Kış mevsiminin insanlar üzerinde hem fiziksel hem de psikolojik etki yaptığını söyleyen uzmanlar uyarıyor: Kendinizi isteksiz ve huzursuz hissediyorsanız depresyona girmiş olabilirsiniz!
İsteksizlik, huzursuzluk, bıkkınlık şeklinde kendini gösteren ve kış depresyonu olarak adlandırılan klinik hal genellikle kış aylarında başlayıp ilkbahara kadar en şiddetli seviyesine ulaşıyor. Psikolog Ayşe Yanık Knudsen, “Kış depresyonu tanısının konulabilmesi için depresyon belirtilerinin en az iki kış üst üste ve başka sebebe bağlı olmadan görülmesi gerekir” diyor.
KIŞ DEPRESYONU BU BELİRTİLERLE BAŞLIYOR
Havaların erken kararması, soğuk hava etkisi ve dış mekan aktivitelerinin azalmasıyla kişi iç dünyasına çekiliyor. Sürekli karamsarlık, enerji yokluğu, durgunluk, aşırı yorgunluk hissi, mutsuzluk, ümitsizlik, isteksizlik, baş ağrısı, ağlama isteği görülürken, kendine dikkat etmeme, kişisel temizliğine önem vermeme, dağınıklık, uykusuzluk ya da tam aksine aşırı uyku, iştah değişiklikleri, şekerli ve nişastalı besinlere düşkünlük artıyor. Okula veya işe gitmeme isteği, konsantrasyon eksikliği, performans düşüklüğü, fiziksel hareketlerde azalma ve tembellik kış depresyonunun diğer belirtileri arasında.
KAYGI VE PANİK ATAK GELİŞEBİLİR
Aşırı iştah artışına da dikkat çeken Psikolog Ayşe Yanık Knudsen, kış depresyonuna girenlerde aşırı kaygılı ruh hali ve panik atak krizleri ortaya çıkabildiğini söylüyor: “Bu nöbet öylesine yoğun korku ve rahatsızlık duygusu yaşatır ki kişi, kötü bir şey olacağını, sonunun geldiğini veya öleceğini zanneder. Bu korku fırtınasını yaşayan insan, doğal olarak o ortamdan ve durumdan kaçma, uzaklaşma davranışı gösterir. Psikolojik değişikliler, sosyal yaşamdan, aile ortamından uzaklaşma, içe kapanma ve aile bireyleriyle tartışmaya girme gibi durumlar görülebilir.”
ÇARE GÜNEŞ IŞIĞINDA
Knudsen’e göre, depresyon; aile, iş ve akademik hayatı ciddi derecede etkilemeye başlamışsa, bir uzmana görünme vakti gelmiştir: “Güneşe duyulan özlemle ortaya çıkan kış depresyonundan kurtulmak için en etkili yöntem güneş ışığıdır. Bu nedenle fırsat buldukça açık havada zaman geçirebilirsiniz. Sabahları yapacağınız yarım saatlik yürüyüşler hem fiziksel hem de psikolojik olarak sizi rahatlatacaktır. Evinize ve ofisinize mümkün olduğunca bol güneş ışığı girmesini sağlayın, perdelerinizi gün içinde açık bırakın. Odanızı havalandırmanız oksijen almanızı sağlar.
ENDİŞEYE EGZERSİZ FRENİ
Haftada 3-4 gün egzersiz yapın. Böylelikle hem kendinizi daha dinç hissedecek hem de gece daha rahat uykuya dalacaksınız. Egzersiz alışkanlığı endişeyi azaltır, zihni açar ve kendinizi daha iyi hissetmenize yardımcı olur. Sürekli oturmak zorunda olduğunuz bir işte çalışıyorsanız molalarınızda dolaşmaya ve hareket etmeye çalışın. Kendinizle baş başa kaldığınız zamanlarda sıkılıp farklı düşüncelere dalabilirsiniz. Bu nedenle sosyal aktivitelerinizi ihmal etmeyin, kışın tatile gidebilirsiniz. Arkadaşlarınızla bir araya gelerek hoş vakitler geçirebilirsiniz. Sinemaya gidebilir veya evde olduğunuz zamanlarda özellikle komedi dizileri ve filmleri izleyebilirsiniz.”
BESLENMENİZE DİKKAT EDİN
Sağlıksız besinlerden ve hazır yemeklerden uzak durmayı, her gün meyve ve sebze tüketmeyi öneren Knudsen’in beslenme ile ilgili diğer tavsiyeleri ise şöyle: “Kafein ve alkol tüketimine dikkat edin. Öğünlerinizde salata olmasına özen gösterin. Kışın su içmek zor olsa da günde en az 1,5-2 litre su içmeye çalışın. Protein bağışıklık sisteminin en güçlü kaynaklarındandır, protein içerikli gıdaları ihmal etmeyin. Şeker tüketimine dikkat edin, kontrolsüzce yiyeceğiniz şekerli gıdalar kilo almanıza neden olarak depresyon sürecini tetikleyebilir. Şeker ve kafein etkileri geçtikten sonra da kendinizi daha yorgun hissedebilirsiniz. Şeker, insülin seviyesinde ani değişiklik yaratır. Sorunlarınızla başa çıkamadığınız durumlarda uzmandan destek almayı unutmayın.”