SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Dünyada En Sık İkinci Ölüm Nedeni Kanser

Dünyada En Sık İkinci Ölüm Nedeni Kanser
A- A+ PAYLAŞ

2020'de dünya genelinde, 9 milyondan fazlası Asya ülkelerinden olmak üzere en az 19 milyon kişiye kanser teşhisi konulurken yaklaşık 10 milyon kişi kanserden hayatını kaybetti.

Dünya genelinde ikinci en sık ölüm nedeni olan kanser vakalarında Asya ülkeleri başı çekiyor.

Türkiye'de nisan ayının ilk haftasının "Kanserle Savaş Haftası" olarak kabul edilmesi dolayısıyla AA muhabiri, kanser hastalığıyla ilgili verileri derledi.

Dünyada en fazla ikinci ölüm nedeni kanser, en çok Asya'da görülüyor

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, habis tümör veya ur olarak da adlandırılan kanser hastalığı, dünya genelinde ikinci en sık ölüm nedeni.

Dünya genelinde 2020'de, 19 milyon 292 bin 789 kişiye kanser teşhisi konulurken, 9 milyon 958 bin 133 kişi kanser nedeniyle hayatını kaybetti.

Dünyada, her yıl yaklaşık 400 bin çocuğa kanser teşhisi konuluyor.

Kanserin en çok görülen türleri; erkeklerde akciğer, prostat, kolorektal, mide ve karaciğer, kadınlarda ise meme, kolorektal, akciğer, rahim ağzı ve tiroit.

Hastalığın dünya genelinde artmaya devam eden fiziksel, duygusal ve ekonomik külfeti, orta gelir seviyesi ve altındaki birçok ülkede yönetilmesi fazlasıyla zor bir durum. Bunun yanı sıra önemli oranda hasta da zamanında teşhis ve tedaviye erişemiyor.

Erken teşhis ve tedaviler
Kanser kaynaklı ölümlerin yüzde 30 ila 50'si erken teşhis ve etkili tedavi ile önlenebiliyor.

Sağlık sisteminin güçlü olduğu ülkelerde, kanser hastalarının hayatta kalma oranı, erken teşhis ve kaliteli tedavi gibi etkenler sayesinde yükseliyor.

Tüm kanser türlerinde ve hastalarında etkili bir kanser tedavi yöntemi henüz bulunamamış olsa da, türüne göre değişmekle birlikte ortalama yüzde 50 civarındaki iyileşme oranları giderek artıyor.

Ameliyat, kemoterapi, radyasyon terapisi ve kemik iliği nakli gibi tedaviler kanserin en yaygın tedavi yöntemleri olarak karşımıza çıkıyor.

Bunların yanı sıra immünoterapi, hormon tedavisi, hedefli ilaç tedavisi ve radyofrekans ablasyon yöntemi de kanser tedavilerinde uzun süredir uygulanıyor.

Söz konusu tedavi yöntemleri, tek başına veya birleştirilerek uygulanabiliyor.

Bu arada, kanserin mümkün olan en iyi tedavi planı tümör tipi, hastalık evresi, klinik ve diğer faktörlere bağlı.

Bu yöntemlerle kanseri tedavi etmek, hastanın ömrünü olabildiğince uzatmak ve yaşam kalitesini yükseltmek hedefleniyor.

Kanser vakalarında Asya ülkeleri ön planda
Uluslararası Kanser Araştırma Ajansının (IARC) verilerine göre, 2020'de kanser teşhisi konulan 19 milyon 292 bin 789 kişinin 9 milyon 503 bin 710'unun bulunduğu Asya, kanser vakalarında başı çekiyor.

Kanser teşhisi konulanların, 4 milyon 398 bin 443'ü Avrupa, 2 milyon 556 bin 862'si Kuzey Amerika, 1 milyon 470 bin 274'ü Latin Amerika ve Karayipler, 1 milyon 109 bin 209 kişi de Afrika yaşıyor.

Küresel çapta nüfusa oranla kanserin en sık görüldüğü ülke, her 100 bin kişide 468 vakayla Avustralya olurken, onu 438 vakayla Yeni Zelanda takip etti.

Bu ülkeleri, her 100 bin kişide 373 vakayla İrlanda, 368 vakayla Macaristan, 352 vakayla ABD ve 345 vakayla Belçika izledi.

Diğer yandan, 2040 yılında kanser teşhisi konulan kişi sayısının, 28 milyon 887 bine yükselmesi öngörülüyor.

ABD'de bu yıl her gün ortalama 350 kişi akciğer kanserinden ölebilir
Amerikan Kanser Derneğinin ocak ayında yayımladığı istatistiklerde, ABD'de bu yıl 1 milyon 918 bin 30 kişiye kanser teşhisi konulacağı tahmin edildi.

İstatistiklerde, 130 bin 180'i akciğer kanseri olmak üzere 609 bin 360 kişinin kanser nedeniyle hayatını kaybedeceği öngörüldü.

Bunun da ülkede her gün ortalama 350 kişinin akciğer kanseri nedeniyle ölebileceği anlamına geldiği belirtildi.

Akciğer kanseri kaynaklı ölümlerin 105 bin 840'ına da sigara kullanımının neden olabileceği vurgulandı.

AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız