SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Tuğgeneralden Orgenerale.. "Olmadı İşte Komutanım Başaramadık!."

0
Güncellendi - 2017-01-05 03:07:52
Tuğgeneralden Orgenerale..
A- A+ PAYLAŞ

  • İddianamede çok çarpıcı detaylar.. Huduti'nin telefonu.. "Başsavcım, arkadaş, Vali bey heyecanlı davranıyor."

76 şüphelinin yeraldığı Darbe Girişimi Malatya Davası İddianamesi Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün 15 Temmuz’daki darbe girişimine Malatya’dan destek veren 2. Ordu Komutanlığı ve 7. Ana Jet Üssü’ndeki darbe girişimine ilişkin hazırladığı ve 1 numaralı şüphelisi 2. Ordu eski komutanı Adem Huduti olan  76 sanıklı iddianamede  6'sı general 33 subay, 4 astsubay, 2 Uzman Çavuş ile 37 er ve erbaş (er- onbaşı) suçlanıyor.  Bu arada, darbe girişiminden sonra gözaltına alınan ve büyük çoğunluğu er-erbaş olan 195 şüpheli hakkında ise 'kovuşturmaya yer olmadığı' kararı verildi.

Malatya Cumhuriyet Başsavcısı Ergül Yılmaz ve Malatya Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mehmet Badem tarafından hazırlanan 166 sayfalık iddianamede, 2. Ordu’nun eski komutanı Orgeneral Adem Huduti 1 numaralı şüpheli, 2. Ordu eski Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Angun ikinci şüpheli, 2. Ordu eski İdari Kurmay Yarbaşkanı Mustafa Serdar Sevgili üçüncü şüpheli, 2. Ordu eski Harekat Destek Yarbaşkanı Tuğgeneral Zeki Karataş dördüncü şüpheli, 2. Ordu eski Komutanlığı Harekat Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Ersin Yıldırım beşinci şüpheli, 7. Ana Jet Üssü’nün eski Komutanı Tuğgeneral Emin Ayık altıncı şüpheli olarak yer aldı.

Şüpheliler; "Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme ve Bu Suçun Beraberinde Başka Suç İşleme, Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme ve Bu Suçun Beraberinde Başka Suç İşleme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" iddialarıyla suçlanıyorlar. Şüpheliler hakkında 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile 10’ar yıl hapis cezası talep ediliyor.

"TÜRK MİLLETİ AYRIM GÖZETMEKSİZİN DİRENDİ.."

İddianamenin hukuki değerlendirme bölümünde şu ifadeler yer aldı:

"15 Temmuz gecesi Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde, askeri hiyerarşi dışında, kendilerini "Yurtta Sulh Konseyi" olarak tanımlayan, örgüt üyesi "üniformalı teröristler" tarafından Anayasayı askıya alarak, seçilmiş Cumhurbaşkanını görevden almak, Meclis ve Hükümeti ortadan kaldırmak amacıyla demokrasiye karşı silahlı darbe teşebbüsünde bulundukları, Türk Silâhlı Kuvvetlerinin resmî internet sitesi ve askerler tarafından işgal edilen TRT'de zorla yayınlattırılan bildiride ordunun yönetime el koyduğu ifade edilerek, Türkiye'de sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağı ilan edildiğinin açıklandığı, olay gecesi, İstanbul'daki Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün askerler tarafından kapatıldığı, ayrıca İstanbul Atatürk Havalimanı'nın da işgal edildiği, teşebbüs sırasında TBMM, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Ankara Emniyet Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekât Daire Başkanlığı, MİT yerleşkelerinin de aralarında bulunduğu birçok yere uçak ve helikopterlerin de kullanıldığı bombalı ve silâhlı saldırılar yapıldığı, Cumhurbaşkanı'na yönelik suikast girişiminde bulunulduğu, Başbakan'ın aracının bulunduğu konvoya silâhla ateş edildiği, Genelkurmay Başkanı'nın da aralarında bulunduğu birçok üst düzey askerî yetkilinin rehin alındığı anlaşılmıştır.

