SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Tıp Eğitiminde İnönü Modeli

0
Güncellendi - 2015-12-28 04:56:12
Tıp Eğitiminde İnönü Modeli
A- A+ PAYLAŞ

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin tıp eğitimine yönelik olarak geliştirmiş olduğu eğitim modeli ile öğrenciler teorik eğitimden çok, pratik eğitime ağırlık verilerek yetiştiriliyor. Tıp Fakültesindeki yeni eğitim modeli, tıp öğrencilerini 1 yıllık eğitime denk gelen teorik eğitimden kurtarıyor ve tamamen pratik eğitime yönlendiriyor. 

“ESKİ SİSTEMDE TEORİK EĞİTİM, PRATİK EĞİTİM ENGELLİYOR”

İnönü üniversitesi Tıp Fakültesi yeni eğitim modelini, hazırlamış olduğu tanıtım filmi ile tanıtıyor. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin yeni eğitim modeli ile ilgili tanıtım filminde, yeni modele geçilmesi şu şekilde anlatılıyor; “Hekimler hayatını insanlık hizmetine adayan insanlar, canımızı, sevdiklerimizi, sırlarımızı ellerine emanet ettiğimiz insanlar. 6 yıllık zorlu bir eğitimden geçmek gerekiyor. Tıp eğitimi için çok yoğun ve sürekli değişen teorik bilgilerin öğrenilmesi, bu bilgilerin güncel teknolojiye de kullanarak uygulanması gereklidir. Oysa zaman içinde artan teorik bilgilerin çokluğu, hekimlik becerisi için gerekli pratik eğitimi azaltmakta, deneyimi az hekimlerin göreve başlamasına birçok kazanımın görev başladıktan sonra edinilmesine neden olmaktaydı. Bu bir sorundu. 

ÖĞRETİM ÜYELERİ YENİ MODELDEN MEMNUN

Tıp Fakültesi Öğretim Üyeleri, yeni eğitim modeli ile ilgili olarak şunları söylediler; 

Çocuk Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Demircan; “Eski sistem teorik eğitimin çok fazla olduğu, tekrarların çok fazla olduğu bir sistemdi.”

İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hülya Taşkapan;  “Biz tıp eğitimi sırasında çok bilgi veriyoruz. Beynini dolduruyoruz öğrencinin ama onun bir anda çağrıştırıp kullanılmasını gösteremiyorduk.”

Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özden Kamışlı; “Hasta ile başa baş kaldıklarında yara bir bir kaldıklarında ne yapacaklarını bilemediklerini ve o torik bilgilerin kafalında uçup gittiğini, o anda pek çok şeyi hatırlayamadıklarından şikayet ediyorlardı.”

Tıp Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süheyla Ünal; “Soru sormayı, eleştirel düşünmeyi, uygun soru sorup, uygun yanıtlar vermeyi öğretecek bir sistem.”

Acil Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Neslihan Yücel; “Hasta yaklaşmaktan korkma, hızlı karar verme, triyaj yapmak gibi acilde yapılması gereken şeyleri uygulamakta oldukça zorlanıyorlar. Hem pratikte, hem muayene konusunda.”

Biyofizik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yunus Karakoç; “Önceki sistemler artık sorunlara cevap vermiyor. Çok geride kalıyor. O yüzden toplum değişiyor, hastalık profilleri değişiyor. Bilgiye ulaşma değişiyor. Dolayısıyla böyle bir değişim zorunluydu.” 

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi  Prof. Dr. Yılmaz  Tabel; “İlk 3 yılda öğrendikleri teorik bilgilerin aslında pratiğe aktarmasını öğretmemiz  gerekiyor. Bunun aslında iki yolu var; bir tanesi direk hasta üzerinde göstermek, ikincisi de bu olgu temelli değerlendirme dediğimiz sanal ortamda teorik olarak dosya üzerinden göstermek. Bu yeni sistemde olgu temelli değerlendirme yaparken çocuklarla birebir hastalığı tartışırken, yada pratik yaparken, hasta üzerinde gösterirken, daha küçük gruplarda çalışırken, grupları bölüp çalıştığınızda öğrencilerin katılımı artıyor.”

