Hak ve Eşitlik Partisi (HEPAR) Genel Başkanı Osman Pamukoğlu, "Radar denilen şeyi bir ağaç dikmek mi sanıyorsunuz? Bu, geniş alanlara kurulacak tesisleriyle, devasa bir askeri üs demektir" dedi.
Pamukoğlu, hükümet ve muhalefetin güncel konulara dair tutumlarını eleştirdi. Hak ve Eşitlik Partisi Genel Başkanı Osman Pamukoğlu, açıklamasında ilk olarak medyayı suçlarken "Her konuda olduğu gibi bu konuda da halkın mantığını köreltmek ve sezgisini bulandırmak için yarış halindeler. Memleketin bir kanadı ölümler, baskınlar, insan kaçırmalarla almış başını giderken, bunlar Doğu Akdeniz'de gaz arama derdine düşmüş. Tırnağın varsa başını kaşı. Önce topraklarını 'kim kime dum duma'dan kurtar" dedi.
İsrail'in Mavi Marmara baskınını tiyatro olarak nitelendiren HEPAR Başkanı Pamukoğlu, şöyle konuştu: "Malatya'ya yerleşecek olan radarların Rusya ile ilgisi bulunmadığı, İran'a karşı olduğunu ve elde edilecek istihbaratın İsrail'e de verileceğini 'dayınız' açıkladı. Radar denilen şeyi bir ağaç dikmek mi sanıyorsunuz? Bu, geniş alanlara kurulacak tesisleriyle, devasa bir askeri üs demektir. Konu tamamen ülkenin güvenliği ve egemenliği ile ilgilidir. Meclis'te görüşüp yetki aldınız mı? NATO veya ikili sözleşme, hiç fark etmez. Mesele bütünüyle ulusun egemenlik haklarıyla ilgilidir ve yetki, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne aittir."
Muhalefete de yüklenen Pamukoğlu, şunları söyledi: "Bu arada 'uyduk imama muhalefetin' de kulakları çınlasın. İran'da PKK'ya müşterek operasyon için nanik yaptı değil mi? Bu ülkede ne olduğunu genellikle bilmesi gerekenler bilir, bilmemesi gerekenler de bilmemeye devam eder. Özgürlük ve bağımsızlığa sırt dönülmesinin ve olup bitenlere sağır ve kör olmanın bedelini yönetenler değil, halkın kendisi ödeyecektir. Kişisel çıkar denilen şeyin tarihinde bundan daha kötü bir örnek yoktur. Bir tarafta karnını
düşünen milyonlarca insan, diğer tarafta havyarı kilo ile yiyenler. Ülke içeriden ve dışarıdan tavuklara dadanan tilkiden geçilmiyor! Şimdilik ah vah eden de, okkanın altına giden de yok. Ne zamana kadar bu ahali agucuk yani süt çocuğu muamelesine şükrederek yaşamaya devam edecek? Eflatun, Devlet'inde akılca ve ruhca zayıf olanlarla tartışmayı bile yasaklar."