Çok sayıda kamu kurumunun silâh zoruyla işgal edildiği Boğaz köprülerinin teröristlerin idaresindeki tanklar marifetiyle ulaşıma kapatıldığı, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde halkın iradesinin tecelli ettiği, demokrasinin yansıması olan halkın temsilcilerinin bulunduğu Meclisin ilk kez bombalandığı, bu bombalamanın düşman Devlet uçaklarından değil; kendi ordumuzun içerisinde yer alan bir grup terörist tarafından yapıldığı, Yapılan saldırılar neticesinde 63 Polis, 4 Asker ve 181 Sivil vatandaşımızın öldüğü, 2193 kişinin ise yaralandığı, bir çok kamu binasının bombalamalar nedeniyle kullanılamaz hale geldiği, Sayın Cumhurbaşkanın cep telefonundan televizyonda canlı yayın ile gerçekleştirdiği konuşmada darbecilere hiçbir şekilde imkân tanınmayacağını ifade ederek halkı darbeye tepki göstermek için sokağa çıkmaya davet ettiği, bu çağrının ardından, Türkiye'nin birçok ilinde darbe karşıtı protesto gösterileri düzenlendiği, gösterileri bastırmak için askerlerce sivil halka ateş açıldığı, Türk Milleti elinde hiç bir silâh olmadan sadece bayraklarıyla toplara, tüfeklere, uçaklara karşı demokratik değerlerini savunarak tankların üzerine çıktığı, kurşunlara kendini siper ettiği, Türk Milletinin o gece hangi siyasî partiden olursa olsun, hiç bir dünya görüşü ayrımı gözetmeksizin bir bütün halinde darbeye karşı direndiği, Türk Milletinin bunun sadece iktidar partisine yönelik bir darbe girişiminin olmadığının farkında olduğu, bu nedenle muhalefet partilerinin taraftarları da bu meseleye sonuna kadar sahip çıktığı, kendi uçaklarından üzerlerine bombalar atıldığı bir ortamda tüm partilerin milletvekillerinin aynı yönde hareket ederek darbeye karşı direndikleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinde darbeye karşı hazırlanan bildirinin altına siyasi partilerin imza attığı anlaşılmıştır. Darbe teşebbüsüne karşı gösterilen direniş sürecinde 248 kişinin şehit olduğu, 2193 vatandaşımızın yaralandığı, 15 Temmuz 2016 gecesi darbe teşebbüsünde yer alan sorumluların ortaya çıkarılıp, adalet önünde hesap verilebilmesi için tüm illerdeki Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından darbe gecesi gözaltı talimatları, arama el koyma işlemleri gerçekleştirildiği, soruşturmalar kapsamında başta örgüt lideri Fethullah Gülen olmak üzere ülke dışında bulunan örgüt mensuplarının iadeleri için gerekli işlemlerin başlatıldığı, Darbe teşebbüsüne ilişkin yürütülen soruşturmalar kapsamında, örgüt üyesi bir kısım asker ve kamu görevlilerinin ifadelerinden; darbe teşebbüsünün anılan Terör Örgütünün Lideri şüpheli Fetullah Gülen'in bilgisi ve talimatı ile yapıldığı ve sivillerin katledilmesi ile meydana gelen bunca zarardan adı geçenin başında olduğu terör örgütünün sorumlu olduğunun anlaşıldığı, bununla birlikte, yürütülen soruşturmaların devam etmesi nedeniyle, her geçen gün örgüt bağlantısını tüm yönleriyle ortaya koyan yeni delillere ulaşıldığı, süreç içerisinde Milli Güvenlik Kurulu tarafından örgütün Milli Güvenliği tehdit ettiğine, bir terör örgütü olduğuna ve diğer terör örgütleri ile işbirliği yaptığına dair kararlar verildiği, bu bağlamda ilk kararı 26/02/2014 tarihli toplantıda verildiği, bu tarihten itibaren MGK toplantılarda düzenli olarak örgüte ilişkin değerlendirmelerin yapıldığı, kararların alındığı, 30/12/2014 tarihli toplantı sonrasında yapılan açıklamada Paralel Devlet Yapılanması vurgusu yapıldığı, 15 Temmuz darbe teşebbüsü öncesi yapılan 26/05/2016 tarihli MGK toplantısında da Milli Güvenliği tehdit eden Paralel Devlet Yapılanması bir terör örgütü olarak kabul edildiği anlaşılmış olup, Bu Bağlamda; yukarıda izahına çalışılan İddianame içeriğinde; Malatya 2. Ordu Komutanlığı ve bağlı birlikler ile 7. Ana Jet Üs Komutanlığında 15 Temmuz 2016 tarihinde darbeye teşebbüs suçuna iştirak eden, aktif rol oynayan şüphelilerin Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek, Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme, FETÖ/PDY Terör örgütü üyesi olma, Kamu Malına Zarar Verme ve Sivil Vatandaşların Malına Zarar Verme suçlarını işledikleri anlaşılmıştır.”

İddianamenin girişinde; “Mülkiye, adliye, emniyet, eğitim ve ordu içerisindeki kadrolaşmasını tamamladıktan sonra Anayasal düzeni yıkarak rejimi değiştirmek için artık zamanın geldiğini düşünen FETÖ/PDY'nin, 15/07/2016 günü Cumhuriyet tarihinin en kanlı darbe girişimine imza atması, büyük bir duyarlılık göstererek rejimi korumak ve demokrasiye sahip çıkmak adına canları pahasına sokağa dökülen halkın, mermi sağanağına, üzerlerine sürülen tank ve askeri araçlara, jetlerden atılan bombalar ile helikopterlerden açılan ateşe göğsünü siper ederek, Türk Kurtuluş savaşında emsali görülebilmiş bir mücadeleyle rejime kasteden saldırıyı püskürtmeleri sonrasında, devletin kılcal damarlarına sızan, örgütün nihai hedefi olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve kurumlarını ele geçirmek için devlete ve kendinden olmayan herkese karşı ne zaman ve ne şekilde saldırı yapacakları belirsiz olan, hukuku silah olarak kullanmaktan çekinmeyen ihanet çetesi mensuplarının hukuk dışı iş ve eylemlerine son vermek adına bazı tedbirler alınması zorunlu hale gelmiştir.” ifadeleri de kaydedildi.

"HUDUTİ OYALADI, DARBE GİRİŞİMİNİN BAŞARISIZ OLMASINDAN SONRA AÇIKLAMA YAPTI…"

İddianamede eski Orgeneral Adem Huduti’nin darbe girişiminin başarısız olmasından sonra darbe karşıtı görünmeye çalıştığı da öne sürülerek şu görüşlere yer verildi:

“Şüpheli Adem Huduti'nin Yurtta Sulh Konseyi tarafından yayınlanan mesaj formunda "görevine devam" şeklinde görevlendirdiği, şüphelinin darbe teşebbüsüne fiilen katılan personelin kimler olduğu aydınlığa kavuştuğu ve bu kalkışmanın yasa dışı olduğunu bildiği ve öğrendiği halde, söz konusu personelin etkisiz hale getirilmesi için imkan ve şartlar birkaç defa oluşmasına rağmen, bu hususta zamanında ve etkin karar vermemesi neticesinde darbe teşebbüsünde bulunanların ele geçirilme sürecinin uzamasına neden olduğu, hatta daha öncesinde güvenlik kuvvetlerince İnönü Kışlasındaki darbecilerin yakalanması ve etkisiz hale getirilmesi için operasyon yapılmasını sürekli engellediği, darbe girişiminin hemen akabinde 1. ve 3. Ordu Komutanları ile bir kısım Kolordu Komutanlarının bu darbe girişimine karşı milletin ve devletin yanında oldukları yönündeki basın açıklamalarının televizyonda yayınlanması, Başbakan ve Cumhurbaşkanının, bu girişimin bir darbe olduğunu basın yoluyla canlı yayında milletle paylaşmasına rağmen, gecenin ilerleyen saatlerine kadar şüphelinin herhangi bir açıklamada bulunmadığı, birçok kişi ile telefon ile görüşme yaptığını söylemesine rağmen İl Valisi ile temas kurmadığı, ancak saat 02:00 sularında Malatya Valisi ile telefonla temas kurduğu, bu görüşmede Malatya Valisinin 2. Ordu'da herhangi bir hareketlilik olmadığına ve sıkıntı yaşanmadığına dair kendisinden açıklama yapmasını istemesine rağmen, bu açıklamayı ancak darbe girişiminin başarısız olduğunun anlaşılmasından sonra, farklı bir pozisyon çizerek, sanki darbe karşıtıymış ve darbeciler tarafından enterne edilmiş gibi bir rol sergilediği istenilen içerikteki mesajı 16/07/2016 tarihinde saat 03:06'te geçtiği, …”

“NE YAPTINIZ ÇOCUKLAR, BENİ DE YAKTINIZ!”

