Fransa’nın başkenti Paris’in Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen yürüyüş, dünya liderlerinin katılımıyla yapıldı. Cumhuriyet Meydanı’nda kol kola girerek yürüyen liderler, birlik mesajı verdi. Yürüyüşe Başbakan Ahmet Davutoğlu da katıldı.
Charlie Hebdo saldırısının ardından Fransa’da dünya liderlerinin katılımıyla gerçekleştirilen yürüyüş, geniş katılımla başladı. Elysee Sarayı’ndan otobüsle ayrılan liderler Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande öncülüğünde, Cumhuriyet Meydanı'na doğru yürüyüşe başladı. Liderler, yürüyüş sırasında evlerinin balkonlarına çıkarak yürüyüşe destek veren vatandaşları selamlarken, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Başbakan Ahmet Davutoğlu, İngiltere Başbakanı Devid Cameron, Almanya Başbakanı Angela Merkel, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ön sırada kol kola girerek birlik mesajı vermesi dikkat çekti. Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, yürüyüşe katılan liderlere tek tek teşekkürlerini sundu.
DAVUTOĞLU'NUN AÇIKLAMASI..
Başbakan Ahmet Davutoğlu, “İslamofobik tarzla yapılan saldırılar, camilere yönelik eylemler konusunda da bütün Avrupa’dan aynı hassasiyeti beklemek her zamankinden daha çok hakkımızdır” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Charlie Hebdo dergisine gerçekleştirilen saldırının ardından Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen yürüyüş sonrası basın toplantısı yaptı. Davutoğlu açıklamasında, yürüyüşün anlamlı bir mesaj içerdiğini bildirerek, “Hepinizin izlediği gibi Fransa’da geçtiğimiz günlerde meydana gelen terör saldırısı dolayısıyla 'Uluslararası Dayanışma Günü' için Paris’teyiz. Son derece anlamlı sembolik açıdan da önemli mesajlar içeren bir anma merasimidir. Bizim buradaki mevcudiyetimiz de esas itibariyle birçok açıdan önem taşıyor. Birincisi, Türkiye terör söz konusu olduğunda, insanlığa karşı işlenen suçlar söz konusu olduğunda, masum bir cana kasıt söz konusu olduğunda dünyanın her yerinde aynı değeri savunagelmiştir. Hiçbir yerde çifte standart uygulamadık. Gazze’de yapılan saldırılar karşısında sesimizi nasıl yükselttiysek daha önce Madrid’de, Londra’da, Norveç’te olan saldırılarda da, terör saldırılarında da aynı şekilde sesimizi yükselttik. Bizim için terörün rengi, ırkı, mezhebi, etnisitesi olmaz. Bu açıdan burada bulunmamız küresel mesajın algılanması bakımından önemliydi. Çünkü gördüğünüz gibi daha çok Avrupalı liderlerinin olduğu platformda İslam dünyasının 3-4 lider Afrika’dan, Arap dünyasından ve Avrupa’dan bizler vardık. Bu mesaj bütün dünyaya verilen bir mesajdır ve herkesin de bu anlamda yüzleşmesi gereken bir gerçektir şu anda terör tehdidi. Bu çerçevede bugün burada sergilenen tablo önemlidir” dedi.
Davutoğlu yürüyüşün Avrupa’da yaşayan Müslümanlar ve Türkler için de önemli olduğuna dikkat çekerek, “Biz burada bulunmakla Avrupa’da bu terör saldırısını istismar ederek Müslümanlara yönelik saldırılar karşısında da bütün Avrupalılara şu mesajı vermek istedik; Avrupa asırlar boyu çok kültürlü, çok dinli bir kıtadır. Endülüs’ten Osmanlı’ya kadar da İslam, Avrupa kıtasının en asli unsurudur. Avrupa’da İslam Hristiyanlık çatışması üzerinden herhangi bir şekilde gerginlik çıkarmak isteyenler Avrupa kültürüne ihanet etmektedirler. Bu ister bu olayda, terör saldırısında olduğu gibi bazı İslam adına, İslam’ın değerlerini çiğneyen bazı terör grupları tarafından olsun isterse yine bu süreç içinde onlarca camiye saldırıda bulunan Avrupa’daki ırkçılar olsun. Kim olursa olsun Avrupa kültürüne bu anlamda darbe vurmaktadırlar. Bugün burada sergilediğimiz tablo Avrupa kıtası açısından da birlik, bütünlük tablosudur. Ama aynı zamanda da bizim vatandaşlarımız, buradaki, Avrupa’daki Müslümanlar açısından da mevcudiyetimiz bir teminat mahiyetindedir. Bugün burada bulunmakla aslında aynı kararlı dayanışma bilincinin de Avrupa’da ortaya çıkmasını istiyoruz. İslamofobik tarzla yapılan saldırılar, camilere yönelik eylemler konusunda da bütün Avrupa’dan da aynı hassasiyeti beklemek her zamankinden daha çok hakkımızdır” açıklamasını yaptı.
