Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Umut Demirci, "Meme Kanseri Farkındalık Ayı" dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, meme kanserinin dünyada ve Türkiye'de her 8-10 kadından birini etkileyen, kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri olduğunu söyledi.
Geçen yıl 2 milyondan fazla kişinin meme kanseri tanısı aldığını ifade eden Demirci, "Dünyada her 18 saniyede bir kadına meme kanseri tanısı konulmaktadır." bilgisini verdi.
Demirci, meme kanserinde ailede meme kanseri öyküsü olması, emzirmeme, adet döneminin erken başlaması, geç menopozun önemli risk faktörleri olduğunun altını çizerek, obezite, fiziksel inaktivite ve alkol kullanımının da önlenebilir etmenler olduğunu vurguladı.
Meme kanserinin, memede kitle, ağrı veya meme cildinde değişiklikler ile bulgu verdiğini ya da mamografi ve meme ultrasonu gibi görüntülemelerde saptandığını anlatan Demirci, hastalarda mutlaka meme muayenesi, görüntüleme ve iğne biyopsisi ile tanının doğrulanması gerektiğinin aktardı.
Uygun hastalarda, hastalık yaygınlığı ve metastaz taraması için tomografi, sintigrafi veya PETBT gibi görüntüleme yöntemlerinin kullanılabildiğini dile getiren Demirci, metastatik hastalıkta ise yayılım olan bölgelere göre kemik ağrısı, halsizlik, nefes darlığı gibi yakınmalarla karşılaşıldığına işaret etti.
"İleri evre meme kanseri de tedavi edilebilir bir hastalıktır"
Prof. Dr. Demirci, meme kanserinin, memede sınırlı veya meme ile beraber aynı taraftaysa bölgesel, koltuk altı lenf nodlarında sınırlı ise erken evre hastalık olarak kabul edildiğini dile getirdi.
Erken evre hastalarda tedavinin temel bir parçası olarak, meme koruyucu cerrahiler ön planda olmak üzere cerrahi uygulaması yapıldığına değinen Demirci, hastaya göre değişmekle birlikte hormonal tedavi ve kemoterapi uygulandığını, ayrıca kimi hastalara hedefe yönelik tedavilerin yapıldığını anlattı.
Kanserin, meme ve bölgesel lenf nodüllerinin dışına çıkmışsa ileri evre veya metastatik hastalık olarak kabul edildiğini kaydeden Demirci, şu bilgileri verdi:
"İleri evre meme kanseri de tedavi edilebilir bir hastalıktır. Hastaların yaşam kalitesini bozmadan tanı anından itibaren psikososyal destek ile beraber yaşamlarını uzatmak temel amaçtır.
Hormon reseptörleri pozitif metastatik meme kanserinde, özel durumlar dışında, hormonal tedaviler ön planda düşünülmektedir. Bu hasta grubunda hormonal tedaviye eklenen yeni tedavi yaklaşımlarıyla yaşam süreleri uzamış ve yaşam kalitesi artmıştır. Bu yeni ilaçlar yakın zamanda ülkemizde de ruhsat almıştır. Meme kanserinde bir alt grup olan üçlü negatif meme kanserinde kemoterapi asıl ve başarılı tedavi iken, bu grupta hastaların bir kısmında son dönemde immünoterapiler önemli etkinlik göstermiş ve uluslararası onay almıştır."
Ankara, AA