İddianamede eski Orgeneral Adem Huduti ile ilgili olarak şu bilgiler de yer aldı:

“Şüpheli Adem Huduti'nin tutuklandıktan sonra, diğer şüpheliler Avni Angun ve Emin Ayık ile birlikte Malatya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan, Düzce T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna 23/07/2016 tarihinde sevki sırasında Düzce T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu girişinde mahkum kabul bölümünde ilk kez karşılaştıkları, şüphelilerin kişisel malzemelerinin bulunduğu yere gittikleri sırada Adem Huduti'nin daha önceden görüşmediği ve araçtan indirildiği yerde gördüğü şüpheliler Avni Angun ve Emin Ayık'a "ne yaptınız çocuklar, beni de yaktınız" şeklinde beyanda bulunduğu, 7. Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Emin Ayık'ın da "olmadı işte komutanım başaramadık" şeklinde karşılık verdiği, Avni Angun'un da "biz ve sizi" şeklinde söylemde bulunduğu, şüphelilerin sevkine refakat eden Jandarma görevlileri İ.M., S.K., R.P.'nin beyanları ile 23/07/2016 tarihli tutanaktan anlaşılmıştır.”

HUDUTİ’NİN EVİNDE 2 DOLAR VE DEPOSUNDA ÇIKAN KİTAPLAR

İddianamede ayrıca evinde 1 adet 2 Amerikan doları çıktığı belirtilen Huduti'ye ait Ankara'daki depoda çıkan dökümanlarla ilgili de “Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığınca Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı 4. Ana Bakım Merkezi Komutanlığı Selahattin Gökkartal Kışlasında bulunan Adem Huduti'ye ait depoda yapılan aramada; kaset, CD/DVD, kamera cihazı, video kaseti ve Kanla Abdest Alanlar, Yeşil Kardinal, Cemaatin Copları, Mösyö, Okyanus Ötesindeki Vaiz, Sırlar, İmaj ve Hakikat, Bal Tuzağı isimli kitapların ele geçirildiği anlaşılmıştır.” şeklinde bilgi yer aldı.

“BAŞSAVCIM, ARKADAŞ, VALİ BEY HEYECANLI DAVRANIYOR…”

İddianamede, darbe girişimi sırasında oluşturulan kriz merkezinde tutulan bir tutanakta alıntı yapılarak şu ifadeler aktarıldı:

“16/07/2016 tarihli tutanaktan da anlaşılacağı üzere 2. Ordu İnönü Kışlasının etrafında Emniyet ve Jandarma Kuvvetlerince gerekli tertibat alındıktan sonra 16/07/2016 günü içeriden dışarıya doğru Emniyet ve Jandarma Kuvvetlerine ateş açıldığı, darbecilerin etkisiz hale getirilmesi ve yakalanmaları amacıyla İnönü Kışlasına müdahale kararı alındığı, bu kararın İl Valisinin koordinasyonunda ve başkanlığında oluşturulan kriz yönetim masasında bulunan kişilerce değerlendirildiği, Emniyet Kuvvetlerinin İnönü Kışlası içerisine sızdığı, içerideki darbecilere destek amaçlı Altay Kışlasından zırhlı araçların yola çıktığı, bir tanesinin yolda arızalandığı, diğerinin ise kışlaya girebilmek adına duvarı yıkarak geçmek istediği, ancak duvarda askıda kaldığı, daha sonra bu zırhlı araçtan kışla içerisine girmiş olan Emniyet güçlerine ateş edildiği, bu sırada 2. Ordu Komutanı şüpheli Adem Huduti'nin İl Valisini telefonla arayarak, kışladaki darbecilere müdahale için giren Jandarma veya Emniyet kuvvetlerinin geri çekilmesini, darbecileri ikna etmeye çalıştığını, kan dökülmesini istemediğini söylediği, ancak bu talebinin İl Valisi tarafından geceden itibaren müdahale edilmediğini, beklendiğini, bu saate kadar hiç bir gelişme olmadığını, aksine içeriden dışarıya Güvenlik Kuvvetlerine yönelik ateş açıldığını, hatta zırhlı araçların darbecilere yardım için geldiğini, bu zırhlı araçtan güvenlik güçlerine ateş açıldığını, bu sebeple müdahalede bulunacağı hususunda kararlı olunduğunun söylendiği, bu görüşmenin İl Valisinin telefonunun hoparlörünün açık olması sebebi ile yanında bulunan İl Emniyet Müdürü ve İl Cumhuriyet Başsavcısı tarafından da duyulduğu, bu konuşmadan kısa bir süre sonra, 16/07/2016 tarihinde saat 09:00 sıralarında bu kez 2. Ordu Komutanı şüpheli Adem Huduti'nin Cumhuriyet Başsavcısı Ergül Yılmaz'ı cep telefonundan arayarak "Başsavcım, arkadaş, Vali bey heyecanlı davranıyor, kendisine söyleyin, ben darbeci askerleri iknaya çalışıyorum, Jandarma ve Emniyet Kuvvetlerini geri çeksin" dediği, ancak kendisine "Sabaha kadar aynı şeyleri söylediniz, bu saate kadar bir gelişme olmadı, içeriden sürekli ateş ediliyor, hatta dışarıdan darbecilere yardım için zırhlı araç geldi, bu araçtan polis ve jandarmaya ateş edildi" şeklinde söylendiği, bunun üzerine şüpheli Adem Huduti'nin "Başsavcım, bir listeden bahsediliyor, bu liste sizde var mı? Eğer varsa kimler var? Söylerseniz biz de dostu, düşmanı biliriz, ona göre tedbir alırız" şeklinde talepte bulunduğu, ancak Cumhuriyet Başsavcısının söz konusu Harekat Yıldırım mesajı ve ekindeki görevlendirme listesi bulunmasına rağmen, bu hususun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bilindiğinin öğrenilmemesi ve başka türlü hareket etmelerinin engellenmesi amacıyla "Böyle bir liste bizde yok şeklinde" karşılık verdiği, bu konuşmadan on dakika kadar sonra bu kez Garnizon Komutanı olan şüpheli Tümgeneral Avni Angun'un, Cumhuriyet Başsavcısı Ergül Yılmaz'ı cep telefonundan arayarak, aynı şekilde kışlaya müdahale için gelen Emniyet ve Jandarma güçlerinin geri çekilmesini talep ettiği, bu hususta İl Valisinin ikna edilmesini söylediği, Cumhuriyet Başsavcısının daha önce şüpheli Adem Huduti'ye söylediği sözleri bu kişiye de tekrarladığı, bunun üzerine şüpheli Avni Angun'un da Cumhuriyet Başsavcısından "bir listeden söz ediliyor, bu liste sizde var mı? varsa kimler var, söylerseniz darbeci kişileri tespit edebiliriz" şeklinde soru yönlendirdiği, ancak Cumhuriyet Başsavcısının Adem Huduti'ye söylediği şekli ile "böyle bir listenin olmadığı" şeklinde beyanda bulunduğu, bu konuşmaların da Cumhuriyet Başsavcısının telefonunun hoparlörü açık olduğu için orada bulunan İl Valisi ve İl Emniyet Müdürü tarafından duyulduğu, buna ilişkin 16/07/2016 tarihli tutanağın düzenlendiği, Esasen; Şüpheli (Avnı Angun) alınan savunmasında, Yurtta Sulh Konseyi tarafından yayınlanan "HAREKAT YILDIRIM" emri ve ekindeki görevlendirme listesini 15/07/2016 günü geceleyin karargahta Orgeneral Adem Huduti ile birlikte incelediklerini beyan etmesine ve bu listenin kendisi tarafından da bilinmesine rağmen, bu hususun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bilinip bilinmediğini öğrenmeye matuf bir amaç taşıdığının açık olduğu anlaşılmıştır.”

