Malatya İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İl Temsilcisi Bedir Özten, “Can ve mal kaybına yol açan büyük depremlerden sonra, ders çıkarıp gerekli önlemleri almak yerine bir an önce olayı unutturup örtbas etme yolunu seçiyoruz” dedi. Bu izlenen yolun bir sonraki depremlerde yeniden acıyı ve felaketi getirdiğini söyleyen Özten, “Umuyoruz ki 6.8’lik Elazığ depreminin ardından yine bu yolu seçmeyiz. Yetkili ve ilgili kurumlar olarak gerekli dersleri çıkarıp, mali kaynaklarımızı kalitesiz yapı stokumuzu kaliteli yapılara dönüştürmeye harcarız” diye konuştu.
Mimar-Mühendislere “Betonarme Yapıların Güçlendirilmesi” konulu seminer verildi. İnşaat Mühendisleri Odası ile Mimarlar Odası ortaklığıyla düzenlenen ve TSO’ binasında yapılan eğitim seminerine Ticaret ve Sanayi Odası (TSO)Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, Mimarlar Odası Başkanı Yunus Emre Fidanel, İnşaat Mühendisleri İl Temsilcisi Bedri Özten ile çok sayıda mimar ve mühendis katıldı.
Sadıkoğlu: Depremle ilgisiz insanlar yerine siz konuşmalısınız
TSO olarak mimar-mühendislerin yanında olduklarını belirten Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, “Depremle ilgili şimdiye kadar bilgisi olan da olmayan da konuştu. Esas konuşması gerekenler sizlersiniz. Sizler konuştukça, konuşmuş olmak için konuşanların önünü kesmiş olacaksınız” dedi. Malatya sanayicileri olarak depreme hazırlık konularında her zaman mimar ve mühendislerle iş birliğine hazır olduklarını kaydeden Sadıkoğlu “Biz bu noktada sizlerle beraber hareket etmeye hazırız. TSO olarak depremzedelere kırsal bölgelerdeki insanlara yardımlar yapmaya gayret ediyoruz. Bir haftadır mağdur olan bölgelerdeki insanlarımızın özellikle esnaflarımızın kredilerden yararlanması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Fakat sizlere çok iş düşüyor. Depremi fırsata dönüştürme şansımız var. Çünkü belki artık deprem gereceğine ilişkin bir farkındalık yaratabiliriz” diye konuştu.
Gerçekleştirdikleri bu eğitim semineri ile Oda olarak meslektaşlarına olan sorumluluğu yerine getirdiklerini belirterek sözlerine başlayan Mimarlar Odası Şube Başkanı Fidanel “24 Ocak depremi ile en önemli gerçeğimiz olan depremle bir kez daha yüzleştik. Ne yazık ki mimar ve mühendislerin kontrolünde yapılmamış olan binaların ağır hasarlar aldığını ve birçoğunun çöktüğünü üzülerek inceledik. Malatya Mimarlar Odası olarak hiç durmadan bilim ve teknolojinin gösterdiği yolda meslektaşlarımızın bilgi birikimini artırmak için çalışmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
“Kaynaklar yapıları dönüştürmeye harcanmalı”
Eğitim seminerinin açılışında konuşan İnşaat Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Bedir Özten ise, depremlerin büyük yıkıma dönüşmesinin altında depremden sonra izlenen yanlış politikaların olduğunu söyledi.
“Depremden ders çıkarmak yerine bir ön önce olayı unutturup örtbas etmeyi tercih ediyoruz” diyen Özten, “Dileriz ki bu depremde böyle olmaz. Bu depremden sonra kaynaklarımızı yapıları dönüştürmeye harcarız inşallah. Bu yaşadığımız 6.8 büyüklüğündeki deprem 0.1 daha fazla olsaydı yani 6.9 olsaydı can kayıpları çok fazla ve müthiş bir yıkım olacaktı. Bunun farkında olarak çalışmamız lazım” dedi.
