Malatya’da, IAFF Çocuk Atletizmi Antrenör Eğitim Semineri kapsamında, antrenörlere Fair-Play anlatıldı.
Türkiye Atletizm Federasyonu (TAF) tarafından Malatya İnönü Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu (BESYO) Konferans Salonu’nda düzenlenen seminer kapsamında Spor Yazarı Haldun Domaç, Fair-Play konulu sunum yaptı.
Domaç, Fair-Play’in ana hatlarıyla dürüst oyun, sporda centilmenlik, doğrudan yana olma becerisi, vicdanının sesini duyma ve Tanrı’nın sesini duymak olduğunu ifade etti.
Çeşitli örneklerle Fair-Play’i anlatan Domaç, “Fair-Play, kişi ve toplum, bir olay meydana geldiğinde, o örnek davranışı otomatik olarak sergiler. Onu ekstra bir işi olarak kabul etmez, normal sayar” dedi.
Domaç, Fair-Play’in haksız kazanca isyan olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
“Fair-Play felsefesine inanan ve uygulayanlar, fırsat eşitliğini bozmamak amacıyla haksız avantajları kabullenmez. Rakibi düşman görmezler. Onlar için rakip eşdeğer haklara sahip oyunun gerçekleşmesini sağlayan bireydir. Rakibe değer verir ve arkadaş olarak görür.”
“RAKİBİNİZ, DÜŞMANINIZ DEĞİLDİR”
Fair-Play’in içerisindeki anlamın iyi bilinmesi gerektiğine dikkat çeken Domaç, “Fair-Play bir topun kornere kendisinden çıktığını söylemek bir Fair-Play olgusu ama olay bu kadar da basit değil. Fair-Play’in içerisindeki anlamın daha derin olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bir kere rakibinizi düşman olarak görmeyeceksiniz. O sizin düşmanınız değil, rakibiniz. IAAF Çocuk Atletizmi Türkiye Koordinatörü Necdet Ayaz’ı örnek alalım. Onun sporculuk hayatında en büyük mücadelesini yaptığı kişi Mehmet Yurdadön’dür. 5 bin, 10 bin bir o, bir diğeri geçer. Rekor bir ona, bir ona giderdi. Ama ikisi aynı evde kalıyorlardı. İkisi aynı evi paylaşıp, aynı kaptan yemek yiyorlardı. Yarışta birbirlerini geçiyorlardı ama akşam olunca aynı eve geliyorlardı. İşte Fair-Play böyle bir şeydir” diye konuştu.
Ferdi DURDU, Yeni Malatya Gazetesi