TUĞGENERAL VE 3 ALBAYDA BYLOCK, YARBAYDA KAKAO TALK PROGRAMI..

2. Ordu eski Komutanlığı Harekat Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Ersin Yıldırım, 2. Ordu Komutanlığı Plan Hareket Şube eski Müdürü Albay Bahadır Erdemli, 2. Ordu Komutanlığı Harekat Başkanı olarak görev yapan Albay Erkan Varol, Kara Havacılık Alay Eski Komutanı Albay Mustafa Özkan ve Malatya Kara Havacılık Alay Komutanlığında Kara Pilot Teğmen Mustafa Sinan Soybaş’ın örgütün kendi aralarında iletişimi sağlamak amacıyla telefonlarına kurduğu kriptolu iletişim programı ''ByLock''u kullandığı belirtildi. Tuğgeneral Ersin Yıldırım’ın sivil çantasının içerisinde yapılan aramada 1 Adet 1 Amerikan Doları çıktığı da belirtildi. Yine darbe girişiminde bulunduğu ZPT ile 2. Ordu Karargahı'na giderken aracın refüje çarpması sonucu polis tarafından araç personeli ile birlikte yakalanan İstihkam Alayı Komutan Vekili ve Tabur Komutanı Yarbay İsmail Akın'ın telefonunda da, FETÖ/PDY mensuplarının haberleşmek için kullandıkları bir başka kriptolu iletişim programı "Kakao Talk" uygulamasının yüklü olduğunun saptandığı da belirtildi.

KEŞİF UÇAĞI HAZIRLATMIŞ…

2. Ordu eski Kurmay Bşakanı ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Avni Angun’un, darbe girişimi sabahında insanlı keşif uçağı hazırlatılması için talimat verdiği de belirtilerek, “16/07/2016 tarihinde sabah saat 07:00 sıralarında Malatya Kara Havacılık Alay Komutanı Hakan Keleş'i arayarak Şemdinli Tekeli Bölgesinde karakola saldırı olduğunu, durumun kötü olduğunu, bir İKU (İnsanlı Keşif Uçağı) hazır etmesi talimatını verdiği, ancak yapılan teyit çalışmalarında Şemdinli Tekeli Bölgesinde herhangi bir saldırı olayının meydana gelmediğinin anlaşılması üzerine bu emrin yerine getirilmediği…” bilgisi yer aldı.

İddianamede, 2. Ordu eski İdari Kurmay Yarbaşkanı Mustafa Serdar Sevgili’nin “Darbe Teşebbüsü sırasında 16/07/2016 tarihinde Saat 00:20'de Mesaj Formu düzenleyerek 2. Kara Havacılık Alay Komutanlığına bir gün önce görevi devreden Mustafa Özkan'ın devam edeceğini bildirdiği, yine 16/07/2016 tarihinde saat 00:30'da Mesaj Formu düzenleyerek Tulga Kışlasında hazır olarak bekletilen B-350 Uçağının isimleri müteakiben bildirilecek kişiler ile Ankara'ya hareket edeceğini bildirir mesaj gönderdiği” bilgisine de yer verildi.

FETÖSAVAR LİSTESİ ÇIKTI

2. Ordu eski İdari Kurmay Yarbaşkanı Mustafa Serdar Sevgili’nin evinde yapılan arama ile ilgili olarak, “Örgüt ile bağlantılı generaller ve amiraller adlı kitapçık ve kitapçık içerisinde "fetösavar" başlığının altında, birden fazla notun alındığı anlaşılmıştır. Ayrıca Deniz Kuvvetlerindeki F-Tipi Örgüt yapılanması isimli şema ve şüphelinin kendi el yazısı ile yazmış olduğu birçok not olduğu görülmüştür.” denildi.

