SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Çok Partili İlk Seçimin 75'inci Yıldönümü

0
Güncellendi - 2021-07-21 00:19:08
Çok Partili İlk Seçimin 75'inci Yıldönümü
A- A+ PAYLAŞ

Cumhuriyet'in kurulmasının ardından birçok kez çok partili hayata geçişle ilgili girişimde bulunan Türkiye'de, gerçek anlamda çok partili ilk demokrasi sınavı ise 21 Temmuz 1946'daki genel seçimleriyle yaşandı.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Türkiye'nin siyasal yaşamı günümüze gelene kadar çok parti denemeleri ve askeri darbeler nedeniyle önemli badireler atlattı. Temeli Atatürk zamanında atılan çok partili hayata geçiş ise kolay olmadı.

Demokrasinin bir gereği olarak çok partili hayata geçişin öncülüğünü yapan Atatürk, Halk Fırkasını kurdu. Onun açtığı yolda Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Cumhuriyet Fırkası kuruldu. Ancak iki partinin çeşitli sorunlar nedeniyle kısa sürede kapanması nedeniyle Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatta olduğu dönemde çok partili hayata tam manasıyla geçilemedi.

Türkiye'de gerçek anlamıyla çok partili hayata geçişin dönüm noktası ise 2'nci Dünya Savaşı süreci oldu.

Türkiye, 1939-1945 yılları arasında yaşanan savaşa fiilen katılmamış olsa da savaşın olumsuz etkilerini ekonomik ve siyasi anlamda oldukça sert bir biçimde yaşadı. Savaş koşulları nedeniyle savunma harcamalarında yaşanan artış, bazı temel ihtiyaç mallarının yokluğu ve hayat pahalılığı, özellikle dar gelirli vatandaşları oldukça olumsuz şekilde etkiledi.

Sıkıntıları hafifletmek için tedbir alınsa da savaşın yıkıcılığı karşısında bu tedbirler de yeterli olamadı.

Savaş döneminde oluşan bu olumsuz hava, vatandaşlar arasında tek parti yönetimine yönelik hoşnutsuzluğu da artırmaya başladı. Bu hoşnutsuzluk ise çok partili hayata geçişin iç dinamiğini oluşturdu.

Avrupa'da özgürlük rüzgarları

İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa'da demokratik olmayan yönetimler yıkılmış, özgürlük ve demokrasi gibi kavramlar önem kazanmaya başlamıştı. Bunun yanında Türkiye'nin Birleşmiş Milletler'e girişi ve Batılı devletlerle yakınlaşması da daha demokratik bir sistemin yerleşmesine zemin hazırlamıştı. Bütün bu iç ve dış gelişmelerle beraber Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de savaşın zorunlu kıldığı şartlar ortadan kalktıkça, ülkenin siyasal ve kültürel hayatında demokratik ilkelerin gittikçe daha fazla yer tutacağını vurgulayarak, çok partili sisteme geçişin destekleyicisi olmuştu.

Türkiye'de tam olarak çok partili hayata geçiş, 18 Temmuz 1945'te, Nuri Demirağ'ın başkanlığında Milli Kalkınma Partisinin kurulmasıyla olmuştu ancak bu süreçte kurulan en önemli parti, Demokrat Parti oldu.

Demokrat Parti, 1945'te "Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu" görüşülürken CHP milletvekillerinden Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan'ın muhalif bir tavır sergilemesi sonucunda kuruldu. Daha fazla demokrasi talep eden bu grup, Türkiye tarihine "Dörtlü Takrir" olarak geçen bir önerge verdi. Aynı milletvekilleri daha sonra Cumhuriyet Halk Partisinden ayrılarak 7 Ocak 1946'da Demokrat Partiyi kurdu.

İlk seçimi CHP kazandı

13 partinin daha kurulduğu bu dönemde, 21 Temmuz 1946'da yapılan ilk çok partili seçimi Cumhuriyet Halk Partisi kazandı. Milletvekili genel seçimlerinde CHP 397, Demokrat Parti 61 ve bağımsızlar 7 milletvekilliği kazandı.

1950'de yapılan genel seçimler ise Demokrat Partinin zaferiyle sonuçlandı. 14 Mayıs 1950'de yapılan seçimlerde Demokrat Parti ezici bir çoğunlukla sandıktan çıkarken, 27 yıldır ülkeyi yöneten CHP ise iktidarını kaybetti.

"Yeter söz milletindir" sloganı ile seçimlere giren Demokrat Parti, 487 milletvekilliğinin 416'sını kazandı. Böylece demokrasinin en önemli unsurlarından biri olan çok partili hayat Türkiye'de işlemeye başladı.

Demokrat Parti 1954 ve 1957 seçimlerini de kazanarak, 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesiyle iktidardan indirilene dek 10 yıl boyunca ülkeyi yönetti.

Ankara, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız

5 yorum yapılmış

  • 44malatya (3 yıl önce)
    Gercekler ataturk ismet pasa arkadaslari turk milleti 1914 yilindan 1923 kadar turk topraklari milletin namusunu bayragini korumakve kazanmak icin ac kaldilar suzuz kaldilar bu vatani kurtardilar 1936 yilindan sonra fabrikalar kurdular 1950 kadar osmanli devletinin borclarini calisdilar odediler turk tarihini iyi okuyun
    0
    0
    Yanıtla
  • UĞUR TÜRKAN (3 yıl önce)44malatya isimli kullanıcı yorumuna
    Okumazlar kardeş,çünkü günümüzün siyasi erkleri böyle istiyor.Okumasınlar ki kötü bilsinler.Öğrenmesinler ki bizim çarkımız dönsün.
    0
    0
    Yanıtla
  • Mehmet Yavuz (3 yıl önce)
    Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk çok partili genel seçimi olan bu seçim adli denetim dışında, açık oy, gizli sayım ve çoğunluk sistemi esasına göre yapıldı. (açık oy - gizli tasnif) Bu usulsüzlüklerinden dolayı "şaibeli seçim" şeklinde de anılmıştır.
    0
    0
    Yanıtla
  • uğur türkan (3 yıl önce)
    Bugün insafsızca Atatürk ve İnönü^ye saldıranlar aslında oturdukları koltukları,iktidar da olmalarını bu iki isme borçludur.Bu ülkeyi seçmenine yıllardır ''SOL PARTİLER YÖNETİYOR '' algısını yapanlarda işin başka tuhaf tarafı yani çok partili döneme geçildikten sonra bakın sol partiler ne kadar süre iktidarda kalmışlardır tek başlarına.! Keşke bunu sorgulayan dedikodularla değil,yalan yanlış yazan tarihci müsvettelerinin görüşleri ile değil tarihi gerçek bilgilerden öğrenmeyi tercih etseler.Vikipediye bile baksalar ülkeyi son 60 yılda ağırlıklı olarak hangi siyasi ideolojinin yönettiğini görürler ama nerdeee ? Çok şey bekliyoruz bazen okumayan,bilmeyen,kulağının üstüne yatan insanlardan neyse allahım sen doğruları görmeyen,bildiğini inkar edenlerden sen koru bizi AMİN İNŞALLAH !!
    0
    0
    Yanıtla
  • Allah tan sağ partiler yönetime geldi de insanların refah düzeyleri arttı. İnsanlar medeniyetle tanıştı. Örneğin Özal iktidara geldi ülkenin köyleri elektrikle tanıştı, yolları yapıldı. Köprüler, tüneller, barajlar, otobanlar sağ iktidarlar tarafından yapıldı. Peki sol iktidarlar bişey yapmadı mı. Tabiki yaptılar. Ülkemizdeki heykel bolluğunu onlara borçluyuz.
    0
    0
    Yanıtla