TÜBİTAK tarafından desteklenen, İKÇÜ yürütücülüğünde 20 ay süren “Dijital Hafızada Unutulma Hakkı: Gazetecilik Perspektifinden Uygulanabilirliği" başlıklı araştırma kapsamında 39 gazeteci, 11 hukukçu ve 10 akademisyen ile görüşüldü.
Dijital mecralarda kişilere, kendilerine ilişkin yayımlanmış bilgileri sildirebilme imkanı veren "unutulma hakkına" ilişkin bilimsel çalışma tamamlandı.
TÜBİTAK tarafından desteklenen, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) yürütücülüğündeki “Dijital Hafızada Unutulma Hakkı: Gazetecilik Perspektifinden Uygulanabilirliği" başlıklı saha araştırması, Türkiye’de alanında uzman gazeteci, bilim insanı ve hukukçuları bir araya getirdi. Araştırma kapsamında 39'u gazeteci, 11'i hukukçu, 10'u akademisyen 60 katılımcıyla görüşüldü.
Doç. Dr. Elif Korap Özel, Doç. Dr. Şadiye Deniz ve Dr. Şükran Pakkan’ın yürüttüğü araştırmanın danışmanlığını Gedik Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ural Aküzüm üstlendi.
Kişinin affedilme, mahremiyet ve geleceğine yeniden özgürce şekil vermesi ile ifade özgürlüğü ve bilgi edinme hakları arasında dengenin kurulabilmesine katkıda bulunmayı hedefleyen araştırma 20 ay sürdü.
Sonuçları kitap haline de getirilen araştırma kapsamında Türkiye’de kişilere dijital mecralarda kendilerine ilişkin yayınlanmış bilgileri sildirebilme imkanı veren "unutulma hakkı" ile "bilgi edinme ve ifade özgürlüğü" arasındaki dengenin nasıl kurulabileceği irdelendi.
Doğru haberlerin silinme riskine karşı denge oluşturmak gerekiyor
Çalışma hakkında AA muhabirine bilgi veren İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Medya ve İletişim Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Elif Korap Özel, arama motorlarının herkes hakkında, her bilgiyi, her isteyen için erişilebilir kılmasının, kişilerin "unutulmayı" bir hak olarak talep etmesini beraberinde getirdiğini söyledi.
Yasaların verdiği bu hakkın, kimi zaman doğru haberlerin de silinmesine yol açabileceğine dikkati çeken Özel, bunun önüne geçmek için bir denge kurulması gerektiğini vurguladı.
Özel, Türkiye'de unutulma hakkı kavramına ilişkin özel bir yasanın bulunmadığını ancak Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun (KVKK), kişilerin verilerini sildirebilmesine olanak tanıdığını aktardı.
Sosyal medyaya yönelik düzenlemeler içeren kanunun da yürürlüğe girdiğini hatırlatan Özel, böylece kişilere ilişkin haber, ses, fotoğraf ve görüntü kaydının kamuoyuna yansıması nedeniyle oluşan mağduriyetin önüne geçilmesinin amaçlandığını kaydetti.
Unutulma hakkının, kamu yararı içerebilecek konularda verilere erişimi zorlaştırması, tarihsel bütünlüğü bozması, yayın sürekliliğini aksatması gibi riskler bakımından dünyada gazetecilik açısından tartışıldığını belirten Özel, "Ancak unutulma hakkı, çocuklar gibi hassas ve önemli konularda meslek ilkelerinin revize edilmesi ve daha iyi bir gazetecilik pratiğine erişmek için de bir fırsat olarak görülebilir" ifadelerini kullandı.
Özel, araştırmanın katılımcılarının unutulma hakkının ifade özgürlüğüne ve tarihsel kayda zarar verebileceğine dikkati çektiğini belirterek şöyle devam etti:
"Gazeteciler özellikle tecavüz, çocuk istismarı ve yolsuzluk gibi bazı suçlara ilişkin haberler, kamuoyuna mal olmuş kişilere ilişkin haberler, mahkumiyet kararının kesinleştiği, suçun tekrarladığı durumlar ve tarihsel veri niteliğindeki içeriklere ilişkin haberlerin silinmesine karşı çıkıyor. Buna karşın çocuklar, haberdeki bilgilerin hatalı olması, içeriğin habere konu kişinin fiziksel ve psikolojik sağlığına ağır zarar vermesi gibi durumlarda haberin silinebileceği konusunda hemfikirler."
Proje kapsamında, unutulma hakkına ilişkin gazetecilik ilkelerinin bir el kitapçığına da dönüştürüldüğünü kaydeden Özel, kitapçığa ve konuyla ilgili bilgilere www.unutulmahakki.com adresli web sitesinden ulaşılabileceğini bildirdi.
Ankara, AA