6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli olarak meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüklerindeki depremin etkilediği 11 ilden, en büyük hasar gören 4 il arasında yer alan, büyük yıkım ve can kaybının yaşandığı Malatya'da, deprem sonrası yeniden imar çalışmalarıyla ilgili başta, kapalı kapılar arkasında hazırlanan, ne Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ne de Büyükşehir Belediyesi'nin sahip çıktığı rezerv alan tespitleri ve buraya yönelik yıkım girişimleri devam ederken, mülkiyet hakları yok edilmek istenen sağlam ya da hafif hasarlı bina sahipleri sorularına yanıt bulamadıkları gibi, kendilerini 'doğru- dürüst' bilgilendirecek bir yetkiliye de ulaşamıyor.
MALATYA MİLLETVEKİLLERİ OLANLARA KULAK KAPATARAK, 'UYUYUP, UYUTURKEN'..
İktidar partisinin Malatya milletvekilleri, Malatya'da rezerv alanlarının hangi ölçütlere göre belirlendiği, siyasi güç, makam ve para sahibi olanların mülklerinin neden rezerv alanı dışında bırakıldığı başta olmak üzere birçok soruya yanıt bulamazken, mülkiyet hakları yok edilmek ve mallarına çökülmek istenen mülk sahipleri, gerçekte yaşanan sorunlar yerine ilgili bakan ve bürokratlarla yaptıkları görüşmelerde aldıkları birbirini tutmayan yanıtlarla durumu idare etmeye çalışırken, umudunu diğer illerin siyasilerinin girişimlerine bağladılar. Malatya milletvekilleri, kentte yaşanan belirsizliklere karşın, kendilerine aktarılan notları kamuoyuna duyururken, benzer sorunların yaşandığı Hatay'ın CHP'li milletvekili Mehmet Güzelmansur, bakanla (Çevre Bakanı Mehmet Özhaseki) ile yaptıkları görüşmede "Bakanla yaptığımız görüşmede rezerv alanın zorla olmayacağını, isteyenlere yapacaklarını söyledi. Biz bakana güveniyoruz ama bunun resmi bir güvence ile kayıt altına alınmasını istiyoruz." yanıtı aldıklarını açıkladı.
Aynı bakanla görüşen AKP Malatya Milletvekilleri Bülent Tüfenkci ve Abdurrahman Babacan'ın, böyle bir sıkıntıyı bakana iletmedikleri anlaşıldı. Malatya milletvekilleri, rezerv alan olarak belirlenen yerlerde yaptırılacak binalarla ilgili, çok büyük rakamlar olmasına rağmen yapılan ve yapılacak ihale rakamları hakkında bilgi verilmeyen inşa çalışmalarını, 'konut ve işyeri ihtiyacı' gerekçesiyle Malatya kamuoyuna aktarmayı seçtiler.
GÖRSEL: Kuyumcular Çarşısı'nı yapma uğruna Söğütlü Cami'yi binaların arasına gömdüler, tepkiler üzerine camiyi gezdirmeye başladılar. Ancak yeni yerler de tepki görünce, camiyi eski yerine döndürdüler
Bu arada, Malatya'da ilk etapta 'rantı çok yüksek' olan ve kent merkezi olarak da adlandırılan çarşı bölgesinde başlatılan imar ve inşaat çalışmaları da, sadece ranta yönelik yapıldığı iddialarını güçlendirecek şekilde devam ediyor. Çarşı bölgesinde, Yeni Cami ile Çevre Yolu arasındaki alanda, zemin etüdü olmadan başlatılan, temel çukurlarının yer altı sularıyla dolmasıyla, bu suyun yapılacak bir projeyle toplanarak tahliye edilmesi ve sulamaya aktarılması gerektiğinin dile getirilmesine karşın, çok tartışılan 'demirsiz fore kazık' yöntemi tercih edilerek, sulu zeminin üzerine inşaatta ısrar edilirken, yine ranta yönelik baskınedeniyle kaldırılamayan Kuyumcular Çarşısı'nı yeniden inşa etmek için Söğütlü Cami'yi binaların arasına gömmek, tepki üzerine önce Akpınar Meydanı'nda bir işhanı bünyesine yerleştirmek, daha sonra eski Belediye Meydanı'na cami inşa etmek gibi girişimlere tepki sürünce, caminin binalar arasına gömüldüğü ilk yere inşasına karar verilmesi de, bu bölgeyle ilgili imar düzenlemesinin ne denli gayri ciddi yapıldığı iddialarına kanıt oluşturuyor.