İnsanlığa gösterilen her türlü baskının karşısında olunduğunu ifade eden Davutoğlu, “Üçüncü olarak Türkiye olarak biz Avrupa değerlerini sergilemek gerektiğinde, insanlığın evrensel değerlerini savunmak gerektiğinde şu ana kadar sürdürdüğümüz ilkesel tutumu burada da sürdürmekte olduğumuzu bir kez daha ortaya koymuş olduk. Geçmişte terörden çok acı çekmiş bir ülke olarak bundan sonra da dünyanın neresinde olursa olsun terör faaliyetine karşı sesimizi yükselmeye devam edeceğiz. Yine dünyanın neresinde olursa olsun devlet terörü anlamında kendi halkına veya Filistin’de olduğu gibi Filistinlilere yönelik baskı ve zulüm uygulayanlara karşı da Suriye veya Filistin’de veya diğer ülkelerde sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. İnsan canı söz konusu olduğunda, eşref-i mahlukat olan insanın değeri söz konusu olduğunda şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da etnik ve mezhebi kökene, dini arka plana bakmadan insan birine her yerde onuruna ve insani değerlere aynı saygıyı da beklediğimizi vurgulamak istiyoruz. Bu vesileyle tabi anma merasimi öncesinde birçok liderle görüşme imkanı bulduk. Uzunca bir süre resepsiyon salonunda alana hareket için beklediğimiz salonda, başta Almanya Başbakanı ki yarın birlikte olacağız sayın Angela Merkel, İngiltere Başbakanı sayın David Cameron onunla da gelecek hafta birlikte olacağız, Avrupa Birliği Komisyon Başkanı sayın Juncker yine Avrupa Konseyi Başkanı Tusk ve onlarla iki gün sonra Brüksel’de beraber olacağız. Avrupa ile ilgili konuları, son gelişmeleri yakından istişare etme imkanı bulduk. Özellikle Yunanistan Başbakanı Samaras’la uzun bir görüşmemiz oldu otobüste de birlikte olduk. Kendisi ile Yunanistan’daki son gelişmeler, Türk-Yunan ilişkileri konusunda Atina’da aldığımız kararlar çerçevesinde istişarede bulunduk. Yine Ürdün kralı sayın Abdullah ve birçok İslam dünyasından gelen liderlerle de birlikte bu merasim çerçevesinde istişare etme imkanı bulduk. Tekrar vurguluyorum, Türkiye’nin tutumu ilkeseldir, bu ilkesel tutumu dünyanın her yerinde tekrar etmeye ve mevcudiyetimizle değerlerimizle ayakta tutmaya devam edeceğiz” dedi.
