SON DAKİKA
SON DEPREMLER

Kalp Krizi 20'li Yaşlara İndi

0
Güncellendi - 2021-02-06 01:05:40
Kalp Krizi 20'li Yaşlara İndi
A- A+ PAYLAŞ

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bilal Boztosun, son yıllarda kalp krizinin özellikle genç erkeklerde 20 ile 30'lu yaşlar arasında sık görülmeye başladığını belirterek, "Özellikle salgın döneminin yaşam şeklinde oluşturduğu değişikliği genetik olarak kalp hastalıklarına yatkın kişiler için risk oluşturuyor." ifadelerini kullandı.

Medipol Mega Üniversite Hastanesi'nden yapılan açıklamayla, kalp krizi risklerine karşı uyarılarda bulunuldu.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bilal Boztosun, salgın nedeniyle artan hareketsizliğin, yanlış beslenmenin bireylerin günlük yaşantılarında değişiklikler meydana getirdiğini belirtti.

Burada önleyici tıbbın öneminin altını çizen Boztosun, şunları kaydetti:

"Yaşantınızda yapacağınız değişiklikler hayat kurtarır. Kalp krizinde riskler, özellikle genetik devreye girdiğinde yükseliyor. Aile geçmişinde kalp hastalığı olanlar için birincil koruma, çok önemli. Kardiyovasküler atakların, genetik kodlar haricinde son yıllarda kişilerin yaşam tarzındaki değişikliklerle direk olarak ilgisi bulunuyor.

Tüketim çılgınlığına bağlı hazır ve işlenmiş gıda tüketimi ve hareketsizlik artış gösterdi. Artan televizyon izleme süresi, ne kadar hareket ettiğimizi de önemli ölçüde etkiledi. Yaptığımız işler bile daha hareketsiz ve geçtiğimiz yıllara göre daha az fiziksel aktivite gerektiriyor. Son birkaç yıl içinde o kadar çok şey değişti ki biz doktor olarak gençlerde kalp krizlerinin artmasına şaşırmadık."

- "Kalp krizinde en büyük risk faktörlerinden biri, artan tip 2 diyabet vakaları"

Tip 2 diyabet hastalığının gençlerde kalp krizinin görülmesinin başta gelen nedenlerinden olduğunu belirten Boztosun, kalp krizinde en büyük risk faktörlerinden birinin, artan tip 2 diyabet vakaları olduğu bilgisini verdi.

Boztosun, Tip 2 diyabete katkıda bulunanların, yeme alışkanlıklarındaki değişiklikler ve aşırı işlenmiş gıdalar olduğunu aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kilo alımı ve obezitenin yanında azalmış fiziksel aktivite yani hareketsiz yaşam tarzı da buna eşlik ediyor. Son 10 yılı aşkın süredir ileri yaşın kalp krizi için en büyük risk faktörlerinden biri olduğu ve tipik olarak 50 yaş üstü erkekleri ve 65 yaş üstü kadınları etkilediği tespit edilmiştir.  Ortalama sadece 36 yaşında kalp krizi geçiren erkeklerle yapılan bir çalışmada, yüzde 30'u 15 yıl içinde vefat ettiğini görüyoruz. 40 yaşından önce kalp krizi geçiren erkek ve kadınlarla ilgili başka bir çalışmada ise, bir yıl içinde ölüm riski yüzde 1 iken, yüzde 25'i 15 yıldan kısa bir süre içinde maalesef kaybedildi.

Bu yüzden bu hasta grubu özellikle yakından takip edilmeli ve mutlaka sigara, diyabet gibi yaşam tarzı değişiklikleri çok yakından izlenmelidir. Son yıllarda kalp krizi özellikle genç erkeklerde 20 ila 30’lu yaşlar arasında sık görülmeye başladı. Özellikle salgın döneminin yaşam şeklinde oluşturduğu değişikliği genetik olarak kalp hastalıklarına yatkın kişiler için risk oluşturuyor."

- "Öncesinde alınacak önlemler hayat kurtarır"

Kalp krizi söz konusu olduğunda öncesinde alınacak önlemlerin hayat kurtardığının altını çizen Boztosun, "Kardiyovasküler hastalık riskini obezite, kötü beslenme ve egzersiz eksikliği, tip 2 diyabet, yüksek tansiyon, yüksek kolestorol, sigara içmek yükseltir. Bu sebeple sağlıklı ve hareketli bir yaşam kalbimizi koruyacaktır. Ayrıca ailede kardiyovasküler hastalık öyküsü bulunuyorsa ekstra dikkatli olmak gerekir." uyarısında bulundu.

İstanbul, AA

UYARI: Sitemizde çoğunlukla muhabir arkadaşlarımızın imzalarıyla ya da mensubu oldukları basın kuruluşları kaynak belirtilerek yayınlanan üstteki haber benzeri araştırmalar, haberler, röportajlar, maalesef “emek hırsızı” –özellikle de biri sürekli olmak üzere- sözde bazı internet yayıncıları tarafından, ya aynen ya da küçük bazı değişiklikler yapılarak, kendi özel araştırmaları ya da haberleriymiş gibi kendi yayın organlarında yayınlanabilmektedir. Haber kaynağıyla ya da araştırmasıyla, istihbaratıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan, sadece gerçek gazetecilerin ‘kamuoyunun bilgisine sunulmuş’ emeğinin üzerine ‘çöküp’, gazetecilik- habercilik yaptıklarını zanneden ve böylece kamuoyunu da aldatanların bulunduğuna bir kez daha dikkat çekerken, söz konusu unsurları da ‘gerçek gazetecilerin emeğini çalmamaları’ konusunda uyarıyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yorum yazın

İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
Yorum yazmalısınız