“AFAD’ın özeleştiri yapıp kendini geliştirmesi gerekiyor”
Gerek Elazığ depremi gerekse Van’da yaşanan çığ felaketinin, afetlere müdahale ve koordinasyon konusundaki bilgi eksikliklerimizi de bir kez daha gözler önüne serdiğini vurgulayan Özten, şöyle konuştu:
“Afette ne yapacağımızı ve bireyler olarak kurumlar olarak bilemedik. Çünkü biz Doğanyol, Pütürge, Sivrice ve Elazığ’ı Oda olarak gezdik. Depremin ikinci günü gezdik. Bütün siyasiler ve yardım kuruluşları Doğanyol ve Pütürge merkezlerindeydi. Ama köylerde kimseler yoktu. Hatta biz akşam dönerken ç adırların ulaşmadığı bir çok köy ve yerleşim merkezi vardı. Hatta AFAD’ın da bir özeleştiri yapıp kendini geliştirmesi gerektiğini gördük. Bizim coğrafyamızın bir gerçeği afet. Fay hatlarının yerlerini de biliyoruz. Bilmemize de gerek yok ama biliyoruz. Fakat depremin ne zaman olacağını büyüklüğünün ne olacağını bilemiyoruz ama buna uygun bir şekilde organize olmamız gerekiyor. Son yaşanan çığ felaketi bireyler ve kurumlar olarak çok zayıf olduğumuzu, eğitimsiz olduğumuzu gösterdi. Kar yığınında nasıl davranacağımızı bilemedik.”
“İlçelerdeki yapı stoku son derece kalitesiz”
İlçelerde bu kadar yıkım olmasının en önemli nedenlerinden birisinin de yapı stokunun betonarme olmamasından kaynaklandığını bildiren Özten, bunun nedenlerine ilişkin de “Bizim ilçelerimizde Pütürge ve Doğanyol’daki en büyük eksikliklerden birisi de evlerin beton olmaması. Biz oda olarak bunu daha önce valiliğe rapor olarak sunmuştuk. Kubbe Dağı’nın öte tarafında hazır betonumuz yoktur. İnsanlar kendi dertleriyle baş başaydı. Buldukları herhangi bir kum çakılla beton üretiyorlardı ve kalitesi de son derece düşüktü. Biz o zaman oraya küçük çaplı bir beton santrali yapılmasını istedik. Özel kuruluşlar bu yatırımı yapmıyordu çünkü yıllık beton kullanımı düşüktü. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün yapmasını istiyorduk onu da yapmadılar. İşte bu sorunların çözülmesi gerekiyor. Bunların betona kolay ulaşmasını sağlamamız gerekiyor. Bir de bizim kırsal alandaki en büyük sıkıntımız yapılaşmanın ruhsatlandırılmasıyla ilgili. Tarım arazilerine ruhsatlı bina yapmak neredeyse imkansız ve zaten yasalara da uygun değil. Tarım Kurulu izin vermiyor. 75 metre karenin üzerinde yapı yapmak yasak. İnsanlar da doğal olarak kaçak yapıyor. Kaçak yapıldığı zaman da bu tür sorunlar ortaya çıkıyor. Çünkü mesul olan bir mühendisi yok, mimari yok. Diğer kontrolörleri yok. Bir ikincisi de imar planları kırsal kesimlerde olmadığı için ruhsat almak isteyenlerden de mevzi imar planları isteniyor. Bu tür imkansızlıklar da var. Bu konularda düzenleme yapılması gerekiyor. Biz tabi bu konularda yetkili kurumlara rapor hazırlayıp vermiştik, şimdi yine vereceğiz” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından çok sayıda mimar ve mühendise İnşaat Mühendisi Serkan Sağlam ve İnşaat Yüksek Mühendisi Özgün Özeren tarafından ‘Yapılarda güçlendirme’ konusunda detaylı bilgiler verildi.
Güler HAZAR, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com