Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Başdanışmanı iken AKP Malatya Milletvekili Adayı olan Taha Özhan, AKP ve milletin çözüm sürecini satın almış durumda olduğunu ifade ederek, "Eğer bir sorun çıkacaksa AK Parti'den ya da izlenen politikalardan değil, Ağrı'da yaşanan açık provokasyonda görüleceği gibi HDP'den çıkacaktır" dedi.
Seçim çalışmaları için Malatya'da bulunan Özhan, basına gündeme dair konular hakkında açıklamalarda bulundu.
Çözüm sürecini milletin yüzde 70'ten fazla destekle sahiplendiğini dile getiren Özhan, "Çözüm sürecinin görünen iki tane paydaşı var, aktif anlamda. Toplamda da birkaç paydaşı daha var. AK Parti var, HDP bir şekilde bu sürecin paydaşı. Ama en önemli paydaşı milletin bizzat kendisi.
AK Parti ve millet, çözüm sürecini satın almış durumda. AK Parti zaten bu işi dizayn eden ana aktörü, bizzat hayata geçiren fiili gücü. Millet de aktif bir diğer aktör. Sorunlu kısım HDP ve onun etrafındaki dünya. Eğer bir sorun çıkacaksa AK Parti'den ya da izlenen politikalardan değil, Ağrı'da yaşanan açık provokasyonda görüleceği gibi HDP'den çıkacaktır. Bu konuda geçmiş seçimlerde de benzer provokatif adımların tamamı atıldı. Ama sağduyu her seferinde korundu. İnşallah küçük ya da büyük kanlı süreçlerin önü açılmadığı sürece, çok kör göze parmak provokasyonlarla çözüm süreci salimen yoluna devam edecek. Çünkü karşısında bizzat millet var. Yüzde 70'ten fazla destekle insanlar bu süreci sahiplenmiş durumdalar" şeklinde konuştu.
"POZİTİF GÖRÜNEN BİR TABLONUN İÇERİSİNDEYİZ"
Taha Özhan, çözüm sürecinde Türkiye'nin pozitif görünen bir tablo içerisinde olduğunu kaydederek, şunları söyledi:
"Bundan 7-8 yıl önce bunları konuşmak bile zordu, ama sahiplenilmiş bir sürece müdahale etmek, onu kanlı hale getirmek, bozmaya çalışmak doğrudan milletle karşı karşıya gelmeyi de beraberinde getireceği için, HDP açısından sıkıntılı, Türkiye açısından oldukça pozitif görünen bir tablonun içerisindeyiz. İnşallah ben ümit ediyorum, Ağrı'da yaşanan provokasyonlara benzer provokasyonlar yaşanmaz ve yine ümit ediyorum ki, Sayın Demirtaş ve HDP çevresi bu provokasyonlara karşı dilini biraz daha toparlar, biraz daha derli toplu yaklaşmayı becerirler. Onun dışında hem bölgede hem de bölge dışında süreç satın alınmış durumda. İnşallah salimen yoluna devam eder."
"AK PARTİ YAZDIĞI BEYANNAMELERLE DİĞER PARTİLERE AÇIK ARA FARK ATTI"
AKP'nin hazırladığı seçim beyannamesine de değinen Özhan, "Bizim iki tane metnimiz var, bu metinlerden bir tanesi seçim beyannamesi. AK Parti 2002 yılından beri yazdığı beyannamelerle diğer partilere açık ara fark atmış bir partidir. Bu önemli bir mesele şundan dolayı; beyanname yazmak için iktidar olmanıza gerek yok. Beyannameyi gerçekten başı sonu belli olan, perspektifi belli olan bir yaklaşımla, gerçekten ciddiyseniz oturursunuz ülkeye, insanlarına ne teklif ettiğinizi ilan edersiniz. Bu çok zor bir şey değil. Ama bunu bile yapamayan bir muhalefetle karşı karşıyayız. Şöyle ki, son 13 yılda diğer bütün muhalefet partilerinin yazmış oldukları beyannamelerinin tamamı bizim son yazdığımız beyannamenin herhalde yarısı kadardır. Vizyona, perspektife ve derinliğe de hiç girmeden söylüyorum" ifadelerini kullandı.
Taha Özhan, Türkiye'yi üst gelir grubuna çıkarmak istediklerini kaydederek, "Seçim beyannamemizin merkezinde insani kalkınma var. Beyannamemizin de özetidir. AK Parti olarak iktidara geldiğimizde alt-orta gelir grubundaydık. 13 yıl içerisinde Türkiye'yi üst-orta gelir grubuna getirdik. İkinci yarı diye tarif ettiğimiz 2015 sonrasında da beyannamenin özü ve ana hedefi olan üst gelir grubuna Türkiye'yi çıkarmak istiyoruz. Bu Türkiye'deki bütün dinamiklerin eğitimden sağlığa, sağlıktan kişi başına düşen gelire, kişi başına düşen gelirden temel yatırımlara kadar her şeyin baştan aşağı dönüşeceği anlamına geliyor. Beyannamenin temel hedefi Türkiye'yi üst gelir grubuna sokmaktır. Buralara ulaşmak dünyadaki hiçbir ülke için kolay değil, ulaşanlar açısından da orada kalmak kolay değil" diye konuştu.
"MERKEZDE İNSAN HAYSİYETİ VAR"
Yeni Türkiye Sözleşmesi'nin merkezinde insan haysiyeti olduğunu dile getiren Özhan, "Yeni Türkiye Sözleşmemize gelirsek, o sözleşmemizin merkezinde insan haysiyeti var. Bu insan haysiyeti merkezli Yeni Türkiye Sözleşmesi sadece AK Parti'nin değil, Türkiye'de herkese ve her siyasi partiye açılmış açık bir davet metni ve biz herkesinde bunu imzalayabileceğini düşünüyoruz. İçerisinde 100 maddenin hiçbirisinde AK Parti'ye referans yoktur. İki metni birlikte ele aldığımızda insan haysiyeti merkezli bir şekilde dünyaya bakan ve insani kalkınmayı hedefleyerek, Türkiye'yi üst gelir grubuna çıkarmaya çalışan iki metin var. Bu iki metni bağlayan köprüye de Yeni Türkiye Köprüsü diyoruz" ifadelerini kullandı.