Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu 64. Hükümet’te Gümrük ve Ticaret Bakanı olarak görev alan Bülent Tüfenkci’yi, Malatya'dan bazı oda başkanlarıyla birlikte makamında ziyaret ederek, hayırlı olsun dileğini iletti.
Karşılıklı görüş alışverişinde bulunulan ziyarette Hisarcıklıoğlu, Bakan Tüfenkci’ye, TOBB tarafından Mart ayında kitap haline getirilen ve Dede Korkut Hikayeleri'ni içeren "Dede Korkut Kitabı- Han'ım Hey"i hediye etti. Görüşmede GTİ AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Arif Parmaksız, Malatya Ticaret Borsası Başkanı Gürsel Özbey, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç ile TOBB Genel Sekreteri Mustafa Saraçöz de hazır bulundu.
OĞUZ TÜRKLERİNİN DESTANI..
Dede Korkut Hikayeleri'nden oluşan kitabın yayınlanması nedeniyle Mart ayında düzenlenen törende, pek çok kişinin, Dede Korkut kitabının, çocuk hikâyelerinden oluştuğunu düşündüğünü ancak bu eserlerin sadece çocuklar için değil, en çok da büyükler için rehber olduğunu bildiren TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu şöyle konuşmuştu:
"Elbette çocuk hikâyeleri de kıymetli ve anlamlıdır. Ama Dede Korkut’a bu şekilde bakmak, zihnimizi ve fikrimizi küçük bir alana sıkıştırıp bırakır. Bilakis, Dede Korkut, büyükler için, hatta yöneticiler için, millet ve ülkesi için mücadele etmeyi hayat tarzı olarak benimseyenler için, son derece faydalı ve değerli bir başvuru kitabıdır.
Dede Korkut Kitabı’ndaki hikâyeler, Türklerin Müslüman olması sonrasında, tarih boyunca dilden dile, anlatıcıdan anlatıcıya aktarılan, bir sözlü gelenek ürünüdür. Bunlar ancak 15. ve 16. yüzyılda yazıya geçirilmiştir. Oğuz Türkleri’nin bu büyük destanını, tarih boyunca dilden dile anlatan atalarımıza, ve kaleme sarılıp kağıda geçirenlere sonsuz şükran borçluyuz.
Dede Korkut kitabı; Türklerin doğaya, insana, anaya, babaya, yoldaşa, dosta, düşmana ve Allah’a bakışının özetidir. Bu kitabı okuyan, Türk örf ve âdetinin, Türk tarihinin özünü öğrenmiş olur. Kitabın orijinali, Oğuz Türkçesi anlatımıyla Osmanlıca kaleme alınmıştır. Dede Korkut kitabı, hakkında pek az çalışma yapılmış tarihi eserlerden birisidir. Ancak, bunu keşfedenler ve bugüne gelmesini sağlayanlarsa, ne bizim ülkemiz, ne de insanlarımız oldu. Bu da hepimiz için ayrı bir üzüntü kaynağı. Her şeye rağmen, yapılan çalışmaların hepsini çok önemsemek ve ayrı ayrı teşekkür etmek gerekir.
Ne yazık ki, ecdadın bu emanetine de zamanında yeterince sahip çıkamamışız. Orijinal metinleri elimizde tutamamışız. Günümüzde Dede Korkut Kitabı’nın iki orijinal yazması bulunuyor. Bunlardan biri, Almanya Dresden’de, öbürü Vatikan’dadır. Vatikan ve Dresden kütüphanelerindeki Dede Korkut’un orijinal tasvirlerine ulaşabilmek için büyük uğraşlar verdik. Ama ortaya çıkan eseri görünce, tüm bu emeklerimizin boşa gitmediğini de anladık. Vatikan nüshası tıpkıbasımı Türkiye’de ilk kez basılıyor.
Hem Vatikan nüshası, hem de Dresden nüshası tıpkıbasımları ise, bir arada, dünyada ilk kez bu kitapta bulunuyor. Türkçe metne ilaveten ikinci bir cilt ekleyerek, Vatikan ve Dresden’deki iki nüshanın da orijinal halinin tıpkı basımlarını gerçekleştirdik. Amacımız, Türk araştırmacılara metnin orijinalinden çalışma imkânını yaygın bir şekilde sunmaktır."
1.492 sayfadan oluşan Dede Korkut kitabının, 13 aylık bir çalışmanın ürünü olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, bilimsel araştırmalara kaynak olabilmesi için, akademik veri tabanlı bir hazırlık yapıldığını kaydetmişti.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu , ayrıca, geniş muhteva çalışmaları da yapılmış ve okuyucu için de anlaşılır bir dille kaleme alındığını belirttiği bu esere özel olarak tasarlanan minyatürlerin de, 18 ayrı sanatçının aylar süren çalışmalarıyla ortaya çıktığını anlatmıştı.
Hisarcıklıoğlu, "Tarihimizde; 18 ayrı sanatçının 20 ayrı minyatür yaptığı ilk orijinal eser de bu kitaptır. Bu bakımdan da bu çalışma ayrı bir özelliğe sahiptir. Çok uzun ve yoğun bir çalışmadan sonra ortaya çıkan bu eserin, kıymetli bir değer taşıdığına inanıyorum. Gerek içerisindeki orijinal minyatürler, gerek açıklamalı anlatımlar, gerekse sadeleştirilirken benimsenen üslup, her yaşta insanımızın anlayacağı bir seviyede kaleme alındı. Yani bu kitap, Dede Korkut’un, Türk milletinin her kesimi tarafından keşfedilmesini sağlayacak bir çalışma oldu. Bu bakımdan her yaştan ve kültürden insanımızın bu çalışmayı büyük bir zevkle okuyacağından eminim" demişti.