- Darbecilerin öldürmek istediği ve sonradan 2. Ordu Komutanı olan Korgeneral Temel, savcıya anlattı.. General ve 2 tabur için nasıl vur emri verdi? Kendisine suikast yapmak isteyenlerden nasıl kurtuldu? Huduti ile neler konuştu?..
2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel’in darbe girişiminde Malatya’daki 2. Ordu Karargahı'nda yaşananlara ve kendi yaşadıklarına ilişkin tanık olarak Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'na vermiş olduğu ifadesinde çok önemli ayrıntılar yeraldı.
15 Temmuz Darbe Girişimi esnasında dönemin 2. Ordu eski komutanı Orgeneral Adem Huduti’nin darbe girişimi nedeniyle tutuklanmasının ardından 2. Ordu Komutanlığı'na atanan 7. Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz'ın da darbecilerle ilişkili olduğu gerekçesiyle tutuklanmasından hemen sonra Van Asayiş Kolordu Komutanı iken Ordu Komutanlığı görevine getirilen Korgeneral İsmail Metin Temel, 15 Temmuz darbe girişimi esnasında kendisinin öldürülmesi için Van’a bir timin gönderildiğini söyledi.
“SİİRT’E GİDECEĞİMİZİ SÖYLEDİK, VAN’A İNDİK”
Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'nca tanık olarak ifadesi alınan 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel, darbe girişimi günü Esendere Hudut Taburunu denetlemeye gittiğini ve dönmek isterken hava sahasının kapatıldığını öğrendiğini belirterek, “Yüksekova'daki Pilot, Eskişehir'deki Üs ile görüşmüş. Bizim kalkışımız için izin verilmiş. Transpondır açık olsun denmiş. İçinde Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı olacağını biz biliyoruz demiş. Daha sonra İlhan Kırtıl Paşa 'yı tekrar aradım. Sadece bizim uçuşumuza izin verildiği söylendi. Hatta ben Siirt'e gideceğimi beyan ettim. Oraya da müsaade ettiler. Daha sonra ben helikopterle hareket ettim. Transpordırın, pilot tarafından kapatılmasını istedim. Ancak pilot Hava Kuvvetlerinin açık bulundurmasını beyan edince, kapatmadan, ancak çok alçaktan vadi tabanlarından uçmak suretiyle Siirt yerine Van'a iniş yaptık. Bu arada Yüksekova 3. Piyade Tümen Komutanlığından sürekli nereye gittiğimiz hususunun sorulduğunu daha sonradan pilottan öğrendim. Alçak uçtuğumuz için bizim konumumuzu sağlıklı olarak takip edememişler. Buradaki amacım, herhangi bir saldırıya karşı tedbir almaktı. Çünkü hava sahasının tamamının kapatılması bende şüphe yaratmıştı.” ifadelerini kaydetti.
“BENİ GETİREN PİLOT DARBECİ OLMADIĞIMI ANLAYINCA RAHATLADI”
Van Jandarma Filo Komutanlığı'na iniş yaptıktan sonra Kolordu’ya geçtiğini anlatan Korgeneral Temel, “Beni helikopterle getiren pilotu çağırdım. ‘Bir darbe girişimi olduğunu, merak etmemesini belirterek, kolorduya çıkalım koçum, bu darbecilerin hepsini halledeceğiz’" dedim. Daha sonra pilot, benim darbeci olmadığımı anlayınca, rahatladığını kendisi daha sonradan bana ifade etti. Esasen öncesinde, yarım saat yemek molası istemişti. Buradaki amacının benim darbeci olup olmadığımı anlamak için yapmış, ertesi gün de bu durumu bana anlattı.”dedi.
