SON DAKİKA
SON DEPREMLER

"Öğrenci 7 Binden 220'ye Düştü"

0
Güncellendi - 2018-02-25 02:41:37
A- A+ PAYLAŞ

28 Şubat sürecinde Malatya İmam Hatip Lisesi'nde öğretmenlik yapan İhsan Gençay, o dönemde imam hatipli öğrencilere uygulanan baskıyı ve yaşanan mağduriyetleri anlattı.

Malatya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Gençay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1980 yılında öğretmenlik mesleğine adım atarak imam hatip liselerinde çalıştığını, öğretmenliğin yanı sıra idarecilik de yaptığını söyledi.

Gençay, 28 Şubat sürecinde yaşananlara bir öğretmen olarak tanıklık ettiğini belirterek, o günlerin bir daha yaşanmamasını temenni etti.

İmam hatip okullarında, yerli, milli, vatanına ve devletine bağlı gençler yetişmesine gayret gösterdiklerini aktaran Gençay, "Bu kapsamda ciddi işler yaptık. İmam hatiplerde yetişenlerin çoğu şu an ülkeyi idare ediyor. 28 Şubat sürecinde, maalesef dış ayağı bulunan içerideki az bir grubun işbirliğinin neticesinde imam hatiplerin önünün kapatılması var. FETÖ olaylarından sonra geriye dönüp baktığımızda, 28 Şubat'ı, FETÖ ekibinin, muhafazakar insanların bulunduğu alana girmesi, onların çocuklarını elde etmesi, onların sermayesine sahip olma ve tüm alanı kontrol etmek için yaptığı bir eylem, bir proje olarak değerlendirmek daha doğru olur." diye konuştu.

- "Başörtülü tüm öğrencilerin okuldan atılması istendi"

İhsan Gençay, 28 Şubat sürecinde yaşananlara birebir tanıklık ettiğini anlatarak, "O dönemi canlı yaşadım. Sabah her zamanki gibi okula gittim. Okulun etrafı panzerlerle kapatılmış, okula kimse alınmıyor, vatandaş dahi sokağa giremiyordu. Biz kimliklerimizi göstererek, öğretmen olduğumuzu ifade ederek, okula girdik. Akabinde İl Milli Eğitim Müdürlüğünün talimatıyla başörtülü tüm öğrencilerin okuldan atılması istendi." şeklinde konuştu.

O dönem kılık kıyafet yönetmeliğine uymayanlara verilebilecek cezanın kınama ve akabinde kısa süreli uzaklaştırma olduğuna dikkati çeken Gençay, şöyle devam etti:

"Kısa süreli uzaklaştırmadan sonra okulun üçüncü bir caza verme şansı yoktu. O günkü hükümet 'sembol' diye bir kavram üretti. Sembol takanlara okuldan kısa süreli uzaklaştırma ve akabinde okuldan tasdikname ile uzaklaştırma cezası verilmesi istendi. Dönemin İl Milli Eğitim Müdürü, okul müdürleri ve müdür yardımcılarını, okul disiplin kurulu üyeleriyle okul aile birliği temsilcilerini yanına çağırdı. Teftiş kurulu başkanı da vardı. 'Kesinlikle martın başına kadar bu işi halledin, başörtülü hiçbir öğrenci istemiyoruz' dediler. Bu süreç çok sancılıydı. Düşünebiliyor musunuz, yüzlerce öğrenciyi okuldan atalım. Bu arada aile baskısıyla başını açarak, derslere girenler oldu. Öğrencilerin çoğunluğu direndi."

- "Öğrenci sayısı 7 binden 220'ye düştü"

Gençay, öğrencilerin okuldan atılmaması için süreci uzatmaya çalıştıklarına ifade ederek, şöyle devam etti:

"Bir taraftan disiplin kurulunda cezalar verilmeye çalışılıyor, bir taraftan engellemeye çalışıyorduk. 15 Mayıs'a kadar süreci uzattık, kararlara şerhler yazdık, itiraz ettik. 15 Mayıs'tan sonra üst disiplin kurulundan tasdiknameyle okuldan uzaklaştırma cezası geldi. O günün şartlarında maalesef yüzlerce öğrenci, Diyarbakır, Muş, Bingöl ve Kahramanmaraş'a eğitim için gitti. 7 bin öğrencisi bulunan Malatya İmam Hatip Lisesi'nin öğrenci sayısı 220 kişiye düştü."

Gençay, o dönem katsayı uygulaması dolayısıyla imam hatip liseleriyle diğer meslek liselerinin de zarar gördüğüne dikkati çekerek, "Tüm meslek liselerinde öğrenci sayısı düştü. Mezunlar kat sayı uygulaması dolayısıyla üniversiteye giremez oldu. Şu an sanayide ara eleman sıkıntısı yaşanıyor, bunun nedeni o günlerde yapılan bu uygulama. 30 yıllık bir nesli maalesef kaybettik. Her ailede meslek lisesinde okuduğu için üniversitede okuma imkanı bulamayan birileriyle karşılaşabilirsiniz." şeklinde konuştu.

AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

3 yorum yapılmış

  • Onur (6 yıl önce)
    Millet uzaya üs kurdu biz halen geçmiş ile hesaplaşıp kendimizden olamayanları suçlayıp suçlayıp duruyoruz. Artık biraz daha Dünya ya ayak uydurup güçümüze güç katacak işlerle meşgul olsak.. Kanseri tam anlamı ile yenen bir ülke olsak.. Dünyanın tüm ülkelerinden gelmek için can atan insanların ilk hedefi olan ülke olsak.. Teknolojik fabrikaları ile tüm dünyaya çağ atlatacak bir ülke olsak vs.. Güzel olmaz mı.. İŞTE BUNLARI KONUŞALIM LÜTFEN...
    0
    0
    Yanıtla
  • Ahmet (6 yıl önce)
    Öğretmen olarak öğrencilerimi Çanakkale'ye geziye götürecektim. Tabi zorluk ve sıkıntılar hat safhada. Maddi olarak sıkıntılardan dolayı her kapıyı çaldık. Yeşilyurt Kaymakamı Nesim BABAHANOĞLU bizlere çok büyük yardım yaptı. Allah razı olsun ondan. Birde belediyenin kapısını çalalım dedik. Bize Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğüne gitmemizi söylediler. Müdür Bey'i yarım saat bekledik. Neyse içeri girdim kendimi tanıttım. Öğrencilerin yatılı ve çoğu doğudan gelen öğrenciler olduğu ve maddi olarak sıkıntı yaşadığımızı ve bizlere yardım etmesini söyledim. Mazot desteği istememe rağmen adamda gurur ve kibiri o zaman gördüm. (çünkü ben öğretmenim ve psikolojiden çok iyi anlarım) Mazot desteği yapamayız, şu bu, estek köstek şeyler söyledi. Ama hiç unutmadığım şey insanlara tepeden bakması. Eski müdür olacaksın, öğrencileri bileceksin ve sana bir koltuk verecekler sende o koltuğu istedigin gibi kullan. Neden derseniz o zaman ismi bende saklı kalsın ama herkes tarafından bilinen bir derneğe büyük yardım yapmıştı çoktan. Eeee müdürde haklı. Bizler kafir diğer dernek üyeleri müslümandı. Haşa Allah yerine kendilerine çok rahat koyabiliyorlar. Neden derseniz benim lise zamanlarımın tamamı Sahil çay ocağında geçti de ondan.Allah büyük ahiret heran yakın. Şimdi sorarım FETÖ den atılan Yeşilyurt Eski Kaymakamı Nesim BABAHANOĞLU mu vatan sever, bu tür gurur ve kibir örneği müdürler mi? (Şimdi sende FETÖ cüsün derler içlerinden benim içinde. ALlah hepsinin belasını versin. Şunu diyeyim şu an Milli Eğitimde dönenler FETÖ den daha beter. Liyakatsız idareciler....)
    0
    0
    Yanıtla
  • tolga tekin (6 yıl önce)
    sayın müdür bey yazınızı baştan sona okudum. birincisi 28 şubat kararlarını sürekli övdüğünüz erbakan imzaladı ve 30.06.1997 ye kadar iktidarda kaldı .kısacası şuan eleştirdiğiniz 28 şubat kararlarını kendi liderinizin imzasıyla icra edilmeye başlandı 2-bu kararlarda olan şeyler incelendiğinde ne mi var fetö ve benzeri tarikatların devlet içerisinde paralel yapı kurmasını engelleyebilmek ,zaten bu kararlar tam olarak uygulanmadığı için başımıza gelmeyen kalmadı 15 temmuz , ergenekon balyoz gibi uyduruk operasyonlarla orduyu dağıttınız ülkenin kozmik odalarına girip tüm bilgi ve belgelerin ortalığa saçılmasına neden oldunuz 3-imam hatipler şuan ülkeyi yönetiyor diyorsunuz ülkede hırsızlık gasp talan tavan yapmış durumda ,ülkenin yuzde 90 ını mutsuz ve gelecek kaygısı nedeniyle ülkenin imam hatip mezunu olmayan zeki insanları beyin göçüyle ülkeden kaçmaya çalışıyor 4-ara elaman bulunamıyor demişşisiniz ve bunu 28 şubatta bağlamışşsınız tamamda 8 yıllık eğitime o dönem karşıydınız ama 12 yıllık mecburi eğitimi siz yaptınız (4+4+4 sistemi 2010 da siz getirdiniz 5- anladığım kadarıyla belediye size müdürlük vermiş milli eğitimden geçmişsiniz anlaşılan bu nasıl oldu sizin eğitiminiz neki kültür müdürü oldunuz zaten imam hatip kuruluş nedeni ülkenin ihtiyacı olan imam hatip ve ilahiyat mezunu öğrencileri yetiştirmek ,acaba türkiyenin ne kadar imam a ihtiyacı var şuan ne kadar eğitimde imam hatipli var ..mesala siz anladığım hem imam hem öğretmen hemde kültür müdürüsünüz acaba bu kadar eğitim sonucu imam değilde kültür müdürü olmanız nedeniyle sanat tarihi ,arkeoloji mezunu kaç kişinin işsiz kalmasına neden oldunuz? bu soruların cevabını verseniz aslında 28 şubat daha iyi anlaşılacak en önemlisi 28 şubat süreci keşke olmasaydı da bu ülkenin insanları sizin siyasi başarısızlarını 2000 li yılların başında görüp bir daha sizi iktidar yapmasaydı..28 şubat sizin iktidar olmanıza sebeb oldu...
    0
    0
    Yanıtla