“HOLLANDE’IN TERÖR SALDIRISI SONRASINDA YAPTIĞI AÇIKLAMA SON DERECE ÖNEMLİDİR”
Başbakan Davutoğlu, Fransa’da yaşanan saldırının ardından nelerin değişeceği yönündeki soruya, “Şimdi bu bir süreç bir anda bu tür riskler ortaya çıkmaz bir anda da ortadan kalmaz. Ancak sayın Hollande’ın terör saldırısı sonrasında yaptığı açıklama son derece önemlidir. Bu terörün İslam’la ilişkilendirilemeyeceği yönündeki açıklaması gerçekten bu olayı İslamofobik bazı faaliyetler için Müslümanlara karşı saldırı amacıyla kullanılmak isteyenlere en güzel cevabı teşkil etmiştir. Yine Fransa’nın ve birçok Avrupa ülkesinin son dönemde Filistin’i devlet olarak tanıma yönünde bir çabaya yöneldiklerini görmek memnuniyet verici. Çünkü İslam dünyasındaki bu gerilimin sadece İslam dünyası ile ilgili bir gerilimin olmadığını, İslam dünyasında yaşanan insanlık trajedilerine sessiz kalınmasının doğurduğu bir yeni bir durum olduğunu artık dünya çok daha iyi fark ediyor. O anlamda bugün sayın Mahmud Abbas’la yine merasimde konuştuk. Ümit ederiz ki bu sorunlar barışçıl yollarla çözülebilsin. Avrupa’da bu anlamda daha fazla duyarlılığın oluşmakta olduğunu görüyoruz. Ancak aynı şekilde Avrupa’da ırkçı temayüllerin de büyük bir ivme kazandığını birçok ülkede, seçimlerde ırkçı partilerin önemli oy oranlarıyla artış sağladığını gördüğümüzde çok daha fazla duyarlılık içinde olunması gerektiği kanaatindeyiz. Bu çerçevede de Avrupa içinde bu gelişmeleri yakından takip muhataplarımızla bundan sonra bu çerçevede görüşmelere devam edeceğiz. Ama bizim burada vatandaşlarımızın da Türk bayraklarıyla meydanda oluşu çok açık bir şekilde şu mesajı vermiştir; biz buradayız, burada olacağız ve Paris, Londra, Berlin aynen diğer şehirler gibi birçok farklı dinden, farklı kültürden insanların iç içe yaşadığı ve hiç kimsenin dışlanamayacağı çok kültürlü ortamlar olarak varlıklarını sürdürecekler. Tehdit büyük açık söyleyeyim. Özellikle ekonomik krizin de ivme katmasıyla Avrupa’da bu tür aşırı akımlara dönük ciddi bir kayma var ama yanı şekilde bu konularda duyarlı olan kesimlerde de olumlu yönde bir duyarlılık oluştuğunu görmek de memnun edici. Nihayetinde hepimizin dünyanın her yerindeki insan kayıplarına aynı güçlü sesle karşılık vermemiz insanlık vazifesi. Biz bugün Paris’te bu görevi yerine getirdik, yarın Şam’da, Gazze’de insanlar, masumlar katledildiğinde aynı dayanışma bilincini de dünya liderlerinden beklemek bizim hakkımızdır” yanıtını verdi.
Başbakan Davutoğlu, İslamofobi konusunda ne tür adımların atılacağına yönelik soruya ise, “Aslına bakarsanız tam da bugünlerde ortaya konan resim geleceğe dönük yapılabileceğinin ilk mesajlarını da veriyor. Çok doğru bir soru. Türkiye Avrupa Birliği bağlamında. Eğer Türkiye, Avrupa Birliği’ne engel çıkarılmamış ve 2004’te Kıbrıs referandumu sonrasında süratle Avrupa Birliği’ne entegre olmuş olsaydı emin olunuz bu kültürel gerilimler bu ölçüde olmazdı. Maalesef son dönemlerde bu karşıtlıklar üzerinde siyaset yapmak Avrupa’da prim yapar hale geldi. Problemin esas kaynağı burada. Popülist tavırlar ve doğrudan karşı kültürlere yönelik tahrik edici tutumların getirdiği tepkiler bugün böyle bir tabloyla karşı karşıya kaldığımızı gösteriyor. Bakınız bu saldırıları yapanlar da bir Arap ülkesinde, Müslüman ülkesinde yetişmiş değiller. Paris’te yetişmiş gençler bunlar, Paris’te doğmuş burada büyümüş gençler. Dolayısıyla bu saldırıyı yapan teröristlerin bu ortama sürüklenmesinin önüne geçmek de hepimiz için önemli. Bu kapsamlı bir yüzleşme gerektiriyor. Biz Türkiye olarak her zaman ilkeli davrandık, bu konuda tabi muhataplarımızla yarın sayın Merkel’le, gelecek hafta da sayın Cameron’la, Perşembe günü Brüksel’de bütün Avrupalı yetkililerle tekrar tekrar ele alacağız. Şu anda hepimizin üzerinde titizlikle durması gereken konu insani değerler ve Avrupa’nın bu insani değerler içindeki yerini doğru tanımlamak ve Avrupa’nın çok kültürlü kimliğini korumak. Hepimizin üzerine düşen en önemli vazife bu Avrupa’da. Dünyada da her türlü haksızlığa, her türlü baskıya karşı aynı kararlı tavrı göstermek” dedi.