Suat KOZLUKLU'nun Röportajı…
TFF 1. Lig'de 2016-2017 sezonu ikinci sırada tamamlayarak tarihinde ilk kez Süper Lig'e yükselen Yeni Malatyaspor, 2021-2022 sezonuna adeta erken havlu attı… Sarı siyahlı ekip, 2019-2020 Spor Toto Süper Lig Cemil Usta sezonunda küme düşecekken Türkiye Futbol Federasyonu (TFF)’nin aldığı kararla ligde kalma şansını yakalamıştı ancak bu şansını iyi kullanamadı.
Y.Malatyaspor’da sonun başlangıcı 3 yıl öncesine dayansa da hiç kuşkusuz Malatya’da oynanan Antalyaspor maçı en dikkat çeken ‘kırılma noktalarından’ biri oldu. Y.Malatyaspor’lu futbolcular, maçın başlangıç düdüğünden sonra 20 saniye hareketsiz kalarak ‘maaşlarını alamamalarını’ protesto etti. Bu protestoya yedek kulübesinin de kenarda kol kola girerek katılması adı Malatyaspor başkanlığı için geçen iş insanı Cengiz Günaydın gibi Malatya sevdalısı milyonları derinden yaraladı. Cengiz Günaydın ismi son olarak 15 Ocak’ta ‘Y.Malatyaspor’daki kötü gidişten endişe duyan’ bir taraftarın medyaya yansıyan serzenişine verdiği cevap ile gündeme geldi.
Malatyaspor sevdalısı o taraftar twitter üzerinden, "Bu saatten sonra bu takımı bu ligde tutacak adam dünya üzerinde yok" diyordu.
Cengiz Günaydın ise o taraftara, belki de bu günleri ön görerek şu cevabı veriyordu; “BEN VARIM" 24 saat içinde kulübü terk etsinler.15 Mayıs'ta Kayseri'de ligde kalmayı garantiler Malatya'ya konvoyla döneriz..."
Ancak, ne taraftarın içten gelen sesini ne de Günaydın’ın bugünlere ışık tutan cevabını kimse duymak istemedi. Peki, Fatih Karagümrük ve Bayrampaşaspor Kulüplerinin Başkanlıklarını yapmış olan Cengiz Günaydın Y.Malatyaspor’un geldiği bu durumu nasıl değerlendiriyordu? Adil Gevrek ve Yönetimi için ne düşünüyordu? Biz sorduk Cengiz Günaydın Y.Malatyaspor gerçeklerini tüm samimiyeti ile anlattı.
İşte o röportaj…
SORU: Sayın Günaydın öncelikle sondan başlarsak siz yıllardır futbolun içinde olan bir iş insanısınız Y.Malatyaspor’lu futbolcuların Antalyaspor maçında yaptıkları protestoyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cengiz GÜNAYDIN- Tek kelime ile UTANDIM… Bakın 3 yılda 2 kere aynı ligden düşen dünyada belki de ilk takım Y.Malatyaspor. Ve bu duruma göz göre göre seyirci kalan bir başkan profili var karşımızda. Bunu neden yaptığını inanın ben de çok merak ediyorum. Sorumluluk sahibi insanların gereğini yapmaları lazımdı ama Adil Gevrek bunu yapmadı. Gelelim sorunuza…
MALATYA MARKASINA BÜYÜK ZARAR VERİLDİ…
Bakın futbolcuların sorumsuzca yaptıkları bu davranış Malatya markasına büyük zarar vermiştir. Bu eylemde bulunan futbolcular Süper Lig'de oynuyorlar. Yani ‘biz evimize ekmek götüremiyoruz’ diyen futbolcuların bugün hiç yoksa hesaplarında en az 3-4 milyon dolar paraları vardır. Orada başka bir şey var. Bu öyle basit bir olay değil. Yapılan o eylem 3.liglerde dahi yapılmıyor. Ben 35 senedir bu işlerin içindeyim Süper Lig’de ‘para alamıyoruz’ diye bir maçta boykot hareketinde bulunulmasına şahit olmadım. Hele ki, bir şehir kulübünün bakın bu bir semt takımı değil, mahalle kulübü hiç değil, büyük bir camiaya sahip Malatyaspor'dan söz ediyoruz. Türkiye'de potansiyeli en yüksek olan bir ilin takımından söz ediyoruz. İki Cumhurbaşkanı çıkartmış, alanlarında başarılarıyla simge olmuş isimlerin olduğu bir protokol şehirden söz ediyoruz. Süper Ligde oynayan bir kulübün futbolcuları maçı 20 saniye ‘para alamadıkları’ için boykot ediyor. Bu kabul edilebilir bir durum değil, en azından benim kabul edemeyeceğim bir olay. Ve tahmin ediyorum ki bu arkadaşlar bugüne kadar alacaklarının yüzde 50'sini almışlardır. Ama bakın burada bence başka bir hikaye var. Bu sadece Adil Gevrek'i ve yönetimini protesto etmenin ötesinde bir durum. Benim üzüldüğün bir başka konu ise ulusal basında da geniş yer bulan bu protestonun Türk futbolu adına da utanılacak bir duruma neden olması. Süper Ligin marka değerinden tutun da Malatya ve Malatyaspor'un imajını kötü yönde etkileyecek olması… Ve canımı acıtan bir diğer konu ise bu duruma müdahale etmesi gereken bu şehri yöneten büyüklerimizin sessiz kalmasıdır. Yapılan bu çirkin eylem sadece kulübün itibarını değil koca bir şehrin itibarını da yerle bir etti buna sessiz kalınmamalıydı.
Adil Gevrek'in son iki basın açıklamasında siyasileri hedef alan tehditvari açıklamaları, "Sayın Cumhurbaşkanımıza saygım olmasa konuşurum" şeklindeki açıklaması. Ve Adil Gevrek'in bu sorumsuz demecine kimse yanıt vermediği gibi bu utanılacak eyleme de cevap verilmedi sessiz kalındı.
Y.Malatyaspor’u, Malatya’nın en büyük Sivil Toplum Örgütlerinden biri olarak kabul edersek, hiç kimsenin haddine değil böylesi büyük bir STK’yı protesto etmek! Burada bu protesto sadece Adil Gevrek'e değil bu şehre, bu şehri yönetenlere ve milyonlarca taraftara yapılmıştır. Onların bu saygısızlığına biz ne yaptık? Koca bir hiç! Ve aynı futbolcular 2 gün sonra sırtlarında bizlerin gururu Malatyaspor’un forması ile yine maça çıkacaklar. Bakın bugün Süper Ligde sorunsuz kaç kulüp sayabilirsiniz, her kulüpte sorunlar var. Malatyaspor'dan daha kötü durumda olan kulüpler var ama hiç biri bunu yapmıyor. Peki neden oluyor bu olaylar? Çünkü bir kulüp düşünün başkanı ortada yok, yönetimi ortada yok. Malatya tabiri ile adeta tas kayıp.
Bakın son 3 ayda Malatyaspor'da demeçleri bir Romanyalı teknik direktör yapıyordu. Adam basın sözcüsü, Futbol Şube Sorumlusuydu, Kulüp Başkanıydı ve Teknik direktördü. Şimdi kim aldı bu rolü futbolcular. Aynı şeyi şimdi futbolcular yapıyor. Sumudica'dan boşalan yeri, şimdi takım kaptanları Sadık ile Adem Büyük üstleniyor. Peki, bunlar kimin adına yapıyor bu hareketleri? Şehrin adına yapmıyorlar, şehrin onurunu, izzetini, nefsini düşünseler tüm Türkiye'ye bizleri rezil etmezlerdi. Ve maalesef bizleri rezil eden bu futbolcular ile biz bu ligi tamamlayacağız. Vahim olan bir iddia var ki o da Antalya maçı öncesi para veremediği için Adil Gevrek'in tesislere gidememiş olması.
SORU- Cengiz Günaydın’ın gördüğü bu vahim tabloyu eminim herkes gördü. Peki neden yapılması gereken eylem yapılmadı? Bugüne nasıl gelindi?
Cengiz GÜNAYDIN- "Deveye sormuşlar boynun neden eğri? diye, oda nerem doğru ki demiş…!” Aslında birçok kişi bu durumu gördü, futbolun içinden gelen insanlar ve yakın dönemde 'Efsane Malatyaspor'un çöküşüne şahitlik edenler bu durumu önceden fark edip zamanında gerekli uyarıları yaptılar bende onlardan biriyim. İşler iyi gittiğinde dahi gerekli uyarıları yapanlar da oldu örneğin Sayın Mehmet Fendoğlu bu konuda yerinde tespitler ve uyarılarda bulundu ama maalesef karşılık görmedi. Sürekli geçmiş başarılar öne atılarak yapılan hatalar sümen altı edildi. Ve maalesef bugüne adeta bağıra bağıra göz göre göre gelindi… Bu duruma müdahil olması gerekenler ise hep kaçak güreşti ve doğru söyleyenler yalnız bırakıldı. İşte, Y.Malatyaspor'un durumu bu.
Bunun yanı sıra herkesin bildiği bir dizi gerçek söz konusu o da bir kulüp var şehre ait daha doğrusu belediyeye ait. Belediyespor’dan devşirilmiş ve adı Yeni Malatyaspor olmuş bir kulüp. Uzun bir süre belediye tarafından yönetilen ama 8 sene önce yönetimi dışarıdan birilerine bırakılan bir yönetim. Son 3 yıla bakarsak da ‘hesap vermemezlik, şeffaf olmayışı’ ve belki de en önemlisi takımın şehirden tamamen kopuk olması. Bir yönetim düşünün Malatya'da kimsenin bilmediği insanlardan oluşuyor. Hiç kimsenin tanımadığı hatta Malatyalı olmayan yöneticilerin yer aldığı bir yönetim. Kulüpte Sinoplu, Kastamonulu yöneticiler var. Geçmişe dönelim, Hikmet Tanrıverdi yönetimine, Malatya'da ve İstanbul’da iş yaşamlarında kendini ispat etmiş saygın iş insanları, akademisyenler ve doktorlardan oluşan Malatyalı bir yönetim vardı. Ve bu insanlar Malatya kamuoyu tarafından da bilinmekteydi. Ama bugüne baktığımızda bu tablodan çok uzak bir yönetim var… Hatta son 3 yıla bakınca bence yönetim de yok. Her şey Adil Gevrek'in iki dudağı arasında yönetilen bir kulüp haline geldi. İşte bu anlayış bence başarısızlığı da beraberinde getiren en önemli neden.
TAKIM ŞEHİRLE BÜTÜNLEŞEMEDİ
Ayrıca bakın, takım şehirle bütünleşemedi, aslında bunu bilinçli bir şekilde yaptılar takımı şehirden uzaklaştırarak istedikleri gibi at oynattılar. Bununla birlikte şeffaflık hiçbir dönem olmadı. Kulüp kurumsal bir kimliğe kavuşmadı ya da kavuşması istenmedi. 5 yıl Süper Ligde kalan bir kulüpte hiç kimse ne hesabını bildi ne de kitabını. Ne Kongrede hesap verildi ne de Mali Genel Kurulda hesap soruldu.
TÜZÜK DELİK DEŞİK EDİLDİ
Tüzük konusuna dikkatinizi çekmek isterim. Bu kulübün tüzüğü ‘Efsane Malatyaspor’ dan ibret alınarak yapıldı! 'Öyle bir tüzük hazırlayacağız ki kim gelirse gelsin bu kulübü batıramayacak ve bu kulübü yöneten herkes borçlardan sorumlu olacak öyle elini kolunu sallayan bu kulübe başkan veya yönetici olamayacak’ dendi! Peki ne oldu? Bakın son 3 yılda ‘hiçbir şekilde borçlanılmayacak, hiç kimse burada keyfe keder yöneticilik yapmayacak, başkanlar borçtan sorumlu olacak’ diye hazırlanan tüzük delik deşik edildi ve resmen batması için her Mali Genel Kurulda tüzük biraz daha delinerek bugüne gelindi. Adil Gevrek'in sıfır borçla aldığı kulübün 200 milyon liradan fazla borcunun olduğu söyleniyor. Küme düştüğünde 200 milyon lira borçla siz 20 milyon lira geliri olan bir lige düşmüş oluyorsunuz. Ve bu takım küme düşüyor. Ne gariptir ki sıfır lira borçla aldığı kulübü borç batağını sokup yok olma tehlikesi ile yüz yüze getiren aynı Adil Gevrek muhtemel başkan adayları için maddi kriterler ortaya koyuyor.
Y.MALATYASPOR’U BEKLEYEN BÜYÜK TEHLİKE
Yeniden Süper Lige çıkmanız için en az 200 milyon lira harcamanız lazım etti mi size 400 milyon lira. Oysa bu takım Süper Ligde kalsaydı 200 milyon lira borçla çok rahatlıkla döndürülebilir bir yapıya sahip olurdu. Bakın şimdi bir büyük tehlike daha var o da acil müdahale edilmez ve gelecek yılların planı yapılmaz ise bu takım 2 sene içinde amatör kümeye düşecek.
SORU: Y.Malatyaspor’da tüm bunlar yaşanırken, sizin gibi futbolun içinde yoğrulmuş iş hayatında da başarılı olmuş birinden neden faydalanılmadı? Sizinle kimse temasa geçmedi mi?
Cengiz GÜNAYDIN- Özellikle kritik süreçlerde şehrin ileri gelenleri ve karar vericileri ile zaman zaman bir iletişimim oldu. Arandım fikrim soruldu, yüz yüze görüştüm hatta geçtiğimiz yıl pandeminin başlangıcında ilk düştüğü dönemde Belediye Başkanımız Selahattin bey ile bir araya geldik konuştuk, fikrimi paylaştım olması gerekenleri tüm açıklıkla dile getirdim. Ve ne söylediysem de bu 3 yıllık süreçte hepsi çıktı. Ancak yapılması gereken tek bir şey vardı o da Adil Gevrek ve yönetiminin istifa edip yeni bir yönetim ile yola devam edilmesiydi. Ama bu olmazsa olmaz bir türlü gerçekleşmedi. Ne Adil Gevrek görevi bıraktı ne de onu o koltuktan alacak bir irade oluşmadı… Bakın burası önemli, ileride oluşacak yeni bir yönetime benim liderlik etmem gerekmiyor. Önemli olan Malatya'da bugün için yok olmak üzere olan ortak sevdamızın, bizleri her daim heyecanlandıran, değerimiz Malatyaspor’a sahip çıkmamız lazım. Ben Cengiz Günaydın olarak bu tutkuyu yeniden diriltmek için üzerime her ne düşüyorsa yapmaya da hazırım. Bu düşüncelerimi de Malatyamızın ileri gelenlerine defalarca da söyledim.
SORU- Bu kötü gidişte Adil Gevrek, yıllarca Kulüp Başkanlıkları yapmış Cengiz Günaydın'ı hiç aradı mı?
Cengiz GÜNAYDIN- Hayır hiç beni aramadı. Çok eski de tanırım kendisini ama bugüne kadar bir kez bile arayıp fikrimi alma gereği duymadı.
SORU – Sizce Adil Gevrek neden bırakmak istemiyor kulübü? Sayın Selahattin Gürkan bu konuda gereken tavrı tam olarak ortaya koyamıyor mu?
Cengiz GÜNAYDIN- Bakın Belediye Başkanımız Selahattin bey 3 yıl önce de mevcut yönetimin görevi bırakmasını söyledi bu yıl içinde de defalarca bu düşüncesini dile getirdi ama her nedense onurlu bir duruş sergilemesi gereken Adil Gevrek bu davranışı sergilemedi. Ve bu beklenen irade ortaya konulmayınca tüm plan projeler havada kaldı. Biz doğru zamanlarda hem ben hem de benimle hareket edenler taşın altına elini koymaktan biran olsun tereddüt etmeyeceğimizi dile getirdik...
MALATYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI SAYIN SELAHATTİN GÜRKAN YALNIZ KALDI!
Bence sayın Selahattin Gürkan, olması gereken zamanlarda devreye girdi ve müdahale etti. Ama o da yalnız kaldı ve bana göre siyasilerden gereken desteği de alamadı. Bu benim şahsi gözlemim... Hatta pandemi döneminde düştüğümüz o dönemde bu işin Adil Gevrek ile yürümeyeceğini kendisi çıktı bunu tüm kamuoyuna deklare etti. Geçen sene takım kötü gittiğinde yine inisiyatif aldı ve primler verdi destek oldu. Bu sene de ikinci yarıya girmeden yine devreye girdi ama Adil Gevrek inatla kulübü bırakmayacağını söyledi. Gevrek'in bu inadının arkasında yine bazı siyasilerin olduğu hep konuşuluyor. İşte bakın anlam veremediğimiz bu inatlaşmanın sonucu, ortak değerimizi kendi ellerimiz ile yok ediyoruz... Üzüldüğüm konu şu bugün ekonominin geldiği durumu hepimizi yakinen biliyor ve takip ediyoruz. Döviz kurları herkesin malumu buna rağmen bizlerin ortaya koyduğu cesareti Malatya'nın ileri gelenleri gösteremedi. Bizlerin, siz medya mensuplarının gördüğü gerçekleri nedense görmek istemdiler. Uçuruma hızla giden bir takım var ve bu takımın Malatya için ne kadar önemli olduğunu görmek istemediler. Ve bazı lobilerin "ya bir şey olmaz bu takım toparlar, düşmez..." sözleri nedense ciddiye alındı! Ve tüm samimiyetimle söylüyorum 'keşke yanılan ben olsaydım' diyorum. Çünkü Malatyamızın çok önemli bir markasının bu duruma düşmesi içimi yakıyor.
SORU - Yeni bir Malatyaspor faciası mı yaşanır?
Cengiz GÜNAYDIN- Bence daha da kötü olacak. Çünkü Malatyaspor hala yaşıyor ama bu kulüp tamamen yok olup gidecek.
SORU: Adil Gevrek'in ısrarla başkanlığı bırakmak istememesinin altında yatan neden kulüp hesapları mı?
Cengiz GÜNAYDIN- Malatya kamuoyunda hesap kitaplarla ilgili konuşulan çok şey var ve ilginçtir bugüne kadar Adil Gevrek çıkıp da bu konulara açıklık getirme gereği duymadı. Net bir şekilde bu kulübün borcu bu kadardır diyemedi. Ve hala da diyemiyor, bakın bugün konuşulan rakam kulübün borcunun 400 milyon lira olduğu yönünde... Bunlar çok ciddi iddialar, yarın bu kulübü yönetmeye kalksanız karşınızda nasıl bir tablo var bilmiyorsunuz, kimse de bilmiyor zaten…Herhangi bir kayıt, belge olmaksızın Adil Gevrek'in söylediklerini doğru kabul ediyorlar. Sorunuza dönersek, Adil Gevrek'in o koltuğu bırakmamasının temelinde hesap veremeyişi ve gerçeklerin er geç ortaya çıkacak olmasının yattığını düşünüyorum.
SORU: Y.Malatyaspor'u bu saatten sonra ne bekliyor?
Cengiz GÜNAYDIN- Şimdi önümüzdeki süreçte başkanı olmayan yönetimi olmayan tamamen kontrolden çıkmış serseri mayın gibi bir futbol takımımız var. Eğer bir takımdan 5 yersek, ya da anormal bir skor alırsak ‘maçı satan’ ya da kritik virajda olan bir takımı yenersek ‘teşvik alan’ bir Malatyaspor kulübü konuşulacak artık. Teknik direktörü yok, başkanı yok, yöneticisi yok futbolcuların yönettiği bir kulüp. Kayıkçının hikayesi gibi derler…
Başka bir sorun daha var; Antalyaspor maçı öncesi antrenman ve maçı boykot eden aynı futbolcular 'bizim canımız bugün antrenmana çıkmak istemiyor!' derse ne olacak? Sonra bu futbolcular bir sonraki gün de maça çıkacak ve bugün de 20 saniye duralım bakalım bir şey değişecek mi derse ne olacak? Şimdi herkes bir sonraki maçta bu futbolcuların ne yapacağını merak ediyor. Üzücü bir durum...
SORU: Cengiz Günaydın'ın kapısı açık mı?
Cengiz GÜNAYDIN- Bakın kapımı çalan her kese söylediğim bir şey var. Şayet şehir bütünleşmez ise bu iş olmaz. Çok ciddi bir yol ayrımındalar, eğer birlik olunmaz ise sonuçları çok ağır olur. Malatya halkı bunları unutmaz. Türkiye çok ciddi bir seçim arifesinde, göz bebekleri bu şehrin takımının düştüğü durumun faturası ağır olur. Cengiz Günaydın dün olduğu gibi bugün de elini taşın değil, kayanın altına koymaktan çekinmez. Ama şunun altını çizerek söylüyorum, ‘bu kulüp üzerinden karanlık ellerin çekilmesi ve bir bütünlük içinde hareket edilecekse ben varım. Yoksa ne söylesek boş ne yapılsa nafile!’
Benim gördüğüm Adil Gevrek ve yönetiminden dolayı bu takımı ne taraftar ne de şehri yönetenler istiyor! Bu vahim durumu değiştirmekte geç kaldık ama hala iş işten geçmişte değil… Olması gereken irade ortaya konulursa inanın reçete de hazır. Gelecek senenin planlaması profesyonel bir yönetimle yapılırsa 'Efsane Malatyaspor'un yeniden doğuşuna tanıklık ederiz.
SORU: "Bu saatten sonra bu takımı bu ligde tutacak adam dünya üzerinde yok" Cengiz Günaydın ne hissetti?
Cengiz GÜNAYDIN- Bu yıkılmışlığın, bu çaresizliğin tezahürüydü adeta. Ve ben bunu gördüğümde inandığım bir şey söyledim; "Ben varım" 24 saat içinde kulübü terk etsinler.15 Mayıs'ta Kayseri'de ligde kalmayı garantiler Malatya'ya konvoyla döneriz..."
Bu hayalcilik değildi, bu bir inanmanın, kendi bilgi birikimime ve yönetimime ve belki de en önemlisi Malatya halkının ferasetine, birlik ve beraberlik içinde neleri başaracağını bildiğimin göstergesiydi. Aslında biraz da ağırıma gitmişti şöyle ki; Biz toplum olarak çaresizliğe, umutsuzluğa prim vermeyiz. Hele hele Malatyalıysanız yenilgiyi kolay kolay kabullenmezsiniz. Her zaman bir çıkış yolu vardır, önemli olan inanmak. Ben hala inancımı kaybetmedim. Şayet üzerimize bir görev düşerse de yapmaktan geri durmayacağımı hemşehrilerimizin bilmesini isterim…