“BENİ GÖREVDEN ALMIŞLAR, LİSTEYE BAKTIM F TİPİ YAPILANMA”
Korgeneral Temel şunları söyledi:
“Ben Kolordu'ya geçtim. Geçer geçmez Kurmay Başkanı Albay Murat Temiz, harekat yıldırım mesajını getirdi. Bana ‘Görevden alınmışsınız komutanım, sıkıyönetim ilan edildi.’ dedi. Ben mesajın imza hanesine baktım ve tayin listesine baktım. Bunun F tipi bir kalkışma olduğunu hemen anladım. Bunun üzerine 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'yi karargahından aradım. Saat 23.00'den önceydi. Komutanımızın karargahta olmadığını söylediler. Ama geleceğini ifade ettiler. Bu arada Karargahımızın üstünde bir ses duydum. Ne olduğunu sorduğumda, merkezin bu helikopterle irtibat kuramadığını, ancak bu helikopterin karargahın üzerinde dolaştığını söylediler. Zaten gözlerimizle de gördük. Polise bu helikopterin kendilerine ait olup olmadığını sorduk. Olmadığını söylediler. Van Filo'ya sorduk, onlarda kendi uçuşlarının olmadığını ifade ettiler. Biz böylece helikopterin bize yönelik bir tehdit teşkil edeceğini anladım. Bunun üzerine korumalar ve emir astsubayına ‘Karargahın korunması için herkes bölgesini emniyete alsın, hareket eden her şeye ateş edin.’ emri verdim. Bu sırada Van İl Jandarma Komutanına, bir JÖH bölüğünü güvenlik amacıyla karargaha getirmesi emrini verdim. Kobrayı'da karargahın önüne çekmesini istedim ve bu emir yerine getirildi. Daha bu takviye birlikler henüz gelmeden, havada uçan helikopterin iniş yaptığını söylediler. İçindeki timin inip mevzilendiklerini söylediler. Bende bunun üzerine, Van İl Jandarma Komutanı, benim ve onun korumaları, benim ayrıca iki polis korumam dahil yanıma Kurmay Başkanı Albay Murat Temiz'i de almak suretiyle helikopterin paneline (pistine) doğru gitmek istedik. ‘Yolda bana sürekli telefonlar gelebilir, siz kalın, biz durumu bir kontrol edelim, ondan sonra gelin komutanım.’ dediler. Bende bunun üzerine karargaha döndüm. Onlar devam ettiler. Helikopterin yanına varmışlar. Kapıyı zorla açmışlar. Pilotu aşağı indirmek istemişler. Ancak etrafta özel tim yere inmiş ve mevzilenmiş. Bu arada Binbaşı İsmail diye kendisini tanıtan birinin orada biri ile telefonla konuştuğunu duymuşlar. Korumaların ona doğru yaklaştıkça o uzaklaşıyormuş, niçin geldiklerini sorduklarında, apandisit rahatsızı olan birini almaya geldik gibi bir şey söylemiş. Helikopterdeki pilotu bizim korumalar zorla indirmeye çalıştığı sırada beraberinde gelen ve mevzilenen tim bir anda hızla helikoptere doluşmuş, hatta son iki kişi helikopter hoverdeyken (yerden 1-2 metre yüksekteyken) almış ve süratle kaçmışlar. Sonra benim yanımda yer alan ve helikopterin yanına giden kişiler geri döndüler.”
Korgeneral Temel, “Van Asayiş Kolordu Komutanlığı'na gönderilen Harekat Yıldırım emri ve ekindeki hususları (Sıkıyönetim Görevlendirme ve Atama Listesi) Van Emniyet Müdürüne derhal telefonla söyledim ve Emniyet Müdürü ile Van Başsavcısının polisevinde olduğunu öğrenmem üzerine bir fotokopisini de bir polis memuru ile kendilerine bilgi için zarfa koyup gönderdim. Bu göndermem saat 22.30 sıralarında oldu. Yani bu emir metnini alır almaz durumu derhal Emniyet Müdürü ve Başsavcı ile paylaştım. Bir suretini de kendilerine gönderdim.” dedi.
“ÖZEL TİM BENİ İNFAZ ETMEYE GELMİŞ”
Darbe girişimi günü kendisinin öldürülmesi için özel bir time emir verildiğinin ortaya çıktığını belirten Koreneral Temel, ifadesine şöyle devam etti:
“Bir süre sonra kimliği belli olmayan, kuyruk numarası olmayan bir helikopterin Hakkari'den ikmal yapıp, bilinmeyen bir yöne hareket ettiğini öğrendik. Bizde hemen helikopter panelini (pistini) Kobra araçlarla emniyete aldık. Şayet gelmesi halinde ateş edilmesi emrini verdim. Şırnak Tümen Komutanı Abdullah Baysal'ı da bu konuda telefonla ikaz ettim. Şayet böyle bir durum olursa, ateş etmelerini, indirmemelerini söyledim. O da ‘Ateş etmeyelim komutanım, gelenlere bir bakalım.’ dedi. Helikopterin Şırnak'a da inmediğini, kendi kalktığı merkez olan Özel Kuvvet Harekat Üssüne indiğini öğrendik. Bu arada bir haber geldi. Ben daha öncesinde Siirt Valisi ile bölücü terör örgütüne yönelik şehir içinde sokağa çıkma yasağı ilan edilen mahallelerde nokta operasyonları yapabilmek için Siirt'te buluşmak için sözleşmiştik. Bu sebeple helikopterle normalde gideceğim yer Siirt'ti. Ancak ben sonradan fikir değiştirip Van'a inmiştim. Buradaki amacımda, pilotları dinlendirmekti. Benim bu planlı iniş yerim olan Siirt'te meğer orada da bir tertibat alındığını, silahlı ve joplu personelin hazır bekletildiğini öğrendim. Anladığım kadarıyla ve daha sonra Silopi Cumhuriyet Başsavcılığında Özel Kuvvet Tim Komutanının şüpheli sıfatıyla verdiği ifade de, kendisine bir talimat verildiği, Siirt'e gidip, hain olduğunu söyledikleri bir generali infaz etme emri aldıklarını, ancak Siirt üzerine geldiklerinde Van'a devam etmeleri hususunda ilave bir emir verildiğini, daha sonra Van Kolordu'ya geldiklerini ifade ettiğini Başsavcıdan öğrendim. Bu şekilde benim hedefleri olduğunu anladım. Bu nedenle 13 askeri personel Silopi'de tutuklanmış, Siirt Başsavcısı beni telefonla arayarak, sizin için burada bir tertibat alındığını soruşturmadan öğrendiklerini ve gereğini yaptıklarını belirterek geçmiş olsun dileklerini iletti. Bu arada Silopi Savcısından öğrendiğim kadarıyla, yukarıda ismini bahsettiğim Özel Kuvvet Tim Komutanına Van'daki Kurmay Başkanı Murat Temiz ile temas kurması, benim yerimi ondan öğrenmeleri yolunda talimat verilmiş ve bu kişiyle bir görüşme yaptığını da öğrendim. Daha sonra Van Sıkıyönetim Komutanlığına darbecilerin atamış olduğu Kurmay Albay Ali Yalçın beni telefonla arayarak ‘Böyle bir kalkışma olmuş komutanım.’dedi. Görüşmemiz bittikten sonra Van Emniyet Müdürüne, ‘Müdürüm, bunlar benim yaşayıp yaşamadığımla ilgili ateşle keşif yapıyor.’ şeklinde söyledim. Hatta daha sonradan öğrendiğim kadarıyla Ankara'daki evimi bir general aramış, ‘Komutanımla görüştünüz mü.’ diye eşime sormuş, eşimde ‘Benimle görüştüğünü, sesimi duyduğunu.’ ifade etmiş. Daha sonra bu kişi telefonu kapatmış.”
“ORGENERAL HUDUTİ’DEN AÇIKLAMA YAPMASINI İSTEDİM, O ZAMANINDA YAPMAYINCA BEN YAPTIM”
Korgeneral Temel daha sonra şunları söyledi:
“2. Ordu Karargahına gelen Ordu Komutanımız Adem Huduti ile görüntülü telefonla irtibat kurdum. Bu arada odada, Van Valimiz, Van Başsavcımız ve Emniyet Müdürü'de vardı. Kendisine, ‘Bu kalkışmanın F tipi (FETÖ) bir kalkışma olduğunu, bu emre kesinlikle bizim uymayacağımızı, hiyerarşiyi bozmayalım komutanım.’ dedim. Bunun hilafına kendisi bana bir emir vermedi. Kendisine Kuvvet Komutanı ile veya Genelkurmay Başkanı ile görüşüp görüşemediğini sordum. ‘Bir irtibatımız yok.’ dedi. Müteaddit defalar aramalarımda ise, ‘Ordu Karargahının içinde de bir karışıklık olduğunu, herkesin silahlandığını, silah seslerinin geldiğini, duyup duymadığını ‘ sordu, bende telefonda bu sesleri duyduğumu ifade ettim. Kendisine Kurmay Başkanı Avni Angun'u sordum. ‘Yanımda şu anda odada " dedi. Sonraki görüşmemde, 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'den ‘Komutanım ben televizyona bir açıklama yapmayayım, hiyerarşi bozulmasın, siz bir açıklama yapın, Anadolu Ajansı mı olur, yoksa başka bir yer mi olur" dedim. Bu görüşmemiz 16.07.2016 tarihinde saat 01.00 - 01.30 arası olmuş olabilir. Kendisi de ‘Tamam.’ dedi. Ancak açıklamayı televizyonda göremeyince tekrar arayarak, ‘Yazdınız mı komutanım, okuyun bir zahmet, bakalım.’ dedim. Kendisi de bunu okudu. Bende ‘İyi olmuş, yayınlayın.’ dedim. Bir süre geçti. Yine yayınlanmadı. Niçin yayınlanmadığını sormak için bir daha aradığımda, emir subayı Binbaşı Sedat Kaya görüntülü telefona çıktı. Yüzünü göstermeden ayakta, ‘Komutanım burada çok sıkıntılı durumlar var, komutanımız ön tarafta koltukta oturuyor .’ dedi. Beni kendisiyle görüştürmedi. Bunun üzerine böyle bir beyanat verilmediğini anlayınca, hiç olmazsa Asayiş Kolordu Bölgesi ve kamuoyu rahatlasın ve darbeye destek vermesinler diye İl Emniyet Müdüründen rica ederek, cep telefonuna bir mesaj yazdık. Bunu Emniyet Müdürü, NTV'ye göndermek için çok çaba harcadı. Sonrasında bu mesajım NTV'ye ulaştı ve altyazı şeklinde yayınlandı. Bu ana kadar 2. Ordu Komutanının herhangi bir mesajını göremedim.”
“YERİNİ TERKETMEK İSTEYEN TUĞGENERAL İÇİN VUR EMRİNİ VERDİM”
Silopi'de geçici görevli bulunan Bolu Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral İsmail Güneşer'in görev yerini bırakarak Bolu’ya gitmek istediği duyumunu alır almaz, bu tuğgeneralin yerini terk etmesi durumunda vurulması emrini verdiğini belirten Korgeneral Temel, “Ben söz konusu harekat emrini görür görmez tüm birliklerimi arayarak ‘Bu emre uyulmayacağını.’ bizzat tüm birlik komutanlarına söyledim. Bunlardan biri de, 3. Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Halil İbrahim Ergin'di. Tümgeneral Halil İbrahim Ergin ise, bana, ‘bakıyoruz komutanım, değerlendiriyoruz komutanım, tabi tabi komutanım .’ şeklinde ifadelerde bulundu. Daha sonra Silopi'de geçici görevli bulunan Bolu Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral İsmail Güneşer'in Van'a gelip, Bolu'ya intikal edeceğini duydum. Ancak bununla temas kuramadım. Bunun üzerine Halil İbrahim Ergin'e telefonla emir vererek ‘Bu kişinin, kesinlikle Silopi'yi terk etmemesi.’ emrini verdim. Ancak o da ‘Bu kişinin konvoyunun hareket ettiğini, müsaadem olursa Yüksekova'ya kadar gelmelerine izin vermemi.’ istedi. Bende ‘Geri dönsünler, kesinlikle Yüksekova'ya gelmesinler.’ şeklinde emir verdim. ‘Eğer gelecek olurlarsa vurun.’ emri verdim. ‘Emredersiniz, ileteceğim.’ şeklinde söyledi. Daha sonra İsmail Güneşer'in, 2. Ordu Komutanımız ile görüşmek istediğini duydum. Tekrar Tümgeneral Halil İbrahim Ergin'i arayarak, ‘İsmail Güneşer'in beni aramasını, 2. Ordu Komutanını aramamasını, hiyerarşiyi bozmamasını .’ söyledim. Yani Halil İbrahim Ergin ile 1-2 defa telefonla görüştük. Bu görüşmelerimde de darbe emrine uyulmamasını, emir komutanının bozulmamasını ve ayrıca İsmail Güneşer'in de bulunduğu Şemdinli'den ayrılmamasını, ayrılmış olduğunu öğrenmem üzerine de Yüksekova'ya gitmemesini, bu durumu kendisine iletmesini, aksi takdirde en geç Yüksekova girişinde vurulmasını ve engellenmesini istedim. Hatta daha sonra İsmail Güneşer'in bu emirlerimi öğrenmesi üzerine çılgına dönmüş vaziyette " bende sivil araçla giderim " şeklinde söylediğini duydum. Onu da verdiğim emirlerle engellemiş oldum." dedi.
“TUGAYDAN İZİNSİZ ÇIKAN İKİ TABUR İÇİNDE VUR EMRİNİ VERDİM”
Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanlığından emre aykırı olarak çıkan Komando Taburunu vurma emrini kimin verdiği, Adem Huduti'nin bu yönde bir talimatı olup olmadığı yönündeki soruya ise Korgeneral Temel şu cevabı verdi:
“Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanlığı'ndan emre aykırı olarak çıkan Komando Taburlarının yani iki taburun Cizre'ye sokulmaması ve gerekirse vurulması emrini ben verdim. Hatta Şırnak Valisi ile görüştüm. MİT ile Emniyet binalarının karşılıklı olduğunu, yolu kesmelerini söyledim. Bu konuda 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin bana verilmiş bir emri yoktur. Malatya 2. Ordu Komutanı ile yapmış olduğum telefon görüşmesinde, 2. Ordu Karargahı'nda bir kalkışmanın olduğunu, ancak kendisinin bu durumu halledeceğini bana söylemişti. Hatta kendisine 'bir emriniz var mı' diye sordum. Kendisi de bana ‘durumu düzeltiyoruz.’ dedi. Benden herhangi bir yardım talebi olmadı. Çakırsöğüt ile ilgili durumu ve gerektiğinde vurulması, Cizre'ye girişine izin verilmemesi hususunda emir verdiğimi ben kendisine söylemiş olabilirim. Ancak kendisinin bu yönde bana doğrudan daha önceden verdiği bir emir yoktur. Avni Angun ile gündüz vakti ben Esendere Hudut Taburunu denetlerken Avni Angun beni arayarak ‘izne gidiyorum, bir emriniz var mı’ diye sordu. Bende ilk defa bu tür bir davranışla karşılaştığım için şaşırdım ve kendisine bir emrimin olmadığını ifade ettim. Bu mutad bir uygulama değildir. Bu nedenle şaşırdım. Zira kendisinin komutanı ben değilim. 2. Ordu Komutanıdır.”
"HUDUTİ'NİN FETÖ OLMADIĞINDAN EMİNİM.."
Korgeneral Temel, ek ifadesinde de, eski 2. Ordu Komutanı Adem Huduti ile ilgili olarak, "2. Ordu Komutanı olan Adem Huduti hakkındadır. Bu kişinin paralel fetö olmadığından kesinlikle eminim. Bu kişinin Fetö'nün aleyhine çalıştığını ve gayret gösterdiğini de biliyorum. İkili konuşmalarımızda bu beyanlarına şahidim. Yani bu kişi Fetö mensubu olmadığına inanıyorum. Söz konusu darbe girişimine de planlayarak dahil olduğuna da inanmak istemiyorum. Benim söyleyeceklerim bundan ibarettir."dedi.
FOTOĞRAF: Korgeneral İsmail Metin Temel, 2. Ordu Komutanlığı'na getirildikten sonra Malatya Valisi Mustafa Toprak ile birlikte..
Burhan KARADUMAN, Yeni Malatya Gazetesi- malatyahaber.com