SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Erdoğan Yeni Hükümet Sisteminin 2 Yılını Değerlendirdi

0
Güncellendi - 2020-07-22 01:56:39
Erdoğan Yeni Hükümet Sisteminin 2 Yılını Değerlendirdi
A- A+ PAYLAŞ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Şunu altını çizerek ifade etmek istiyorum, biz ne sismik araştırma gemilerimizle ne sondaj gemilerimizle birilerinin iznine tabi değiliz. Libya ile imzaladığımız Mutabakat Muhtırasına dayalı olarak ülkemizin Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarındaki hak ve çıkarlarını sonuna kadar kararlılıkla savunuyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin 2. yılının değerlendirildiği toplantıda konuşan cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlıkların ve kurumların çalışmalarına ilişkin bilgiler verdi.

“Çevre ve şehircilik hizmetleri”

Çevre ve şehirciliğin her dönemde en çok hizmet gerçekleştirdikleri alanlardan birisi olduğunu söyleyen

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu alanda yapılan hizmetleri şu şekilde sıraladı:

“Son iki yılda 23 millet bahçemizi vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. Halen 72 ilimizde, 208 millet bahçesi için yaklaşık 45 milyon metrekare alanda çalışmalarımız sürüyor. Hedefimiz 2023’e kadar tüm illerimizde en az bir adet millet bahçesi yaparak, 81 milyon metrekareye ulaşmaktır. Afet riski altındaki yapı ve alanların dönüşümü, hayati önemde gördüğümüz çalışmalarımızdan biridir. Tehlike düzeyi yüksek alanlara öncelik vererek, 81 ilimizde, 259 adet ‘Riskli Alan’ ile yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere 61 ilimizde ‘Rezerv Yapı Alanları’ belirledik. Can güvenliği tehlikesi olduğunu belirlediğimiz 1 milyon 394 bin bağımsız birimde ikamet eden 5 milyon vatandaşımıza, dönüşüm çalışmaları için 14,7 milyar lira destek sağladık. Vatandaşlarımıza diyorum ki, bizi zora sokmayın, gelin bakanlığımız bir yeri riskli alan ilan ediyorsa gelin bize yardımcı olun. Ülkemiz genelinde 658 bin adet bağımsız bölüm, ‘Riskli Yapı' statüsünde yenileniyor. Sanayi alanlarının taşınması ve dönüşümü için de son iki yılda projelendirdiğimiz 10 bin işyerinden bin 420 adedini tamamladık, 3 bin 422 adedinin yapımı sürüyor. Geçtiğimiz yıl 150 bin konutluk iki ayrı ‘Sosyal Konut Kampanyası’ başlattık. Mart ayında düzenlendiğimiz ilk kampanyayla 67 ilde, 140 projede, 50 bin sosyal konutun kura çekimleri tamamlandı, hak sahipleri belirlendi. Bunlardan 45 bin konutun ihalesi yapıldı, 7 bin 679 konutun proje çalışmaları devam ediyor. Aralık 2019 tarihinde başlattığımız ikinci kampanyayla 81 ilde ve 100 bin konutun yapılmasını planladık. Bu kampanyanın ihale ve proje çalışması sürüyor. Elazığ ve Malatya’da etkili olan 24 Ocak’taki depremin ardından süratle depremzedelerin yaralarını sardık, mağduriyetlerini giderdik. Deprem konutlarının bir kısmını tamamladık, diğerleriyle ilgili çalışmalar hızla sürüyor. Geçtiğimiz yıl Trabzon-Araklı, Bolu, Bursa’da, bu yıl Rize ve Artvin’de meydana gelen sel felaketlerinin ardından da afetzedelerin yaralarını hızla sardık. Doğal afetlere karşı etkin ve hızlı çözüm üretme hususunda, hamdolsun ciddi mesafeler kat ettik. 2018 yılında uygulamaya aldığımız imar barışıyla, vatandaşlarımızı mülkiyet sıkıntısı yüzünden devletiyle davalı olmaktan kurtardık.

‘Sıfır Atık Projesi’ kapsamında bugüne kadar 44 bin kurum ve kuruluş binasında Sıfır Atık Yönetim Sistemini kurduk. Çevre kirliliğinin önlenmesi için plastik poşeti ücretli hale getirdik. Bu uygulamanın ardından 2018 yılında yıllık 440 adet civarında olan kişi başı plastik poşet kullanımı, geçtiğimiz yıl kişi başı 110 adede geriledi. Türkiye genelinde bin 107 atıksu arıtma tesisi ile belediye nüfusunun yüzde 86,7’sine atıksu arıtma hizmeti verilirken, son iki yılda atıksu arıtma tesisi sayısı bin 148’e, hizmet verilen nüfusu da yüzde 87,4’e ulaştırdık.”