TUĞGENERALİN EVİNDE ÇIKAN ELYAZISI

2. Ordu eski Harekat Destek Yarbaşkanı Tuğgeneral Zeki Karataş’ın evinde bulunduğu ve kırmızı kalemle yazıldığı belirtilen notlarda geçen ifadelerde iddianameye şu şekilde yansıtıldı:

“Darbe 16.00'da öğreniliyor, Ancak kimse birşey yapmıyor. Komutan mesaide o gün. Akşam 11 civarı Serdar Bey gidip Ord. Kom bilgilendiriyor. Birlikte çıkıyorlar. Ord. Kom. Konutunda 8 asker bir astsubay emir sb varken kapıda silahlı nöb. varken Serdar Bey nasıl zorla çıkarmış olur? Üstelik Hanf emniyetin istb. Terör bölümünden emekli bir fiil 16 yıl çalışmış! silahı var ve kullanıyorken hiç kimse nasıl karşı çıkıp Serdar Bey'i ve dışarıda bekleyen Zeki'ye müdahil olmuyor. Konuta ait manga nasıl müdahale etmiyor. Nizamiyede silahlı kişiler varken nasıl çıkıyor? Zorlama falan yok bu bir şaşırtmaca, Kışlada, Avni Paşa'ya kelepçeyi albay takıyor. Komutan ve Serdar Paşa albaya yapma diyor ama dinlemiyorlar" silahımı çekip vursaydım benden önce Avni Paşa'yı vururdu. Ortalık kan gölü olurdu. Can kaybı olmasın diye müdahale etmiyorlar. Kapı da halk galeyana geldiği için Zeki de dışarıdan bir olumsuzluk gelmesini engelliyor. Komutanın emniyetini almak için, ellerinde silah var ancak hiç kimseye ateş etmiyorlar. Kurşun atmıyor sadece bekliyor can kaybı olmasın diye."

GÖREVİ VEKALETEN BIRAKMIŞ, AMA GİTMEMİŞ..

7. Ana Jet Üssü’nün eski Komutanı Tuğgeneral Emin Ayık’nı darbe girişimi günü İstanbul’daki düğüne gitmek için görevini vekaleten bıraktığı, ancak gitmediğinin de ortaya çıktığı belirtilen idianamede, “Şüpheli Emin Ayık'ın Yurtta Sulh Konseyi tarafından yayınlanan Darbeye Teşebbüs Mesaj Formunda Sıkıyönetim "7. Ana Jet Üs Komutanı" olarak görevine devam şeklinde görevlendirildiği, şüphelinin darbeye teşebbüs olayından önceden haberinin olduğu ve buna göre Hava Korgenerali Mehmet Şanver'in kızının İstanbul Fenerbahçe Orduevindeki düğününe gitmek üzere Harekat Komutanı Hava Pilot Kurmay Albay Tayfun Tuna'ya Üs Komutanlığının vekaletini bıraktığı halde, düğüne gitmeyerek, garnizonda kaldığı ve şüphelinin Malatya Valiliğinin darbe teşebbüsünün önlenmesi konusunda almış olduğu önlemler kapsamında, hava alanı pistlerini ve sistemlerinin kapatılması talimatını uygulamamak için direnç gösterdiği, hava limanına 7 Adet kargo uçağının iniş yapmasına müsaade ettiği ve yine 7. Ana Jet Üssünden 4 Adet F4 uçağının kalkışına izin verdiği, ancak uçakların pistlerin iş makineleri ile kapalı olması nedeniyle kalkamayıp, geri döndükleri, bu şekilde şüphelinin darbe teşebbüsünde aktif rol aldığı…”bilgilerine de yer verildi.

ALBAY, TUĞGENERALLERE TALİMAT VERMİŞ…DARBEYİ ÖNCEDEN BİLİYORMUŞ

İddianamede telefonunda "ByLock" programı çıkan Albay Bahadır Erdemli ile ilgili olarak ise şu bilgilere yer verildi:

“Şüpheli Bahadır Erdemli'nin Yurtta Sulh Konseyi tarafından yayınlanan Darbeye Teşebbüs Mesajının gelmesinden önce darbe teşebbüsü yapılacağından haberinin olduğu, bu doğrultuda darbeye teşebbüs eden diğer şüpheliler ile birlikte hazırlıkları gerçekleştirdiği, darbeye teşebbüse katılan askerlere emir talimat verdiği, darbede görev alacak kişileri nizamiye, Ani Müdahale Mangası ve diğer yerlerde görevlendirdiği, kendisi Albay rütbesinde olmasına rağmen Tuğgeneral rütbesinde olan üstü konumunda bulunan Mustafa Serdar Sevgili ve Zeki Karataş'a emir ve talimatlar verdiği, Ordu Komutanına; makamında darbenin başına geçmesini teklif ettiği, karargah içerisinde silahlı olarak dolaştığı, çatışma esnasında polislere karşı silah kullandığı,… İstihkam ve MEBS Alay Komutanlıklarına telefon açarak emirler verdiği, Kara Havacılık Alay Komutanı Hakan Keleş'i arayarak İKU (İnsanlı Keşif Uçağı) hazırlanmasını talep ettiği, karargah ve nizamiye kısmından Emniyet Kuvvetlerine ateş ettiği ve şüphelinin darbe teşebbüsünde aktif rol aldığı, alınan savunmasında da kendisinin Yurtta Sulh Konseyi tarafından verilen emirleri yerine getirdiğini kabul ettiği, şüphelinin Bylock programını kullandığı…”

DARBEYE ÖNCEDEN HAZIRLIK YAPMIŞ

Albay Erkan Varol ile ilgili olarak ise, “ Şüpheli Erkan Varol'un darbeye teşebbüs eden diğer şüpheliler Mustafa Serdar Sevgili, Zeki Karataş ve Bahadır Erdemli başta olmak üzere diğer şüpheliler ilebirlikte hareket ettiği,ilk saatlerden itibaren darbe teşebbüsünden haberinin olduğu ve hazırlıklar yaptığı, 2. Ordu Karargahı ve Harekat Merkezinde bulunduğu süre zarfında geleceğini önceden bildiği sıkıyönetim emrinin gelip gelmediğini Ordu Harekat Merkezinde sürekli sorguladığı, karargah içerisinde silahla dolaştığı,darbe teşebbüsüne ilişkin mesaj trafiğini düzenlediği,…” şeklinde bilgi yer aldı.

