SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Nükleer Silah Sayısı Artıyor

Nükleer Silah Sayısı Artıyor
A- A+ PAYLAŞ

Nükleer Silahların Yasaklanması Takibi ve Uluslararası Nükleer Silahları Kaldırma Girişimi, kullanıma hazır nükleer silah sayısının artmaya devam ettiğini, 2024 başında 9 bin 585 olan nükleer silah sayısının 2025'te 9 bin 604'e yükseldiğini bildirdi.

Nükleer Silahların Yasaklanması Takibi ve Uluslararası Nükleer Silahları Kaldırma Girişimi (ICAN), ortaklarıyla birlikte nükleer silah varlığına ilişkin yıllık raporunu açıkladı.

Raporda, "2024 başında sayıları 9 bin 585 olan kullanıma hazır nükleer silah sayısının 2025'te 9 bin 604'e yükseldi. Bu,1945'te Hiroşima'yı yerle bir ederek 140 bin kişiyi öldüren 146 bin 500 bombanın sadece biraz fazlasına eşdeğer." ifadeleri kullanıldı.

Bu silahların yüzde 40'ının konuşlandırılmış durumda olduğu kaydedilen raporda, bunların, denizaltılarda, kara tabanlı füzelerde ve ayrıca bombardıman üslerinde hemen kullanıma hazır olduğu belirtildi.

Raporda, eski nükleer savaş başlıklarının kullanımdan kalkması nedeniyle BM Nükleer Silahların Yasaklanması Antlaşması'nın (TPNW) 2017'de kabul edilmesinden bu yana toplam başlık sayısının azaldığına işaret edilen raporda, kullanılabilir olan 9 bin 272 başlık sayısının 2017'den bu yana istikrarlı bir şekilde arttığına yer verildi.

Rusya ve Kuzey Kore'nin geçen yıl TPNW'ye aykırı olarak nükleer silah kullanma tehdidinde bulunduğunun da altı çizildi.

TPNW'ye taraf olan devletlerden, nükleer silah bulundurulmasının caydırılmasıyla ilgili doktrine uymayanların olduğu aktarılan raporda, bunun güvenilmeyecek varsayımlarla dolu ve tüm gezegen için varoluşsal bir risk olan son derece tehlikeli bir "güvenlik mantığı" olarak nitelendirildiğine yer verildi.

9 ülkenin nükleer silaha sahip olmasının yanı sıra 34 ülkenin, nükleer silaha sahip ülkelerin gücünü "kalkan olarak" kullanmasının silahsızlanmanın önündeki engeller olduğu belirtilen raporda, "Bunlar, TPNW'nin evrenselleştirilmesi ve tam nükleer silahsızlanma konusunda anlaşmaya varılması yolunda ilerlemenin önünde engel teşkil ediyor. Ayrıca tüm ülkeler için kabul edilemez bir risk oluşturan nükleer silah temelli savunma duruşlarını sürdürüyor." ifadelerine yer verildi.

Raporda, TPNW'nin güç ve etki açısından büyümeye devam etmesinin olumlu bir gelişme olduğu vurgulanarak, Endonezya, Sao Tome ve Principe, Sierra Leone ve Solomon Adaları'nın da 2024'te anlaşmayı onayladığına yer verildi.

Avrupa ülkelerinin, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması'na (NPT) bağlı olmalarına rağmen nükleer silahsızlanma konusunda daha fazla ilerlemenin önünde önemli bir engel olduğu kaydedilen raporda, Avrupa Birliği'ne (AB), bu konuyu ele almak için adımlar atma çağrısı yapıldı.

"Nükleer silahlı devletlerin TPNW karşı muhalefetlerini bırakıp küresel çoğunluğa katılma zamanı geldi"

Raporda görüşlerine yer verilen ICAN İcra Direktörü Melissa Parke, raporun, nükleer silahlar konusundaki mevcut sorunu, kullanılmaya hazır nükleer silahların artan sayısını ve nükleerle ilgili çözümü ortaya koyduğunu belirtti.

Parke, raporda, TPNW'ye yönelik artan uluslararası desteğin de bildirildiğine işaret ederek "Bu, nükleer silahları yasaklayan, adil ve doğrulanabilir silahsızlanmaya giden yerleşik bir yol sağlayan tek anlaşma. Nükleer silahlı devletlerin ve nükleer yanlısı müttefiklerinin bu anlaşmaya karşı muhalefetlerini bırakıp küresel çoğunluğa katılma zamanı geldi." değerlendirmesinde bulundu.

Amerikan Bilim İnsanları Federasyonunun Nükleer Bilgi Projesi Direktörü ve raporun hazırlanmasına katkıda bulunan Hans Kristensen de "Ülkeler modernleştikçe ve bazı durumlarda silahlanmalarını artırdıkça, silahların kontrolü ve silahsızlanma çabalarında bir atılım olmadığı sürece bu yükseliş eğiliminin devam etmesi bekleniyor." ifadelerini kullandı.

Cenevre, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız
Reklam