Genel Cerrahi Anabilim dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Turgut Pişkin; “Dördüncü sınıfta verdiğimiz pratik eğitimlerin dışında geri kalan tüm eğitim sürecimiz öğrencilerimize klinikte yaptığımız eğitimler ve oldu temelli değerlendirmeler şekline dönüştü.”

ÖĞRENCİLER 1 YILA DENK GELEN TEORİK EĞİTİMDEN KURTULDU

Tıp Fakültesinin yeni eğitim modeli ile ilgili tanıtım filminde, yeni modelin tıp öğrencilerini 1 yıllık eğitime denk gelen teorik ders yükünden kurtardığı da belirtilerek şu ifadelere yer verildi; “İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, daha deneyimli, mesleğine hakim, bilgiyi kullanabilen ve yeni bilgi üretebilen, analiz ve sentez yapabilen, tüm kazanımları elde etmiş bir şekilde göreve başlayacak şekilde doktorlar yetiştirmek üzere yola çıktı. Çağın tüm gereklerine uygun, teknolojik imkanları kullanan, sadece bölgesel değil, ulusal ve uluslar arası etki yaratacak yeni bir tıp eğitimi modelinin geliştirilmesi şarttı.  Üç aşamada oluşturulan komisyon kendi kurumunu, ülkemizdeki ve dünyadaki tıp fakültelerini eğitim yönüyle inceledi. Oluşan bilgiler ışığında yeni eğitim modeli belirlendi ve 5 yıllık stratejik plan yapılarak yola çıkıldı. Stratejik hedef ülkemizde ve bölgemizde öğrencilerin ve akademisyenlerin tercih edeceği bir kurum olmak şeklinde belirlendi. Öncelikle eğitici eğitimleri yapıldı. Ardından eğitim programı tekrarlardan arındırıldı ve ders içerikleri ulusal çekirdek eğitim programı ile yüzde 100 uyumlu hale getirildi. Sadece bu düzenlemeyle staj sınıfındaki teorik dersler üçüncü sınıfa alındı. Özet olarak edinilecek bilginin alanı daraltıldı. Teorik derslerde tekrarlamalar engellendi. Çekirdek eğitim programı dışındaki dersler programdan çıkartıldı ve konuların içerikleri pratisyen hekim için yeterli olacak şekilde yeniden belirlendi. Toplam da teorik ders sayısı 2 bin 350 saat azaltıldı. Yeni düzenleme ile kanser tedavisi yada mikro cerrahi teknikleri gibi uzmanlık düzeyinde alınması gereken bilgiler programdan çıkarıldı. Eğitimlerinin ilk üç yılında teorik ders, küçük grup çalışmaları, kanıta dayalı tıp ve pratik beceri uygulamaları ile bilgi edinme aşamaları olduğu temelli değerlendirme çalışmaları ile tamamlandı.”

“ÖĞRENCİ EĞİTİM POLİKLİNİKLERİ OLUŞTURULDU. SINAVLAR ELEKTRONİK ORTAMDA”