GÖREVİ DEVRETMİŞ, GECE ALAYA GİDEREK “DARBE” MESAJINI SORMUŞ

Albay Mehmet Ergün hakkında da, “Şüpheli Mehmet Ergün'ün 15/07/2016 tarihinde Malatya MEBS Alay Komutanı olarak Albay rütbesi ile görev yaptığı ve aynı gün devir teslim töreni ile görevi Albay Engin Erikli'ye devrettiği, Sancak Devir Teslim töreninin saat 20:45 sıralarına kadar devam ettiği, tören sonrasında birlikten ayrılan Mehmet Ergün saat 21:45'te özel aracı ile kışlaya geri döndüğü ve akabinde şüpheli Mehmet Ergün'ün Alay Komutanlığı giriş katında bulunan takım komutanları odasında MEBS Alay Nöbetçi Subayına gelmesi gereken bir mesajın olduğu, gelip gelmediğini sorarak Malatya'da müdahale edilmesi gereken bir durum olabileceği, bir terör faaliyeti gerçekleşebileceği, tabur komutanlarına kendisinin bilgi vereceğini söyleyerek "Askerlerin yoklamasının alınması ve Kolluk Kuvvetlerinin Toplumsal Olaylarda Desteklenmesi (KOKTOD) düzeninde beklenmesi" emri verdiği ve şüpheli Mehmet Ergün'ün Alay Komutanlığı odasına geçerek burada Kışla Nöbetçi Amiri Yarbay Sinan Babaçoğlu'na Genelkurmay Başkanlığından "ÇOK GİZLİ" gizlilik dereceli bir mesaj geleceğini söyleyerek Nöbetçi Subayın yanına gelmesini istediği, Saat 22.40 sıralarında da Yurtta Sulh Konseyi tarafından yayınlanan"Sıkıyönetim Direktifi" mesaj emrinin geldiği, Mehmet Ergün'ün bu mesaj emrinin yeni Alay Komutanının tecrübesiz olması sebebiyle, ona bildirilmesine gerek olmadığını söylediği, Yarbay Sinan Babaçoğlu'na birliklerin hazır olması emrini verdiği, Saat 23.00 sıralarında MEBS Alay Komutanı Engin Erikli'yi arayan Avni Angun'un birliklere sahip çıkılması ve personeli kontrol altında tutmaları talimatı vermesi üzerine Engin Erikli'nin Yarbay Sinan Babaçoğlu'nu arayarak bu emri ilettiği ve daha sonra da Albay Engin Erikli'nin MEBS Alay Komutanlığına geldiği, alayın emir komutasını alarak "Birliğin emniyetinin alınması, askere ve birliğe sahip olunması" emrini verdiği, ancak suç tarihi olan 15 Temmuz 2016 gecesi Zeki Karataş ve Bahadır Erdemli'nin sürekli telefonla MEBS alay komutanlığını arayarak "Birlik çıksın" şeklinde emirler verdikleri, Engin Erikli'nin birliğinin başında olmasına rağmen Zeki Karataş ve Bahadır Erdemli'nin eski Alay Komutanı şüpheli Mehmet Ergün'le irtibat kurdukları anlaşılmıştır.” şeklindeki iddialar iddianamede yer aldı.

ANKARA’YA MÜHİMMAT VE HELİKOPTER GÖNDERMİŞ

Kara havacılık Eski Alay Komutanı Albay Mustafa Özkan ile ilgili suçlamalar bölümünde de şu ifadeler yer aldı:

“Malatya 2. Kara Havacılık Alay Komutanlığının 20 Temmuz 2016 tarih ve PER:19768472-9160-1580614-16 sayılı yazılarında; Şüpheli Mustafa Özkan tarafından Çağdaş Çankaya'ya şifâhi emirle; Taarruz helikopterlerinde kullanılan 1500 Adet 20 mm.lik top mühimmatının 14 Temmuz 2016 tarihinde Ankara'ya intikal edecek S-70 helikopteri ile Ankara'da bulunan taarruz helikopter tabur komutanlığına gönderilmesi ve Özcan Karacan'a teslim edilmesi emrini verdiği, 14 Temmuz 2016 tarihinde 1500 adet 20 mm.lik top mühimmatı Gürçay Baylar ve Yakup Yayla'nın pilot olarak yer aldığı S-70 helikopter ile Ankara'ya gönderildiği, Gürçay Baylar ve Yakup Yayla'nın 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbeye teşebbüs olaylarında yer aldığı Çağdaş Çankaya'nın beyanından anlaşıldığı,

2 Adet T-129 ATAK ve 1 adet UH-1 helikopterinin 15 Temmuz 2016 tarihinde devam eden kurslarda kullanılmak üzere Ankara'ya gitmesi gerektiği görevi devreden eski Alay Komutanı Mustafa Özkan tarafından yeni Alay Komutanı Hakan Keleş'e söylendiği ve aynı gün helikopterlerin Ankara'ya gönderildiği Hakan Keleş'in beyanından anlaşıldığı, Ankara'ya gönderilen T-129 ATAK helikopterlerinden birisinin Ankara/Temelli meydanında arıza nedeniyle kaldığı diğerinin 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan olaylarda kullanıldığının tespit edildiği, 15 Temmuz 2016 tarihinde, Birlik Bakım Tabur Komutanlığı ve Bakım Tabur Komutanlığı tarafından yapılan personel yoklamasında Volkan Türkkorkmaz'ın ve Mustafa Ormantepe'nin bulunmadığının tespit edildiği ve telefonla arandığında "Alay Komutanı Mustafa Özkan tarafından kendisine Ankara'da icra edilecek toplantıya katılması için emir verildiği", bunun için Ankara'da bulunduğu ve sıralı amirlerine haber veremediğini beyan ettiği, 15 Temmuz 2016 tarihinde T-129 ATAK helikopterlerine mühimmat yüklediği Halil İbrahim Erdoğmuş ve Rıza Olgun'un beyanlarından anlaşıldığı, …”

Albay Özkan aynı zamanda Bylock kullanmakla da suçlanıyor.

