"Pittsburgh ABD'nin Malatya'sı"

İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Karaciğer Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz, Vuslat TV'de İnanç Kara Ölmeztoprak'ın hazırlayıp sunduğu Bilge Bakış Programı'na konuk oldu. 
 
"Problem Sağlık Kurumlarında"
 
Prof.Dr. Yılmaz, son zamanlarda yüz, kol ve bacak nakillerininde yapılmaya başlandığını belirterek, organ nakli bağışlarının önemli olduğunu söyledi. Türkiye'deki organ bağışının Avrupa'daki bağışların onda biri oranında olduğu bilgisini veren Prof.Dr. Yılmaz, " .Koma, bitkisel hayat ve beyin ölümü farklı şeylerdir; beyin ölümü hastanın bütün organlarının hayatiyetini kaybetmesidir yani koparılıp suya atılan bir gülün fazlaca yaşamaması gibidir ifadesi ile, bu tanı ekip tarafından konduktan sonra, kalp durana kadar geçen ortalama 72 saatlik süreç son derece önemlidir dedi. Dünyada beyin ölümünden sonra yaşama dönen hiç kimse yoktur diyen Yılmaz, bu süreç geçirildiği takdirde organlar toprağa gider . Amaç bir insanı kurtarmaktır. Rakam olarak bekleyen ve bağış yapan kişiler olarak gittikçe ara açılmaktadır. Malatya’da beyin ölümü olupta bu yılın başından beri kullandığımız organ sayısı 2 oldu. Problem vatandaşta değil problem sağlık kurumlarındadır. Sağlık kurumlarında beyin ölümü olmuş hastaların tespitinde problem var. Bu hastalar yoğun bakımda yatan insanlardır ve mutlaka beyin ölümü gerçekleşen kişilerin bildirimi gerekir. Bu durum ülkemizin genel sağlık problemi olarak görüyorum" dedi. 
 
"Yoğun Bakım Yatağı Sayısı Kadar Olmalı"
 
Prof.Dr. Sezai Yılmaz, konuşmasının devamında; "Bir merkezin , yılda, yoğun bakım yatağı sayısı kadar beyin ölümü çıkarması gerekir. Bizim şu an 150 civarında yoğun bakım yatağımız var, yılda çıkardığımız beyin ölümü sayısı 10-15’dir. Bakanlıkça görevlendirilecek kişiler gerekirse hergün vizit yaparak, teknik çözümler üretmesi gerekir. " ifadelerini kullandı. 
 
"Ayrı Poliklinik Açtık"
 
Şimdiye kadar 800 civarında karaciğer nakli yaptıklarını söyleyen Prof.Dr. Yılmaz, " Önemli hususlardan biri de, nakillerden sonra hastaların takibidir. En uzun süreli takibi olan hasta bile 3 ayda bir geliyor . Bu konuda nakli yapılan hastalar için tamamen ayrı bir poliklinik açtık." diye konuştu. 
 
"Geri Kalanlara Ne Oluyor?"
 
Türkiye’de 3000-3500 kişiye karaciğer nakli yapılması gerektiğini söyleyen Prof.Dr. Yılmaz, ancak 700-800 kişiye yapıldığını söyleyerek, "Geri kalanlara ne oluyor? Enstitünün fazla sayıda, kaliteli, yüksek standartta nakiller yapan bir hastane oluşturmak ve yurt içi yurt dışı gelen hasta sayısının oranını artırmak konularında amaçlarımız var. Tüm bunların yanı sıra karaciğer nakline yön veren bilimsel çalışmalar ve teknolojik gelişmeler buradan çıkmalı." dedi. 
 
"Kayısı'dan Daha Çok Getirisi Olacak"
 
Prof.Dr. Yılmaz, sözlerinin devamında, "Üniversitemizin Teknokent’i, Malatya’mızın gelişmiş bir sanayisi, gelişmiş ekipleri ve karaciğer nakli enstitüsü var dolayısyla problemlerin çözümündeki teknikler buradan üretilmeli ve dünyaya pazarlanmalı. Karaciğer Nakli Enstitüsü Malatya için bir marka olacak. Kayısının Malatya’ya getirisinin daha üstünde bir getiri ile ilimizin modenitesi ve gelişmişliği artacaktır. Bu konuda örnek olarak tek bir projeden bahsedilirse: 2 yıl boyunca, her 2 haftada bir değişmek üzere Malatya’ya 150 değişik ülkeden gelecek hekimler ve karaciğer nakli ile ilgili başlatılan projelerde bizlerden alacakları yardım ile Bilim İhracını ve Sağlık Turizmini bambaşka boyutlara taşıyacak." ifadelerini kullandı. 
 
"Pittsburgh, Amerika'nın Malatya'sıdır"
 
İlk yapılan organ naklinin böbrek nakli olduğunu söyleyen Prof.Dr. Yılmaz, "Bu nakli yapan kişi Nobel Barış Ödülü almıştır. Karaciğer Nakli ise 1963 yılında Colorado’da Thomas E. Starlz tarafından gerçekleştirilmiştir.Bende o hekimin yanında çalışma şansı buldum. Karaciğer Nakli Eğitiminde Pittsburgh ( Pensilvanya Eyaletinin Pittsburgh şehri)’da bulundum. Pittsburgh’un, bu karaciğer nakli ekibi ile birlikte nakillerdeki başarılarla anılan bir şehir haline geldi. Pittsburgh, Amerika'nın Malatya'sıdır. Kök hücre, yapay organ yapımı, organ mühendisliği, hayvandan insana organ nakli konularında çalışmalar devam etmektedir, ancak özellikle karaciğer konusunda bu çalışmaların başarılı sonuçlar elde etmesi yıllar alır."dedi.
 
"Basına Bu Şekilde Yansımamalı"
 
Bütün ameliyatlar içerisinde en zor ameliyatın karaciğer nakli ameliyatı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sezai Yılmaz, "Bu nakilinde en zoru canlı vericiden yapılan nakil ameliyatıdır. Yüz, kol, bacak nakilleri yapan hastanaler de var. Medyaya konu olan yüz, bacak, kol nakilleri son derece kıymetlidir ve bu nakilleri yapan hekimlerin insanlara faydalı olmak adına ellerinden geleni yaptıklarına da inanıyorum ve bu noktada soru işaretim yok. Ancak nakil yapılmadan henüz nakle başlanmadan basına bu şekilde yansıması yapılmamalı, hasta ayağa kalkıp, başarılı bir sonuçla basının karşısına geçilmeli. Tam da bu noktada 2002’den 2012’ye kadar geçen Malatya’daki Karaciğer Nakli sürecinde çok büyük mesafe alındı. Bunda en büyük katkısı olan kurumlardan biri de basındır, büyük bir destekle bu olayı yüceltmiştir bu nedenle Malatya’mızdaki tüm basın kuruluşlarına teşekkür ediyorum. "diye konuştu.