“Verilen bilgilerin daha kalıcı ve nitelikli olabilmesi için küçük grup çalışma odaları, zengin maket parkının bulunduğu beceri laboratuarları oluşturuldu.  Staj grubundaki öğrenciler, öğrendikleri teorik bilgileri uygulayabilecekleri yeterli sayıda ve çeşitlilikte hasta portföyüne sahiptir. Bu hastaların gelişmiş teknolojik cihazlar kullanılarak incelenmesi, teşhis ve tedavi edilmeleri ise eğitimin uygulama aşaması için oldukça önemlidir.  Tıp eğitimi uygulamalıdır ve usta çırak ilişkisi olmadan hedefe ulaşılamaz. Staj grubundaki öğrencilerin öğretim üyesi eşliğinde hastayı hazırlayarak sonuçlandırma sürecini uygulamalı olarak yapabilecekleri Öğrenci Eğitim Poliklinikleri oluşturuldu. Bu polikliniklerde gerçek hastaların muayeneleri yapılmakta, tetkikleri istenmekte, sonuçları değerlendirilmekte ve tanı konularak tedavileri planlanmaktadır. Bu uygulama sayesinde her öğrenci yüzlerce gerçek hastayı değerlendirmekte ve bilgisini kullanarak çok sayıda zihinsel uygulama, analiz ve bazen de sentez yapabilme imkanına sahip olmaktadır. Son sınıf öğrencileri ise öğretim üyesi gözetiminde tam bir pratisyen hekim gibi çalışmaktadır.  Sınav sistemi de klasik uygulamaların dışına çıkartılarak çeşitlendirilmiştir. Kağıt üzerinde ve çoktan seçmeli sorularla yapılan teorik sınavlar yerine çoklu seçmeli, eşleştirilmeli, boşluk doldurmalı, kısa cevaplar içeren elektronik sınavlar uygulanmaktadır. Bu sınavlar için 20 bin sorudan oluşan ve giderek zenginleşen bir soru bankası hazırlandı.”

“SINAVLAR TABLETLERDE YAPILIYOR”

Sınavların elektronik ortamda yapılması ile ilgili olarak Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Üner Kayabaş; “Tüm eğitim aşamaları olduğu gibi sınav aşamaları da artık elektronik ortamda yapmaya başladık. Tüm öğrencilerimizin sınav zamanlarında artık kırtasiyeye boğulmaksızın kendi adlarına atanmış oldukları sınav salonunda ve sınav numarasının bulunduğu tabletlerin olduğu masalarda girerek sınavlarını gerçekleştiriyoruz. Bu sınavda çocuklar girip bitirdikten sonra puanları otomatik olarak elektronik sisteme atılıyor. Yapmış oldukları sınavlar orada değerlendiriliyor ve sonuçları da kısa bir süre sonra kendilerine geri bildiriliyor. Elektronik sınav ortamının sağlanması ile birlikte biz tıp fakültemiz olarak öğrencilerimizin pratik, hızlı, güvenli ve hedeflenen tüm alanlarını kapsayan bir sınav yapmayı bu şekilde başarmış olacağız” derken, Biyofizik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Onur Öztürk “Bu projenin içerisinde öğrenci odaklı bir mekanizma var” şeklinde konuştu. 

KLİNİKTE SINAVLAR PRATİK OLARAK YAPILIYOR 

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin yeni eğitim modelinde tıp öğrencileri klinik odalarında pratik sınavlara da tabi tutulduğu belirtilerek, “Pratik sınavlar ise özel olarak oluşturulan OSCE, yani nesnel olarak yapılandırılmış klinik sınav veya OSPE yani nesnel yapılandırılmış pratik sınav alanlarında yapılmaktadır. Bu sınavlarda öğretim üyesi ile öğrenci bir birine temas etmemekte, hasta ile tek başına kalan öğrencinin hastanın anamnez, fizik muayene, tetkik isteme ve sonuçlarını yorumlama, tanı koyma ve tedavi etme aşamalarını değerlendirerek sonuçlandırması beklenmektedir. Bu sürecin her aşaması ilgili öğretim üyesi tarafından başka bir odada canlı olarak bilgisayardan izlenerek puanlama işlemi yapılmaktadır. Bu sınavlarda öğrencilerimizin zihinsel uygulama ve analiz düzeyindeki bilgileri de ölçülebilmektedir. Ayrıca öğrencilerin iletişim, zamanlama gibi becerileri de değerlendirilmektedir” denildi.