İDDİANAMEDEKİ 76 SANIK..

28'i tutuklu, 48'i tutuksuz toplam 76 sanıklı iddianamede 6'sı general 33 subay, 4 astsubay, 2 Uzman Çavuş ile 37 er ve erbaş (er- onbaşı) suçlanıyor.

İddianamede haklarında suçlama yapılanlar şunlar (Siyah yazılanlar tutuklular):

1- Adem Huduti (E.2. Ordu Komutanı-Orgeneral), 2- Avni Angun (E. 2. Ordu Kurmay Bşk.- Tümgeneral), 3- Mustafa Serdar Sevgili (E.2. Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı- Tuğgeneral),4- Zeki Karataş (E.2. Ordu Harekat Destek Yarbaşkanı- Tuğgeneral),5- Ersin Y. (E.2. Ordu Harekat Kurmay Yarbaşkanı- Tuğgeneral),6- Emin Ayık (E.7. Ana Jet Üs Komutanı- Hv.Plt.Tuğgeneral),7- Bahadır Erdemli (E.2.Ordu Plan Hareket Şube Müdürü- Albay),8- Erkan Varol (E.2. Ordu Harekat Başkanı- Albay),9- Mehmet Ergün (E.MEBS Alay Komutanı- Albay), 10- Mustafa Özkan (E.2.Kara Havacılık Alay eski Komutanı- Albay), 11- Tayfun Tuna (E.7. Ana Jet Üs Harekat Başkanı- Albay),12- Ahmet Üçbudak (E.İstihkam Alay Tabur Komutanı- Yarbay), 13- İsmail Akın (E.İstihkam Alay Komutan Vekili- Yarbay),14- Suat Ö. (E.2.Ordu Askeri Gazino Müdürü- Yarbay),15- Mahmut S.- (E.7.Ana Jet Üs.Destek Grup Komutanı- Yarbay),16- Eyüp Kök (E.2. Ordu İcra Subayı- Binbaşı), 17- İbrahim Dede (E.2. Ordu- Binbaşı), 18- Sedat Kaya (E.2.Ordu Komutanı Emir Subayı- Binbaşı), 19- Bülent K. (E.2. Ordu Karargah Bölük Komutanı- Binbaşı), 20- Metin Çivilibal (E.7.Ana Jet Üs 171. Filo Komutanı- Pilot Binbaşı), 21- Tuncay Öztürk (E.7 Ana Jet Üs 171. Filo- Pilot Binbaşı), 22- Murat Ö. (E.7. Ana Jet Üs Uçak Bakım- Binbaşı), 23- Kemal Keskin (E.2. Ordu Hareket Plan Subayı- Yüzbaşı), 24- Murat M. (E.7. Ana Jet Üs Güvenlik Tabur Komutanı- Yüzbaşı), 25- Hüseyin Çakıcı (E.2.Ordu Muhafız Bölüğü- Üsteğmen), 26- Mahmut Burak Kılıç (E.7 Ana Jet Üs 171. Filo- Pilot Üsteğmen), 27- Eray Bakır (E.7. Ana Jet Üs 171 Filo- Pilot Üsteğmen), 28- Muhammed Yusuf Tür (E.7. Ana Jet Üs 171. Filo- Pilot Üsteğmen), 29- Resul S. (E.7. Ana Jet Üs Uçak Bakım- Üsteğmen), 30- Halil Karan (E.7. Ana Jet Üs 171. Filo- Pilot Üsteğmen), 31- Seçkin Gülmüş (E.7. Ana Jet Üs 171. Filo- Pilot Üsteğmen), 32- Ülfet Kaçay (E.7. Ana Jet Üs 171. Filo- Pilot Üsteğmen), 33- Mustafa Sinan Soybaş (E.2. Kara Havacılık K.- Pilot Teğmen), 34- Hacı Eyyip Özcan (E.2. Ordu Komutanı Koruması- Astsubay), 35- Fatih Gürcan (E.2.Ordu Komutanı Koruması- Astsubay), 36- İsmail Onur Ş. (E.2. Ordu Karargahı- Astsubay), 37- Hasan A. (E.2.Ordu İdari K.Yarbaşkanı Koruması- Astsubay), 38- Seyit A. (E.İstihkam Alayı- Uzman Çavuş), 39- Yunus B. (E.2.Ordu Karargah Grup- Uzman Çavuş), 40- Abdi Y. (2.Ordu Karargahı- Er), 41- Ademcan G. (2.Ordu Karargahı- Er), 42- Ali G. (2. Ordu Karargahı- Onbaşı), 43- Burak Y. (2.Ordu Karargahı- Onbaşı), 44- Bülent Y. (2. Ordu Karargahı- Er), 45- Emirhan Y. (2. Ordu Karargahı- Er), 46- Emrah D. (2. Ordu Karargahı- Onbaşı), 47- Emre U. (2. Ordu Karargahı- Onbaşı), 48- Ersin K. (2. Ordu Karargahı- Er), 49- Faruk Ç. (2. Ordu Karargahı- Onbaşı), 50- Furkan E. (2. Ordu Karargahı- Onbaşı), 51- İbrahim Halil S. (2. Ordu Karargahı- Onbaşı), 52- Hasan Hüseyin A. (Altay Kışlası- Er), 53- Hüseyin D. (2.Ordu Karargahı- Er), 54- Hasan G. (2.Ordu Karargahı- Er), 55- İbrahim D. (Altay Kışlası- Er), 56- İlyas E. (Altay Kışlası- Er), 57- Muhlis T. (2.Ordu Karargahı- Er), 58- Mustafa K. (Altay Kışlası- Onbaşı), 59- Mustafa K. (2. Ordu Karargahı- Er), 60- Nazım A. (2. Ordu Karargahı- Er), 61- Ömer Faruk H. (2. Ordu Karargahı- Er), 62- Ömer Ö. (2. Ordu Karargahı- Er), 63- Semih A. (2. Ordu Karargahı- Er), 64- Sercan A. (2. Ordu Karargahı- Er), 65- Serdal A. (2.Ordu Karargahı- Er), 66- Soner K. (2. Ordu Karargahı- Er), 67- Süleyman T.(2. Ordu Karargahı- Er), 68- Şerif Ç. (2. Ordu Karargahı- Er), 69- Taşkın Y. (2.Ordu Karargahı- Er),70- Turan A.(2. Ordu Karargahı- Er), 71- Ufuk Murat Ş. (2.Ordu Karargahı- Er), 72- Umut T. (2.Ordu Karargahı- Er), 73- Yakup A. (2. Ordu Karargahı- Onbaşı), 74- Yunus İ. (2. Ordu Karargahı- Er), 75- Yusuf E. (2. Ordu Karargahı- Er), 76- Zülküf D. (2. Ordu Karargahı- Er).

