İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakli Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Sezai Yılmaz depremlerden sonar bile karaciğer nakillerine devam ederek, 6 tane acil hastaya karaciğer naklini gerçekleştirdiklerini açıkladı.
Turgut Özal Tıp Merkezi Karaciğer Nakli Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Sezai Yılmaz, Malatyalı Gazeteci Şelale Kadak’ın youtube kanalına konuk olarak derem sonrası yapılan çalışmalar ve kent hakkında değerlendirmelerde bulundu.
-“Şehrimizin bu halini görmek içimizi çok sızlatıyor”
İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakli Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Sezai Yılmaz, “6 Şubat’tan önceki Malatya cıvıl cıvıldı. Malatyalılar şehrini çok sever ve çok bağlıdırlar. Ama 6 Şubat’tan sonra diyebilirim ki, hayalet bir şehirde yaşıyoruz, şehirde hiçbir canlılık yok. Akşamları şehre giremezsiniz, gidemezsiniz. Gündüzleri ise bir elin parmakları kadar işyeri açık. Çok üzülüyoruz. Bu görüntüden bir an önce çıkmak istiyoruz. Şehrimizin bu halini görmek içimizi çok sızlatıyor. Çocukları okula devam edenler çocuklarını ve ailelerini Malatya dışına götürdü, büyükşehirlerde ev tuttular. Öğretim Üyelerinin çoğu Elazığ’a geliş gidiş yapıyorlar.” dedi.
-“Bu binanın 9 büyüklüğündeki bir depreme dayanıklı olduğu söylenmişti”
Prof. Dr. Sezai Yılmaz, “Ben 1998 yılında Malatya’ya geldim. Turgut Özal Tıp Merkezi’nin inşaatı 1996’da bitmişti. O zaman bu binanın 9 büyüklüğündeki bir depreme dayanıklı olduğu söylenmişti. 2011 yılında Karaciğer Nakli Enstitüsü tüzel olarak kuruldu. Bizondan sonra Karaciğer Nakli Enstitüsü’nün yapımı için bir çok girişimlerde bulunduk. O dönemki bakanımız Sayın Cevdet Yılmaz’ın çok büyük destekleri ile bu binanı yapılmasına karar verildi. Yıl 2013 olabilir, o zaman 100 milyon TL bir maliyetle bu bina yapıldı. Bu bina yapılırken temel atılmasından sonra her noktasında inşaatında bulundum. Çok ciddi bir inşaat süreci yaşandı. Şu anda bu binayı yapan mühendislerden bir tanesi Akkuyu’daki nükleer merkezde çalışıyor. Onunla defalarca temasa geçtim. Bu kadar ağır depremlerde Malatya’da barınılması gereken binalardan bir tanesi Turgut Özal Tıp Merkezi, Karaciğer Nakil Enstitüsü Hastanesi ve bizden sonra yapılan Onkoloji Hastanesi.” İfadelerini kaydetti.
-“O fedakâr doktor ve hemşireler hastalarını hiç terk etmediler”
Deprem anları ile ilgili de konuşan Prof. Dr. Sezai Yılmaz şunları söyledi:
“İlk depreme evlerimizde yakalandık. Ailelerimizle birlikte hastaneye geldik. İkinci depreme ben odamda yakalandım. Hakikaten insan iki büyük felakete yakalanamaz. Çok büyük bir şeydi. Bina kesin yıkıldı dedim, böyle bir sallantıya dayanamaz, dedim. Bütün hastalar kendilerini dışarı attılar, sadece yoğun bakımdaki hastalarımız kaldı. İnanırmısınız, o fedakâr doktor ve hemşireler hastalarını hiç terk etmediler. Ağır sallantı esnasında herkes işinin başındaydı. Deprem sonrası binanın durumuna baktık, duvarlar da basit çatlaklar var. 4-5 kez kontrol kurulları binayı kontrol ettiler, herhangi bir sıkıntı olmadığını söylediler.”
-“Depremlerden sonra 6 tane karaciğer nakli yapabildik”
Depremden sonra ara vermeden karaciğer nakillerine devam ettiklerini belirten Prof. Dr. Sezai Yılmaz, “Çok yoğun karaciğer nakli yapan bir ekibiz. Daha önceden gerek fiziki olarak, gerek ekip olarak, gerekse teçhizat olarak burası dünyada bir numara. Kamuoyu bunu biliyor. Biz 2018’de ilk kez aynı anda 3 vericili karaciğer nakli yaptık, 2019 yılında aynı anda aynı gün 5 vericili karaciğer naklini yaptık. Dünyada çok önemli bir olay. Biz 2022 yılının temmuz ayında 4’lü çapraz karaciğer nakilleri yaptık. Buda dünyada bir ilk. Burası çok önemli işler yapmış bir merkez. Yılda 300 civarında karaciğer nakli yapan bir merkez. Biz yılbaşından 6 Şubat’a kadar 36 tane karaciğer nakli yaptık. Bakınız, 36 yada 35 günde 26 tane karaciğer nakli yaptık. Bu hakikaten çok büyük bir performans. Deprem olduğunda bizim o esnada karaciğer nakli bekleyen hastalarımız vardı. Biz birkaç gün geçtikten sora oturup konuştuk arkadaşlarımızla. Acil hastalarımıza karaciğer nakli yapılmasını kararlaştırdık. Bina, ameliyathaneler ve ekipmanlarda hiçbir problem yoktu. Depremlerden sonra 6 tane karaciğer nakli yapabildik.” şeklinde konuştu.
-“Halk aynen kayısıya sahip çıktıkları gibi sahip çıktılar”
İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakli Enstitüsü’nün zaman zaman yaptığı çalışmalar ile dünyada birinci olduğunu ve artık dünyada bir marka olduğunu belirten Prof. Dr. Yılmaz, “Bu karaciğer nakli olayına Malatyalılar, doktorlar, bizim personelimiz, yöneticiler, halk aynen kayısıya sahip çıktıkları gibi sahip çıktılar. Malatya’da bununla ilgili büyük bir pozitif yaklaşım var. Dolayısıyla bizim doktorlarımız, hemşirelerimiz, personellerimiz o kadar fedakarki, evlerin de acı bir olay olsa bile gözlerini kapatarak geliyorlar. Burada dünyaya örnek fedakâr bir ekip var. Bunu açık yüreklilikle söylüyorum. Hastalarımız tekrar gelmeye başladılar. Haftada 3 karaciğer nakli ile tekrar çalışmalarımıza başlarız, bir süre sonra da eski ivmesini kazanır diye düşünüyorum. Personellerimiz, eğer ailesini Malatya dışına götürememişse aileleriyle hastanede barınıyorlar. Biz bu yıl yaklaşık 350 karaciğer naklini hedefliyorduk. Son yapılan karaciğer nakillerimizden birisi Kırşehir’den gelen ve bir akrabasından canlı vericili nakil yaptığımızı 16 yaşındaki bir kız çocuğumuz. Şanda durumu çok iyi. Gaziantep-Nurdağ’ında koma halinde getirilen, bilinci tamamen kapalı olan ve oğlundan nakil yaptığımız yaklaşık 55 yaşlarında bir kadın, bu hastamızın da durumu çok iyi. Son hastamız ise Elazığlı, komada değildi, ama durumu çok kötüydü, oğlundan karaciğer nakli yaptık, bu hastamızda iyi. Biz çalışmaya devam edeceğiz. Rektörümüz burayı terk etmedi, baş hekimimiz terk etmedi, hocalarımız terk etmedi, ben terk etmedim, bu aslında bizim personelimize de çok büyük bir güven verdi. Yani karargahı terk etmemek lazım. Bu çok önemli bir şey.” diye konuştu.
-“Hocam terk etmeyeceksiniz, değil mi?’ diyorlar”
Malatya’da kalmaya ve hizmet etmeye devam edeceğini belirten Prof. Dr. Yılmaz, “Çocukluğum Malatya’da geçti. Malatya’yı çokta seviyorum. Benim ailem Arguvan kökenli bir aile. Çocukluğum üniversite öncesi Malatya’da geçti. Malatya’ya ayrı bir sevgimiz var. Devletimiz burada çok anlamlı bir yatırım yaptı, çok özel bir yatırım yaptı, dünyada olmayan bir enstitü oluşturdu, bir model oluşturdu. Burayı bırakmak içime sığmıyor gibi görünüyor, üzülürüm. Buranın dana çok iyi yerlere taşınması lazım. Burada kalmayı önemsiyorum. Ayrılmak gibi bir şeyim olmayacak. Depremler süresince hastaneye girerken, kapıdaki güvenlik görevlileri ve gerekse diğer çalışanlar beni yakalayarak ‘Hocam terk etmeyeceksiniz, değil mi?’ diyorlar bu acılı süreçte. Bende onlara hep şunu söylüyorum, ‘Nereye gideyim, Malatya’dan başka gidecek yerimiz yok ki’ diyorum.” Şeklinde konuştu.
Barınma ve çocukların eğitim durumu ile ilgili düzelme olması halinde Malatya’dan gidenlerin büyük bir bölümünün geri geleceğini belirten Prof. Dr. Sezai Yılmaz, “Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Kızılay, personelimizin barınma sorununu çözecek bir ekolojik köy projesi yapıyor. Çok iyi niyetli bir üniversite yönetimimiz var.” dedi.
Şelale Kadak- malatyahaber.com