“Tarım ve ormancılık”

Tarım ve ormancılıkta Türkiye’yi kendi kendine yeterli olmanın ötesinde çok önemli bir ihracatçı haline getirmek için çalıştıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

“Son 2 yılda toplam bitkisel üretimimiz 8 milyon ton ilave artışla 123 milyon tona yükseldi. Bu çerçevede hayata geçirdiğimiz projeler ve başlattığımız uygulamalar sayesinde, tarımsal hasılamızı yüzde 45 artışla 275 milyar liraya çıkardık. Tarımsal ihracatımızı son 2 yılda 1 milyar dolar ileriye taşıyarak 18 milyar dolara yükselttik. Çiftçimize verdiğimiz desteği son 2 yılda yüzde 52 artırarak 2018 yılında 14,5 milyar liraya, 2019 yılında 16,1 milyar liraya, 2020 yılında ise 22 milyar liraya çıkardık. Sözleşmeli tarımsal üretimde devrim niteliğinde bir proje olan ‘Dijital Tarım Pazarı’ projesini hayata geçirdik. ‘Coğrafi İşaret Tescili’ için başvuran 112 tarım ve gıda ürünümüzün daha belge almasını sağlayarak, bu kapsamdaki ürün sayımızı 387’ye ulaştırdık. Ekilmeyen hazine arazilerini üretime kazandırmak amacıyla, 24 ilimizde çiftçilerimize tohumun yüzde 75’ini hibe olarak verdik. Sertifikalı tohum üretimini yüzde 7 artırmak suretiyle 1 milyon 134 bin tona ulaştırdık. Milli ve yerli tohumculukta ‘Atadan Toruna Tohum Seferberliği’ni başlattık. Hayvancılık desteklerini yüzde 78 artışla 3,7 milyar liradan 6,6 milyar liraya çıkardık. Son iki yılda bu amaçla 13 milyar lira destek ödemesi yaptık. Böylece, büyükbaş hayvan varlığını yüzde 4 artırarak 17,9 milyona, küçükbaş hayvan varlığını yüzde 5 artırarak 48,5 milyona yükselttik. Süt üretimi yüzde 4 artışla 23 milyon tona, kırmızı et üretimi yüzde 7 artışla 1,2 milyon tona ulaştı. Su ürünleri üretimimizi artırmak ve balıkçılarımızın haklarını korumak için Su Ürünleri Kanununda değişiklik yaparak, kaçak avcılığı engelledik. Üretimini yüzde 33 gibi rekor bir artışla 837 bin tona ulaştırdığımız su ürünlerinde, 2023 hedefi olan 1 milyar dolarlık ihracat rakamını, 2019’da yakaladık. Vatandaşlarımızın güvenilir ve sağlıklı gıdaya ulaşması için gıda denetim sayısını yüzde 8 artırarak yıllık 1,2 milyonun üzerine çıkardık. Toplam 5 bin kırsal kalkınma projesine 1,6 milyar lira hibe verdik. Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi proje sayısını 23’ten 41’e yükselttik. Türkiye’nin en büyük jeotermal kaynaklı Sera Organize Sanayi Bölgesinin kuruluş işlemlerini İzmir-Dikili’de tamamladık. Son 2 yılda 404 bin hektar alanda 600 milyon fidanı toprakla buluşturduk. Sadece ‘Geleceğe Nefes’ kampanyasında 13,8 milyon fidan dikilmesini temin ettik. Orman yangınlarıyla mücadele kapasitemizi güçlendirdik. Yangınları izleme amacıyla İHA kullanmaya başladık. Bu yıl, üç kat daha fazla su taşıyan amfibik uçakları hizmete aldık.

Korunan alan kapsamına son iki yılda 47 yeni yeri dahil ettik. Yine son iki yılda 68 barajın, 45 gölet ve bendin, 52 hidroelektrik santralinin yapımını tamamladık. Depolama hacmi bakımından ülkemizin en büyük üçüncü barajı olan Prof. Dr. Veysel Eroğlu Ilısu Barajı Hidroelektrik Santrali’nde elektrik üretimine başladık. İnşa ettiğimiz tesislerle 159 bin hektar alanı sulamaya açtık, 34 adet içme suyu, 3 adet atık su tesisi, 267 taşkın koruma tesisini hizmete aldık. Arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetleri kapsamında 1,2 milyon hektar alanın tescilini bitirdik. Ülkemizde sulama yapılabilecek yeni tarım arazileri oluşturmak için çalışma başlattık.”

“Ekonomi”

Hazine ve maliyenin son yıllarda Türkiye’nin en çok mücadele verdiği alanların başında geldiğini belirten Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemimizin göreve başlamasının hemen ardından ekonomimiz, kur saldırılarının ve yaptırımların hedefi oldu. Bu saldırıların etkileri ile mücadele kapsamında, ekonomimizin bağışıklık sistemini, küresel türbülanslara karşı güçlendiriyoruz. Spekülatif ve art niyetli finansal girişim konusunda önlemlerimizi alıyoruz. Katma değerli, istihdama ve ihracata dayalı üretimi önceleyen bir ekonomik işleyişi yerleştirmeye çalışıyoruz” dedi.

Özel sektör için uzun vadeli, ucuz ve sürdürülebilir finansman modellerine sahip bir ekonomi hedeflediklerini söyleyen Erdoğan, “Orta Vadeli Programı, bütüncül bir yaklaşım ile ‘Yeni Ekonomi Programı’ olarak kurguladık. Bu programın ilk döneminde ‘enflasyon-kur-faiz’ sarmalına karşı tedbirleri geliştirdik. Fiyatlama davranışlarındaki bozulmaya karşı, tüm sektörlerden 2 bin 700’ün üzerinde firmanın en az yüzde 10 indirim taahhüdü ile ‘Enflasyonla Topyekun Mücadele’ programını hayata geçirdik. SWAP piyasasında aldığımız önlemlerle, Türk Lirasına karşı art niyetli girişim kanallarını tıkadık. BİST Swap Piyasası vasıtasıyla, Türk bankalarının kendi aralarındaki döviz işlemlerini, yabancı bankalara gerek kalmaksızın yapabilmelerine imkan sağladık. Türk Lirası’nın faizinin yurt dışında değil, ülkemizde belirlenmesi için BİST çatısında Türk Lirası referans faizi dönemini başlattık. Sektörlere sağladığımız finansman desteklerine ilaveten, tüketici maliyetlerini düşürmek için otomobil, mobilya, konut ve beyaz eşyada ÖTV ve KDV indirimleri yaptık. KOBİ’lerimizin alacaklarını Devlet Destekli Alacak Sigortası ile garanti altına aldık. Özellikle kış aylarında sebze fiyatlarındaki dalgalanmanın önüne geçmek için Ziraat Bankamız aracılığı ile Sera Finansman Paketini devreye aldık. KDV iadelerini, 10 iş günü içinde yüzde 50’sini gerçekleştirecek kadar hızlandırdık. Katma değerli, ihracata ve istihdama dayalı üretim modeli hedefimiz kapsamında, hammadde ve ara malı imalatı, makine imalatı ve tarım alanlarını içeren 40 milyar liralık İVME paketini uygulamaya geçirdik. Kur saldırısı sonrası normalleşme dönemini, enflasyon ve faizle mücadelede eşine az rastlanır bir başarı ile kapattık. Bu dönemde yüzde 24’e kadar çıkan Merkez Bankası Politika Faizi, 8.25 seviyesine indi. Yüzde 35’lere yükselen piyasa faizlerinde de yüzde 8 bandına kadar hamdolsun gerileme sağladık. Aynı şekilde, iç borçlanma faizini yüzde 25’ten yüzde 9,72’ye ve dış borçlanma faizini yüzde 7,5’dan yüzde 4,45’e kadar gerilettik. Spekülatif ataklarla yüzde 25’in üzerine çıkan enflasyonu yeniden tek hanelere kadar indirdik. Vatandaşlarımızın tarihin en düşük maliyetli ve uzun vadeli finansmanıyla ev sahibi olabilmesini temin ettik. Bu sayede Haziran ayında, tarihi bir rekorla, 200 binden fazla ailemizin ev sahibi olmasına imkan sağladık. Salgın sürecinde 12,2 milyon vatandaşımıza 43 milyar lira, yaklaşık 1,3 milyon esnafımıza 30 milyar lira, 207 bin 450 firmamıza 163 milyar lira finansman tahsisi yaptık. Yerli sermayeli kredi derecelendirme şirketini faaliyete geçirdik. Yatırımları daha fazla desteklemek için Türkiye Yatırım ve Kalkınma Bankasını yeniden yapılandırdık. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız için Dövizli Bireysel Emeklilik Sistemi uygulamasını başlattık. Vergi kayıp ve kaçağı ile kayıt dışıyla mücadele için Risk Analizi Genel Müdürlüğü kurduk. Mükelleflerin haklarına yönelik başvuruları değerlendirmek üzere de Mükellef Hakları Kurulu oluşturduk. Zor dönemde BİST’in vatandaşlarımıza verdiği güven ile borsadaki katılımcı sayısını yaklaşık 1,5 kat artırarak 1,5 milyonun üzerine çıkardık. 2018 yılında 85 milyar, 2019 yılında 60 milyar kredi kefalet desteğini hayata geçirdik. 2020 yılında kredi garanti kurumlarına aktarılabilecek kaynak tutarının üst sınırını 25 milyar liradan 50 milyar liraya çıkardık. Salgın sürecinde 29 milyar lira tutarında vergi ödemesi ile 40 milyar liralık SGK-Bağkur prim ödemesini erteledik, işverenlerimize nefes aldırdık. Ticarette; ihracatımızı destekleyecek, ithalatı azaltacak, cari dengeyi açıktan fazlaya çevirecek bir stratejiyi hayata geçirdik. Bu kapsamda, 2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracatımızı, 2019 yılında 5 katına çıkararak 180,8 milyar dolara ulaştırdık. Son iki yılda değer bazında toplam 346,4 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Önceki 24 ay ile kıyaslandığında son iki yılda ihracatımız toplamda yüzde 6,5 oranında artış göstermiştir. Aynı dönemde dış ticaret açığımız yüzde 53,7 oranında azalmış, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 84,1 seviyesine çıkmıştır. İhracata yönelik mevcut ve yeni destek paketleriyle, ihracatçılarımıza son iki yılda toplam 6,1 milyar lira destek sağladık. Türk Eximbank bu dönemde 57,3 milyar doları kredi ve 32,9 milyar doları sigorta olmak üzere, ihracatçılarımıza toplam 90,2 milyar dolar tutarında destek verdi. İhracatımızın daha geniş bir tabana yayılmasını sağlayabilmek amacıyla kadın ve genç girişimcileri harekete geçirmekten il bazlı potansiyel tespitine kadar pek çok projeyi hayata geçirdik. Potansiyel üretici-ihracatçı firmaların il bazında tespit etme projemizi 40 ilde tamamladık, kalan 41 ilimizde de uyguluyoruz. Bu firmaları yeni ve sürekli ihracatçılar haline dönüştürmeyi hedefliyoruz. İhracatçılarımızın dünyanın her noktasında daha aktif ve görünür olmalarını sağlamak için son iki yılda 11 bin 655 iş insanımıza yeşil pasaport vererek, pek çok ülkeye vizesiz seyahatin yolunu açtık. Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi ve Elektronik Ticaret Bilgi Platformunu hizmete açarak, ülkemizin ilk e-ticaret verilerini açıkladık. 2019 yılı itibarıyla e-ticaret hacmi 136 milyar lira olarak gerçekleşmiştir. Esnaf ve sanatkârlarımız, hem toplum yapımızın hem de ekonomimizin bel kemiğidir. Son iki yılda toplam 1 milyon 187 bin esnaf ve sanatkâra toplam 62,5 milyar lira faiz indirimli kredi kullandırdık. Bu desteklerden yararlanan esnaf sayısında yüzde 197, kredi miktarında ise yüzde 113 artış olduğunu görüyoruz. Yüksek katma değerli, yüksek teknolojili üretim ve ihracatı teşvik amacıyla İstanbul’da ‘Bilişim İhtisas Serbest Bölgesi’ kurduk. Yerli sanayimizi korumak ve üretim kapasitemizi artırmak amacıyla, toplam ithalat rakamı 34,2 milyar dolar olan 5 bin 105 adet ürüne ilave vergi getirdik. Temassız ticaret yöntemini geliştirerek, salgın sürecinde Avrupa Birliği üyesi ülkeler, Irak ve İran’la olan ticaretimizin kesintisiz sürmesini sağladık. Lisanslı depolardaki ürünlerin tek bir platform üzerinden alınıp satıldığı Türkiye Ürün İhtisas Borsasını faaliyete geçirdik. Lisanslı depo sayımızı son iki yılda 57 adet artırarak 110’a ve lisanslı depo kapasitesini 3,2 milyon ton artışla 5,7 milyon tona ulaştırdık. 2019 yılında Sarp, Kapıköy ve Çobanbey gümrük kapılarını, 2020 yılında da Öncüpınar, Kapıkule ve Hamzabeyli gümrük kapılarını modernize ettik. Tasfiyelik eşyaların tüm vatandaşlarımızın katılabildiği e-ihale yöntemiyle ve online olarak satışına başladık. Bu yöntemle son iki yılda 596 milyon lira tutarında gelir elde ettik. Son iki yılda, önceki döneme göre yüzde 21’lik artış 6,2 milyar lira değerinde kaçak eşya yakalandı. Rekabet Kanunu ile Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu çıkardık, Elektronik Çek ve Bono Kanunu Teklifini son aşamasına getirdik” diye konuştu