REZERV ALANLARI TAM BİR MUAMMA..
Mülkiyet sahiplerinin yasal haklarını kısıtlayan, engel getiren, tüm inisiyatifi uygulayıcılara veren, deprem bölgesindeki binaların dönüştürülmesi, yeniden inşası gerekçesiyle gündeme getirilen 'rezerv alanları' ile ilgili uygulamanın Malatya cephesinde, gerek belirsizlik, gerek objektif bir ölçünün olmaması, keyfi davranışlar, kişiye ve kuruma özel işlem, mülkiyet sahiplerine doğru bilgi verilmediği gibi, yalan ve yanlış bilgilerle yanıltmaya yönelik girişimler sık sık gündeme getirilmesine rağmen gerek Malatya'daki yerel yönetimler, gerekse ilgili bakanlık yönetimi, gerekse de milletvekilleri bu konuda güvenilecek bir tavır içerisine girmiyorlar.
Malatya'da 6 Şubet depremlerinin hemen arkasından, içerisinde ikamet edilen çeşitli semtlerdeki on binlerce bina hasar görmesine ve yüz binlerce insanın evsiz kalmasına karşın, ilk etapta rantı çok yüksek olan çarşı merkezinde, ana caddelerde yıkımlara başlanıp, bu bölgelerde rezerv alanlar oluşturma çabaları, birilerinin depremi fırsata dönüştürme çabası olarak yorumlanırken, yapılan çalışmaların tamamen kapalı kapılar ardında planlanması, Malatya kentinin yeniden imarının, mühendislik ve mimarlık eğitiminde yetkinliği olan nitelikli bir üniversite yerine özel bir mimarlık firmasına verilmesi, bunların yaptıkları çalışmalara da başta siyasi olmak üzere çeşitli gerekçelerle müdahale edilerek yönlendirilmesi, ortaya çıkan gelişmelerle görüldü.
AKP'nin içerisinde de ciddi gücü olan kuyumcu lobisinin, kent meydanının genişletilmesine ilişkin çok önceki yıllara dayanan planlamaların maliyet yüksekliği nedeniyle gerçekleştirilmemesine karşın, depremle ortaya çıkan durum nedeniyle kolaylıkla yapılabilecek durumdayken, Kuyumcular Çarşısı'nın yeniden inşa edilebilmesi öncelikli olarak ele alınmış, bu inşaata hızla başlanmıştı. Bu nedenle, Söğütlü Cami'nin binalar arasına gömüldüğü, adeta gözden saklandığı bir proje ortaya çıkınca, bu durum tepki görmüş, bunun üzerine caminin yeri önce Akpınar Meydanı'ndaki bir işhanıyla birlikte inşa edilmek üzere kaydırılmış, bu da tepki görünce, eski belediye binasının yerine caminin yapılacağı Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından açıklanmıştı. Fuzuli Caddesi'nin girişinin kapatılması pahasına gerçekleştirilmek istenen Kuyumcular Çarşısı'nı, tüm şehir imarı bilimine adeta ihanet edilmesi doğrultusunda seçilen üçüncü yer, bir kez daha tepki görünce, son olarak cami eski yerine, binalar arasında kaybedileceği bölgeye tekrar taşınmıştı. Bu "cami gezdirme" olayı, Malatya'da 'ölümü gösterip sıtmaya razı ettirme' yorumlarına yol açmıştı.
GÖRSEL: Mücelli Caddesi'nde ve Valilik arkasında, AKP eski milletvekillerine ait gayrimenkullerin rezerv alan dışında bırakıldığını gösteren kroki
Yine, malatyahaber.com'un, kişilere ve kurumlara özel rezerv alanı sınırları çizildiği, bazı AKP'li siyasilerin, torpilli ve güçlü kişilerin rezerv alanı dışında bırakıldığı yolunda, buna ilişkin krokilerle birlikte gündeme getirdiği haberden sonra, Vali Ersin Yazıcı başkanlığında yapılan bir toplantıda, konunun sorulduğu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü ile bu dairenin bağlı olduğu Vali Yardımcısı, böyle bir kroki olmadığını öne sürmüşler, birkaç gün sonra 'inkar edilen, yalanlanan' kroki Valilik tarafından bir başka haberle kamuoyuna açıklanarak "rezerv alan" konusundaki tüm çalışmaların ne kadar gayri ciddi ve adaletten uzak, keyfi yapıldığı bir kez daha ortaya çıkmıştı. Ancak, Vali Yazıcı, kendisine toplantıda yalan bilgi veren daire müdürü ve Vali Yardımcısı ile ilgili bir işlem yapmadığı gibi, suskun kalmıştı.
Malatya Büyükşehir Belediye Meclisi'nin geçtiğimiz hafta Sami Er başkanlığında yapılan ilk toplantısında CHP grubu adına konuşan Mimar Günnur Tabel de rezerv alanları ve belirsizliğe dikkat çekerek, "Şehir merkezinden ve diğer yerlerdeki başlatılan rezerv alanlar da tam bir muamma. Ne şartlarda, hangi planlarla ve bu planlama nereden hazırlanarak yapılmakta bilinmiyor. Başta hak sahibi hemşerilerimiz olmak üzere tüm kamuoyu bu konuda detaylıca bilgilendirilmelidir. Tabii ki anlıyoruz, bir şekilde başlamak ve hızlıca çözmek gerekiyor. Çünkü esnaf bir an önce ayağa kalkmazsa, çarşı ticareti canlanmazsa korkarım yakında Malatyalı hemşerimiz kalmayacak." eleştirisini dile getirirken, bu konuşmasına da yanıt verilemedi.
BİR TÜRLÜ AÇIKLANAMAYAN 'ÖZEL' İŞLEMLER!..
Malatya'da belirlenen rezerv alanlarına ilişkin Battalgazi Belediyesi dışında kamuoyuna açık bilgi verilmezken, Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, rezerv alanı ilan edilen mahalle sayısının 28'e çıkarıldığını belirtirken, bu belediyenin basına da yansıyan, "garip" rezerv alanı krokileri, yapılan çalışmaların ayrım gözetilmeden ve herkese aynı koşulların uygulanacağına ilişkin çok az da olan beklentileri de yok etti. Başta Mücelli Caddesi'nde eski AKP Milletvekili Öznur Çalık, Valilik arkasında eski AKP Milletvekili Cemal Akın'a ait olan, çevresi rezerv alanı ilan edilmesine rağmen bu kapsama sokulmayan yerlerin dışında, Battalgazi Belediyesi krokilerinde belirlenen rezerv alanı adalarında bazı binaların özellikle kapsam dışında bırakıldığı görüldü. Yine, rezerv alanı bölgesinde yıkımı gereken bazı otellerin de sonradan bu kapsam dışına çıkarılması kamuoyunda konuşulurken, binaları deprem sonrası sağlam ya da hafif hasarlı olan vatandaşlar mülklerine adeta 'çökme'ye hazırlık olarak nitelendirilen, zorla karot alma, tahliye ve yıkım tehditleriyle karşı karşıya kaldılar.
İnönü Caddesi'nde binası bulunan mülk sahibi ve kiracılar, "Yeriniz zaten yol genişletme alanında kalıyor ve yıkılacak.", "Buralar artık sizin değil bizim.", "Çevre Bakanlığı ile iyi geçinin, kafa tutarsanız ileri de sonuçlarına katlanırsınız.", "Karot alınmasına müsade etmez iseniz, projeden çıkarılırsınız ve yeriniz öldü fiyata kamulaştırılır.", "Bu size son uyarı, ya kabul edin ya sonuçlarına katlanın.", "Bu binaların zaten karot örnekleri yapıldıkları yıldan beri Çevre Şehirciliğin deposunda, siz karot vermediniz ancak biz depodan kontrolünü yaptık sağlam çıkmadı. Bu nedenle tahliye etmeniz gerekiyor" şeklindeki tehditlerle yıldırılmaya çalışılıyor.
Görevli olduğunu iddia eden kişilerin, rantı yüksek yerlerdeki mülk sahiplerini pes ettirmeye çalışmalarına rağmen, bu yerlerden bazıları için henüz bir projenin bile hazırlanmadığı, yolların genişletilmesi ile ilgili kararların dahi alınmadığı da amacın sadece sağlam binaları yıkmak olduğunu da doğrular nitelikte.
YAPILAN İŞE SAHİP ÇIKAN YOK!..
Arsa değeri yüksek bölgelerde sağlam binaları bulunan mülk sahipleri, konuyu öğrenmek için gerek bakanlık, gerekse belediyelerin ilgili birimleri ile irtibata geçmeye çalışıyorlar. Ancak, yetkililer mülk sahiplerine de ser verip sır vermiyor. Mülk sahiplerinin, "Sağlam binam yıkılacak mı?" sorusuna "evet" yanıtı veren yetkililer, "Dükkanım veya evim aynı yerde mi verilecek?, Metrekarede düşüş olacak mı?, Bağımsız yerimi yeniden yaparken, metrekaresi düşük gerekçesi ile bizi başkaları ile ortak yapacak mısınız?, Yeni bina yapılınca bana herhangi bir borç çıkarılacak mı?" sorularının hiçbirine ise yanıt verilmiyor.
Sorularına cevap alamayan mülk sahipleri ise, dükkanlarının metrekarelerin küçüleceği, mülklerinin aynı yerinden verilmeyeceği, başka kişiler ile ortaklığa zorlanacakları, hatırlı kişilerin yerlerinin iyi yerlerde konumlandırılacağı, geri kalan kişilerin yerlerinin ise üste fark ödemesi adı altında çok daha kıymetsiz yerlere zorunlu olarak götürüleceği gibi endişeler yaşadıklarını dile getiriyorlar.
GÖRSEL: Battalgazi bölgesinde belirlenen rezerv alanlarında bazı binaların kapsam dışı bırakıldığını gösteren kroki
Rezerv alan olarak belirlendiği iddia edilen yerlerdeki sağlam binaları aylardır 'çat kapı karot' alınması girişiminde bulunulurken, bunu kabul etmeyen kişilerin yerlerine ise hiç bir gerekçe bildirmeden '15 gün içinde binayı tahliye edin' içerikli 'ilanen tebligat' yapılmaya başlandı. Özellikle seçimlerden sonra mülk sahiplerine yönelik yıldırma, tehdit ve baskının arttığını belirten bazı vatandaşlar, "Mülk sahiplerini çoğu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'ne itiraz dilekçesi verdikleri gibi, aynı zamanda da idare mahkemesine davada açtılar. Bu konunun peşini bırakmayacağız." dediler.
Vatandaşlar ayrıca, "Rezerv alanları ile ilgili bilgiler gizleniyor. Basına sızan bazı krokilerde detayları görebiliyoruz. Kimi hatırlı kişilerin binaları rezerv alanı dışında bırakılmış. Öyle ki bir sokakta baştan başa rezerv alanı kapmasına alınmışken, bir bakıyorsunuz arada bir veya iki bina gazete kuponu keser gibi rezerv alan dışında bırakılmış. Yetkililere sorulduğunda kaçamak cevap veriyorlar, mühendislere sormak lazım diyorlar. Bizler de diyoruz ki buralar kimlere ait onu söyleyin bir, kimler neden yerlerinin rezerv alan sınırının dışında kalmasını diretti. İnsanların vicdanını sızlatmayın. Adaletli olun." diye ortak tepkilerini dile getirdiler.
Ayrıca, rezerv alanları ile ilgili eleştirilere ve tepkilere karşın, Büyükşehir Belediyesi iş ve işlemlerin kendileriyle ilgisi olmadığını öne sürerken, aynı savunma Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkililerinden de geliyor. Belediyeler ve bakanlık, rezerv alanlarla ilgili işleri yapanlar olarak karşı tarafı adres göstermeye devam ediyorlar.
malatyahaber.com