İnönü Üniversitesinde düzenlenen konferansa katılmak üzere Malatya'ya gelen Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin ve Bilim Kurulu üyeleri Vali Aydın Baruş’u makamında ziyaret etti.
29 Ocak 2021 tarihli Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile 2021 yılının Yunus Emre ve Türkçe Yılı olarak kutlanmasına binaen İnönü Üniversitesinde Yunus Emre ve Türkçe Yılı Anadolu Konferansına katılan Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hayati Develi, Prof. Dr. Mustafa Ergün, Uzman İrem Işıl Altun; çeşitli üniversitelerdeki akademisyenler ile kentteki bürokrasi akademi ve sivil toplum mensuplarının bir araya gelmesini hedeflediklerini ifade ederek yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler verdiler.
Vali Aydın Baruş da yapmış oldukları ziyaretten dolayı teşekkür ederek, kendilerini ağırlamaktan mutluluk duyduğunu ifade etti.
Ziyaret sonunda Prof. Dr. Gülsevin, Vali Baruş’a Türk Dil Kurumu yayınlarından takdim etti. Vali Baruş’ta Prof. Dr. Gülsevin’e Malatya Tanıtım Kitaplarından hediye etti.
ÜNİVESİTEDE KONFERANS
Bu arada Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, "Kendi milletimize kendi milletimizin dili ile dinimizi anlatan Yunus Emre'ydi." dedi.
Gülsevin, İnönü Üniversitesinde "Yunus Emre ve Türkçe Yılı" etkinlikleri kapsamında düzenlenen Yunus Emre Konferansı'nda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Dünya Dili Türkçe" başlığıyla seferberlik ilan ettiğini hatırlattı.
Bu yılın da "Yunus Emre ve Türkçe Yılı" ilan edildiğini anımsatan Gülsevin, dillerin çeşitli dönemlerde başka dillerle, çeşitli coğrafyalarda bir araya geldiğini ve etkileşimde bulunduğunu anlattı.
Gülsevin, bu etkileşim sonucu dilin bir bakış açısıyla yabancılaştığını, diğer bakış açısıyla da o kültürlerden kelimeler alarak beslendiğini, zenginleştiğini dile getirdi.
Türklerin, Sibirya'dan Avrupa'nın ortasına kadar bir ırmağın bütün coğrafyayı dolaşıp beslenmesi gibi diğer kültürlerin mutfağından, müziğinden, kıyafetinden, kültüründen beslendiğini ve o kültürleri de aynı şekilde beslediğini ifade eden Gülsevin, Cumhuriyet'in kurulması ile Mustafa Kemal Atatürk'ün dilde sadeleşmeyi öncelikli konu haline getirdiğini, Türk Dil Kurumunun ve Dil, Tarih, Coğrafya Fakültesinin kurulduğunu bildirdi.
Kurultaylar ve çalışmalar yapıldığını dile getiren Gülsevin, sonuçta nispeten konuşulan Türkçeye yakın Türkçeleşme görüldüğünü ve başarı elde edildiğini belirtti.
- "Dilimiz kimliğimizdir"
Gülsevin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yine dilden, yabancılaşmadan şikayet eden aydınlarımız, akademisyenlerimiz, gençlerimiz var, herkes ediyor. 2017 yılında Sayın Cumhurbaşkanımız, 'Dilimiz kimliğimizdir." diye bir seferberlik ilan edince devletin bütün organları, 'Bu da bizim vazifemiz.' diyor ve birtakım çalışmalar yapıyorlar. Hakikaten dilimiz kimliğimizdir çünkü etnik unsurlar, kavimler, kabileler, milletler birbirine karışırlar, evlenirler, renkleri değişir, kafatası değişir ama kendileri kalırlar, o millet ölmez, ölen hangi millettir? Sümerlerdir. Biyolojik olarak yaşıyorlar ama bugün yoklar çünkü dilleri kalmamıştır. Yani dil gittiği zaman gerçekten kimlik kaybolur. Bunun altını çizmişti Sayın Cumhurbaşkanımız. Bu sene de biraz mesafe alındı. 'Dünya Dili Türkçe' başlığı ile biraz da iftihar edelim diye düşünüldü, seferberlik ilan edildi."
Yunus Emre'nin tasavvuf edebiyatını temsil eden mutasavvıf bir şair olduğunu dile getiren Gülsevin, "Kendi milletimize kendi milletimizin dili ile dinimizi anlatan Yunus Emre'ydi." ifadesini kullandı.
TDK'nin çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Gülsevin, 1400 kitap basıldığını, projeler yürütüldüğünü, projelere destek sağlandığını, kongreler ve sempozyumlar yapıldığını kaydetti.
Türkçenin bilim dili olarak gelişmesine katkı sağlamak için 93 terim sözlüğü yayımladıklarını anlatan Prof. Dr. Gülsevin, gençlere başarı bursu verdiklerini sözlerine ekledi.
Bülten- AA