Malatya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi tarafından 17 hafta boyunca devam edecek “Siyer Dersleri” programı başlatıldı. İlk program “Modern Çağda Peygamberi Bulmak: Siyer Bize Ne Anlatıyor?” başlıklı panel olarak gerçekleştirildi.
Şehit Astsubay Ömer Halisdemir Konferans Salonu’nda düzenlenen panele, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ercan Turan, İnönü Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Türkmen, Öğretim Üyeleri, Büyükşehir Belediyesi Daire Başkanları ile vatandaşlar katıldı. Panelin açış konuşmasını yapan Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı İhsan Gençay, İslam dünyasındaki temel problemin peygamberi doğru anlamakla ilgili olduğuna işaret etti. Hz. Peygamberi doğru anlamanın önemine dikkat çeken Gençay, “Peygamberi doğru anlamadığımız takdirde; Peygamberimizle sürekli birilerinin görüştüğüne inandığımızda, birilerinin sürekli Peygamberle muhatap olduğunu kabul ettiğimizde, beraberlerinde liderlerinin hatasız, söylediği her şeyin doğru olduğuna inanan bir kitlenin meydana gelmesi halinde karşılaşacağımız facianın nasıl bir facia olduğunu 15 Temmuz gecesi acı bir şekilde yaşadık” dedi.
“Siyer Dersleri” programının 17 haftalık bir çalışma olduğunu kaydeden Gençay, ilk programı panel olarak gerçekleştirdiklerini kaydederek bundan sonraki programların kayıt usulüyle düzenleneceği belirti. Gençay, Siyer Derslerine katılmak isteyen vatandaşların kendilerine müracaat ederek kayıt yaptırabileceklerini kaydetti.
Peygamberi anlamak İslam’ı anlamaktır
Daha sonra panele geçildi. “Modern Çağda Peygamberi Bulmak: Siyer Bize Ne Anlatıyor?” konulu panelde Prof. Dr. Şinasi Gündüz, Prof. Dr. M.Mahfuz Söylemez ve Prof. Dr. Celaleddin Vatandaş birer sunum yaptılar. Oturum başkanlığı da yapan Prof. Dr. Şinasi Gündüz, Hz. Peygamberi anlamanın aslında İslam’ı anlamak olduğunu vurgulayarak, “Çünkü Müslümanlar olarak Lailaheillallah Muhammedun Resulallah diyoruz. Dolayısıyla Muhammedun Resulallahı anlamak için Hz. Peygamberin yaşantısını, onun sünnetini, bizim için ne anlam ifade ettiğini, bugün yaşantımızda nasıl bir yer tutması gerektiğini; dahası, Hz. Peygamberle ilgili bir takım yanlış anlamaların, yanlış tahlillerin ve düşüncelerin bizleri nasıl bu dinden uzaklaştıracağını; dolayısıyla doğru anlamanın ne olduğunu bu programlar, bu seminerler vesilesiyle inşallah bu çalışma ortaya koyacaktır” diye konuştu.
Kur’an-ı Kerim’i merkeze alarak Peygamberle ilgili sorulara cevap vermek gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. M.Mahfuz Söylemez de “Kur’an-ı Kerime baktığımızda bir çok ayette hayatın merkezini işgal etmesi gereken Yüce Varlığın Yüce Allah olması gerektiğini görüyoruz” dedi.
Rüyada her gördüğünüz şahsı Peygamber olarak algılamayın
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) din istismarı yaparken Hz. Peygamberi rüyalarında gördüklerini çokça kullandığına işaret eden Prof. Dr. M.Mahfuz Söylemez, şöyle konuştu:
“Öncelikle Hz. Peygamber gaybı bilir miydi konusundan başlayalım. Mekke müşrikleri Peygamber Efendimize gelerek, ‘Peygamber olduğunu söylüyorsun, tamam; o zaman malum ticaretle iştigal ediyoruz, birtakım malların fiyatlarının yükseldiğine, birtakım malların düştüğüne sürekli şahit oluyoruz; gel sen bize Rabbine sor bize söylesin hangi malın fiyatı ilerde yükselecekse biz o malı alalım stoklayalım sonra zamanı gelince karlar elde edelim’ diyorlar. Bunun üzerine şu Ayet-i Kerime nazil olmuş:
‘Ey Muhammed de ki; ben kendi nefsime bir fayda sağlayabilecek bir durumda değilim, zarar da veremem; Allah’ın dilemesi haricinde. Şayet ben gaybı bilseydim kendime o zaman iyiliği artırırdım’. Peygamber kumaş tüccarıydı, dolayısıyla hangi kumaşın değerleneceğini bilmiş olsaydı, ona göre ticaretini artırabilirdi. Dolayısıyla Ayet-i Kerimede işaret edildiği üzere Allah’ın dilemesi dışında gaybı bilmesi sözkonusu değildi. Şimdi Hz. Peygamberi kendine çekmek için onu gayba muttali kılarak, onun üzerinden bize bazı şeyleri yaptıran zihniyetin aslında bu temel düşünceden ne kadar saptığını anlamış oluyoruz. Yani, Peygamberi rüyada gördüm, senin Malatya’nın çevre yolu altında bir arsan olduğunu ve onu bize vermen gerektiğini söylediği diye bir şey olmaz.
Hz. Peygamberi rüyasında görme meselesine gelince; Peygamber Efendimizi rüyasında gören zatın bizzat kendisini gördüğünü Peygamber Efendimiz (S.A.V) anlatır. Derki ‘şeytan benim şeklime girmez.’ Bu rivayet Ehl-i Hadis tarafından da sahih görülmüş. Ama Ehl-i Hadis şunu da söylüyor; şeytan bir başkasının şekline girerek kendisini peygamber olarak size dayatabilir. Dolayısıyla her gördüğünüz şahsı Peygamber olarak algılamamanız gerekir. Bu önemli bir noktadır”
İnsan, Allah’ın bildirdiği üzere yaşarsa fıtratına en uygun hayatı yaşar
Prof. Dr. Celaleddin Vatandaş ise konuşmasında şunlara yer verdi:
“Allah diğer yarattıklarına marufun ve münkerin neler olduğunu kodlayarak fıtratlarına yerleştirirken; insanda, bir seçme hakkı, farklı alternatiflere gitme hakkı tanıyor. Evet, şimdi bu insanın maruf ve münkeri bilmediği zaman referans alacağı şey nedir? Örneğin zevkleri, arzularıdır. Bir çok gayr-ı ahlaki durumun en azından teorik olarak anlık zevk vereceğini biliriz. Ama dikkat edin bunların hiçbirisi anlık arzularımız ve zevklerimiz açısından doğru görünen bu şeylerin hiçbirisi uzun vadede o anlık zevk yaşayana zevk vermeye devam etmez, hayatını mahveder. Dünya hayatını perişan eder, onurunu, kişiliğini, namusunu, izzetini perişan eder, yerlere serer. İnsanlığı da mağdur eder, mahçup eder. Peki burada biz insanlar olarak neye ihtiyacımız var? Bize hayatın maruflarını ve hayatın münkerlerini bildirecek bir ölçüye ihtiyacımız var. Eğer bu ölçü bize bildirilmemişse o zaman bunu bizim kendimize göre tayin etmemiz durumunda hepimiz modern dünyanın inşası sürecinde batılı filozofların ifade ettiği gibi birbirimizin kurdu oluruz. Birbirimizin hayatını, birbirimizin canını birbirimizin malını perişan ederiz. Bu dünyayı yaşanmaz hale getiririz. Fiziksel anlamda söylüyorum, başkaları da yaşayamaz biz de yaşayamaz hale geliriz. İşte burada maruf ve münkeri; hayatın gerçek doğrularını ve yanlışlarını bildirecek bilgiye ihtiyacımız var. Ve bunu doğru formüle edecek, doğru örneklendirecek, hayata doğru aktaracak modele de ihtiyacımız var. İşte İnsan, kendisine akıl süzgecinden de geçirilerek verilen Vahiy üzerinden Peygamberin örnekliği üzerinden varlığının amacını ve failini bilirse ve bu failin tayin ettiği münkerleri, marufları bilirse fıtratına en uygun hayatı yaşar.”
Dinleyici sorularının da cevaplandırıldığı panelin sonunda panelistlere kayısı hediye edildi.
Bülten