“Sanayi ve teknoloji”

Sanayi ve teknolojide; özel sektör, kamu kurumları ve akademiyle istişare içinde hazırladıkları 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisini kamuoyuna açıkladıklarını söyleyen Erdoğan, salgın döneminde, sanayinin kabiliyeti ve kapasitesi sayesinde ihtiyaç duyulan ürünlerin kolayca üretebildiğinin altını çizdi. Erdoğan, “Bunun da ötesinde, sağlık alanında yenilikçi ürünler geliştirdik, küresel rekabet iddiamızı ortaya koyduk. Rekor sürede ürettiğimiz yerli yoğun bakım solunum cihazıyla, hem ülkemize, hem de dünyaya nefes olduk. Tanı kitleri, aşı ve ilaç alanındaki projelerimiz, yurt dışında yapılan çalışmaların ötesinde bir vizyona sahiptir. Sanayileşme ve Milli Teknoloji Hamlesi hedeflerimize daha hızlı varmak için üst düzey kararları alacak Sanayileşme İcra Komitesi’ni kuruyoruz. Ülkemizin 60 yıllık hayali olan yerli otomobil projesini hayata geçiriyoruz. 2019’un son günlerinde milletimizin takdirine sunduğumuz Türkiye’nin Otomobilinin fabrikasının temelini attık, inşallah 2022 yılının son çeyreğinde aracımız banttan inecek. Bu projeyle elektrikli araçlar konusunda dünyada lider ülkelerden biri olacağız. Ülke genelindeki şarj altyapısını 2023’e kadar yeterli seviyeye ulaştırarak, otomobilimizin her yerde kullanılabilmesini temin edeceğiz. Raylı sistemlerde de küresel bir oyuncu olma hedefimiz var. Bu sene başında milli elektrikli trenimizi raylara indirdik, 2022 yılında da milli anahat lokomotifimiz raylarla buluşacak, milli yüksek hızlı trenimizi de en kısa sürede raylarla buluşturmayı hedefliyoruz. Planlı sanayileşme politikalarımız kapsamında geçen sene 7 ayrı organize sanayi bölgesi projesini tamamlamıştık, bu yılın ilk yarısındaysa 6 organize sanayi bölgesine tüzel kişilik kazandırdık. Böylece ülkemizdeki organize sanayi bölgesi sayısı 320’ye ulaştı. Geçen yıl İstanbul, Balıkesir, İzmir, Bursa, Mardin, Çanakkale, Trabzon, Adana ve Ankara’da ilan ettiğimiz 12 yeni endüstri bölgesinde özel sektörümüz yaklaşık 8,5 milyar dolarlık yatırım planlıyor. Bu yılın ilk yarısındaysa Konya Teknoloji ve Toros Özel Endüstri Bölgelerini ilan ettik. Ülkemizin uzun dönemli petrokimya ihtiyaçları için stratejik öneme sahip Ceyhan, Filyos ve Karapınar Endüstri Bölgelerinde, inşallah yılın ikinci yarısında yatırımların başlamasını bekliyoruz. Tüm sanayi bölgeleri demiryolu ve liman bağlantısına kavuşacak. Sanayide verimlilik ve dijital dönüşümü sağlamak için Ankara, Bursa, İzmir, Konya, Kayseri, Mersin ve Gaziantep’te yetkinlik ve dijital dönüşüm merkezleri kurduk. Son iki senede, özel sektörün 337 milyar liralık sabit yatırımını desteklemek üzere, yaklaşık 440 bin vatandaşımıza ilave istihdam oluşturacak, 12 bin 247 yatırım teşvik belgesi düzenledik. KOSGEB aracılığıyla 137 bin işletmeye toplam 3,3 milyar lira destek ödemesi yaptık. Girişimcilik desteklerimiz sayesinde 62 bin yeni işletme kuruldu. Kalkınma Ajansları ve Bölge Kalkınma İdareleri vasıtasıyla 5 bin 870 projeye 3 milyar liraya yakın kaynak aktardık. İnovasyon öncülüğünde bir büyüme için son iki yılda Ar-Ge merkezleri sayısını 913’den bin 236’ya, tasarım merkezleri sayısını 230’dan 372’ye, teknopark sayısını da 81’den 85’e çıkardık. İzmir Teknoloji Üssü projesini, Bilişim Vadisinin kurumsal gücüyle birleştirdik. Kocaeli’nden İzmir’e bir teknoloji koridoru kuruyoruz. Adeta sıfırdan inşa ettiğimiz ARGE ekosisteminin meyvelerini toplamaya başladık. Hedefimiz 2023’e kadar ülkemizden en az 10 tane, milyar dolarlık yeni şirket çıkarmaktır. Beşeri sermayenin güçlendirilmesi alanında kritik adımlar attık. Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı ile dünyanın sayılı üniversitelerinden, araştırma merkezlerinden ve alanında öncü küresel firmalarından 127 üst düzey araştırmacıyı ülkemize getirdik. TÜBİTAK'ın çeşitli programları kanalıyla ülke genelinde son iki senede 7 milyonun üzerinde gencimize ulaştık. Son iki yılda 79 gencimiz uluslararası bilim olimpiyatlardan 105 madalya ile döndü. Geleceğin teknoloji yıldızlarını yetiştirmek üzere başlattığımız Deneyap Türkiye Projesi kapsamında, 30 şehrimizde teknoloji atölyelerinin kurulumunu tamamladık. 81 ilde 100 Deneyap Teknoloji Atölyesinde 50 bin özel yetenekli öğrenci yetiştireceğiz. Toplumda teknoloji ve yenilikçiliğe yönelik ilgiyi artırmak amacıyla 2 yıldır düzenlediğimiz TEKNOFEST, dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali oldu. Türkiye Uzay Ajansıyla ülkemizin kritik bir ihtiyacını ve beklentisini karşılamış olduk” açıklamasında bulundu.

“Enerji”

Enerjide; Türkiye’nin kendi kendine yetmesinin ötesinde, küresel bir merkez olma yolunda kararlılıkla ilerlediğinin altını çizen Erdoğan, bu alanda yapılan hizmetleri şu şekilde açıkladı:

“Bu kapsamda 2015 yılında inşasına başladığımız TANAP Projesinin Gürcistan-Türkiye sınırından Eskişehir’e kadar olan kısmını Haziran 2018’de, Avrupa bağlantısını ise Ekim 2019’da açtık. Türk Akımı doğal gaz boru hattının denizden geçen kısmını Kasım 2018’de tamamladık, 1 Ocak 2020 tarihi itibariyle gaz alımına başladık. Sıvılaştırılmış gaz, doğal gaz depolama ve yeniden gazlaştırma terminali, yer altı doğal gaz depolama tesisleri alanında gelişmiş bir altyapı kurduk. Türkiye’nin ilk deniz sondaj gemisi Fatih, Ekim 2018’de Akdeniz’de sondaja başladı. Geçtiğimiz yıl ikinci sondaj gemimiz Yavuz, sondaj çalışmalarına başladı. Bu hamlelerimizle, Türkiye’ye karşı Doğu Akdeniz’de kurulmaya çalışılan tuzakları tersine çevirdik. KKTC’nin Türkiye Petrollerine verdiği ruhsat alanlarında ve kendi kıta sahanlığımızda arama ve sondaj çalışmalarına aralıksız devam edeceğiz. Şunu altını çizerek ifade etmek istiyorum, biz ne sismik araştırma gemilerimizle ne sondaj gemilerimizle birilerinin iznine tabi değiliz. Biz uluslararası deniz hukuku neyi gerektiriyorsa, uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa, Doğu Akdeniz’de haklarımız nelerse bugüne kadar bu adımlarımızı attık, bundan sonra da atmaya devam edeceğiz. Akkuyu Nükleer Güç Santralimizin yapımı sürüyor. Kömür üretimimiz Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırarak 101,5 milyon tona ulaştı. BOR'lu Malzemeler Araştırma Laboratuvarını kurduk ve Bor Karbür Üretim Tesisinin inşasına başladık. Daha önce teknoloji yetersizliği nedeniyle ham madde olarak ihraç ettiğimiz madenlerimizi, artık burada kendi teknolojimiz ve kendi insan kaynağımızla işleyerek yurt dışına satacağız. Son dönemde yerli ve yenilenebilir enerjiye yaptığımız yoğun yatırımların karşılığını da almaya başladık. 2019 yılında elektriğimizin yüzde 62’sini yerli ve yenilenebilir kaynaklardan ürettik. Toplam 2 bin 13 adet elektrik üretim tesisi devreye alarak, elektrik kurulu gücümüzü son iki yılda 87 bin megavattan 92 bin megavata çıkardık. Yine bu dönemde bin 443 megavat hidroelektrik, bin 226 megavat rüzgâr, bin 547 megavat güneş, 370 megavat jeotermal enerjisi kurulu gücünü devreye aldık. Yani enerjide de Türkiye muhtaç ülke olmaktan çıkmıştır. Yıllık 10 milyon ton ham petrol işleme kapasiteli STAR rafinerisi faaliyete başladı. Son iki yılda 4 il ve 117 ilçe-beldeye doğal gaz arzı sağlayarak, doğal gaz kullanan il sayısını 81'e, ilçe-belde sayısını ise 552'ye çıkardık.”

“Dış politika”

Dışişlerinde; “Dünya 5’ten büyüktür” anlayışıyla, her alanda tüm insanlığın ortak çıkarları için mücadele verdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu anlayışla, 2018 yılında 242 olan yurtdışı temsilcilik sayımız 246’ya yükselterek, dünyadaki etkinliğimizi artırdık. Suriye ihtilafına kalıcı çözüm bulunması için hem sahada, hem de masada etkin konumumuzu sürdürdük, sürdürüyoruz. Bin yıllık komşumuz ve kardeşimiz olan Suriye halkı özgürlüğe, huzura, güvene kavuşana kadar bu ülkede kalmaya devam edeceğiz. Bugünlerde Suriye’de bir seçim yapıyorlar, sözde seçim, böyle seçim mi olur, nerede dünyanın ‘demokrasi’ diyen ülkeleri, hiç birinin ağzından bir kelam çıkıyor mu, ‘siz ne yapıyorsunuz’ diyen var mı, böyle seçim mi olur? Bizim geçmişte olduğu gibi, tek parti döneminde yaşandığı gibi, bunlarda aynısını yapıyor. Bakıyorsunuz demokrasi noktasında çok ileri olduğunu söyleyenler, bunun yanında BM, kalkıp ta ‘ne yapıyorsun’ diyen yok. Vatandaş eli mahkum orada oyunu kullanıyor. Şimdi birde seçim neticesi ilan ederler evlere şenlik. Yapacakları iş bu. Bütün bunlara karşı biz sesimizi yükseltmek durumundayız. O mazlumların, mağdurların adına sesimizi yükseltmek durumundayız” dedi.

Libya Milli Mutabakat Hükümeti’yle 27 Kasım 2019 tarihinde Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası ve Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına ilişkin Mutabakat Muhtırası imzalandığını hatırlatan Erdoğan, “Bu ahdi ve meşru zeminde Libya ile işbirliğimizi geliştiriyoruz. Libya ile imzaladığımız Mutabakat Muhtırasına dayalı olarak ülkemizin Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarındaki hak ve çıkarlarını sonuna kadar kararlılıkla savunuyoruz. Ayrıca bu ülke ile enerji alanındaki işbirliğimizin güçlendirmek için ilave adımlar atıyoruz. Libya’nın meşru hükümetine karşı saldırgan tavırlar içinde olan herkesi, uluslararası hukuka ve Libyalıların iradesine saygı göstermeye davet ediyoruz” diye konuştu.

Türkiye-Irak diyaloğunu, her alanda ve düzeyde yoğunlaştırmanın gayreti içinde olduklarının altını çizen Erdoğan, “Irak’ın siyasi birliği ile toprak bütünlüğünün korunması, terör örgütleriyle mücadele, yatırım ve ticaretin geliştirilmesi, Irak Türkmenlerinin haklarının korunmasına amacıyla, bu ülkeye yönelik çabalarımızı sürdüreceğiz. Körfez’deki stratejik ortağımız Katar’la kapsamlı işbirliğimizi, en üst düzeyde yürütülen çabalarla pekiştirdik. Geride bıraktığımız iki yıllık dönemde Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı ile İslam İşbirliği Teşkilatında dönem başkanlıklarını başarıyla yürüttük. İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanlığımız süresince düzenlediğimiz 30’dan fazla üst düzeyli toplantıyla örgütün faaliyetlerine ivme kazandırdık. Ayrıca, İsrail’in hukuksuz adımları karşısında 2017 ve 2018 yıllarında Kudüs konulu iki olağanüstü zirveye ev sahipliği yaptık. 2020 yılında Asya İşbirliği Diyaloğu, D-8, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Forumu ile Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanlıklarımızın etkili biçimde yürütülmesinin gayreti içindeyiz. Balkanlardaki en geniş bölgesel işbirliği forumu olan ve 13 bölge ülkesinin katıldığı Güneydoğu Avrupa Ülkeleri İşbirliği Süreci’nin Dönem Başkanlığını da 1 Temmuz 2020 tarihi itibarıyla üstlendik. Birleşmiş Milletler Genel Kurul Başkanlığı’na ilk defa Türkiye’nin adayı hamdolsun seçildi. En Az Gelişmiş Ülkelere Yönelik Birleşmiş Milletler Teknoloji Bankası, 4 Haziran 2018 tarihinde Gebze’de açıldı. Türkiye’yi tehdit eden terör örgütlerinin yurt dışındaki uzantılarıyla mücadelemize kesintisiz şekilde devam ettik. Bu kapsamda uluslararası ve kurumlararası işbirliğinin geliştirilmesine yönelik yoğun gayret gösterdik. Avrupa Birliği ülkeleri, Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri gibi yoğun ilişkiler içinde olduğumuz yerlerle ikili ilişkilerimizin geliştirilmesi için üst düzey temaslarla yoğun çalışmalar yürüttük. Önde gelen üyelerinden olduğumuz NATO bünyesinde yüksek görünürlüğe sahip faaliyetler sürdürdük. Milli davamız olan Kıbrıs meselesine ilişkin kararlı duruşumuzu her alanda ortaya koyduk. Afrika ile ilişkilerimizi, ülkemizin 54 Afrika ülkesinden 42’sinde temsil edilir hale gelmesi sayesinde, kritik yardımlar ve girişimlerle pekiştirdik. Ankara’daki Afrika ülkesi büyükelçiliklerinin sayısı da 37’ye yükseldi” ifadelerini kullandı.

“Kültür ve turizm”

Kültür ve turizmde; Türkiye’nin değerlerini ortaya çıkarma ve koruma amaçlı çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Erdoğan ,”Bu çerçevede, dünyanın bilinen en eski yerleşim yeri olan Göbeklitepe’nin UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesine girmesini sağladık. Bu tarihi değerin dünyada tanınması için 2019 yılını Göbeklitepe Yılı ilan ettik. Türkiye, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listelerine Kayıtlı Unsurlarda 178 ülke arasında ilk 5’te yer alıyor. Tarihi mirasımızı ortaya çıkarmak için son iki yılda 363 kazı gerçekleştirdik. Yurt dışından toplam 13 bin 91 eseri ülkemize getirdik.

Turizmde, 2018 yılında ülkemize gelen ziyaretçi sayısı 46 milyonu aşarken, 2019 yılında bu sayı 52 milyona yaklaştı. Salgın nedeniyle bu yıl tüm dünya gibi biz de hedeflerimizi tutturamasak da inşallah en kısa sürede kayıplarımızı telafi edeceğiz. Mavi bayraklı plaj sayımız bu dönemde 459’dan 486’ya yükseldi. Son 18 yılda toplam 5,5 milyar lira kaynak kullanarak 5 bin 400 tarihi eserimizi restore etmiştik, son iki yılda buna 234 eser daha ekledik. Bu yıl içerisinde Sivas Gök Medrese ve Erzurum Çifteminareli Medrese Vakıf Müzelerinin açılışlarını yapmayı planlıyoruz. 2002 yılında 85 milyon dolar olan resmi kalkınma yardımlarımız, OECD verilerine göre, geçen yıl 8,6 milyar dolar seviyesine çıktı. Bu rakamla, tutar bakımından Türkiye dünyada en fazla resmi kalkınma yardımı yapan 6’ncı ülke olurken, milli gelire göre ise ilk sırada yer almıştır. Birleşmiş Milletler tarafından konulan milli gelirin yüzde 0,7’sini yardımlara ayırma oranını, Türkiye bu yıl da yüzde 1,15 oranıyla aşmıştır. Acil ve insani yardımlarda da Türkiye son yıllarda büyük başarı gösteriyor. Ülkemiz TİKA ve diğer kurumlarımız eliyle, Suriye savaşı mağdurları başta olmak üzere, Irak’ta, Yemen’de, Arakan’da, Afganistan’da, Somali’de ve pek çok coğrafyada mazlum ve muhtaçların elinden tutuyor. Dünyanın göz ardı ettiği Arakanlı Müslümanlara yardım yapan en aktif ülke olarak, Bangladeş sınırındaki kamplarda faaliyetlerimize devam ediyoruz. Son iki yılda dünyanın çeşitli yerlerindeki mazlumlar ve kardeşlerimiz için 300’ün üzerinde okul, 75 hastane ve klinik inşa ettik veya yeniledik. Balkanlar, Doğu Avrupa, Orta Asya, Ortadoğu ve Afrika gibi farklı coğrafyalarda 25’in üzerinde yeni restorasyon çalışması başlattık. Sadece son 2 yılda Balkanlar ve Doğu Avrupa bölgesinde tamamlanan veya devam eden 24 restorasyon projemiz bulunuyor. Türkiye bursları kapsamında 2018 yılında 135 bin, 2019 yılında 146 bin 700 başvuru alırken, 2020 yılında bu rakam 172 ülkeden 155 bin 700’e ulaştı.

Hâlihazırda dünyanın dört bir yanından 16 bin öğrenciye kendi bursumuzla ülkemizde eğitim imkanı sağlıyoruz. Kuruluşunun 10’ncu yılında 48 ülkede 58 Yunus Emre Türk Kültür Merkezi vasıtasıyla, uluslararası kültürel ilişkilerimizi yürütüyoruz. Son iki yılda yine Yunus Emre Enstitüsü aracılığıyla, Türkiye Bilimsel ve Akademik İşbirliği Projesini başlattık” dedi.

“Biz sözümüzü eserlerimizle söylüyoruz”

Bakanlıkların ve kurumların icraatlarını paylaşmanın, sadece ana başlıklarıyla ve özetin özeti mahiyetinde bir anlatımla dahi bir hayli uzun sürdüğünü söyleyen Erdoğan, “Hep söylediğimiz gibi, bizim siyasetimiz; eser siyasetidir, hizmet siyasetidir, icraat siyasetidir” ifadesini kullandı.

“Biz sözümüzü eserlerimizle söylüyoruz” açıklamasında bulunan Erdoğan, her platformu, millete hesap verme yeri olarak gördüklerini belirterek, “İster açılış, ister temel atma, ister tanıtım, ister başka bir program olsun, hepsinde yaptıklarımızı, yapacaklarımızı, gündemimizi, sevinçlerimizi, üzüntülerimizi milletimizle paylaşıyoruz. Bugün, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişimizin ve kabinemizin göreve başlayışının ikinci yılı vesilesiyle, böyle kapsamlı bir değerlendirme yaptık. Esasen, tüm icraatların tam bir icmalini ortaya koymaya kalksak, günlerce bu kürsüde kalmamız gerekir. Milletimiz, yapılan her işi, getirilen her hizmeti, izlenen her siyaseti, günlük hayata yansımaları itibariyle zaten bizzat yaşayarak görüyor. Dünyadaki en büyük saadet, Hakka ram olarak onun rızasını, halka hizmet ederek de onun takdirini kazanmaktır. Hamdolsun, ömrümüzün 40 yılı aşkın siyaset döneminin her gününü bu anlayışla değerlendirmeye çalıştık. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızda, hiçbir ayrım gözetmeksizin bu aziz şehrin halkının gönlünde taht kurmanın gayreti içinde olduk. Başbakanlığımız döneminde, 81 vilayetimizdeki her bir vatandaşımızın gönlünde taht kurmanın peşine düştük. Cumhurbaşkanlığımızda da, aynı anlayışla gece gündüz çalıştık. Şayet ortada bir başarı varsa, bunun sahibi önce Hak, sonra milletimizin bizatihi kendisidir. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteği olmadan hiçbir şey yapamayacağımızı, hiçbir eser ortaya koyamayacağımızı, hiçbir başarı kazanamayacağımızı bilecek idrake sahibiz. 26 Ağustos Malazgirt geliyor, Sultan Alparslan 25’inde biliyorsunuz Ahlat’tan Malazgirt’e hareket etmişti. Biz de Ahlat’ta Cumhurbaşkanlığının bir merkezini kurduk. İnşallah 25’inde gece orada olacağız, geceyi orada geçirerek, ertesi sabah Malazgirt’e hareket edeceğiz. Korona virüs çok rahat hareket etmemize engel olacak ama öyle de olsa, böyle de olsa biz geceyi orada geçirip, Sultan Alparslan’ın izinden Malazgirt’e yürüyecek, 26’sınıda programımızı tamamlayıp tekrar işlerimize döneceğiz. Kerameti kendinde görüp nefsine yenik düşerek halka tepeden bakanların, istikameti kaybetmesi mukadderdir. Çok güzel bir eser Ahlat’ta, tam Van Gölü’nün kenarında meydana geldi. Sultan Alparslan’a yakışan bir eser orada meydana geldi. Eşek ölür kalır semeri, insan olur kalır eseri. Bu eserlerle anılacağız. Hamdolsun biz bu yanlışa düşmeden çalıştığımız, mücadele verdiğimiz, gereken gayreti gösterip tevekkül ettiğimiz için bugünlere geldik. İnşallah bundan sonra da aynı anlayışla, aynı teslimiyetle, aynı kalp ve zihin huzuruyla, yönümüz hep geleceğe dönük olarak mücadeleyi sürdüreceğiz. Türkiye, gerçekten çok zor ve bir o kadar da tarihi süreçlerden geçiyor. Bilhassa son 7 yıldır kesintisiz yaşadığımız saldırıların, günlük siyasi sonuçlar elde etme değil, doğrudan inancımıza, tarihimize, kültürümüze, birliğimize, beraberliğimize, vatanımıza, ezanımıza, bayrağımıza, tüm kutsallarımıza yönelik amaçları olduğunun gayet iyi farkındayız. Sokakların karıştırılmasından darbe girişimlerine, terör örgütlerinin kışkırtılmasından ekonomimize kurulan tuzaklara kadar her saldırının aynı hedefe yönelik gülleler anlamı taşıdığı konusunda şüphemiz bulunmuyor. Milletimiz, vatan topraklarındaki bin yıllık tecrübesinin verdiği irfanla, bu gerçeği görmüş ve safını istiklali ve istikbalinden yana belirlemiştir. Bize düşen, milletimizin bu fedakârlığına karşı borcumuzu, içeride ve dışarıda oynanan tüm oyunları bozacak feraset, gayret ve azimle çalışarak ödemektir. Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştırana kadar durmadan, duraksamadan, önümüze çıkan hiçbir engel karşısında yeise düşmeden, hizmet çıtasını hep yükselterek yolumuza devam edeceğiz. Cumhurbaşkanı ve kabinesi olarak, üçüncü yılımızda, dördüncü yılımızda, beşinci yılımızda da bu muhasebeyi yaparak, 2023’e kadar çalışacağız.”

Ankara, iha

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız