Yanıtla
  • Yerelli (6 yıl önce)
    Malatya'da mimarlar mı var! Biri çıkıp şehrin tam içini-ortasını halletti. O güzelim cami minarelerinin görüntüsünü de yok etti. Malatya'nın Doğusundan da batısından da bakanı artık görmüyor. Bir şehri kör etmeye ve camilerin görüntüsünü yok etmeye bir milyon nüfuslu Malatya, katılımcı muhafazakar görünümlü ak partinin vekilleri, yerel yöneticileri ve STK’ları GIK bile demedi. O minarelerin ışığına bakıp da orucunu açan insanların ahı üzerinizdedi
    0
    0
    Yanıtla
  • Haluk (6 yıl önce)
    Konu sadece Stad ile sınırlı olsa önemli değil diyeceğim.Bu dönemde Harcama yapılması için yıkılması gerekir.Bunu gördüm.Bunu bilirim.Gerisi boş.
    0
    0
    Yanıtla
  • Malatyali (6 yıl önce)
    Malatya Betonlasmis. Eski de cilesiz yesilyurt gercekten yesil idi. Malatyayi bitirdiler. Cocuklugum orada gecti. Yazik...
    0
    0
    Yanıtla
  • murat (6 yıl önce)
    eski beton binalara tarihi anlam yüklemek çok yanlış. eski belediye binası yanındaki ziraat bankasını bile neredeyse sit alanı ilan edecekler. oradaki esenliği de ziraat bankasını da yıkın, meydan kıtlığı olan bu şehre üstünü yeşil alanı bol bir meydan, altını da avm'lerdeki gibi kapalı oto park yapın. eski stadın yıkılmasına eyvallah ama oradaki kapalı spor salonu ve yüzme havuzu revize edilebilir. hürriyet parkından battalgazi belediyesine kadar olan alan selahattin gürkan'ın yeşil kuşak projesi ile taçlandırılmalıdır. bu alanın altı da avm'lerdeki gibi kapalı oto park yapılırsa şehrin oto park sorunu çözülür. müze ve kütüphane sayın mimar hanımın da belirttiği gibi yeşil kuşak içine yapılabilir. her şey batı tarafına yapılırsa tek merkezli bir büyüme ve trafik keşmekeşi olur. bu arada anlayamadığım nedir bu yeni belediye binasının arkasına illa bir şeyler sıkıştırmak merakı? bırakın kardeşim şehrin meydanlara da ihtiyacı var. etrafını yeşillendirin olsun size şehir meydanı. son olarak malatya'ya acilen münir erkal döneminde açılan fahri kayahan ve yeşiltepe gibi yeni alt merkezler açılmalıdır. artık burası çarmuzu mu olur, beydağı mı olur bilemem. hatta 3. merkez ilçe kurulmalı adı da beydağı olabilir.
    0
    0
    Yanıtla
  • alican (6 yıl önce)
    Bırakın onu bunu be mimar sinan oteli karşısına o adam o gökdeleni nasıl dikiyor,nasıl ona o izni veriyorlar anlamadım..malatyanını tamda kalbinde bir ucube yükseliyor ki sulüet mulüet her şeyin içine etti..Vallahi ilk defa görünce şok geçirdim..Yazık be hadi sekiz on katlı mimariye artık göz alıştıda.Şehrin ortasına bu kazık niye?.Ankarda da var ama çevresi bahçesi geniş en azından bu sıkışık bir ortamdaki gibi aniden yükselmiyor yazık şehir plancısı denen adamlar bu nasıl plan?
    0
    0
    Yanıtla
  • KIL BAYRO (6 yıl önce)alican isimli kullanıcı yorumuna
    Sahibi AKP Dogansehir belediye başkanı vahap küçük olunca 150 kat bile izin çıkar.Çünkü kural bunlara işlemiyor
    0
    0
    Yanıtla
  • HAS (6 yıl önce)
    20 yıl önce istanbulla gitim trafik keşmekeş bir yerden bir yere yarım günde gidiliyordu istanbulun kurtuluşu ancak çarpık kentleşmeden dolayı yapılan yapıların yıkılması gerdiğini söyledim bana güldüler nereyi yıkıyorsun bu kadar kumulaşmayı nasıl yapılacak dediler bugün ise kentsel dönüşüm adı altında yapılıyor 20 yıl önce yapılsaydı daha az maliyeti olurdu. Bir dönem Diyarbakır'daydım Bağlar sur Benusen fiskaya gibi mahallerin pkk etkili olduğu daracık sokakların olduğu mahallerdi bu yüzden güvenlik sağlamıyordu boşaltılıp yıkılması gerektiğini söyledim söylediğim kişiler benimle alay etiler bunların bir de o dönem kentin valisi olan Erkan alaydı sur ilçesini başına gelenleri hepimiz biliyoruz. Şimdi hanım efendi diyor ki hep yıkıyorsunuz siz hem yapmaya hemde yıkmaya karşı geliyorsunuz çarpık yapılara önceden izin verilmemeli kaçak veya göz yumulmuş ise elbete yıkılacak
    0
    0
    Yanıtla
  • Keşke seni dinleselermiş.
    0
    0
    Yanıtla
  • pırasa (6 yıl önce)
    Külliye ve osmanlı, diyince cennete gidecek insanlarımız olduğu sürece yönetim kim olursa olsun mühürlü yıkım kararı olan Malatya Parkın adını da külliye koyarlarsa şaşırmayın.
    0
    0
    Yanıtla
  • Kimliği olmayan şehir (6 yıl önce)
    Malatya’da Yıkılan yapılarla tarih ve şehir kimliği nin aynı cümlede kullanılması komik olmuş
    0
    0
    Yanıtla
  • malatyalı (6 yıl önce)
    belediyeler konularında uzmanlaşmış kişilere odalara danışmadan hareket ediyor.bir bilene soran olmayınca ,yapılan işlerde abuk sabuk oluyor.stadın ve eski yapıların yıkılması doğru ,yeni belediye etrafının da gereksiz yere doldurulması yanlış karardır.yeşil kuşak içerisine kütüphane ve müze kurulması daha sağlıklı olurdu.bu gibi kararlar alınırken çok uzun boylu düşünmeli fikirler alınmalıdır.bugün yapılan birçok kamusal binalara yarın burda bunun ne işi var diyeceğiz.
    0
    0
    Yanıtla
  • Fevzi (6 yıl önce)
    Kernekteki kütüphane önce depreme karşı güçlendirildi yakında yıkıldı şimdi yerine yapılan camı neredeyse birinci katı bitti
    0
    0
    Yanıtla
  • ORBİYOLOG (6 yıl önce)
    FATMA HANIM; YENİ YAPILAN TAPU BİNASI YERİNİ Bİ İNCELEYİN.
    0
    0
    Yanıtla
  • Kazım (6 yıl önce)
    Söylediklerinin çoğunluğuna katılmamak mümkün değil.Bu arada Semt pazarına külliye ismini vermekteki mantığı anlayamadım.Şu şehri tüm dinamiklerine danışarak ortak akıl ile ne zaman ihya edeceğiz acaba?
    0
    0
    Yanıtla
  • Turgay Paşa (6 yıl önce)
    Mimarlar odasının tutum ve davranışlarına karşıyım ama hanımefendi gerçekten yerinde tespit yapmış. İşte bu tür açıklamalar Malatyamıza fayda sağlar. Umarım yetkililer dinlerler..
    0
    0
    Yanıtla
  • Murat (6 yıl önce)
    Çok iyi ve profesyonelce çalışılmış bir röportaj. Son 16 yıldır yapılanları görmezden gelen saçma eleştirilerden ibaret. İş yapılmaya gelince oda olarak yardımcı olunmadığı gibi, Üst mahkemelere başvurarak millet yararına yapılacak her işi sabote edip geciktirerek bu hükumetin başarısız olması için gayret gösteren bir kuruluş olduğu halk nazarında açıkça görülmektedir. Bırakın bu işleri, vazifenizi yapın...VeSSelam...
    0
    0
    Yanıtla
  • Şaban Serezli (6 yıl önce)
    Osmanlıyı seviyoruz diyoruz da Osmanlıyı vuran kıran adamlar gibi gösteriyoruz. Osmanlı, Bizans kalıntısı olsa bile yıkmaz, kullanır, eskirse tamir eder, yetmezse genişletir, olmadı yanına ona uyumlu mahalli mimariye göre yenisini inşa ederdi.
    0
    0
    Yanıtla
  • MALATYA LI (6 yıl önce)
    sayın başkanım Güzelim Malatya için siz ne düşünürseniz düşünün kendi işlerine gelecek şekilde herkes planını yapıyor sizin gibi malatya sevdalısı nerde
    0
    0
    Yanıtla