Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Malatya Şube Başkanı Ali Ekber Tunçdemir, Diyarbakır'da PKK'lı teröristin cenazesi esnasında Türk bayrağına yapılan saldırı için Cumhuriyet Savcılarının harekete geçmesi çağrısında bulundu.
Tunçdemir yaptığı yazılı açıklamada, şunları söyledi:
"Bayrak bir ulusun bağımsızlık sembolüdür. Düşmanın da olsa, saygı duymak gerekir. -Gazi Mustafa Kemal Atatürk-1922
Son bir kaç yıldır yaşadığımız olaylar karşısında Vay canına. Bu da olur mu? Denilecek hiç bir olay kalmamıştır. Karşılaştığımız hadiseler akıl ve mantık sınırlarımızı zorlamakta ve sağlıklı algılamamızı engellemektedir. Küresel güçlerin yoğun psikolojik savaş saldırıları sonucunda yanlış bilgilerle uyuşturulan beyinlerimiz bizlere özellikle kayıtsız kalmamızı ve olmamış gibi davranmamızı telkin etmektedir.
Yargı erkinin Anayasal görevi Yasama ve Yürütmenin icraatlarını kanunlar çerçevesinde denetlemektir. Mevcut bütün sorunlarımıza hukuk kuralları çerçevesinde çözüm üretmek zorunda olduğumuz bilincini asla kaybetmememiz gerekmektedir.
Bugün normal şartlarda şiddetle tepki göstermemiz gereken pek çok olay karşısında tepkisiz kalmamız ve olayı olmamış gibi görmemiz olağan bir tutum olarak algılanmaya başlamıştır. İşte bu vurdumduymaz ve tepkisiz davranışlarımız devletimizin bekası ve milletimizin güvenliği açısından çok ciddi tehlikeleri işaret etmektedir.
Konumuz Türk Bayrağı ve bu kutsal varlığımıza yapılan insanlık dışı saldırılardır..
2893 sayılı Türk Bayrağı Kanununu 7 nci maddesinde; Türk bayrağına sözle, yazı veya hareketle veya herhangi bir şekilde hakaret edilemez, saygısızlıkta bulunulamaz. Bayrak yırtılamaz, yakılamaz, yere atılamaz, gerekli özen gösterilmeden kullanılamaz. ibareleri yer almaktadır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Devletin egemenlik alametlerini aşağılama konusunu ele alan 300 üncü Maddesi 1 nci Fıkrasında da; Türk Bayrağını yırtarak, yakarak veya sair surette ve alenen aşağılayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu hüküm, Anayasada belirlenen beyaz ay yıldızlı al bayrak özelliklerini taşıyan ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenlik alameti olarak kullanılan her türlü işaret hakkında uygulanır. Denilmektedir.
Görüldüğü gibi Yasama erkimiz, birliğimiz ve bütünlüğümüzü temsil eden bu milli sembolü koruyucu tedbiri öngören kanunu çıkartmıştır. Bu kanunların uygulanması ise yargı erkine düşmektedir. Kanuna aykırı tutum ve davranışlara karşı derhal harekete geçmek ise Cumhuriyet Savcılarımızın temel görevidir.
Birbiriyle haber yarışmasına giren televizyon habercilerimizin görmediği veya görmek istemediği, yönlendirilmiş yazılı basında ya hiç yer almayan ya da çok küçük puntolarla arka sayfalarda geçiştirilen bir haber olarak verilen, ama internet basınında yer alan konuya ilişkin haberin özeti şöyledir; Tarih 9 Nisan 2011. Diyarbakırın Ergani ilçesinde çatışmada öldürülen PKKlı terörist Aydın Barenin cenaze töreni yapılıyor. Törende Barış ve Demokrasi Partisi eşbaşkanı Gülten Kışanak ile eski başkan Ayfer Tuğluk da bulunuyor. PKKlı topluluk güruh önce bu toprakları korumakla görevli güvenlik mensuplarından olan koruculara ait kulübelerini ateşe veriyorlar. Bilahare bu tesislerin içinde gönderde çekili bulunan Türk bayrağını indirip ayakları altına alarak çiğniyorlar. Sonra da inen bayrağın yerine PKK terör örgütünün amblemini taşıyan flamayı çekiyorlar.
Benzerine son günlerde sıkça rastladığımız haber budur...
Türkiyeye getirildiği söylenen ileri demokrasi kavramı, bu gibi olaylarda görmemek, duymamak, karışmamak, olmamış farz etmek, beni ilgilendirmez diyerek kaygılanmamak ve anlamamazlıktan gelmek değildir. Oysa ulaşılan bu seviyede yaşanan pek çok olayın ileri demokrasi ile hiç bir alâkası bulunmamaktadır.
Şimdi ben bu ülkenin bir vatandaşı olarak soruyoruz?...
Benimle birlikte 74 milyonu temsil eden ve rengini şehit kanından alan ay yıldızlı bayrağımız, vatan toprakları içinde yasama görevini yürüten milletvekillerinin gözleri önünde gönderden indirilir, çiğnenir ve yerine terör örgütünü temsil eden bezler çekilirken tedbir alması gereken yetkililer ne yaptılar ve bundan sonra ne yapacaklar?.
Sonuç olarak;
Devletimizin bekâsının güvencesi Cumhuriyet Savcılarımızı, acilen göreve davet ediyoruz.
Bunun gibi milli bütünlüğümüz ve birliğimizin sürekliliğine saldırı niteliğindeki asla saklanmaması gereken olayları yapanların derhal yakalanarak hukuki yargılanmaları için gereğinin yasalar çerçevesinde yapılması gerekmektedir. Bu konuda kamuoyunu doğru bilgilendirme acilen yapılmalıdır
Türk bayrağının gönderden indirilerek çiğnenmesi asla hafife alınamayacak çok ciddi bir olaydır. Üniter yapının parçalanması yolundaki girişimlere konulan son noktadır. Sorumlu ve yetkili yürütme ve yargı temsilcileri tarafından acilen yasal tedbirler alınmadığı takdirde bölünme kaçınılmazdır. Bu durumda küresel güçlerin ülkemizin bölünmesine yönelik tarihi plânlarından birisi daha gerçekleşmiş olacaktır.
Burada unutulmaması gereken husus Türk Ulusunun üzerinde kurgulanan bütün senaryoları bozacak güce sahip olduğudur. Tarih içinde kendini sıkça ispatlamış olan bu güç asla hafife alınmamalıdır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur."