CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba hükümetin 2022 yılı için yüzde 5 artı 7 ve 2023 için açıklanan yüzde 8 artı 6 oranında verilen zamlara dair değerlendirmelerde bulundu.
Ağbaba “Yapılan açıklamalarda çalışanların enflasyona ezdirilmediği söyleniyor. Sormak isteriz, acaba emekçiler ve emekliler hangi enflasyona ezdirilmedi? Merkez Bankası Başkanının dahi gerçeklikten uzak dediği TÜİK’İN adrese teslim enflasyon verilerine mi, yoksa emekçinin mutfağında hissettiği yüzde 40’ı bulan gerçek enflasyona mı ezdirilmedi?” dedi.
3600 Ek göstergenin vaat olarak yılsonuna bırakıldığını ifade eden Ağbaba, konuya ilişkin şunları söyledi:
Başkanlık sistemi emekçilere yoksulluktan başka bir şey getirmedi
“Çalışma Bakanı yaptığı açıklamada Türkiye’nin ekonomik olarak büyüdüğünden ve başkanlık sisteminin avantajlarından bahsetti. Lakin karşımızda duran gerçeklik bunun tam tersini söylemektedir. Başkanlık sistemi ile sözde şahlanış dönemine geçip, cihan devleti olacağımız yönünde iddia da bulunulmasına rağmen, bu sistemde geçen 38 aylık sürenin 36 ayında enflasyon tek haneleri görmedi. 2018 yılında, 24 Haziran seçimlerinin yapıldığı tarihlerde milli gelirimiz 10 bin 757 dolar iken şimdi milli gelirimiz 8 bin 713 dolara geriledi. Başta emekçiler olmak üzere hepimiz bu sistemde en az 2 bin 44 dolar fakirleştik. Ekmeğin fiyatı dahi son bir yılda yüzde 23 oranında arttı. Yoksulluk sınırı son bir yılda en az 1619 TL arttı. TÜİK’in adrese teslim enflasyon verilerinin aksine çalışanların mutfağındaki enflasyon yüzde 40’lara dayandı. Merkez Bankası Başkanı dahi geçtiğimiz haftalarda piyasada yer alan gerçek enflasyonun, resmi enflasyon ile uyuşmadığını açıkladı. Böylesine bir durumda verilen zamların yeterli olmayacağı, yeni yılda da emekçinin cebine girmeden eriyeceğini belirtmek isteriz. Kısacası gelecek iki yıl için belirlenen zam oranları, memurun ve emeklinin kaybını karşılamaktan uzaktır. Bu zam oranları kamu emekçisine refah yerine yine yoksulluk getirecektir.”
Adil bir toplu sözleşme için grev hakkı şarttır
“Memurlarımıza grevli toplu sözleşme hakkının tanınmaması, toplu pazarlık sürecinin doğasına aykırıdır. Bu durum, memurlarımızın eşit ve demokratik toplu sözleşme görüşmesi yapmasında en büyük engeldir. Hükümet, memurlarımıza bu hakkı tanımayarak kendi belirlediği zam oranlarını adeta milyonlarca kamu emekçisine ve emeklisine zorla dayatmaktadır. Verilen zam oranlarını bir lütuf olarak gösterilmekte, memurlara her daim ölümü gösterip, sıtmaya zorunlu olarak razı olmaları istenmektedir. Tüm sendikaların eşit katılımı sağlanmadan, grev hakkının bir hak olarak tanınmadığı sürece, kamu emekçileri ve emeklileri için gerçek bir toplu sözleşme sürecinden bahsetmemiz asla mümkün olmayacaktır.”
Bülten