İddianamede yeralan 28 subay ve astsubay tutuklu, 11 subay, astsubay ve uzman çavuşun yanı sıra 37 onbaşı ve er tutuksuz olarak yargılanacaklar.

195 ŞÜPHELİ HAKKINDA KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞI KARARI..

Bu arada, Darbe Girişimi sonrasında gözaltına alınan ve büyük çoğunluğu er-erbaş olan 195 şüpheli hakkında ise Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği bildirildi.

Haklarında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen 195 şüpheli şunlar:

Şaban D., Hüseyin Ali F., Eyüp K., Fırat Birol Y., Yağız G., Harun Burak T., Cihat C., Denizcan Ö., Himmet K., Fahri M., Yunus K., Hasan Ç., Ramazan K.r, Oğuzhan D., Batuhan A., Ferdi S., Turgut K., Abdulkadir Ç., Rezzan K., Berkan Kutay K., Mert K., Enes Metin K., Orhan G., İsmail Y., Mahsum A., Ali Aydın T., Ali Enes Y., Çağrı G., Utku K., Ahmet V., Muhammet Y., Ömer Faruk D., Özgür Ş., Mustafa K., Erol K.i, Mehmet D., Oğuzhan A., Hakan İ., Murat O., Samet S., Uğur D., Yusuf K., Samet ., Fatih K., Okan Kadir C., Onur U., Ali O., Adnan Nasuhi G., Enver K., Enes C., Kemal B., Hasan D., Tunahan A.., Gökhan D., Murat D., Ali P., Bilal A., Bedran Y., Ebubekir Y., Serkan T., Ahmet S., Bilal S., Onur S., Veli H., Bilal K., Halil Okan K., Alaettin Gl, Okan Tl, Ali K., Erkan E., Haluk D., Ferhat K., Sadık D., Fahri Ö., Recep Furkan S., Hamdi B., Bayram B., Sabri A., Barış K., Ali K., Hasan Hüseyin Y., Sedat Ü., Coşkun E., Ali A., Akif K., Sami A., Emre A., Emre S., Veysi Ç., Ali A., Halil A., Arif C., Mehmet A., Yücel K., Abdurrahman K., Osman A., Bilal T., Kadir Y., Ahmet K., Melihcan D., Adem Y., Yakup Y., Lütfullah G., Tugay E., İbrahim D., Kemal D., Yiğit Mert T., Mustafa D., Emre B., Veysel Karani G., Serhat Ö., Halil C., Doğan D., İbrahim S., Serhat E., Remzi P., Yunus Emre Ç., Ahmet Kemal B., Murat K., Erdem O., Mahmut U., Fürkan Y., Selim G., Fatih Y., Mertcan G., Erhan A., Bayram K., Mehmet Kaan E., Muhammet Ali K., Yusuf A., Sabri Enes U., Bülent S., Selman S., İbrahim Ç., Fatih K., İsmail K., Ayhan A., Burak H., Burak A., Metin A., Mesut Y., Okan D., Tayfun Ç., Mustafa Sinan S., İbrahim O., Alican K., Rıza Çağdaş K., Selim ., Koray T., Enes Ahmet T., Veli E., Mehmet D., Özgür K., Yasin K., Muhsin G., Recep B., Serbay D., Mustafa S., Burak E., Mecnun A., Vedat Ç., Ahmet D., Emrah Ç., Metin Oktay T., Ahmet T., Mehmet B., Yunus G., Soner Ö., Hüseyin E., İbrahim K., Barış Y., Arif D., Doğan K., Uğur İ., Mert C., Ferhat K., Doğukan Y., Muhammed G., Halil Ö., Fırat Can Ç., Yusuf K., Ali T., Bünyamin D., Ömer G., Beytullah L., Nuh K., Aykut A., Yasin T., Sercan A., Burak A., Osman Ş., Onur Y., Mustafa A., Abdi Ö., Özcan E., Recep D., Hasan G. ve Şükrü Can K.

Burhan KARADUMAN, Ferdi DURDU- Yeni Malatya Gazetesi, malatyahaber.com

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

3 yorum yapılmış

  • Alican (7 yıl önce)
    Yazıklar olsun bu memleketin ekmeği suyu zehir zıkkım olsun.Gözünüze dizinize dursun inşallah gözünü kırpmadan kendi öz vatanını cıa'ya yem edenler.vatanı beklemek için gönüllü askere koşan vatan evlatlarının sırtına basıp bin yıllık bu yurdu haçlılara hediye edecektiniz ancak millet oyununuzu bozdu bu kez.
    0
    0
    Yanıtla
  • Güner (7 yıl önce)
    Bu devletin,ekmeği lle parası ile her türlü imkanlarını en lüksleri il etirafında dolaşan emir erleri ile zevki sefa sür Ondan sonrada kalkıp vatandaş,devlete, millete hıyanetlik et hey insafsız zalim kanın bozuk feto bozuntuları şimdi belanızı buldunuz
    0
    0
    Yanıtla
  • Aydın (7 yıl önce)
    İnsanın aklı almıyor!Sen onca yıl tür milletinin onur gurur duyduğu şerefli ordusu da yükselerek koskoca Paşa ol sonra da bir gerizekalı Amerikan uşağın in emir kulu ol insanın inanasi gelmiyor yazık paşalar yazık yediğiniz karavana yaictiginiz suya ZEHİR ZİKKİM OLSUN.
    0
    0
    Yanıtla