“YENİ SİSTEM ÖĞRENCİLER İÇİN ADELETİ GETİRDİ”

Yeni model eğitim sisteminde öğrencilerin kliniklerde pratik sınavlara tabi tutularak not alması uygulaması hakkında ise öğretim üyeleri şu şekilde konuştu: 

Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Engin Burak Selçuk; “Bizler öğrencilerin gerçek hayatta ilk kez hastalarla karşılaşmalarını istemiyoruz. Tıp eğitimi hata kaldırmaz bir eğitimdir. Bu nedenle gerçek hayatta hata yapmaları yerine eğer bir hata yada yanlış yapacaklarsa bunu öncelikle klinik ortam da canlandırılmış bir ortamda yapmalarını, bu hatalarını görmelerini, bunu sınavda ölçülebilmesini ve gerçek hayatta hatasız bir şekilde yollarına devam etmelerini istiyoruz.”

Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Işık, “Şuanda hiç olmazsa beklenen bir cevap var ve bu cevabı veren öğrenci de hak ettiği puanı yada notu alabiliyor. Bence bu sınav sisteminin getirdiği en büyük fayda budur diye düşünüyorum. Yani adaleti getirmiştir.”

Yrd. Doç. Dr. Veysel Arslan; “Yıllar sonra hem yabancı ülkeden gelen öğrencilerimizin, kendi ülkelerinde verdiği eğitimle yara oradaki sundukları hizmetle, hem bizden mezun olan doktorların, hekimlerin zamanla bizim ülkede verdiği hizmetle ve onların yetiştirdiği öğrencilerle çok daha büyük etkileri olacağına inanıyorum.”

İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hülya Taşkapan, “Öğrencilerimiz kesinlikle analitik düşünmeyi öğrenecekler. Hastalarda tanı koyarken daha rahat olacaklar. Daha az hata yapacaklar.”

Biyofizik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yunus Karakoç, “Sonuçta dinamizm tıp eğitimine çok büyük bir destek sağlayacak. Umarım bu anlamda çağın mevcut gereksinimlerini karşılayan bir tıp eğitimi modeline ulaşmış olacağız.”

“BİZ 2023’ÜN BÜYÜK TÜRKİYE’SİNE İNANIYORUZ”

Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ünsal Özgen ise yeni eğitim modeli ile ilgili olarak;  “Biz artık bilgiyi sonsuz edinen çocuklar yetiştirmeyi hedeflemiyoruz. Yeteri kadar bilgi, ama bilgisini çok iyi kullanan hekimler yetiştirmeyi hedefliyoruz.  Biz bu ülkeyi seviyoruz. Bu ülkenin her ferdini ayrı ayrı seviyoruz. Bunları mutlaka nitelikli hekimlere emanet edebiliriz ve o nitelikli hekimleri yetiştirebilmenin çabası içerisindeyiz. Sağlık alanında mutlaka yeni üren ve yeni fikirlere ihtiyacımız var ve bu nitelikli bir nesilden, nitelikli bir eğitimden sonra olur. Biz onu oluşturmanın derdindeyiz. Biz şuna inanıyoruz; bizim bu sistemde yetiştireceğimiz farklı düşünen, yeni fikir üretebilen her kişi  hem ülkemize, hem dünyaya katkı olacaktır. Biz Doğu’da bir üniversiteyiz, bu doğru. Ancak fonksiyonel olarak dünyada bir yerdeyiz biz. Bizim için Doğusu-Batısı yok. Biz bugün 19 ayrı ülkeden öğrenci alıyoruz, biz bugün 20’ye yakın ülkeden hasta alıyoruz. Niye bu 200 ülke olmasın? Dünyada 200 ülke var. 200 ülkeye de hitap edebilmeliyiz. 200 ülkeden de öğrenci gelebilmeli, akademisyen gelebilmeli. Biz 2023’ün Büyük Türkiye’sine inanıyoruz. O nesli yetiştirmek bize de kısmet olacak bundan dolayı da mutluyuz. Bizim hedefimiz dünyanın her tarafından öğrenci, akademisyen ve hasta almak. Bir dünya üniversitesi, bir dünya fakültesi olmaktır” şeklinde konuştu.

Bu arada, bazı üniversitelerin tıp fakültelerinin İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden  yeni model eğitimi alarak uygulama çalışmalarına başladıkları öğrenildi. 

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız